Salı, Eylül 23, 2025
No menu items!
Serbest KürsüLEŞ KARGALARI… Alper Akçam

LEŞ KARGALARI… Alper Akçam

Hayatımızdan, kültür ve siyaset ortamımızdan hiç eksik olmadılar…
Kendi ikbal ve istikballerini her şeyin üstünde tutarak, nerede bir iyi insan, nerede bir güzellik, nerede bir doğruluk varsa ona ve oraya hiç utanmadan iftiralar yağdırdılar. Kışkırtıcılık, karıştırıcılık yaptılar; nice değerimizi beyinsiz tetikçilere kıydırdılar…
Daha öncesi de var kuşkusuz da, en büyük ihanete Kurtuluş Savaşı yıllarında başladılar. Gâzi Mustafa Kemal Paşa’ya her türle lekeyi, kiri bulaştırmaya çalıştılar. “Bolşevik” de dediler, dinsiz imansız da…

Payitaht’ta emperyalist işgalle işbirliği yapan saltanat ve hilafetin olanaklarını kullanarak, kırsal alanda tefeci bezirgân mütegallibeyi aracı kılarak, hatta İngiliz ve Yunan uçaklarından bildiriler attırarak, Anadolu’da dişle tırnakla Kuvayımilliye saflarında yer alanlara karşı, inançlı insanları ayaklanmaya çağırdılar. Biga’dan Düzce’ye, Yozgat’a, Konya’ya kanlı olaylara yol açtılar, kardeş kavgaları yarattılar.
Cumhuriyet kuruluşundan sonra da iktidar kadrolarında yer almayı başarmış devrimci eğitimcilere, kültür ve sanat insanlarına karşı olmadık dolaplar çevirdiler. Köy Enstitüleri kurucusu, “Ezilenlerin Pedagogu”, “Elimden gelse dünyanın bütün okullarına insanın insanı sömürmemesi adlı bir ders koyardım” diyen Tonguç Baba’yı karalamak için Hasanoğlan’da öğretmen dolapları kırdırıp İtalyan faşizmine karşı kaleme alınmış imzalı kitabı kanıt olarak kullanmaya çalıştılar. Devrimci eğitim bakanı Hasan Ali Yücel’e dil uzattılar. Şair Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Marko Paşa yazarları Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz çok çekti onlardan.
Köy Enstitüsü çıkışlı öğretmenleri ülkenin her yerinde abluka altına almaya, karalamaya, gözden düşürmeye, kovuşturmalara uğratmaya çalıştılar. Meclis kürsülerinden “Köy Enstitüleri komünist yuvasıdır”, “Hasanoğlan Müzik İşliğinin çatısı orak çekice benziyor”, “Çifteler Köy Enstitüsü’nde Rus komünist Dostoyevski’nin kitapları okutuluyor” gibi gülünç iftiralar yağdırdılar.


27 Mayıs’ın armağanı 1961 Anayasası’nın getirdiği özgürlük ortamında yığınlar halinde devrimci mücadeleye, halkın geleceği için aydınlanma savaşımına katılan gençleri ve öğretmenleri hedef gösterdiler. 6. Filo’ya karşı gösteri yapan gençlere ve emekçi yığınlara karşı camilerde “din elden gidiyor” propagandası yaparak kanlı baskınlar düzenlediler. ABD emperyalizminin Türkiye’yi 12 Eylül kanlı faşizmine götüren Maraş, Çorum, Malatya, Sivas kırım ve kışkırtmalarında da en çok onların sesi çıktı. 3 Temmuz’da yaşanan Sivas kırımı da onların eseridir.


AKP iktidarı yıllarında yurtsever ve antiemperyalist güçleri yok edebilmek, ülke topraklarını emperyalist şirketlere ve ortaklarına sorunsuz yağmalatabilmek için cemaat ve tarikatlarla işbirliği yaparak kumpas davaları yarattılar. CİA destekli, ücretsiz dağıtılan cemaat yayın organlarında kalem tuttular, sahte belge ve iftiralarla dolu kampanyalarda yer aldılar.
Demokrasinin en temel özelliği olan “Güçler ayrılığı” ilkesini yok edebilmek için ABD’de koruma altında yaşayan o emekli vaizin “Ölüleri bile oy vermeye” çağırdığı 12 Eylül 2010 Referandumunda “Evet”, “Yetmez Ama Evet” diyen cırtlak sesler çıkardılar. CİA ajanları, ABD elçileriyle birlikte konferanslar düzenlediler; “vesayet ve darbeciliğe” karşıymış gibi görünerek devlet olanaklarını kullanan asıl vesayetçilere ve Cumhuriyet karşıtı darbecilere alanı açtılar; bütün direniş noktalarını yok etmeye çalıştılar.


Son yılda ortaya çıkan, halkın oyuyla seçilmiş masum insanların da yargılandığı uydurma davalara müdahil gibi katıldılar, olmadık hukuksuzluğa çanak açtılar, iftiralar yağdırdılar.
Çok çekti bu ülke, bu ar damarı yırtık leş kargalarından…
Son hamlelerinden birisi de ülkenin emperyalizm ve siyasi ortakları eliyle Orta Doğu ve Orta Çağ bataklığına sürüklenmesi ihanet girişimine karşı direnmeye çalışan, basında iyiliği ve adaleti savunan birkaç namuslu mevziden biri olarak kalmış Tele 1 Televizyonu ve onun kurucusu, “Şarkiyatçı” emperyal kültüre karşı bilimle, bilinçle savaşan Merdan Yanardağ’ı “Alevi karşıtı” gibi göstermeye çalışmak oldu. Onların en başarıyla yaptığı şeylerden birisi laf cambazlığıdır, söylenenin içinden bölümler koparıp çıkararak, tahrifatlar yaparak demagoji sanatını kullanmaktır.


Leş kargaları bu ülkenin en büyük baş belasıdır. Doğruluk, dürüstlük, namus, vicdan, onların semtine bile uğramamıştır.
Alevi yurttaşlarımız bu ülkenin kandaş toplum geleneğini yaşatmayı sürdüren kadim ve seçkin kitlelerindendir. Onlar, atılan iftiralara, bir kaşık suda koparılan fırtınalara, söz cambazlıklarına kanmayacak kadar uyanık ve aydın insanlardır.
Selam olsun bu ülkenin iyiyi, güzeli, doğruyu savunan, özgürlüğü ve adaleti arayan, gün geçtikçe de el ele, kol kola olmayı başaran güzel insanlarına.
Merdan Yanardağ ve namusu basın emekçileri, kültür insanları yalnız değildir…
Gününüz aydın olsun…
22 Eylül 2025, Alper Akçam

İLGİLİ YAZILAR

Kütüphane

Yazarlar

Çizginin Gücü

Bizi Takip edin

12,971BeğenenlerBeğen
38TakipçilerTakip Et

ŞİİR

Alevilik Takvimi

Alevilik Takvimi 2024-2025-2026

2024 13 – 15 ŞUBAT 2024HIZIR ORUCU 21 MART 2024HZ ALİ ‘NİN DOĞUMU NEVRUZ BAYRAMI(21 Mart 598) 31 MART 2024HZ ALİ ‘NİN ŞAHADETİ GÜNÜ(21 Ramazan 40 Hicri) 05/06...