Salı, Ocak 14, 2025
No menu items!
Kültür & SanatŞiirYaşamak Can Yücel

Yaşamak Can Yücel

Öyle sabah uyanır uyanmaz yataktan fırlama
Yarım saat erkene kurulsun saatin.
Kedi gibi gerin, ohh ne güzel yine uyandım diye sevin..
Pencereni aç, yağmur da olsa, fırtına da olsa nefes al derin derin…
Yüzüne su çarpma, adamakıllı yıka yüzünü serin serin…
Geceden hazır olsun, yarın ne giyeceğin.
Ona harcayacağın vakitte bir dilim ekmek kızart,
Çek kızarmış ekmek kokusunu içine,
Bak güzelim kahvaltının keyfine.
Ayakkabıların boyalı olsun, kokun mis,
Önce sana güzel gelsin aynadaki siluetin..

Çık evinden neşeyle, karşına ilk çıkana gülümse, aydınlık bir gün dile.
Sonra koş git işine, dünden, önceki günden,
Hatta daha da eskiden yarım ne kadar işin varsa hepsini tamamla,
Ohhh şöyle bir hafifle
Bir güzel kahve ısmarla kendine,seni mutlu eden sesi duymak için “alo “de
Hiç işin olmasa da öğle üzeri dışarı çık
Yağmur varsa ıslan, güneş varsa ısın, hatta üşü hava soğuksa…
Yürü, yürürken sağa sola bak, öylesine değil, görerek bak
Çiçek görürsen kokla ,köpek görürsen okşa ,çocuk görürsen yanağından makas al.
Sonra,şöyle bir düşün, kimler sana yol açtı, sen çok dar da iken kimler seni ferahlattı,
hani kapını kimsenin çalmadığı günlerde kimler kapını tıklattı?
Ne kadar uzun zamandır aramadın onları değil mi?
Hadi hemen uğrayabilirsen uğra, arayabilirsen ara
Hatırlarını sor, öyle laf olsun diye değil, kucaklar gibi sor..
Bu sadece onların değil, senin de yüreğini ısıtacak,
yüzünde güller açtıracak.

Günün güzeldi değil mi? Akşamın da güzel olsun..
Yemeğin ne olursa olsun, masanda illaki kumaş örtü olsun..
Saklama tabakları, bardakları misafire
Sizden ala misafir mi var bu dünyada
Ailecek kurulun sofraya, öyle acele acele değil, vazife yapar gibi hiç değil,
Şöyle keyife keyif katar gibi, lezzete lezzet katar gibi,
eksik bıraktıklarını tamamlar gibi tadına var akşamının..
Gece evinde, dostların olsun
Sohbetin yemeğin, kahkahan olsun..
Arkadaşım
hayat bu daha ne olsun?
Ama en önce ve illa ki sağlık olsun!

Can Yücel

Can Yücel… Şimdiye dek O’nun sandığımız şiirlerle aşklarımıza, üzüntülerimize bilmeden eşlik eden ancak başkalarının şiiri olduğunu öğrendiğimizde bile hafızalarımızdan silinmeyen şair! İlham kaynağı doğa, insanlar, olaylar, heyecanlar, duyumlar ve duygular olan, taşlama ve toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde kullandığı yalın dili ve buluşlarıyla edebiyatseverlerin dikkatini çeken Can Yücel’i, ölümünün 22. yılında sevgi ve özlemle anıyoruz.

Peki ya siz onu sadece şair mi sanırsınız? Can Yücel, şair kimliğinin yanı sıra birçok kişinin hiç de bilmediği; yok olan yerel tohumların bir merkezde toplanıp korunması gerektiğini düşünen ve hatta bunu vasiyetinde dile getiren, yüzlerce çeşit atalık tohumu güvence altına alacak ve yok olmaya yüz tutan tohum-gen çeşitliliğini gelecek kuşaklara aktarmayı amaçlayan biri.

Can Yücel kimdir?
wordpress icon pin ile ilgili görsel sonucu”Can Yücel, 21 Ağustos’ta doğdu.

“Köy Enstitüleri’nin kurucusu, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in oğlu olan şair, Ankara ve Cambridge üniversitelerinde Latince ve Yunanca okudu.

“Hayatının çeşitli dönemlerinde çevirmenlik spikerlik ve tursit rehberi olan Can Yücel, şair olarak yaşamını İstanbul’da ve Datça’da sürdürdü.

“Şair, ilk şiir kitabı “Yazma”yı 1950’de yayınladı.

“1965’ten sonra siyasi konulara yönelip, toplumsal eleştiri niteliğinde şiirler yazdı ve bu şiirleri “Bir Siyasinin Şiirleri” kitabında topladı.

“Toplumsal duyarlılığın ağır bastığı şiirlerinde mizahı kullandı ve doğaçlama yazma tarzını benimsedi.

“Can Yücel’in şiirlerinde coşkulu anlatım, uyaklı söyleyiş, geleceğe umut ve güvenle bakış belirgin özellikleriydi.

wordpress icon pin ile ilgili görsel sonucu”Yalın bir dille yazdığı şiirlerinde en belirgin özellik, ironi oldu.

“Yerleşik düzeni eleştirmenin dışında şiirlerinin konuları; doğa, insanlar, heyecanlar, duygular ve olaylar oldu.

Can Yücel, çoğunda sevdiği insanları tarif ettiği şiirlerinde eşine, çocuklarına, torunlarına ve babasına olan sevgisini yansıttı. “Maaile” isimli bir eseri de bulunan Yücel’in, “Küçük Kızım Su’ya”, “Güzel’e”, “Yeni Hasan’a Yolluk”, “Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim” adlı şiirleri, ailesine yazdığı şiirler arasında yer aldı.

“Can Yücel, şiirlerinin yanı sıra Hamlet, Fırtına ve Bir Yaz Gecesi Rüyası gibi oyunların çevirisini yaptı. Yücel, Shakespeare’in “Olmak ya da olmamak” anlamındaki “To be or not to be” cümlesini, “Bir ihtimal daha var, o da ölmek mi dersin” şeklinde Türkçeleştirmesiyle de dikkati çekti.

“Can Yücel, 12 Ağustos 1999’da Datça’da vefat etti.

Can Yücel’in şiirlerinden alıntılar

Hayatta Ben En Çok Babamı Sevdim
“Hayatta ben en çok babamı sevdim.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpı bacaklarıyla ha düştü, ha düşecek
Nasıl koşarsa ardından bir devin,
O çapkın babamı ben öyle sevdim.

Bilmezdi ki oturduğumuz semti,
Geldi mi de gidici hep, hep acele işi!
Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi.
Atlastan bakardım nereye gitti,
Öyle öyle ezber ettim gurbeti.”

Sevgi Duvarı
“Baktım gökte bir kırmızı bir uçak
Bol çelik bol yıldız bol insan
Bir gece Sevgi Duvarını aştık
Düştüğüm yer öyle açık öyle seçik ki
Başucumda bi sen varsın bi de evren
Saymıyorum ölüp ölüp dirilttiklerimi
Yalnızlığım benim çoğul türkülerim
Ne kadar yalansız yaşarsak o kadar iyi”

El Tutuşa Tutuşa
“Ne kadar çok elimiz varmış meğer
İlkin, senin elinle tutuşan benimki
Sonra çocuklarınki
Gençlerinki
Tekel işçilerininki
Sonra, ellerin elleri…
Ne kadar çok elimiz oldu, baksana
Tutuşa tutuşa
Bir orman yangını gibi”

Küçük Kızım Su’ya
“Bir derin uykudaydım ölümün içinden
Açtım ki gözlerimi
Bir suyun gölgesi gibi
Kendisi adeta bir suyun
Ayakucumda sen oturuyorsun
Şiir getirenlerin çok olsun çocuğum!”

Yaprak Dökümü
“Sararıp dökülmeden önce kızaran yapraklar ki onlar
Şan verdiler ortalığa bütün bir sonbahar
Mevsim dönüp de yeniden yeşermeğe başlayınca rüzgar
Çıplaklığında o atın yine onlar koşacaklar
O çocuklar
O yapraklar
O şarabi eşkıyalar
Onlar da olmasa benim gayrı kimim var?”

Martılar Ki
“Günlerdir körköstebek nefsimle öyle hırlı
Ve öylesine harlı ki
esrik nefesim
Bir kibrit tutsam parlayacak.
Bir sarnıç gemisi diyecekler alev almış
Boğazın iki yakasından

Oysa bir gaz tenekesiyle bir şişe mavi
Gelişi güzel mi güzel bir ocak
Suların ortasında sevgili öfkemle benim
Yanacak bahar erişinceye değin
Soğuktan morarmış kanatlarını
ısıtsın diye martılar
Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin”

Sabah Sabah
“Bu gül bir şeyin anısı olacak ama neydi unuttum
Kim bilir belki de sabah sabah yeniden açan umudum”

Şey Gibi
“Şey gibi herbişeyim yahu
Satır yazamıyorum

Sanki kendimle değil
Dünyayla ölüyorum

Bağırsam bağırsam bağırsam
Bağırdığımı duymuyorum

Tek bir musluk var açık
Onunla akıyorum…”

İLGİLİ YAZILAR
spot_img

Bizden Seçmeler