Yokluk ile varlık arasındaydım
Huzur-u Er-Rahman idim bir zaman.
Ne yer, ne gök daha var olmamıştı
Lâ məkân, lâ zaman idim bir zaman.
Gözlerim kamaştı nur olur iken
O nur Muhammed’de sır olur iken
Şahit oldum âlem var olur iken
Sâkin-i asuman idim bir zaman.

Cibril pervaz vurur idi havada
Sanki bir şey arar idi semâda.
İns u cin yok iken arş-ı âlâda
Gulam-ı Şah Merdan idim bir zaman.
Bir mekân var oldu, ne gök ne yerde
Zapt olundu her şey kutsî defterde
Yâni ey erenler, âlem-i zer’de
Bend-i ahd u peyman idim bir zaman.
Gül misâli gonca iken derildim
Delil diye elden ele verildim
Adem’in sulbüne lâyık görüldüm
Mânâda bir insan idim bir zaman.
Ruhlar aleminde kaynadım coştum
Gelir iken bir kaç alemi aştım
Atamın belinden rahime düştüm
Pıhtı idim, bir kan idim bir zaman.
Diriydim evvelki âlemde öldüm
Anamın rahminde tekrar dirildim
Hak ferman buyurdu dünyaya geldim
Dil bilmez bir sübyan idim bir zaman.
Bir devreden geçip geldim bu devre
Hicâba büründüm hep çepeçevre
Herkes gibi ben de belli bir evre
Sâkin-i bu cihan idim bir Zaman.
Ahd u peymanına sâdık bir kulum
Erenler eliyle sunuldu dolum
Üç beş günlüğüne uğradı yolum
Yeryüzünde mihman idim bir zaman.
Gâh açtım, gâh soldum bir gül misâli
Boynu bükük gezdim sümbül misâli
Altın kafesteki bülbül misâli
Bir düçâr-ı hicrân idim bir zaman.
Dünya üzerinde bir ömür sürdüm
Çalılar içinde kızıl gül derdim
Nice dertler nice acılar gördüm
Kurban-ı dem devran idim bir zaman.
Mest olmaya aşkı şarap eyledim
Dostun cemâlini mihrap eyledim
Sâdık gönüllere hitap eyledim
Bir Velayet Aytan idim bir zaman.
Velayet Aytan

