Suriye’nin özellikle Tartus ve Lazkiye kentlerinde Alevilere karşı başlatılan soykırım ve insanlık dışı katliamlar, Dünya kamuoyunun gözleri önünde gün geçtikce dahada hız kazanmaktadır. Bir an önce harekete geçilmelidir. Suriye’yi bu hale getiren muhataplarının gidişata dur demeleri gerekmektedir. Hiçbir soykırımın, hiçbir zulmün haklı gerekçesi olamaz. Haksızlık karşısında susulmamalıdır. Yıllardır Ortadoğuyu kan gölüne çeviren Emperyal güçler ve onların çıkarlarına hizmet edenler bu katliamın bir numaralı failleridir. İslam devletlerini birbirleriyle çatıştırdılar. Arap Baharı adı altında, muhalif güçleri destekleyerek mevcut yönetimlere karşı ayaklandırdılar.
Tunus’ta, Yemen’de, Libya’da, Mısır’da, Bahreyn’de, Suriye’de aynı senaryoyu oynadılar. Bilerde izledik.
Birinci Arap Baharı, 2010’ların başında Arap dünyasının çoğuna yayılan bir dizi hükûmet karşıtı protesto, ayaklanma ve silahlı isyan olarak Tunus’ta başladı. Protestolar sonra Libya, Mısır, Yemen, Suriye ve Bahreyn olmak üzere beş ülkeye yayıldı. Büyük isyanlar ve şiddet olayları yaşandı ve bunların sonucunda 2011’de Tunus’ta Zeynel Abidin Bin Ali, Libya’da Muammer Kaddafi, Mısır’da Hüsnü Mübarek ve 2012’de Yemen’de Ali Abdullah Salih devrildi. Fas, Irak, Cezayir, Lübnan, Ürdün, Kuveyt, Umman ve Sudan’da sürekli olarak sokak gösterileri gerçekleşti. Cibuti, Moritanya, Filistin, Suudi Arabistanve Batı Sahra’da ise protestolar meydana geldi. Bu gösterileri, Suriye iç savaşı, İşid’in yükselişi, Irak isyanı ve devamındaki iç savaş, Mısır Krizi, Muhammed Mursi’nin seçilmesi ve görevden alınması, Libya Krizi ve yemen iç savaşıtakip etti.
Arap Baharı’na verilen ilk tepkinin ardından güç mücadelesi devam etti. Liderler değişip rejimler sorumlu tutulurken, Arap dünyasında iktidar boşlukları ortaya çıktı. Bu boşlukları çoğunlukla Amerika destekli terör örgütleri doldurdu. Sonunda bu durum, dini elitlerin iktidarı konsolide etme çabaları ile birçok Müslüman çoğunluklu devlette demokrasiyi destekleyen artan bir hareket arasında çekişmeli bir mücadeleye yol açtı. Bu popüler hareketlerin yolsuzluğu sona erdireceği, siyasi katılımı artıracağı ve daha büyük ekonomik eşitlik getireceği yönündeki erken umutlar, Yemen’deki karşı devrimci hamleler, Bahreyn ve Yemen’deki bölgesel ve uluslararası askeri müdahaleler ile Suriye, Irak, Libya ve Yemen’deki yıkıcı iç savaşların ardından hızla çöktü.
Filistin Yaser Arafat’ı, Libya Muammer Kaddafi’yi, Irak Saddam Hüseyin’i, Suriye Başer Esad’ı arar oldu. Hiç bir ülke menfaati olmayan yere müdahalede bulunmaz. Senin demokrasin ve insanca yaşama koşulların kimsenin umrunda değildir. Emperyalizmin Ortadoğu da iştahını kabartan şey, zengin petrol yataklarıdır.
Ayrıcada Dünya kapitalini elinde bulunduran Yahudilerin arzusuyla, vadedilmiş topraklar saçmalığı üzerinden, Ortadoğuda güçlü bir İsrail Devleti kurmak. Korumalığını yapmak üzerede, Amerika güdümünde Fakir bir Kürt Devleti, Ekonomisi zayıf aşırı muhafazakar bir islam devleti, terör örgütlerini Amerikaya bağımlı hale getirecek ufak tefek ödünler.
Suriye’de Alevilere kabadayılık edenler, İsrail ciğerlerinize kadar girdi. Camilerde namaz kılarken müslümanların kafasına sıktı. Yıllardır Filistin halkına kan kusturuyorlar. Hadi göreyim sizi, Allahu Ekber nidaları ile Kudüse Tel-aviv’e bir dalın bakalım.
Yemiyor değilmi? Bende öyle tahmin etmiştim.
Esat’ın yıllardır mücadelesini verdiği Golan Tepelerindeki İsrail nüfusu Esat’tan sonra iki katına çıkarılacağı Netanyahu tarafından açıklandı. Silahsız Alevilere değil, İsrail işkaline, yayılmacı Siyonizme, Müslümanları Ortadoğudan silmeye and içmiş katillere karşı Allahu ekber deyip saldırında görelim.
Adım adım ülkemize yaklaşan tehlikeyi farketmemiş olamazsınız. Bu saydığım ülkelerin hepsi İslam devleti. Sırada İran var. Kaleler birer birer fethedilirken, bizler surlardan içeriyi seyrediyoruz.
Bundan yüz yıl sonra meydana gelecek olan savaşlar “SU SAVAŞLARI” olacak. Bunuda tarihe not düşün. En tehlikede olan ülke neresi bunuda düşünün!!
Emperyalizmin ve onun uşaklarının desteklediği terör örgütlerinin kan gölüne çevirdikleri Ortadoğu’da, ezilen, öldürülen, soykırıma uğrayan, vahşice insanlık dışı işkencelere maruz kalan, tecavüze uğrayan, yerinden yurdundan edilen Tüm Halklar adına hepinizi Lanetliyorum.
Şair ve Yazar Birol Yıldız Hatipoğlu
Yeni Odak Gazetesi