Hacı Bektaş’ta Veliyettin Pirim vermişti, “Oku” diye
Osmanlı kılıcının gölgesinde, şeriat mahkemelerinde canı pahasına “YOL Savunması” yapan Hamdullah Çelebi Pirimizin mahkeme tutanakları…
Ve son söz de bu fakirden olsun
“Serçeşmeden doğar, zemzem suyumuz
Osmanlı gölüne bir damla akmaz
Güruhu u Naci’den gelir soyumuz
Kadıymış, müftüymüş fetva ne takmaz…”
HACI BEKTAŞ
Kırk asır dolandım dört kitap gördüm
Hep sana çıkıyor yol Hacı Bektaş
Bin canla kapında semahlar döndüm
Birdi yetmiş iki kol Hacı Bektaş
Gönül Kâbe dedin, gönlümü açtım
Dar geldi din kitap, sığmadım taştım
Zemzem zehir oldu, deminle şaştım
Kırkların aşkına dol Hacı Bektaş
Kapından öteye kapı bilmem ben
Gönlüme sığmayan yapı bilmem ben
Toprak yolcusuyum, tapu bilmem ben
Yolunda bağ, bostan bol Hacı Bektaş
Ademe büründüm et, kemik, deri
Kapında toz olup girdim içeri
Madımak’ta yandım, dönmedim geri
Mahzuni tanıktır sor Hacı Bektaş
Arınıp nefsimden kovdum kinimi
Çöllere savurdum kitap, dinimi
Deruni’yem aşka döndüm yönümü
Susamış gönlüme dol Hacı Bektaş
Gel benim mürşidim ol Hacı Bektaş…
-Hıdır Çam-