HÜSEYİN GAZİ METİN
1941 yılında Şahin köyünde doğmuştur. Mahmut ve Hatice’nin sekiz çocuğundan biridir. İlkokulu köyünde okumuştur. Ortaokula gittiyse de başındaki yara yüzünden ikinci sınıfta ayrılmak mecburiyetinde kalmıştır. Köyde çobanlık ve rençperlik yapmıştır. Bir ara halasının oğlu Feyzullah Çınar’la İstanbul’da hamallık yapmıştır. Askerlik sonrası Divriği maden işletmelerine işçi olarak girmiş, Sendika işleriyle meşgul olmuştur. Cürek’te ev yapmış, burada yaşamıştır. Bu yolda üst konumlara kadar yükselmiştir. 25 yıl çalıştıktan sonra
1990’da emekli olmuş; 1991’de Ankara’ya taşınmıştır. Yazları köyünde, kış mevsimi de Ankara’da kalmaktadır. Aynı zamanda “dede” olan Gazi Metin, evli ve dört çocuk
babasıdır.
Saza küçük yaşlarda başlamıştır. Saza ve âşıklığa yönelmesinde Battal Karababa, Ali Metin, Mehmet Ali Karababa, Mahmut Erdal ve Feyzullah Çınar’ın büyük oranda etkisi olmuştur. Düğünlerden, cenaze kaldırmaya, oyun oynanmasından cem yapılmasına, koç katımından
efsanelerine kadar Çamşıh kültürüne vakıftır ve bu kültürü bilen kişilerin başında gelir. Yurt içinde pek çok festival ve şenliğe katılmış; defalarca Almanya, Fransa ve İngiltere’ye gitmiştir. Genellikle sosyal konularda şiir yazmıştır. Şiirlerinde Çoğu defa Gazi Metin, bazen de Hüseyin Gazi yahut Metin mahlaslarını kullanmıştır. On kaset ve ondan fazla plak doldurmuştur.
Divriği âşıklarını ve Alevilik inancını ihtiva eden Alevilik’te Cem adlı bir kitabı vardır.*
Enel hak deyip te geri dönmeyen,
Anadolu’muzun alevisiyim
huri-gılman cennetine kanmayan,
Anadolu’muzun alevisiyim
sevgidir dinimiz kabemiz insan.
kırkların ceminde eşittir her can.
bizim için birdir gavur müslüman.
Anadolu’muzun alevisiyim
allah ile insanları korkutmam,
cennet ile cahilleri avutmam.
kil köprüsü, hayal, hurafa yutmam.
Anadolu’muzun alevisiyim
vahi’ye aldanmam bilimde varım,
akılla mantıkla yaparım yorum,
çağı yakalamak amacım, zorum,
Anadolu’muzun alevisiyim
ele,bele,dile, sahipdir özümüz.
can evinden uyanmıştır gözümüz.
kanundur, senettir, bizim sözümüz,
Anadolu’muzun alevisiyim
mum söndü iftira; kuyu kazdı,
Asıp kesip zindanlarda ezdi,
kafir diye derisini yüzdü,
Anadolu’muzun alevisiyim
bizim için yapılmıştı zindanlar.
yargısız infazlar kayıp insanlar,
özgürlük uğruna, cok verdik canlar,
Anadolu’muzun alevisiyim
ezilen halk dostum, ezen düşmanım…
sivasta yaktınız 35 canım,
vursan bombalasan, değişmem derim.
Anadolu’muzun alevisiyim
kızılbaşlık şöhretimiz tacımız,
gelin bir olalım; bitsin acımız,
bir ölür bin doğar bizim gücümüz,
Anadolu’muzun alevisiyim
diyaneti, din dersini kaldırın,
örümcek kafaya, bilim doldurun;
kimliğimizi tüm dünyaya bildirin,
Anadolu’muzun alevisiyim
beş vakit camide yatıramadın,
asimile edip bitiremedin,
şeytan taşlamaya götüremedin,
Anadolu’muzun alevisiyim
yeni bir taktik, yeni bir oyun,
alın trilyondan, ayrıldı payın,
satılık değiliz eyice duyun…
Anadolu’muzun alevisiyim
Gazi Metin silahım yok, sazım var.
horasandan çamşıhına izim var.
boyun eğmez baş kaldıran özüm var.
anadolumuzun kızılbaşıyım!
anadolumuzun kızılbaşıyım!
DARILMA CANIM DARILMA
“Yalan dünya benim” deyi
Kurulma canım kurulma
Kayıp oldu emmi dayı
Darılma canım darılma
Kurt koyuna komşu oldu
Baş köşede yerin aldı
Oturacak yer mi kaldı
Görülme canım görülme
İyilik gitmez hoşuna
Kendini yorma boşuna
Düşme kaçanın peşine
Yorulma canım yorulma
Alırsan nasihat sana
Belki deli dersin bana
Dost deyip de her insana
Sarılma canım sarılma
Dikkat eyle gelme tuşa
Kafanı vururlar taşa
Gafil düşüp bir kalleşe
Vurulma canım vurulma
Gazi Metin sazın çalar
Arif olan sözden alır
Herkes sığarını bulur
Kırılma canım kırılma
ASKERE GİDİŞ DESTANI
Divrik şubesinde sünüsüm aldım
Saat on iki de tirene bindim
Çok zaman geçmedi Güneş’e geldim
Askerim gurbete gidiyim ana
Tekke’ye varınca ceddimi gördüm
Dönüşte kurbanım var sana dedim
Eşimi dostumu sılada kodum
Askerim gurbete gidiyim ana
Sivas’a varınca tam akşam oldu
Helvanın tavuğun zamanı geldi
Tiren de suyunu bakımın aldı
Askerim gurbete gidiyim ana
Hiç bir yere sığmaz garibin başı
Kayseri’ye vardım sabaha karşı
Durmadan akıyor gözümün yaşı
Askerim gurbete gidiyim ana
Kayseri’den çıktım geldim Ankara
Küçük yaştan beri yüreğim yara
Mevlâ’m analara sabırlar vere
Askerim gurbete gidiyim ana
Eskişehir Adapazar İzmit’i geçtim
Dağ tepe demeden yel gibi uçtum
Son durak Haydarpaşa’ya düştüm
Askerim gurbete gidiyim ana
Yeter Gazi Metin âşık olursun
Birgün gelir tezkireni alırsın
Her zaman ağlamaz birgün gülersin
Askerim gurbete gidiyim ana
BU GECE
Bir güzele gönül verdim gezerim
İncecik boyunda kaldı nazarım
Gerdanına liraları dizerim
N’olur gülüm mihman eyle bu gece
Haneden haneye misafir gelir
Güzel olan yiğit halinden bilir
Çıkarır koynundan bir buse verir
Nolur gülüm mihman eyle bu gece
Evin kapın yoksa çadırda kalam
Ekmek suyun yoksa çadırda ölem
Darılma sözüme kız kurban olam
N’olur gülüm mihman eyle bu gece
Gayet de güzelsin düşmanın çoktur
Derdime bir çare bulamaz doktor
Can canı severse günahı yoktur
N’olur gülüm mihman eyle bu gece
Hüseyin Gazi’yim yanarım sana
Ölüyom ceranım ne dersin bana
Kırarsan sözümü kıyarım cana
N’olur gülüm mihman eyle bu gece
ÇAMŞIHI
Anlatayım Çamşıhı’nın elini
Serin yaylasını soğuk suyunu
Köyleri boşaltan gurbet oyunu
Ayrılık elinden soldu Çamşıhı
Koyunlar kuzular küheylan atlar
Kurda kuşa aman vermeyen itler
Gurbet ele göç eyledi yiğitler
İhtiyarlar yurdu oldu Çamşıhı
Komşu köyler bir araya gelirdi
Davul zurna hayal şenlik olurdu
Sazlar semah çalar yüzün gülerdi
O eski günlerin baldı Çamşıhı
Çamşıhı denilen büyük bir yöre
Ozan yazar yurdu işlenir töre
Ayrılık elinden yüreğim yara
Kurda kuşa vatan kaldı Çamşıhı
İnsanlıktır yöremizin davası
Döldür’ün önünde Çamşıh ovası
Koç yiğidin yatağıdır burası
Dünyaya ününü saldı Çamşıhı
Çınar, Karababa nice ozanlar
Azrail’e boyun eğmezdi bunlar
Mazilerde kaldı şöhretler şanlar
Derler Gazi Metin öldü Çamşıhı
GÜZEL
Methederler Çamşıhı’nın elini
Görenler söylesin elleri güzel
Bülbül gibi seda veren dilini
Tatlı tatlı söyler dilleri güzel
Döldür’ün önünde ufacık yazı
Huri melek gibi gelini kızı
Dertli dertli inler çalarlar sazı
Ne hoş eda verir telleri güzel
Misafirperverlik insanlık çoktur
Koç yiğit yatağı menendi yoktur
Hastalara şifa istemez toktur
“Ya Pir” diye sürer elleri güzel
Tercüman kesilir görgüler olur
Haram zina eden cezasın bulur
Düvazlar söylenir âşıklar çalır
Tarikata gider yolları güzel
Söyler Gazi Metin Çamşıhı soyu
Divriği’ye bağlı Şahin’dir köyü
Yas matem tutulur Muharrem ayı
Kerbelâ’dan eser yelleri güzel
VAY GARİP ANAM
Dokuz ay karnında gezdirdin ana
Nice zahmet ile geldim bu güne
Malın canın kurban ederdin bana
Başa bir hal gelse vay garip anam
Beşiğimle tarla tarla dolaştın
Usanmadan gece gündüz çalıştın
“Yavrularım” diye ne hale düştün
Ne olur biraz da uy garip anam
Kendin telef gezdin bize giyirdin
Aç susuz yattın da bizi doyurdun
Azrail’e karşı koydun kayırdın
Çelikten yapılmış yay garip anam
Yavrularım diye belini büktün
Saçını ağarttın dişini döktün
Ayrılık gelince hemen de çöktün
Olanca emeği zay garip anam
Seni tanır Çukurören yaylası
Kulağımda durur anamın sesi
Anam göçtü harap oldu hanesi
Bize zindan oldu köy garip anam
Hüseyin Gazi’yim anam Hatice
Analar üstündür yüceden yüce
Sırtıma alsam da götürsem Hac’a
Ödenmez emeğin hey garip anam
GELİN CANLAR BİR OLALIM
Bütün insan mutlu ola
Neşe dolu günler gele
Bülbül hasret gonca güle
Gelin canlar bir olalım
Aylar geçer yıllar gelir
Her geçen gün ömür alır
Ayrı gezme yazık olur
Gelin canlar bir olalım
Geçen günler geri gelmez
Çalışan insan aç kalmaz
İnsan birdir ayrı olmaz
Gelin canlar bir olalım
Hep beraber çalışalım
Süperlere ulaşalım
Füze ile dolaşalım
Gelin canlar bir olalım
Laik düzen Cumhuriyet
Yaşat onu göster gayret
İkilikten doğar nefret
Gelin canlar bir olalım
Gazi Metin’in sözünde
İnsanlık varsa özünde
Sınıfsız toplum izinde
Gelin canlar bir olalım
GÖRDÜM BEN
Kurbanımı kestim Tekkeye vardım
Medet mürvet diye darına durdum
Yalvar-yakar zorla kazmayı vurdum
Hüseyin Abdal zatı piri gördüm ben
Beş kişi kazmayı küreği aldık
Sanki bir hayâle ummana daldık
Dağ gibi koç yiğit şaşırdık kaldık
Sanki ses verecek diri gördüm ben
Pirin divanında eli bağladık
Hizmetine geldik deyi ağladık
Söküp kefenleyip niyaz eyledik
Ebedi çürümez eri gördüm ben
Yanı başındaydı pirimin eşi
Kudret kaleminde çekilmiş kaşı
Nur cemale şaşa kaldık beş kişi
Fatma Anamız’ın sırrı gördüm ben
Duyan işitenler bir rüya sanar
Şüphe getirenin ocağı söner
Aşkı içerimde ebedi yanar
Can gözüm açıldı narı gördüm ben
Evlâdı talibi tekkeye gelir
Sıdk ile çağıran nasibin alır
Hüseyn Abdal diyen mahrum mu kalır
Teberi elinde huri gördüm ben
Gazi Metin’im Hak insanda derler
Gerçek çürümezmiş erenler pirler
Doğmuş Çamşıhı’nda bir güneş parlar
Horasan’dan gelen nuru gördüm ben
GÖZLERİN
Virane gönlümün tahtı sarayı
Yarim memleketin Türkan Şoray’ı
Tabip sarmaz yüreğimde yarayı
Derdimin dermanı ela gözlerin
Ne desem yakışır Güldane’m sana
Bal ile yoğurmuş doğuran ana
Sen bir yanasın Çamşık bir yana
Derdimin dermanı ela gözlerin
Yürüdükçe eda gelir naz gelir
Sen gülersen bahar gelir yaz gelir
Hülya Avşar, Fatma Girik vız gelir
Derdimin dermanı ela gözlerin
Pala ile Feyzullah’ın bacısı
Ayrılmaz kardeşten büyük acısı
Benim yarim memleketin Gürcü’sü
Derdimin dermanı ela gözlerin
Hüseyin Gazi’yim Çamşıhı elim
Sefilim güzelim Güldane’m gülüm
Acıda tatlıda kanadım kolum
Derdimin dermanı ela gözlerin
GURBET YOLCUSU
Sırtında yırtık ceketi
Gidiyor gurbet yolcusu
Ağlaşıyor ev külfeti
Gidiyor gurbet yolcusu
Faiz ile bulmuş para
Düşünüyor kara kara
Ne yapacak bu fukara
Gidiyor gurbet yolcusu
Numarasız bilet aldı
El sallayıp yolcu oldu
Şimdiden arada kaldı
Gidiyor gurbet yolcusu
Gözetiyor dağı taşı
Durmuyor gözümün yaşı
Kim bulacak buna işi
Gidiyor gurbet yolcusu
Vardı gitti gurbet ele
Adres bilmez kimi bula
İpi yok ki hamal ola
Gidiyor gurbet yolcusu
Amca dayı hepsi para
Fakir bulamaz akraba
Kimse demiyor merhaba
Gidiyor gurbet yolcusu
Mektup bekler baba ana
Yavrum hasret kaldık sana
Para yok ki geri döne
Gidiyor gurbet yolcusu
Gazi Metin söyler sözü
soğuktur fakirin yüzü
Bir gün kayıp olur izi
Gidiyor gurbet yolcusu
BAYRAM GÜNÜ
Bayram geldi bayram geldi
Fakir ağlar bayram günü
Zengin baba neler aldı
Fakir ağlar bayram günü
Fakirin bayramı olmaz
Evine kimsesi gelmez
Çocukların yüzü gülmez
Fakir ağlar bayram günü
Düğün bayram zengin işi
Giyerler kutnu kumaşı
Un herlesi gözün yaşı
Fakir ağlar bayram günü
Zengin içer dolu masa
Fakirleri sardı tasa
Evde tavuk yok ki kese
Fakir ağlar bayram günü
Metin sözün gider güce
Zengin olsam gitmem Hacc’a
Yardım et fakire aca
Fakir ağlar bayram günü
FİLEM DOLMAZ
Cepte param elde filem
Bu devirde aç mı kalam
Bakkal gibi sana selâm
Para bitti filem dolmaz
Pahalılık aldı gitti
Bire alan beşe sattı
Aylığımı file yuttu
Para bitti filem dolmaz
Fakirim ambarım file
Dünyada çekerim çile
Bakkal dedi güle güle
Para bitti filem dolmaz
Çarşı pazarı dolaştım
Kasaplardan uzak kaçtım
Yarım file eve düştüm
Para bitti filem dolmaz
Birlikte yapalım hesap
Daha bakkal ile kasap
Oyumuzu çalan ahbap
Para bitti filem dolmaz
Gazi Metin file ile
Geçti günüm çile ile
Farkım nedir köle ile
Para bitti filem dolmaz