Perşembe, Mart 13, 2025
No menu items!
ArşivYA SİZ SÜNNİLEŞTİRİN YA BİZ SÜNNİLEŞTİRELİM”

YA SİZ SÜNNİLEŞTİRİN YA BİZ SÜNNİLEŞTİRELİM”

Bu sözler İranlı Şeriat Medari’ye ait. Diyanet İşleri Başkanı Süleyman Ateş’e söyleniyor. Molla Medari, resmi bir görüşmede Başkan Ateş’e şöyle diyor:
“Sayın başkan Türkiye Alevileri ateistleştiriyor. Ya siz ilgilenin Sünnileştirin, ya da bize bırakın Şiileştirelim.”
Anadolu Aleviliği’ne düşmanca bakan şii ve şeriatçı yaklaşımın resmi ve özlü ifadesi olan bu anlayış Tansu Çiller tarafından Başbakanlığı sırasında hazırlattırılan, “Alevilik Raporu’nun” ilk sayfasında yer alıyor ve raporun ana fikrini de dile getiriyor.
ÇİLLER’DEN ALEVİLERE ÇENGEL
Eski Başbakan Tansu Çiller,1995 genel seçimleri öncesi gizli bir “Alevilik Raporu” hazırlattırıyor. Rapor Alevilikle ilgili bir yaklaşım ile anket bölümlerinden oluşuyor. “DYP’nin seçim stratejisi ve politikalarına esas teşkil etmek üzere” hazırladığı amaç bölümünde belirtilen raporun ilk kısmını Diyanet İşleri Başmüfettişi Abdülkadir Sezgin’in kaleme aldığı ifade ediliyor. Rapor amaç kısmında açık olarak yazıldığı gibi Alevilere nasıl çengel atacağı konusunda Çiller’e taktikler sunmayı amaçlıyor. Rapora Çiller’in çok önem verdiği, hazırlayan ekibe örtülü ödenekten 2 milyar TL ödendiği öne sürülüyor.
1995 seçimlerinde Alevilere çengel atma, Alevi oylarının DYP’ye akmasını sağlamak için hazırlanan raporu inceleyince o tarihlerde “Alevilere 3 trilyon vereceğiz” propagandasının nedeni de kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu paranın bir seçim rüşveti, bir aldatmaca olduğu aleniydi. Alevi örgütleri de bu oltaya yem olmamışlardı. Ama olta hala av için atılmış ve duruyor.


ALEVİLER-SÜNNİLER KARDEŞTİR HERKES SÜNNİDİR
“Türkiye’de Alevilik, Aleviler ve Aleviler’de siyasal Yapı-Siyasal Kültür” adı ile gizli olarak düzenlenen raporun her yanına İranlı Molla’nın talimatları hakim olmuş. Rapora göre, “Alevilerle Sünniler arasında bir ayrılık-gayrılık yoktur. Herkes Sünnidir.”
Rapor şöyle diyor:
“Hangi isimle anılırsa anılsın Türkiye’mizde yaşayan Aleviler Müslüman’dır. Müslümanlıkta inançları İmam Maturidi’nin belirlediği çerçevedir. İbadetlerin yapılış şekilleri bakımından da Hanefi’dir. Yani mezhep bakımından Türkiye Sünnileri ile Alevileri arasında hiç bir fark yoktur.”
“Aleviler ile Sünniler arasında fark %5’den fazla değildir. Benzerlikleri ise %95 civarındadır. Bu fark tüm Müslümanlar arasında olabilir.”
Evet rapora göre Alevi Sünni biridir, herkes Sünnidir.
HACI BEKTAŞ DA SÜNNİDİR
Çiller’in Alevi oylarını toplamak amacıyla gizli olarak hazırlattığı Alevilik Raporu’na göre Anodolu Aleviliği’nin piri Hacı Bektaş da aslında “bir Sünnidir” Hacı Bektaş “Ehli sünnet Vel Cemaat ölçüleri içindedir.”
Rapor gerçeği tahrif ederken bir başka tahrifatı da kanıt olarak öne sürüyor.
“Bektaşiliğin Osmanlı Devleti’nin resmi ideolojisine aykırı olması şöyle dursun, bu ideolojiyi meydana getiren temel unsur olduğuna tarih şahittir.”
Rapor el çabukluğu ile her şeyi Sünnileştirme işini o denli ifrada vardırıyor ki, durum komediye dönüşüyor. Bin yıllık Anadolu Aleviliği tarihinde Selçuklu ve Osmanlı hanedanına, zulümkarına karşı ezilenin, yoksulluğun sığınağı-bayrağı olmuş Aleviliği-Bektaşiliği rapordaki gibi bir Osmanlı ideolojisi olarak göstermenin bir mantığı var. Yaklaşım şu;
Aleviliğe ilişkin ayrı, orijinal, özel hiç bir değer, kültür, inanç öğesi yoktur.


SOLCULARI ALEVİLERDEN UZAK TUTUN
Her satırında işi “aslında Alevilik diye bir şey yoktur” noktasına getiren Çiller raporu solculara büyük alerji duyuyor. Raporun bir çok yerinde solcularla Alevilerin ilişkilerinin kesilmesi, aralarının bozulması gereğine işaret ediliyor. Çiller’e yol gösteriliyor. Rapora göre Alevi kökenli solcular Aleviliğe yöneldiler. Şimdi iyi bildikleri materyalist diyalektik yöntemi Alevilik ambalajında kendi düşüncelerini savunmak için kullanıyorlar. Rapor solcuları çok tehlikeli görüyor. Çünkü solcular Alevileri ayartıyorlar. Solcular Alevilere, Alevi olduklarını hatırlatıyorlar. Solcular olmasa Alevilik ne güzel kaybolup, asimile olup gidecek.
Evet raporda bunlar açıkça söyleniyor. Rapor böylece Alevilerin gerçek dostunun kim olduğunu Çiller’in ağzından dile getirmiş oluyor.
ŞU SOLCULAR OLMASA ALEVİLERİ NE GÜZEL SÜNNİLEŞTİRİRİZ.
Rapor böyle diyor. “Solcu bir takım Alevici yazar ve aydın kötü niyetli olarak Alevilerin ibadetlerinin ayrı olduğunu belirterek abdest, namaz, oruç, hac, zekat gibi Müslümanlığa ait ibadetlerin Alevilik’te olmadığını belirtiyor. Oysa Alevilik Müslümanlık’tan ayrı değildir. Öngörülen ibadetler de Sünniler için de Aleviler için de aynıdır”
Alevilik raporu önce Aleviler de Müslümandır diyor. Bu masumane sözleri Aleviler de Sünniler gibi inanmalı- ibadet etmeliye bağlıyor. Hemen ardından da bakın diyor solcular sizi yoldan çıkarıyor. Oysa Aleviler Anadolu’da bin yıldır bu şeriatçı tavra karşı direndiler, yaşamlarını bu yolda “dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyerek feda etmekten çekinmediler. Aleviler, Alevi olmaktan vazgeçer, şeriata teslim olursa onların oyunu almak, onları yola getirmek daha kolay olacak. Bu nedenle “Solcular olmasa Alevileri ne güzel asimile ederdik” diye hayıflanıp, solculara saldırıyorlar.
Rapor Alevilerin bırakın Aleviliklerini yaşamalarını, hatırlamalarını dahi çok tehlikeli buluyor. Hem de Alevileri düşünerek, onların iyiliğine, onlar adına ifade ediyor bunu:”şehirde ekonomik ve sosyal baskılarla karşılaşan Alevi kökenli yurttaşların toplumla entegre olmalarına engel oluyor Alevilik.”
Rapor dilinin altındaki baklayı çıkarıyor: “Aleviler, Alevi kimliklerini korudukça Topluma entegre olamaz, yani Sünnileşmez yani asimile olmazlar. Öyleyse onları topluma kazanmanın yolu solcularla aralarına nifak tohumları atmaktır”
Şimdi Alevilik adına sol düşmanlığı yapanların maskeleri düşüyor, gerçek yüzleri açığa çıkmıyor mu? Çiller bacılarının izindeki bu zatları Aleviler ellerinin tersiyle itmezler mi?
CEMEVİ YOK HERKES CAMİYE
Çiller’in Alevilik raporu Aleviler’de hiç bir zaman bir cemevinin bulunmadığını ileri sürüyor. Osmanlı’nın kanlı şeriatçı idaresi altında tüm edep, erkanlarını gizli bir biçimde yürüten Alevilerin köyün her büyük evini bir cemevi olarak kullandığını görmek rapor yazarının işine gelmiyor. Rapora göre Alevilik’te dün cemevi yoktu bugün de olmamalıdır. Ayrıca buna gerek de yoktur:”Bütün Müslümanları din kardeşliği etrafından buluşturan tek mekan ‘Cami’dir. Alevilerin de mabedi, ibadet yerleri camidir. Cami olmalıdır.” Rapor bu görünüşünü yeniden yeniden ileri sürüyor: “Alevilerin tek ibadet yeri camidir. Bunda şüphe yoktur.”
Şüphe duyulmayan şey Aleviliğin çok açık bir biçimde asimile edilmeye kalkışmasına yönelik planlar hazırlandığıdır. Alevilik raporu aslında bir “nasıl asimile edeceğiz” raporu oluyor.
Rapor solcuları nasıl tehlikeli görüyorsa, cemevlerini de aynı şekilde tehlikeli görüyor.
Rapora göre solcular Alevilere, Aleviliklerini hatırlatıyor, asimilasyona engel oluyordu. Cemevleri de Alevilere, Alevi olduklarını hatırlatıyor. Cemevleri de Alevilerin şeriat içinde asimile olmasına engel oluyur. Bu nedenle ibadetin tek yeri olarak camiyi göstermek cemevlerine engel olmak gerekir diye yazıyor rapor.
Rapor cemevlerine karşı oluşunu şöyle ifade ediyor:
“Cemevleri ayrı bir Alevi kimliğinin ihdas edilmesine meydan veriyor. Şehirlerde kaybolan Alevi Kültür ve folklorik değerlerinin muhafazasını sağlıyor. Ayrı bir mabed fikrini geliştirerek camiye gitmeye engel oluyor. Kırsal kesimden şehirlere gelen Alevilerin derlenip toparlanarak ortak talepleri ileri sürmesine, siyasal tavır koymasını neden oluyor.
Alevilerin bir araya gelmesine olanak sağlıyor. Toplumla birleşmelerine engel oluyor”
Tüm bu nedenlerle cemevlerine karşı çıkılıyor raporda.
Alevilerse tüm bu nedenlerle cemevi kuruyor, istiyor, inşa ediyorlar. Çiller raporu bağırıyor:Cemevi Alevilerin şeriat içinde asimile edilmesine engel oluyor, cemevine hayır!

ÇİLLER’İN ANLAYIŞININ AMACI ALEVİLERİ PARÇALAMAK
Rapor Çiller’e “Alevilerden oy almak istiyorsan, onları parçala” önerisinde bulunuyor. Raporda geçtiğimiz aylarda yaşamını yitiren Bedri Noyan çevresi, Veliyeddin Ulusoy çevresi ve Hacı Bektaş Veli Kültür dernekleri çevresi “muhafazakar Aleviler” olarak gösteriliyor ve Çiller’in bu unsurlardan oy alabileceği, bu nedenle seçim propagandasında buraya yönelmesi isteniliyor.
“Hacı Bektaş Derneği genelde muhafazakar Alevilerin yoğunlaştığı bir dernektir. Alevilere yönelik faaliyetlerde Hacı Bektaş Derneği gözardı edilmemelidir” denilen raporda “DYP’nin seçim strateji ve politikasına esas teşkil etmek için” hazırlanınca her türlü oyun da mübah görülüyor.
Rapor Alevilerin Tansu Çiller’i en beğenilen liderler arasında gördüğünü ileri sürüyor. Aleviler arasında ise İzettin Doğan’ın popülaritesinin yüksek olduğu ifade ediliyor. Bu ilgilenilmesi gereken bir sonuç olarak yazılıyor. Ve şöyle deniliyor:”İzzettin Doğan ve Veliyeddin Ulusoy’u iyi ve Alevileri temsil edebilecek lider olarak görenlerin sağ partilere özellikle DYP’ye oy verebilecekleri görülmektedir”
DİYANET VE İMAMLAR GÖREV BAŞINA GÖREV: ASİMİLASYON
Rapor Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Alevilere yönelik faaliyetlerini arttırmasını, bu konuda fikirler üretilmesini ve kadro ayrılmasını öneriyor. Alevilerin ancak Alevilikten soyunarak, asimile edilerek yola getirileceğini bu nedenle de Diyanet yoluyla Alevilere “hizmet” edilmesini bir “tarikatlar dairesi başkanlığı kurularak Alevilere de yer verilmesini” onları aydınlatacak imam gönderilmesini görev olarak belirtiyor.
Diyanet ve imamlar görev başına! Görev Alevilerin asimilasyonu!
RAPOR DEVLETİNSE ALEVİLİK ONURDUR
Çiller’in Alevilik raporu resmi bir rapor. Bir devlet raporu. Zamanının Başbakanınca hazırlattırılmış. Bedeli devlet kasasından ödenmiş. Rapor, “Aleviler nasıl asimile edilecek” sorusuna devlet tarafından verilen cevabı içeriyor.
İranlı Molla’nın sorusuna devletin cevabı, “merak etmeyin biz şeriat içinde Alevileri asimile edeceğiz” şeklinde oluyor. Çiller aracılığıyla onun raporunda söyleniyor bu. Alevileri asimile etmeye yönelik rapor devletinse, Aleviliğin onuru bizimdir, Alevilik tüm mazlumların, ezilenlerin onurudur. Bu onura sahip çıkmamız gerekmez mi?
Ya siz Sünnileştirin, ya biz Şiileştirelim. Hayır biz yalnızca Alevi kalmak istiyoruz…
‎23. ‎Februar ‎2001

İLGİLİ YAZILAR
spot_img