Salı, Kasım 18, 2025
No menu items!
Alevilik - BektaşilikTEVELLA ve TEBERRA

TEVELLA ve TEBERRA

Gönül gözün açar nazar kılınca Tevellayı teberrayı bilince Kazan da kaynatır kâmil olunca Aç iken tatlı bal eyler seni.
Tevella; Hz. Muhammed’i, Ehlibeyt’ini ve masum soyunu sevmek demektir. Onlara bağlanıp itaat etmektir. Tevella; Alevi inancında temel esaslarından biri olarak kabul edilir. Yüce Allah, Kuran ayetlerinde, Hz. Peygamber de birçok hadisinde “tevella”dan, yani “Ehlibeyt’e, soyuna sevgi ve bağlılık”tan bahsetmişlerdir. Bu sevgi ve itaat Allah’ın ve Peygamberinin e mridir.
Allah ve Resulünü, Peygamberin soyunu ve Ehl-i Beytini ve onların sevdiklerini sevmektir. (Ahzap 56, Şura 23 ayetleri hükmünce)
Ahzap 56- Şüphe yok ki Allah ve melekleri, salavat getirir Peygambere; ey inanlar, siz de ona salavat getirin, tam teslîm olarak da selâm verin.
Şura 23- Bu, Allah’ın, inanan ve iyi işlerde bulunan kullarını müjdelemesidir işte. De ki: Sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim, ancak yakınlarıma sevgidir ve kim güzel ve iyi bir iş yaparsa onun güzelim mükâfatını arttırırız; şüphe yok ki Allah, suçları örter, iyiliğe, mükâfatla karşılık verir. 1
Ayetten de anlaşıldığı gibi, Yüce Allah; Hz. Peygamberi’ne, ümmetinin Ehlibeyt’e sevgi ve bağlılığının olmasını bildirmiştir. Hz. Peygamber de, bir hadisinde “Ehlibeyt’imi seven beni sever, beni seven de Ehlibeyt’imi sever” demiştir. Hz. Muhammed; Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i hırkasının altına alarak “Ey Allah’ım! Benim Ehlibeyt’im işte bunlardır. Ben bunları seviyorum, sen de sev, bunları sevenleri de sev” diye dua etmiş ve bu duanın hemen arkasından Ahzap Suresi 33. ayeti nazil olmuştur: “Ey Ehlibeyt, şüphesiz Allah sizden her türlü kiri giderip sizi tertemiz yapmak ister”. Bu ayetteki “temizlik”ten maksat, “öz temizliği”dir, “gönül temizliği”dir. Ehlibeyt’e “tevella”, yani sevgi ve bağlılık emrinin verilmesinin en önemli sebeplerinden biri, onların masum ve pak olmalarıdır.
Ehlibeyt’i sevmek Peygamber’i, Peygamber’i sevmek Allah’ı sevmektir. Ehlibeyt’e yapılan itaat Peygamber’e, Peygamber’e yapılan itaat Allah’a dır.
( Nisa Suresi, 59. ayet). “Ey iman edenler; Allah’a itaat edin, Peygamber’e ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin” Bu ayetteki “emir sahipleri”nden maksat Ehlibeyt’tir. Bunlar gibi birçok ayet ve Peygamber’in sözleri vardır. Ayet ve hadislerin bildirdiğine göre, gerçek cennetin bedeli Hz. Peygamber ve Ehlibeyt’e sevgi, yani tevella etmektir. “Ben İslamım” diyen her kişinin tevellayı bilmesi gerekir. Tevella hakkında sanırım başka söze gerek yoktur. Çünkü gerekli sözü Allah ve Peygamberi bildirmiştir.
Teberra: Allah ve Resülü’nün düşmanlarını ve onların sevdiklerinin düşmanlarını gönülden sevmemek, onlara sevgi ve yardımda bulunmamaktır. Bu kötü fiilleri telin ile onaylamamaktır. Allah’ın lanetle andıklarını rahmetle anmamaktır. ( Ahzap 57 ve Maide 32. Ayetleri mucibince)
Maide 32- Bu yüzden şu hükmü yazdık İsrailoğullarına: Şüphe yok ki bir insanı öldürmesine, yahut yeryüzünde bozgunculuk etmesine karşılık olmayarak birisini öldüren, bütün insanları öldürmüş gibidir ve kim, birisini kurtarır, diriltirse bütün insanları diriltmiş gibidir. Andolsun ki peygamberlerimiz, onlara apaçık delillerle geldiler de gene onların çoğu, bundan sonra yeryüzünde hadlerini aştılar.
Ahzap 57- Gerçekten de Allah’ı ve Peygamberini incitenlere Allah, dünyâda da lânet etmiştir, âhirette de ve onlara, horlayıcı, aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.
Alevilik/Bektaşilik sadece
Yakınlardan maksat, Hasen, Cübâi ve Ebu-Müslim’e göre insanı Tanrıya yaklaştıran iyilikler ve ibadetlerdir. İbn-i Abbas, bu âyeti tefsir ederken Kureyş’in hiçbir boyu yoktur ki Hz. Peygambere yakınlığı olmasın demiş, bu sûretle yakınlardan bilhassa Kureyş’in kastedildiğini söylemiştir (al-Tecrid, 2, 116). Katâde ve Mücâhid’le bir topluluk da bu anlayıştadır. Aliyy-ibn-il Huseyn, Said-ibn-i Cübeyr, Amr-ibn-i Şuayb ve bir topluluksa Hz. Peygambere yakın olanların yani Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasen ve Hz. Huseyn’in kastedildiğini söylemişlerdir. İmam Muhammed-ül-Bâkır’la oğlu İmam Câ’fer-üs-Sâdık (a.s)’tan da böyle rivâyet edilmiştir. Said-ib-i Cübeyr, İbn-i Abbas’tan, bu âyet inince, sevmemiz emredilen kimlerdir diye sorduklarını, Hz. Peygamberin de Ali, Fâtıma ve onların evlâdı diye cevap verdiğini rivâyet etmiştir. Bu son anlayışı belirten daha birçok hadisler vardır (Mecma, 2, 388-389). Bu anlayışa göre âyetteki güzel ve iyi iş de Ehl-i Beyt’i sevmektir.
(1) Gerçeğe hü! demek değildir, çünkü. Bunun yanına
(2) Mümine rahmet! (tarihsel ve günümüzdeki işleviyle tevellâ) ilkesini ekleyeceksiniz;
(3) Yezid?e lânet! (tarihsel anlamda teberrâ) ilkesini ekleyeceksiniz;
(4) Münkire yuh! (günümüzdeki teberrâ) ilkesini katacaksınız.
ALEVİLİKTE TEBERRA (SEVİLMEYENLER)
Hz. Muhammed döneminde ve Hakk’a yürümesinden sonra da Emevi ve Abbasi hanedanları eliyle İslama yaptıkları kötülükleri tarihler yazıyor ve biz de ibretle okuyoruz.
Kuran, “Lanetlenmiş soy ağacı” diye bunlardan bahseder. İşte Kerbela ve diğer imamların şehadetleri… Ama ne acı ki hâlâ bunları masum göstermeye, “hazret” etmeye çalışan Yezit kalıntıları var. Ne diyelim ki bunlar için, bu lanetlenmiş soy için (bak. İsra Suresi, 60. ayet)… An o zamanı, hani sana demiştik ki hiç şüphe yok, Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır ve biz sana gösterdiğimiz rüyayı da, Kur’ân ‘daki lânetlenıııiş ağacı da ancak insanları sınamak için gösterdik ve onları korkutmadayız, fakat bu, ancak onların taşkınlıklarını arttırmada.
İslam kadınları üstüne, kudurmuş vahşi sürüleri saldırtan onlardır. Hz. Hüseyin’in başını kesip sonra da onun türbesini tarla gibi çiğneten onlardır. İslamı saltanata dönüştüren onlardır. Ne diyelim ki, bu güruh için ne diyelim… İşte biz bunları niçin sevmeyiz, konu başlıklarıyla inceleyelim:

  1. Mervan, anasından doğduğu zaman Hz. Peygamber’e getirip göstermişler. Suratını görünce, “Yüzünden melanet akıyor” diye buyurmuş. Onun büyüdüğü zaman İslama yaptığı kötülüklere tarih tanıktır.
  2. Mervan’ın veya o soydan birisinin vahy kâtibi iken “Al-i İmran” Suresi’ni “Al-i Mervan” diye kaydetmesi ve Hz Resulullah’ın huzurundan kovması.
  3. Ebusüfyan’ın karısı Hind’in Uhud Cengi’nde Hz. Hamza’nın ciğerini çıkararak çiğ çiğ yemesi, kulaklarını kesip ipe düzüp boynuna asması, bu yüzden “akilet’ül ekbad”, ciğer yiyici diye unvan kazanması.
  4. Ebusüfyan’ın Peygamber’e büyük düşman olması, Uhud Cengi’nde mübarek dişlerini parçalaması.
  5. Ebusüfyan’ın melun oğlu Muaviye’nin Hz. İmam Ali’ye büyük düşmanlığı ve Sıffeyn Savaşı’nın olması, kendisini Peygamber’in izinden giden ve onun sünnetini ihya eden Ehli Sünnet ilan edip İslam’da ayrılığın kapısını açması ve Hz. Ali taraftarlarının da yoldan çıkmış kâfirler olarak ilan etmesi, minberlerden küfrettirmesi.
  6. Muaviye’nin oğlu Yezit’in Kerbela faciasını yaşatması, gönderdiği ordularla İmam Zeynel başta olmak üzere Resul’ün bütün torunlarının dünya yüzünden kaldırılması.
  7. Hz Muhammed’in teşkil ettirdiği ve komutanlığını Zeyd oğlu Usame’ye verdiği orduyu kendi emri altına almaya kalkışması ve “Bir kölenin oğlu kumandan olamaz” deyip itiraz etmeleri.
  8. Ebubekir halife olunca kendisine kalan Fedek Hurmalığı’nı Hz Fatma’nın elinden alıp onu çok ağlatması; Ömer halife olunca geri vermek istediğinde Hz. Ali’nin, “Fatma’nın ölümünden sonra neye yarar ki” diyerek geri almaması.
  9. Osman’ın, halifeliğinde, “Sıle-i Rahm” bahanesiyle bütün akrabalarını, yani Emevi hanedanına – ehli olsun veya olmasın- devlette memuriyet vermesi.
  10. Muaviye’nin Sıffeyn Savaşı’nda Kuran-ı Kerim’i mızraklara taktırıp mağlubiyetten kurtulması; Hz Ali’nin karşısına Haricileri dikip “Hâkimiyet Allah’ındır” dedirtip “Hakem Olayı”yla isyan ettirmesi; Hz İmam Ali’nin de, “Evet ama, devleti yönetmek de insanın işidir” diye buyurması; Hz. Resulullah’ın mübarek cenazesinde kimsenin bulunmaması, hilafeti kendi arzularına göre çözmeleri.
  11. Emevi ve Mervanilerin Türkistan’a saldırıp baştan başa yakıp yıkmaları.
  12. Zalim Haccac adlı ordu komutanlarının Kâbe-i Beytullah’ı mancınıkla taşlattırması.
  13. Ayşe’nin “Gerdanlık Olayı” yüzünden Hz. Ali’ye düşman olması, Hz. İmam Ali’ye düşman olması; Hz. Muhammed’in kızı Fatma’yı çok sevmesini kıskanıp ona da düşman olması; Hz. İmam Ali’nin hilafetinde Cemel Savaşı’nı çıkarması.
  14. Hz İmam Hasan şehit edilince mübarek cenazesini dedesi Hz Muhammed’in yanına defnedilmesi istendi. O gün katıra bindi, çapulcularını da başına topladı; cenazeyi getirenleri
    oklattırdı. Bir ok da Hz. Hasan’ın tabutuna saplandı. Bunun üzerine Hz. İmam Hüseyin, kardeşini Bakiy Mezarlığı’na, anasının yanına defneyledi ve bir savaşı önledi.
  15. İşte daha sıralayabileceğimiz birçok olay nedeniyle Hz Muhammed’e bağlı olanlar, yolunu sürenler bunları sevmediler. Sevmemeye de teberra dediler. Alevilikte tevella ve teberra vardır. Tevella, Allah dostlarına dost olmak, teberra: Allah’a dost olmayanlardan uzak olmaktır. Öyle bir sevgi ki, teberra ettiklerinin isimlerini bile çocuklarına koymadılar. Koyanlara da hoşgörüyle bakmadılar. Tarih tekerrürden ibarettir, ders alınsın; bu olaylardan ders alınsın… Evet, Kerbela; ayırımcılığın, nefretin, intikamcılığın adı değil, o İmam Hüseyin’in şehadetindeki kurtuluşun şemsiyesi altında bir olup sevgiyle insanlığın kucaklanmasının adıdır. İmam Hüseyin gibi olmanın adıdır. Olabilenlere selam olsun….
    TEVELLA – TEBERRA
    İSLAM OLAN HER KİŞİ BU GERÇEKLERİ BİLMEK ZORUNDADIR
    HADİS NO:1)
    Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem buyurdular:
    “Her kim bizim düşmanımızla dostluk ederse, bizimle düşmandır. Biz ondan uzağız ve nefret ederiz. Allah Azze ve Cella de ondan uzak ve beridir.”
    • Tefsir-i İmam Hasan-ul Askeri as, s: 584;
    • Bihar, c. 27, s: 59
    HADİS NO:2)
    İmam Ali aleyhisselam buyurdular:
    “Her kim bize olan muhabbet iddiasında sadık olup olmadığını bilmek isterse kalbini imtihan etsin. Eğer hem bize, hem de düşmanımıza muhabbeti varsa bilsin ki bizden değil, biz de ondan değiliz. Allah ve Cebrail, ve Mikail onun düşmanıdır. Ve Allah kafirlerin düşmanıdır.”
    • Tevil-ul Ayat, s: 439;
    • Bihar, c: 24, s: 317
    HADİS NO:3)
    Resulullah sas buyurdular:
    “Ümmetimin en şerli alimleri onlardır ki, halkı bizim kapımızdan saptırır, onları zelalete (sapıklık) çeker, bizim düşmanlarımızın ve bizim muhaliflerimizin önde gelenlerini, bize has isim ve lakaplarla yad edip onlara rahmet gönderirler. Halbuki onlar lanet ve nefrete layıktırlar.”
    • Tefsir-i İmam Hasan-ul Askeri as, s: 381;
    • İhticac, c: 2, s: 458;
    • Bihar, c. 2, s: 88
    HADİS NO:4)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular:
    “Her kim bizim hakkımızda kötü konuşanlarla ilişki kurarsa, bize buğz eden ve kini olan kimseyi överse veya bizden ayrılanlarla birleşirse veya bize birleşenlerden ayrılırsa veya bizim düşmanlarımızın vilayetine inanırsa veya bizim dostumuza düşman olursa Seb-ul Mesani’ (yedi süre) yi ve Kuran’ı nazil edene kafir olmuşlardır.”
    • Emali-i Şayh Saduk; s: 56;
    • Vesail-u Şia. c: 16, s: 246;
    • Bihar, c: 27, s: 55;
    • Revzat-ul Vaizin, c: 2, s: 417;
    • Mişkat-ul Envar, s: 84
    HADİS NO:5)
    İmam Bakır aleyhisselam buyurdular:
    “Üç gurubun amel ve ibadeti Allahın dergahına sunulmayacaktır.
  16. Biz Ehlibeyt’in kin’iyle dünyadan giden,
  17. bizim düşmanlarımızın vilayetine iman getiren ve
  18. Özellikle Ebubekir ve Ömer’i kabul eden.”
    • Tegrib-ul Mearif, s: 247,
    • Bihar, c: 30, s: 33
    HADİS NO:6)
    İmam Sadık aleyhisselam bu ayeti buyurdular: “Nefslerinizde olan şeyleri dışarı vursanız da gizleseniz de, Allah sizi onunla hesaba çekecektir, bundan sonra Allah istediğini affeder, istediğini azaplandırır.” (Bakara-284) Her kimin kalbinde zerre kadar Ebubekir ve Ömer’in muhabbeti olsa hiçbir zaman Cennete girme hakkı yoktur.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 1, s: 156;
    • Bihar,c:30,s:215,c:27,s:57
    HADİS NO:7)
    İmam Ali aleyhisselam buyurdular: “Mümkün değildir benim muhabbetim ile Osman muhabbeti bir kalpte toplansın. Zira muhakkak bu ikisinden biri diğerinin kökünü kazıyacaktır.”
    • Tegrib-ul Mearif, s: 247,
    • Bihar, c: 31, s: 307
    HADİS NO:8)
    İmam Sadık aleyhisselam’ın huzuruna arz olundu ki, filan adam siz Ehlibeyt’in aleyhisselam dostlarındandır. Adam sizin düşmanlarınızdan beraatte tembeldir. (zayıftır) İmam as buyurdu: “Hiçbir zaman böyle birşeyin olması mümkün değil. Herkim bizim düşmanımızdan beraat etmezse bize muhabbeti olduğuna dair iddiası yalandır.”
    • Musterafatus-Serair,s:640; Bihar,c:27,s:58
    HADİS NO:9)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular: “Her kim biz Ehlibeyt’in düşmanlarının ve zülümkarlarının küfründe şekk ederse kafirdir.”
    • Şeyh Saduk, s: 79-80;
    • Vesail-uş Şia, c: 28, s: 345;
    • Bihar, c: 27, s: 62
    HADİS NO:10)
    Birçok rivayettte Ehlibeyt İmamları aleyhisselam buyururlar:“Allah u Teala üç tane gurupla konuşmayacaktır ve onlara hiçbir zaman bakmayacaktır ve onlar elim azaba müptela olacaklardır. Yalan yere imamet iddiasında bulunan kimseler, Masum İmamları aleyhisselam inkar edenler ve Ebubekir ve Ömer’in bir zerre miktarınca dahi müslümanlıktan faydalandığını düşünenler.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 1, s: 178;
    • Bihar, c: 25, s: 112;
    • Müstedrek-ül Vesail, c: 18, s: 175;
    • Usul-u Kafi, c: 1,s :373;
    • Vesail-u Şia, c: 28, s: 341-349;
    • Hisal, Şeyh Saduk, c: 1,s:106
    HADİS NO:11)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular: “Her kim bizi ve bizim dostlarımızı, hiçbir dünya menfaati olmadan sadece Allah rızası için sever ve bizim düşmanlarımızla şahsi kini olmadan düşman olursa, kıyamet sahrasına geldiğinde çöllerin kumları miktarınca, denizlerin üstündeki köpük miktarınca günahı da olsa Allah’u Teala onu bağışlar.”
    İmam Seccad aleyhisselam yine buyurdu ki; “O şahıs, Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem, Hz İbrahim aleyhisselam ve İmam Ali aleyhisselam ile mahşer sahrasına gelir.”
    • İrşad-ul Gulub, c: 2, s: 253;
    • Emali-i Şeyh Tusi, s. 156;
    • Beşarat-ul Mustafa, s: 89; Bihar, c: 27, s: 106
    HADİS NO:12)
    İmam Rıza aleyhisselam buyurdular: “Bizim şialarımız o kimselerdir ki, Ehlibeyt aleyhisselam’ın vilayetini kabul edip, bizim düşmanlarımızdan beraat ederler, onlar iman, takva, vera (günahı dahi düşünmeyen) ve Allah tan korkanlardırlar.”
    • Fezail-ul Eşher-us Selase, s: 105;
    • Vesail-uş Şia, c: 1, s: 24
    HADİS NO:13)
    İmam Rıza aleyhisselam buyurdular: “Dinin kemali bizim vilayetimizle, bizim düşmanlarımızdan beraat etmektir.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 258;
    • Bihar, c: 27, s: 58-59
    HADİS NO:14)
    İmam Bakır aleyhisselam buyurdular: “Allah’u Teala seçtiği bütün peygamberleri, bizim vilayetimiz ve bizim düşmanlarımıza beraat üzerine seçmiştir. Öyle ki Allah’u Teala Kuran da buyuruyor: ‘ve gerçekten de her ümmete bir resul gönderdik, ibadet etsin ve tağuttan uzak dursun diye ve onlardan Allahın hidayet ettikleri var ve onlardan sapıklığa düşenleri var’ (Nahl-36)”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 258;
    • Bihar, c: 24, s:330
    HADİS NO:15)
    İmam Hasan’ul Askeri aleyhisselam buyurdular: “Muminin kıyametteki nurunun yayılış mesafesi, onun Ehli Beyt’e aleyhisselam olan sevgisi ve onların düşmanlarına olan düşmanlığı derecesindedir.”
    • Tefsir-i İmam Hasan-ul Askeri as, s:606;
    • Bihar, c:25, s: 6; c: 96, s: 259
    HADİS NO:16)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular: “Allah’ın velilerinin vilayet ve muhabbeti ve onların düşmanlarından beraat vaciptir. Al-i Muhammed’e sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem sitem edenlerden, onların hürmetini çiğneyenlerden, Fedek’i ve Hz Fatime selamullah aleyha’nın mirasını zorla alıp, Hz Ali’nin aleyhisselam hakkını yağma edenlerden, Hz Fatime’nin selamullah aleyha kapısını yakmak için karar alıp sitem binasının esasını sağlam kılıp Resulullah sallalahu aleyhi ve
    alihi ve sellem siret ve sünnetini alt üst edenlerden beraat etmek.. Zelalet ve sapıklık önderleri
    olan Ensab ve Ezlam’dan, zülüm ve sitem bayraktarlarına birincisinden sonuncusuna kadar beraat etmek vaciptir.”
    • Hisal, c: 2, s: 607;
    • Bihar, c: 10, s: 226;
    • Uyun-u Ahbar-i Rıza as, c: 2, s: 124
    HADİS NO:17)
    Ebu Hamza-i Somali, İmam Seccad aleyhisselam’a arz etti ki; “İmanın hakikatinin kamil oluşu ne üzerinedir?”
    İmam aleyhisselam buyurdular: “Allah’ın velilerinin vilayeti, Allah’ın düşmanlarını düşman bilmek ve Allah’ın emir verdiği sadıklarla beraber olmak üzerinedir.”
    Daha sonra Hazret aleyhisselam Allah’ın velilerinin Ehlibeyt aleyhisselam olarak açıkladı, Allah’ın düşmanları ise Ebubekir, Ömer, Osman, Muaviye ve onların takipçileridir diye buyurdu.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 116;
    • Bihar, c: 27, s: 57
    HADİS NO:18)
    İmam Musa-i Kazım aleyhisselam buyurdular: “Andolsun kendi canıma o iki kişi en baştan münafık idiler. Allah Azze ve Celle’nin kelemını reddettiler, Peygamber’i sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem alaya aldılar, her, ikisi de kafirdir. Allah’ın meleklerin ve bütün insanların laneti onlara olsun. Andolsun Allah’a müslüman gibi göründükleri andan itibaren hiçbir zaman kalplerinde imanları yoktu ve süreklki onların şekleri artıyordu. Her zaman hilebaz, şekk, şüphe ve nifak
    ehliydiler. Allah’ın azap melekleri ruhlarını kabzedip, cehennemdeki en kötü Dar-ul makama
    götürülünceye kadar böyleydiler.”
    • Usul-u Kafi, c: 8, s: 125;
    • Bihar, c: 48, s: 242, c: 75, s: 329
    HADİS NO:19)
    Sad ibn-i Abdullah-ı Aşeri, İmam Mehdi aleyhisselam dan, Ebubekir ve Ömer’in neden kendilerini müslüman olarak izhar ettiklerini sorunca;
    İmam aleyhisselam buyurdular: “Onlar tamah üzerine müslüman oldular, zira Yahudilerle olan samimiyetlerinden dolayı, onlardan ister Tevrat ve diğer asumani kitaplardan Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem hakkında ve O’nun dininin bütün alemde hakim olacağına dair bilgiler almışlardı. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem kıyam edeceğini, Baht-un Nasr’ın İsrailoğullarına olan galip olması gibi bütün Arab’a galip geleceğine ”
    • Bihar, c: 30, s: 185; c: 52, s: 85;
    • İhticac, c: 2, s: 465;
    • El-Heraic-i vel Ceraih, c: 1, s: 482;
    • Delail-ul İmamet, s: 279;
    • Kemul-ud Din, c: 2, s: 462
    HADİS NO:20)
    İmam Ali aleyhisselam buyurdular: “Allah, Ebuzer’e, Selamana ve Miktad’a rahmet etsin. Onlara Ebubekir ve Ömer’i ne kadar iyi tanıyorlardı ve onların o ikisi, ne nefret ve beraatleri ne kadar şiddetliydi ve onlar o ikisine ne kadar lanet ve nifrin ediyorlardı.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 931
    HADİS NO:21)
    İmam Ali as Ömer’e beddua ettikten sonra şöyle buyurdular: “Allah’ım! Her taşa ve toprağa dahi zulüm eden Ömer’e lanet et.”
    • El-Cemel, s: 171
    HADİS NO:22)
    Hz Fatime sa, Ebubekir ve Ömer’e hitap ederek şöyle buyurdular: “Allah’ı ve meleklerini şahit tutuyorum ki siz beni kızdırdınız ve kendinizden razı kılmadınız. Ne zaman Peygamber sas’i görecek olursam, kesinlikle sizi şikayet edeceğim.”
    Daha sonra Ebubekir ağlamaya başladı. Hz Zehra sa ona hitaben buyurdu: “Andolsun Allah’a kıldığım her namazda sana lanet ediyorum.”
    • El-İmamet-u ves Siyaset; c: 1, s: 19-20;
    • Bihar-ul Envar, c: 38, s: 358, c: 29, s: 328;
    • El-Eşraf, Belazeri, c: 10, s: 79,
    • Dar-ul Fikr çapı; El-Resail-ul Siyasiyye, Cahiz, s: 467,
    • Mekteb-etul Dar-ul Hilal çapı; Şerh-i İbn-i Ebul Hadid, c: 16, s: 246
    HADİS NO:23)
    Ravi, İmam Muhammed Bakır as dan, Ebubekir ve Ömer hakkında sordu, İmam as buyurdu: “Ne soruyorsun o ikisinin hakkında! Andolsun Allah’a Bizim aileden geçmişte yaşayan herkes o ikisine gazap ederdi ve bugün de bizim hepimiz o ikisine gazaplıyız. Bizim büyüklerimiz, küçüklerine o ikisine düşman olmalarını öğretirler. O ikisi bize zulmettiler, hakkımızı aldılar, bize has kılınmış ganimeti (humusu) bize uzak kıldılar, bizim hürmetimizi çiğneyen ve zulmeden ilk kimselerdir. İslamda bizim aleyhimize öyle bir fit ne icat ettiler ki, Hz Mehdi as’ın kıyamına kadar devam edecektir. O hazret zuhur ettiğinde onların cinayetlerini izhar edip yalancı tabligatlarını, uydurma faziletlerin önünü alacaktır. Andolsun Allah’a biz Ehlibeyt’e gelen her belanın, önümüze çıkan her zorluğun, easını ve tamelini o ikisi atmıştır. Öyleyse Allah’ın meleklerin ve tüm insanların laneti o ikisine olsun.”
    • Tevil-ul Ayat, s: 128;
    • Usul-u Kafi, c: 8, s: 245;
    • Bihar, c: 30, s:269
    HADİS NO:24)
    Haris-i Hemedani diyor ki, “Gece Emir-ul Muminin as’ın mukaddes huzuruna müşerref
    oldum;
    İmam as buyurdular: “Niye gecenin bu vaktinde buraya gekdin?”
    Arzettim; – Size olan sevgim beni buraya çekmiştir.
    Buyurdular: “Seni Allah’a ant veriyorum doğru mu diyorsun?
    Arzettim; – Evet.
    İmam as buyurdular: “İstemez misin bize ve bizim dostlarımıza herkesten daha düşman olanların kimler olduğunu diyeyim?
    Arzettim; – Elbette ki isterim Ya Emire-l Muminin as, Andolsun Allah’a kimlerin olduğunu tahmin edebiliyorum.
    İmam as buyurdu: – Söyle.
    Arzettim; – Filan ve Filan.
    İmam as buyurdular: “Yakınlaş, yakına gel.
    Ben O as’ın yanına gittikten sonra buyurdular: “ -O ikisinde beraat et, Allah’ta onlardan beridir.”
    Başka bir rivayette ise ise İmam as şöyle buyurdu: – Andolsun tohumu yaran ve insanları yaratana! Benim de maksadım o ikisiydi. Onlar benim hakkıma zulmettiler. Yaşantımı zora soktular. Beni kıskanıp, eziyet ettiler. Cehennemlikler ateşin ortasında, onların bağırışları ve feryatlarından ve Resulullah sas’in sürekli onları azaplandırmasından eziyet çekmektedirler.”
    • Takrib-ul Mearif, s: 242;
    • Bihar, c: 30, s: 379
    HADİS NO:25)
    Ebu Hamza-i Sumali diyor ki, İmam Seccad as’a arzettim: “ -Bazı sorularım var ki, takiyyesiz sorup cevap almak istiyorum. İmam as kabul etti.
    Arzettim; – Ebubekir ve Ömer hakkında ne düşünüyorsunuz?
    İmam as buyurdular: “Allah’ın bütün lanetleri o ikisine olsun. Andolsun Allah’a her ikisi de yüce Allah’a karşı şirk ve küfür halinde dünyadan gittiler.”
    • Vesail-u Deracat, s: 269;
    • Bihar, c: 27, s: 29; c: 30, s: 145
    HADİS NO:26)
    İmam Sadık as buyurdular: “Ebubekir ve Ömer Kureyş’in yanında, taptıkları iki put idi.”
    • Takrib-ul Mearif, s: 248;
    • Bihar-ul Envar, c: 30, s: 384,
    HADİS NO:27)
    İmam Muhammed Bakır as buyurdular: “O ikisi bize zulmeden ilk kimselerdir. Hakkımızı yağma ettiler. Bizim hürmetimizi çiğneyip, kıyamete kadar kapanmayacak zulüm ve sitem kapılarını açtılar. Allah bizim hakkımızda yaptıkları zulümden geçmesin ve onları bağışlamasın.”
    • Takrib-ul Mearif, s: 247;
    • Bihar, c: 30, s: 383
    HADİS NO:28)
    Ebu Hamza-i Sumali diyor, “gizlide İmam Seccad as’dan, Ebubekir ve Ömer hakkında sordum.”
    İmam as buyurdular: “O ikisi bizim hakkımızda zulmeden ilk kimselerdi. Bizim mirasımızı yağma ederek hilafet makamına yaslandılar. Allah onları bağışlamasın ve onlara rahmetmesin. Her ikiside kafir idi. Onların vilayetine inanan herkes kafirdir.”
    (Takrib-ul Mearif, s: 244;
    Bihar-ul Envar, c: 30, s: 381, c: 69, s: 137
    HADİS NO:29)
    İmam Sadık as, Kemed * dağından geçerken o ikisinin azapta olduğunu gördü.
    İmam as onlara hitaben buyurdu: “Allah kalbinde size karşı rahmi olana rahmetmesin. Yaptığınız kötü amellerin azap ve vebalini tadın ki Allah kullarına zulmetmez.”
    *Medine ile Mekke arasında bir dağdır.
    • Kamil-uz Ziyarat, s: 326;
    • Sevab-ul Amal, s: 218;
    • El-İhtisas, s: 343;
    • Bihar, c: 30, s:189)
    HADİS NO:30)
    İmam Sadık as buyurdular: “Kıyamete kadar dökülecek her haksız kan, haramdan elde edilen her mal ve müretikip olunacak her fuhuş ve kötülük, İmam Mehdi as kıyam edene kadar onların boynunadır. Biz Haşimoğulları büyüklerimize ve küçüklerimize o ikisine küfür edip lanet okumalarını emrediyoruz.”
    • Rical-ı Keşşi, s: 206;
    • Bihar, c: 30, s: 398
    HADİS NO:31)
    Ravi Mina da İmam Bakır as’a arzetti ki, “-Allah beni size fada etsin! Bu hac amellerinde sizden bir şey gördüm ki, hiçkimse sizin gibi yapmıyordu. Siz şeytanı taşladıktan sonra beş tane taş alıp sağ ve sol tarafına vurdunuz.
    İmam as buyurdular: “ -Evet ey amcamın oğlu! Her sene hac mevsiminde Allah, o iki zalim, ahdini kıranı canlı bir şekilde burada dar ağacına asılmış bir şekilde getirir ve İmam’dan başka kimse onları görmez. Ben birincisine iki tane taş vurdum, ikincisine üç tane. Çünkü O’nun küfrü daha çok, bize olan düşmanlığını izhar etmekte daha şiddetli idi, gelki birincisi de daha vahşi ve acıydı.”
    • El Heraici vel Ceraih, c: 2, s: 815;
    • Bihar, c: 30, s: 192;
    • Müstedrek-ül Vesail, c: 10, s: 78
    HADİS NO:32)
    İmam Sadık as buyurdular: “Emir-ul Muminin lakabı sadece Ali İbn-i Ebu Talib as’ındır ki, Allah u Teala bunu O hazrete has kılmıştır. O Hazretten başka bu lakapla çağrılan ve buna razı olan herkes menkuh (ibne) dir. Gerçi önceden müptela olmasada (sonradan mutlaka olacakt ır) ve bu ayeti şerife de Allah’u Teala’nın maksadı bu konudur: “Onlar, O’nu bırakırlar da dişi putlara yönelirler, böylece de ancak inatçı Şeytana uymuş olurlar.” (Nisa-117)
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 1, s: 276;
    • Vesail-u Şia, c: 14, s: 600;
    • Müstedrek-ül Vesail, c: 10, s: 400;
    • Bihar, c: 37, s: 331
    HADİS NO:33)
    İmam Sadık as buyurdular: “Kıyamet günü Ömer’i 120 tane kelepçe ve 120 tane tasma (zincir) ile getirecekler Şeytan onu görüp şaşırarak diyecektir ki, -Bu kimdir ki, Allah azabını bu kadar çok etmiştir. Oysa herkesi saptıran ben idim.
    Diyeceklerdir ki; – Bu Ömer’dir.
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 223;
    • Bihar, c: 52, s: 308
    Başka bir rivayette gelmiştir ki, “O gün hiç kimse Onun gibi azaplanmayacaktır, kimsenin yükü Onunki gibi ağır olmayacaktır.” (Fecr-25-26) “Bu ayeti şerifeden maksat Ömer’dir ki, kıyametten azabı herkesten daha çok, vurulduğu tasma ve zincirler harkesten şiddetli olacaktır.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 593;
    • İhticac, s: 58;
    • Tefsir-i Kummi, c: 2, s: 421;
    • Tevil-ul Ayat, s: 768;
    • Bihar, c: 28, s: 276
    HADİS NO:34)
    Salman-ı Farisi diyor ki, “İmam Ali as, Ebubekirle biat edildiği gün buyurdular ki: “Ben sadece bir konuyu demek istiyorum ve Ey siz dört kişi! (Selan, Ebuzer, Miktad, Zubeyr) Sizi Allah’a ant veriyorum! Acab Allah Resulünden şöyle buyurduğunu duymadınız mı? Oniki kişi, altısı geçmişlerden, altısı sonrakilerden ateşten sandığın içinde cehennem kuyularının içindedirler. Öyle bir sandık ki ona kilit vurulmuştur. Öyle bir kuyu ki sahrası vardır. Allah’u Teala Cehennemi alevlendirmek istediğinde o sahrayı kuyunun ağzından kaldırır. Cehennem o kuyunun alevinden Allah’a sığınır. Ben onların kim olduklarını Resulullah sas’den sorduğumda şöyle buyurdular: “Öncekiler, kardeşini öldüren Hz Adem’in oğlu Kabil, ikincisi Firavunların firavunu, Hz İbrahim ile Allah konusunda çekişen Nemrut ve İsrail oğullarından iki kiş i ki Asumani (indirilen) kitabı tahrif, peygamberlerin sünnetinin değiştirilmesine sebep oldular. Biri insanları Yahudi, diğeri ise İnsanların Nasrani olmalarına sebep oldular. Onların altıncısı İblis’tir. Ama sonrakiler ise; Deccal ve Mel’une sahifesini yazan beş kişi.”
    Ey Kardeşim! Bunlar sana düşmanlık üzerine ahd ettiler ve senin aleyhine birbirlerine yardımcı olmak konusunda karar aldılar. Daha sonra onların isimlerini bir bir bana söyledi.
    Salman diyor ki, “biz dört kişi arzettik ki; – Doğru diyorsun biz şahadet veriyoruz ki bu konuyu Resulullah sas den işitmişiz.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 569;
    • Bihar, c: 30, s: 405
    HADİS NO:35)
    Resulullah sas buyurdular: “Osman sırat köprüsünde bir murdar (leş) olacaktır, dostları ona doğru çekilecek, düşmanları onu ezip geçecekler.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310
    HADİS NO:36)
    İmam Hasan as buyurdular: “Ey Şia topluluğu! Evlatlarınıza Osman’ın buğzunu öğretin. Eğer birisinin kalbinde Osmanın muhabbeti olursa Deccal’ı terk eder ise ona yönelir ve ona iman getirir ve eğer ölmüş ise kabirde ona iman eder.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310)
    HADİS NO:37) İmam Ali as buyurdular: “Osman üç defa kafir olmuştur ve üç defa hile ile ahdini bozmuştur ve üç defa lanetlik olmuştur ve onda birçok belalar vardır. Ne imanda herhangi bir öncülüğü, ne sağlam ve sabit bir hicreti yoktur ve kalbi sürekli olarak nifakla doludur ve Uhut günü insanları Peygambere yardımdan alıkoyan o idi.” (Tekrib-ul Mearif, s. 293; Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310)
    HADİS NO:38)
    İmam Ali as buyurdular: “Ben muminlerin en büyük yardımcısıyım ve Osman kafirlerin ve münafıkların en büyük yardımcısıdır.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310
    HADİS NO:39)
    İmam Ali as, Sıffın’da insanları cihata yönlendirirken şöyle buyuruyordu: “Göç edin ve o kimselerle savaşın ki kendi günahlarından hiçbirşey eksilmeden, onların günahlarını da omuzlarına alanın kanı için savaşanlarla. Andolsun Allah’a Osman kıyamete kadar onların günahlarının ağırlığını da omuzlarına alacaktır ve onların da kendi günahlarından hiçbirşey eksilmeyecektir.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310
    HADİS NO:40)
    İmam Sadık as buyurdular: “Talha ile Zubeyr, birini İmam Ali as’ın yanına göndererek şöyle dediler. ‘Sen bizim hürmetimizi çiğneyip bize lanet ediyorsun, niye böyle yapıyorsun? Senin gibi birisinden bize lanet etmeyi kendi dini karar kılmasını beklemezdik. Bu işinle bizi yendiğini mi düşünüyorsun?
    İmam Ali as cevabında buyurdular: …Niye benim lanet ve nefretimden firar ediyorsunuz? Her zaman için bir amel vardır. Ben savaşlarda kılıcımla savaş dışında lanet ve nefretimle size olan düşmanlığımı izhar ediyorum (ortaya koyuyorum.)”
    • Usul-u Kafi, c: 1, s: 343;
    • Bihar, c: 32, s: 128
    HADİS NO:41)
    “ günah işlediniz ve yüz döndünüz ve yeryüzünde fesat işlediniz
    (Muhammed süresi-22) Bu ayet nazil olduğunda Resulullah sas Ebubekir, Ömer ve Osman’ı çağırttı ve meclise hazır etti ve buyurdular:
    “Bu ayet sizin hakkınızda inmiştir.”
    • Es Sırat-ı Mustakim, c: 3, s: 40
    HADİS NO:42)
    İmam Hasan ul Askeri as buyurdular: “Şahısın biri İmam Sadık as a arzetti ki Ey Peygamberin evladı! Ben size yardım etmekte zayıf ve güçsüzüm. Benim elimden gelen tek şey sizin düşmanlarınıza düşman olmak ve onlara lanet okumaktır. Benim bu halimi nasıl değerlendiriyorsunuz.?
    İmam as cevabında buyurdular: Babam babasından, o ceddinden ve Onlar Peygamber sas den şöyle rivayet etmiştir: Her kimin bize yardım etmeğe gücü kuvveti olmaz ve namazlarında bizim düşmanlarımıza lanet okursa Allah onun sesini yerden arşa kadar bütün meleklere duyurur. Onlarda bu şahısla beraber hem seda olur lanette buna eşlik ederler ve daha sonra dua ederek derler: Rabbimiz! Ehlibeyt as’a yardım etmekte gücü yettikçe çalışan kuluna selam et. Eğer bundan daha fazla gücü olursa esirgemez idi.
    O sırada Allah tarafından nida gelir. “Ey Meleklerim! Sizin duanızı duyup icabet ettim. Ve ruhlar arasında bu kulumun ruhuna rahmet gönderip onu kendi yanımdaki seçilmişlerden ve beğenilmişlerden karar kıldım.”
    • İrşad-ul Gulub, c: 2, s: 426;
    • Mustedrek-ul Vesail, c: 4, s: 410;
  • Bihar-ul Envar, c: 27, s: 222, c: 89, s: 252
    HADİS NO:43)
    İmam Ali as buyurdular: “Hayret! Bu ümmet nasıl da bu üçüne dil verip onlara kandılar. Onlardan ve onlara inananlardan nasıl bir muhabbet var kalplerinde, öyle kimselere muhabbet ediyorlar ki kendilerini Allah’ın yolundan alıkoymakta, dinden çıkarmakta. Andolsun Allah’a ayak uçlarıyla toprağın üstünde dursalar ve başlarına kül dökseler ağlayarak ve ısrarla sapıklıklarına sebep olan ve kendilerini Allah yolundan alıkoyan ve kendilerini ateşe çağıran ve onları Allah’ın gazabına maruz koyan ve onları cehennemlik eden kimselere (Ebubekir, Ömer ve Osman’a işaret ederek) kıyamete kadar bu şekilde lanet okusalar yine de onlara lanet edilmesi gerektiği gibi lanet edemezler.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 702; Bihar, c: 30, s: 307
    HADİS NO:44)
    İmam Sadık as her vacip namazdan sonra dört erkeğe ve dört kadına lanet okurdu. Bunlar erkeklerden, Ebubekir, Ömer, Osman ve Muaviye; kadınlardan ise, Aişe, Hafsa, Hinde ve Muaviyenin kızkardeşi Ummul Hekem.”
    • Usul-u Kafi, c: 2, s: 243;
    • Tehzib, c: 2, s: 321;
    • Vesail-u Şia, c: 6, s: 462;
    • Bihar c: 30, 397)
    HADİS NO:45)
    İmam Sadık as, Mubahele Günü şöyle dua etti: “Rabbim! Muhammed ve Ali Muhammed sas’e selavat gönder. Ve beni sana iman, Peygamberini tastik, Ali ibn-i Ebu Talip as’ın vilayeti, Al-i Muhammet sas’in imamlarından tabeyyet (tabi ) ve onların düşmanlarına bereat ve düşmanlık üzerine haşret. Ben bu inanca razıyım Ey Rabbim!.”
    • Misbah-ul Muteheccid, s: 762;
    • Misah-ı Şeyh Kefemi, s: 694;
    • El Beled-ul Emin, s: 264)
    HADİS NO:46)
    Ziyaret-i Nahiye-i Mukaddese de gelmiştir ki: “Ey Rabbim! Kalbimi, sinemi imanın nuru ile, sevgimi Muhammed ve Al-i Muhammed sa’in muvalat (sevgi) nuru ile, yakinimi Muhammed ve Al¬i Muhammed sas düşmanlarına olan beraatin kuvvetiyle doldur ki seninle mülakat ettiğimde ahit ve misakına vefa etmiş ve senin rahmetine şamil olanlardan olayım.”
    • Bihar, c: 91, s: 40; c: 99, s: 95
    HADİS NO:47)
    Resulullah sas Gadir-i Hum Hutbesinde, vilayet ve beraat üstüne birçok işarette bulunmuştur. Bazı yerlerinde şöyle demiştir:
    “Her kim Ali as ile muhalefet ederse melundur ve her kim Ona uyarsa Allah’ın rahmetine uğrar. Ey İnsanlar! O Allah tarafından imamdır. Ve Allah onun vilayetini inkar edenin tevbesini hiçbir zaman kabul etmez ve onu hiçbir zaman bağışlamaz. Bu Ona muhalefet konusunda Allah’ın kesin iradesidir. Ve böyle olanlar Allah’ın elim ve sürekli azabında olacaklardır. Öyleyse ona muhalefet etmekten sakının ki Allah’ın buyurduğu bu ateşe düçar olmayasınız. “Alevi, insanlar ve taşlar olan, kafirler için hazırlanan ateşten sakının.”
    Her kim bu konuda şüphe ederse kafirdir. Her kim bu konunu bir kısmında şüphe ederse
    gerçekten de tamamında şüphe etmiştir ve onun yeri ateştir İnsanlar! Hz Ali as’ı üstün bilin ki
    benden sonra bütün erkek ve kadınlardan üstündür. Ve bizim vasıtamızladır Allah rızkı nazil eder ve mahluk yaşantısını devam ettirir. Her kim denilen konulara mutabık olmazsa ve reddederse melundur melun, mağzup tur mağzup (gazap olunmuş). Bilin Cebrail Allah tarafından şu mesajı getirmiştir ve diyor ki: “Her kim Hz Ali as ile düşmanlık ederse benimle düşmanlık etmiştir ve her kim Onun vilayetini kabul etmezse benim lanet ve gazabım ona olsun.”
    Öyleyse herkes yarınki kıyamet günü için ne gönderdiğine baksın. Korkun ona muhalefet etmekten ve sabit olduktan sonra titreyen ayaklardan ve gerçekten de Allah yaptığınız herşeyi bilir haberdardır.
    Allah’ın emriyle diyorum. Ey Rabbim! Onun vilayetinde olan herkesi sev, ona düşman olan herkese düşman ol, onu inkar eden herkese lanet et, onun hakkını inkar edene gazap et. İnsanlar! Allah sizin dininizi sadece onun vilayeti üzerine kamil etmiştir. Öyleyse ona ve evlatlarım olan İmamlara iktida etmeyenlerin bütün amelleri zayi ve cehennem ateşine cavidan olacaklardır. Ve onların azabı asla azaltılmayacak ve hiçbir zaman onlara bakılmayacaktır.
    İnsanlar! Benden sonra kıyamet günü yardım olunmayacak ve sizi ateşe davet eden imamlar olacaktır.
    İnsanlar! ben ve Rabbim onlardan bizarız (beriyiz)
    İnsanlar! Onlar, yarenleri, ardıca gidenleri cehennemin en alt derecelerinde yer bulmuşlardır ve mütekebbirler için ne kadar kötü bir yerdir. Bilin ki onlar sahife ashabıdırlar. Herkesin kendi sahifesine bakması gerekir. (Daha sonra buyurdular, az bir guruptan başka) Diğer insanlar sahife meselesinin ne olduğunu anlamadılar.
    İnsanlar! Benden sonra imameti padişahlığa dönderip onu ehlinden gaspedeceklerdir. Allah’ın laneti gaspedenlere ve bu gaspedenlere razı olanlara olsun.”
    • İhticac, c: 1, s: 59-62;
    • Bihar, c: 37, s: 207-210
    HADİS NO:48)
    İmam Ali as buyurdular: “Ömer’in ve dostunun (Ebubekir), kötü amelleri ve ayıpları sayılabilecekten çok fazladır.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 684;
    • İrşad-ı Gulub, c: 2, s: 400
    TEVELLA ve TEBERRA
    Gönül gözün açar nazar kılınca Tevellayı teberrayı bilince Kazan da kaynatır kâmil olunca Aç iken tatlı bal eyler seni.
    Tevella; Hz. Muhammed’i, Ehlibeyt’ini ve masum soyunu sevmek demektir. Onlara bağlanıp itaat etmektir. Tevella; Alevi inancında temel esaslarından biri olarak kabul edilir. Yüce Allah, Kuran ayetlerinde, Hz. Peygamber de birçok hadisinde “tevella”dan, yani “Ehlibeyt’e, soyuna sevgi ve bağlılık”tan bahsetmişlerdir. Bu sevgi ve itaat Allah’ın ve Peygamberinin e mridir.
    Allah ve Resulünü, Peygamberin soyunu ve Ehl-i Beytini ve onların sevdiklerini sevmektir. (Ahzap 56, Şura 23 ayetleri hükmünce)
    Ahzap 56- Şüphe yok ki Allah ve melekleri, salavat getirir Peygambere; ey inanlar, siz de ona salavat getirin, tam teslîm olarak da selâm verin.
    Şura 23- Bu, Allah’ın, inanan ve iyi işlerde bulunan kullarını müjdelemesidir işte. De ki: Sizden, tebliğime karşılık bir ücret istemiyorum, istediğim, ancak yakınlarıma sevgidir ve kim güzel ve iyi bir iş yaparsa onun güzelim mükâfatını arttırırız; şüphe yok ki Allah, suçları örter, iyiliğe, mükâfatla karşılık verir. 1
    Ayetten de anlaşıldığı gibi, Yüce Allah; Hz. Peygamberi’ne, ümmetinin Ehlibeyt’e sevgi ve bağlılığının olmasını bildirmiştir. Hz. Peygamber de, bir hadisinde “Ehlibeyt’imi seven beni sever, beni seven de Ehlibeyt’imi sever” demiştir. Hz. Muhammed; Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’i hırkasının altına alarak “Ey Allah’ım! Benim Ehlibeyt’im işte bunlardır. Ben bunları seviyorum, sen de sev, bunları sevenleri de sev” diye dua etmiş ve bu duanın hemen arkasından Ahzap Suresi 33. ayeti nazil olmuştur: “Ey Ehlibeyt, şüphesiz Allah sizden her türlü kiri giderip sizi tertemiz yapmak ister”. Bu ayetteki “temizlik”ten maksat, “öz temizliği”dir, “gönül temizliği”dir. Ehlibeyt’e “tevella”, yani sevgi ve bağlılık emrinin verilmesinin en önemli sebeplerinden biri, onların masum ve pak olmalarıdır.
    Ehlibeyt’i sevmek Peygamber’i, Peygamber’i sevmek Allah’ı sevmektir. Ehlibeyt’e yapılan itaat Peygamber’e, Peygamber’e yapılan itaat Allah’a dır.
    ( Nisa Suresi, 59. ayet). “Ey iman edenler; Allah’a itaat edin, Peygamber’e ve sizden olan emir sahiplerine itaat edin” Bu ayetteki “emir sahipleri”nden maksat Ehlibeyt’tir. Bunlar gibi birçok ayet ve Peygamber’in sözleri vardır. Ayet ve hadislerin bildirdiğine göre, gerçek cennetin bedeli Hz. Peygamber ve Ehlibeyt’e sevgi, yani tevella etmektir. “Ben İslamım” diyen her kişinin tevellayı bilmesi gerekir. Tevella hakkında sanırım başka söze gerek yoktur. Çünkü gerekli sözü Allah ve Peygamberi bildirmiştir.
    Teberra: Allah ve Resülü’nün düşmanlarını ve onların sevdiklerinin düşmanlarını gönülden sevmemek, onlara sevgi ve yardımda bulunmamaktır. Bu kötü fiilleri telin ile onaylamamaktır. Allah’ın lanetle andıklarını rahmetle anmamaktır. ( Ahzap 57 ve Maide 32. Ayetleri mucibince)
    Maide 32- Bu yüzden şu hükmü yazdık İsrailoğullarına: Şüphe yok ki bir insanı öldürmesine, yahut yeryüzünde bozgunculuk etmesine karşılık olmayarak birisini öldüren, bütün insanları öldürmüş gibidir ve kim, birisini kurtarır, diriltirse bütün insanları diriltmiş gibidir. Andolsun ki peygamberlerimiz, onlara apaçık delillerle geldiler de gene onların çoğu, bundan sonra yeryüzünde hadlerini aştılar.
    Ahzap 57- Gerçekten de Allah’ı ve Peygamberini incitenlere Allah, dünyâda da lânet etmiştir, âhirette de ve onlara, horlayıcı, aşağılatıcı bir azap hazırlamıştır.
    Alevilik/Bektaşilik sadece
    Yakınlardan maksat, Hasen, Cübâi ve Ebu-Müslim’e göre insanı Tanrıya yaklaştıran iyilikler ve ibadetlerdir. İbn-i Abbas, bu âyeti tefsir ederken Kureyş’in hiçbir boyu yoktur ki Hz. Peygambere yakınlığı olmasın demiş, bu sûretle yakınlardan bilhassa Kureyş’in kastedildiğini söylemiştir (al-Tecrid, 2, 116). Katâde ve Mücâhid’le bir topluluk da bu anlayıştadır. Aliyy-ibn-il Huseyn, Said-ibn-i Cübeyr, Amr-ibn-i Şuayb ve bir topluluksa Hz. Peygambere yakın olanların yani Hz. Ali, Hz. Fâtıma, Hz. Hasen ve Hz. Huseyn’in kastedildiğini söylemişlerdir. İmam Muhammed-ül-Bâkır’la oğlu İmam Câ’fer-üs-Sâdık (a.s)’tan da böyle rivâyet edilmiştir. Said-ib-i Cübeyr, İbn-i Abbas’tan, bu âyet inince, sevmemiz emredilen kimlerdir diye sorduklarını, Hz. Peygamberin de Ali, Fâtıma ve onların evlâdı diye cevap verdiğini rivâyet etmiştir. Bu son anlayışı belirten daha birçok hadisler vardır (Mecma, 2, 388-389). Bu anlayışa göre âyetteki güzel ve iyi iş de Ehl-i Beyt’i sevmektir.
    (1) Gerçeğe hü! demek değildir, çünkü. Bunun yanına
    (2) Mümine rahmet! (tarihsel ve günümüzdeki işleviyle tevellâ) ilkesini ekleyeceksiniz;
    (3) Yezid?e lânet! (tarihsel anlamda teberrâ) ilkesini ekleyeceksiniz;
    (4) Münkire yuh! (günümüzdeki teberrâ) ilkesini katacaksınız.
    ALEVİLİKTE TEBERRA (SEVİLMEYENLER)
    Hz. Muhammed döneminde ve Hakk’a yürümesinden sonra da Emevi ve Abbasi hanedanları eliyle İslama yaptıkları kötülükleri tarihler yazıyor ve biz de ibretle okuyoruz.
    Kuran, “Lanetlenmiş soy ağacı” diye bunlardan bahseder. İşte Kerbela ve diğer imamların şehadetleri… Ama ne acı ki hâlâ bunları masum göstermeye, “hazret” etmeye çalışan Yezit kalıntıları var. Ne diyelim ki bunlar için, bu lanetlenmiş soy için (bak. İsra Suresi, 60. ayet)… An o zamanı, hani sana demiştik ki hiç şüphe yok, Rabbin, insanları çepeçevre kuşatmıştır ve biz sana gösterdiğimiz rüyayı da, Kur’ân ‘daki lânetlenıııiş ağacı da ancak insanları sınamak için gösterdik ve onları korkutmadayız, fakat bu, ancak onların taşkınlıklarını arttırmada.
    İslam kadınları üstüne, kudurmuş vahşi sürüleri saldırtan onlardır. Hz. Hüseyin’in başını kesip sonra da onun türbesini tarla gibi çiğneten onlardır. İslamı saltanata dönüştüren onlardır. Ne diyelim ki, bu güruh için ne diyelim… İşte biz bunları niçin sevmeyiz, konu başlıklarıyla inceleyelim:
  1. Mervan, anasından doğduğu zaman Hz. Peygamber’e getirip göstermişler. Suratını görünce, “Yüzünden melanet akıyor” diye buyurmuş. Onun büyüdüğü zaman İslama yaptığı kötülüklere tarih tanıktır.
  2. Mervan’ın veya o soydan birisinin vahy kâtibi iken “Al-i İmran” Suresi’ni “Al-i Mervan” diye kaydetmesi ve Hz Resulullah’ın huzurundan kovması.
  3. Ebusüfyan’ın karısı Hind’in Uhud Cengi’nde Hz. Hamza’nın ciğerini çıkararak çiğ çiğ yemesi, kulaklarını kesip ipe düzüp boynuna asması, bu yüzden “akilet’ül ekbad”, ciğer yiyici diye unvan kazanması.
  4. Ebusüfyan’ın Peygamber’e büyük düşman olması, Uhud Cengi’nde mübarek dişlerini parçalaması.
  5. Ebusüfyan’ın melun oğlu Muaviye’nin Hz. İmam Ali’ye büyük düşmanlığı ve Sıffeyn Savaşı’nın olması, kendisini Peygamber’in izinden giden ve onun sünnetini ihya eden Ehli Sünnet ilan edip İslam’da ayrılığın kapısını açması ve Hz. Ali taraftarlarının da yoldan çıkmış kâfirler olarak ilan etmesi, minberlerden küfrettirmesi.
  6. Muaviye’nin oğlu Yezit’in Kerbela faciasını yaşatması, gönderdiği ordularla İmam Zeynel başta olmak üzere Resul’ün bütün torunlarının dünya yüzünden kaldırılması.
  7. Hz Muhammed’in teşkil ettirdiği ve komutanlığını Zeyd oğlu Usame’ye verdiği orduyu kendi emri altına almaya kalkışması ve “Bir kölenin oğlu kumandan olamaz” deyip itiraz etmeleri.
  8. Ebubekir halife olunca kendisine kalan Fedek Hurmalığı’nı Hz Fatma’nın elinden alıp onu çok ağlatması; Ömer halife olunca geri vermek istediğinde Hz. Ali’nin, “Fatma’nın ölümünden sonra neye yarar ki” diyerek geri almaması.
  9. Osman’ın, halifeliğinde, “Sıle-i Rahm” bahanesiyle bütün akrabalarını, yani Emevi hanedanına – ehli olsun veya olmasın- devlette memuriyet vermesi.
  10. Muaviye’nin Sıffeyn Savaşı’nda Kuran-ı Kerim’i mızraklara taktırıp mağlubiyetten kurtulması; Hz Ali’nin karşısına Haricileri dikip “Hâkimiyet Allah’ındır” dedirtip “Hakem Olayı”yla isyan ettirmesi; Hz İmam Ali’nin de, “Evet ama, devleti yönetmek de insanın işidir” diye buyurması; Hz. Resulullah’ın mübarek cenazesinde kimsenin bulunmaması, hilafeti kendi arzularına göre çözmeleri.
  11. Emevi ve Mervanilerin Türkistan’a saldırıp baştan başa yakıp yıkmaları.
  12. Zalim Haccac adlı ordu komutanlarının Kâbe-i Beytullah’ı mancınıkla taşlattırması.
  13. Ayşe’nin “Gerdanlık Olayı” yüzünden Hz. Ali’ye düşman olması, Hz. İmam Ali’ye düşman olması; Hz. Muhammed’in kızı Fatma’yı çok sevmesini kıskanıp ona da düşman olması; Hz. İmam Ali’nin hilafetinde Cemel Savaşı’nı çıkarması.
  14. Hz İmam Hasan şehit edilince mübarek cenazesini dedesi Hz Muhammed’in yanına defnedilmesi istendi. O gün katıra bindi, çapulcularını da başına topladı; cenazeyi getirenleri
    oklattırdı. Bir ok da Hz. Hasan’ın tabutuna saplandı. Bunun üzerine Hz. İmam Hüseyin, kardeşini Bakiy Mezarlığı’na, anasının yanına defneyledi ve bir savaşı önledi.
  15. İşte daha sıralayabileceğimiz birçok olay nedeniyle Hz Muhammed’e bağlı olanlar, yolunu sürenler bunları sevmediler. Sevmemeye de teberra dediler. Alevilikte tevella ve teberra vardır. Tevella, Allah dostlarına dost olmak, teberra: Allah’a dost olmayanlardan uzak olmaktır. Öyle bir sevgi ki, teberra ettiklerinin isimlerini bile çocuklarına koymadılar. Koyanlara da hoşgörüyle bakmadılar. Tarih tekerrürden ibarettir, ders alınsın; bu olaylardan ders alınsın… Evet, Kerbela; ayırımcılığın, nefretin, intikamcılığın adı değil, o İmam Hüseyin’in şehadetindeki kurtuluşun şemsiyesi altında bir olup sevgiyle insanlığın kucaklanmasının adıdır. İmam Hüseyin gibi olmanın adıdır. Olabilenlere selam olsun….
    TEVELLA – TEBERRA
    İSLAM OLAN HER KİŞİ BU GERÇEKLERİ BİLMEK ZORUNDADIR
    HADİS NO:1)
    Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem buyurdular:
    “Her kim bizim düşmanımızla dostluk ederse, bizimle düşmandır. Biz ondan uzağız ve nefret ederiz. Allah Azze ve Cella de ondan uzak ve beridir.”
    • Tefsir-i İmam Hasan-ul Askeri as, s: 584;
    • Bihar, c. 27, s: 59
    HADİS NO:2)
    İmam Ali aleyhisselam buyurdular:
    “Her kim bize olan muhabbet iddiasında sadık olup olmadığını bilmek isterse kalbini imtihan etsin. Eğer hem bize, hem de düşmanımıza muhabbeti varsa bilsin ki bizden değil, biz de ondan değiliz. Allah ve Cebrail, ve Mikail onun düşmanıdır. Ve Allah kafirlerin düşmanıdır.”
    • Tevil-ul Ayat, s: 439;
    • Bihar, c: 24, s: 317
    HADİS NO:3)
    Resulullah sas buyurdular:
    “Ümmetimin en şerli alimleri onlardır ki, halkı bizim kapımızdan saptırır, onları zelalete (sapıklık) çeker, bizim düşmanlarımızın ve bizim muhaliflerimizin önde gelenlerini, bize has isim ve lakaplarla yad edip onlara rahmet gönderirler. Halbuki onlar lanet ve nefrete layıktırlar.”
    • Tefsir-i İmam Hasan-ul Askeri as, s: 381;
    • İhticac, c: 2, s: 458;
    • Bihar, c. 2, s: 88
    HADİS NO:4)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular:
    “Her kim bizim hakkımızda kötü konuşanlarla ilişki kurarsa, bize buğz eden ve kini olan kimseyi överse veya bizden ayrılanlarla birleşirse veya bize birleşenlerden ayrılırsa veya bizim düşmanlarımızın vilayetine inanırsa veya bizim dostumuza düşman olursa Seb-ul Mesani’ (yedi süre) yi ve Kuran’ı nazil edene kafir olmuşlardır.”
    • Emali-i Şayh Saduk; s: 56;
    • Vesail-u Şia. c: 16, s: 246;
    • Bihar, c: 27, s: 55;
    • Revzat-ul Vaizin, c: 2, s: 417;
    • Mişkat-ul Envar, s: 84
    HADİS NO:5)
    İmam Bakır aleyhisselam buyurdular:
    “Üç gurubun amel ve ibadeti Allahın dergahına sunulmayacaktır.
  16. Biz Ehlibeyt’in kin’iyle dünyadan giden,
  17. bizim düşmanlarımızın vilayetine iman getiren ve
  18. Özellikle Ebubekir ve Ömer’i kabul eden.”
    • Tegrib-ul Mearif, s: 247,
    • Bihar, c: 30, s: 33
    HADİS NO:6)
    İmam Sadık aleyhisselam bu ayeti buyurdular: “Nefslerinizde olan şeyleri dışarı vursanız da gizleseniz de, Allah sizi onunla hesaba çekecektir, bundan sonra Allah istediğini affeder, istediğini azaplandırır.” (Bakara-284) Her kimin kalbinde zerre kadar Ebubekir ve Ömer’in muhabbeti olsa hiçbir zaman Cennete girme hakkı yoktur.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 1, s: 156;
    • Bihar,c:30,s:215,c:27,s:57
    HADİS NO:7)
    İmam Ali aleyhisselam buyurdular: “Mümkün değildir benim muhabbetim ile Osman muhabbeti bir kalpte toplansın. Zira muhakkak bu ikisinden biri diğerinin kökünü kazıyacaktır.”
    • Tegrib-ul Mearif, s: 247,
    • Bihar, c: 31, s: 307
    HADİS NO:8)
    İmam Sadık aleyhisselam’ın huzuruna arz olundu ki, filan adam siz Ehlibeyt’in aleyhisselam dostlarındandır. Adam sizin düşmanlarınızdan beraatte tembeldir. (zayıftır) İmam as buyurdu: “Hiçbir zaman böyle birşeyin olması mümkün değil. Herkim bizim düşmanımızdan beraat etmezse bize muhabbeti olduğuna dair iddiası yalandır.”
    • Musterafatus-Serair,s:640; Bihar,c:27,s:58
    HADİS NO:9)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular: “Her kim biz Ehlibeyt’in düşmanlarının ve zülümkarlarının küfründe şekk ederse kafirdir.”
    • Şeyh Saduk, s: 79-80;
    • Vesail-uş Şia, c: 28, s: 345;
    • Bihar, c: 27, s: 62
    HADİS NO:10)
    Birçok rivayettte Ehlibeyt İmamları aleyhisselam buyururlar:“Allah u Teala üç tane gurupla konuşmayacaktır ve onlara hiçbir zaman bakmayacaktır ve onlar elim azaba müptela olacaklardır. Yalan yere imamet iddiasında bulunan kimseler, Masum İmamları aleyhisselam inkar edenler ve Ebubekir ve Ömer’in bir zerre miktarınca dahi müslümanlıktan faydalandığını düşünenler.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 1, s: 178;
    • Bihar, c: 25, s: 112;
    • Müstedrek-ül Vesail, c: 18, s: 175;
    • Usul-u Kafi, c: 1,s :373;
    • Vesail-u Şia, c: 28, s: 341-349;
    • Hisal, Şeyh Saduk, c: 1,s:106
    HADİS NO:11)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular: “Her kim bizi ve bizim dostlarımızı, hiçbir dünya menfaati olmadan sadece Allah rızası için sever ve bizim düşmanlarımızla şahsi kini olmadan düşman olursa, kıyamet sahrasına geldiğinde çöllerin kumları miktarınca, denizlerin üstündeki köpük miktarınca günahı da olsa Allah’u Teala onu bağışlar.”
    İmam Seccad aleyhisselam yine buyurdu ki; “O şahıs, Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem, Hz İbrahim aleyhisselam ve İmam Ali aleyhisselam ile mahşer sahrasına gelir.”
    • İrşad-ul Gulub, c: 2, s: 253;
    • Emali-i Şeyh Tusi, s. 156;
    • Beşarat-ul Mustafa, s: 89; Bihar, c: 27, s: 106
    HADİS NO:12)
    İmam Rıza aleyhisselam buyurdular: “Bizim şialarımız o kimselerdir ki, Ehlibeyt aleyhisselam’ın vilayetini kabul edip, bizim düşmanlarımızdan beraat ederler, onlar iman, takva, vera (günahı dahi düşünmeyen) ve Allah tan korkanlardırlar.”
    • Fezail-ul Eşher-us Selase, s: 105;
    • Vesail-uş Şia, c: 1, s: 24
    HADİS NO:13)
    İmam Rıza aleyhisselam buyurdular: “Dinin kemali bizim vilayetimizle, bizim düşmanlarımızdan beraat etmektir.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 258;
    • Bihar, c: 27, s: 58-59
    HADİS NO:14)
    İmam Bakır aleyhisselam buyurdular: “Allah’u Teala seçtiği bütün peygamberleri, bizim vilayetimiz ve bizim düşmanlarımıza beraat üzerine seçmiştir. Öyle ki Allah’u Teala Kuran da buyuruyor: ‘ve gerçekten de her ümmete bir resul gönderdik, ibadet etsin ve tağuttan uzak dursun diye ve onlardan Allahın hidayet ettikleri var ve onlardan sapıklığa düşenleri var’ (Nahl-36)”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 258;
    • Bihar, c: 24, s:330
    HADİS NO:15)
    İmam Hasan’ul Askeri aleyhisselam buyurdular: “Muminin kıyametteki nurunun yayılış mesafesi, onun Ehli Beyt’e aleyhisselam olan sevgisi ve onların düşmanlarına olan düşmanlığı derecesindedir.”
    • Tefsir-i İmam Hasan-ul Askeri as, s:606;
    • Bihar, c:25, s: 6; c: 96, s: 259
    HADİS NO:16)
    İmam Sadık aleyhisselam buyurdular: “Allah’ın velilerinin vilayet ve muhabbeti ve onların düşmanlarından beraat vaciptir. Al-i Muhammed’e sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem sitem edenlerden, onların hürmetini çiğneyenlerden, Fedek’i ve Hz Fatime selamullah aleyha’nın mirasını zorla alıp, Hz Ali’nin aleyhisselam hakkını yağma edenlerden, Hz Fatime’nin selamullah aleyha kapısını yakmak için karar alıp sitem binasının esasını sağlam kılıp Resulullah sallalahu aleyhi ve
    alihi ve sellem siret ve sünnetini alt üst edenlerden beraat etmek.. Zelalet ve sapıklık önderleri
    olan Ensab ve Ezlam’dan, zülüm ve sitem bayraktarlarına birincisinden sonuncusuna kadar beraat etmek vaciptir.”
    • Hisal, c: 2, s: 607;
    • Bihar, c: 10, s: 226;
    • Uyun-u Ahbar-i Rıza as, c: 2, s: 124
    HADİS NO:17)
    Ebu Hamza-i Somali, İmam Seccad aleyhisselam’a arz etti ki; “İmanın hakikatinin kamil oluşu ne üzerinedir?”
    İmam aleyhisselam buyurdular: “Allah’ın velilerinin vilayeti, Allah’ın düşmanlarını düşman bilmek ve Allah’ın emir verdiği sadıklarla beraber olmak üzerinedir.”
    Daha sonra Hazret aleyhisselam Allah’ın velilerinin Ehlibeyt aleyhisselam olarak açıkladı, Allah’ın düşmanları ise Ebubekir, Ömer, Osman, Muaviye ve onların takipçileridir diye buyurdu.”
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 116;
    • Bihar, c: 27, s: 57
    HADİS NO:18)
    İmam Musa-i Kazım aleyhisselam buyurdular: “Andolsun kendi canıma o iki kişi en baştan münafık idiler. Allah Azze ve Celle’nin kelemını reddettiler, Peygamber’i sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem alaya aldılar, her, ikisi de kafirdir. Allah’ın meleklerin ve bütün insanların laneti onlara olsun. Andolsun Allah’a müslüman gibi göründükleri andan itibaren hiçbir zaman kalplerinde imanları yoktu ve süreklki onların şekleri artıyordu. Her zaman hilebaz, şekk, şüphe ve nifak
    ehliydiler. Allah’ın azap melekleri ruhlarını kabzedip, cehennemdeki en kötü Dar-ul makama
    götürülünceye kadar böyleydiler.”
    • Usul-u Kafi, c: 8, s: 125;
    • Bihar, c: 48, s: 242, c: 75, s: 329
    HADİS NO:19)
    Sad ibn-i Abdullah-ı Aşeri, İmam Mehdi aleyhisselam dan, Ebubekir ve Ömer’in neden kendilerini müslüman olarak izhar ettiklerini sorunca;
    İmam aleyhisselam buyurdular: “Onlar tamah üzerine müslüman oldular, zira Yahudilerle olan samimiyetlerinden dolayı, onlardan ister Tevrat ve diğer asumani kitaplardan Hz Muhammed sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem hakkında ve O’nun dininin bütün alemde hakim olacağına dair bilgiler almışlardı. Resulullah sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem kıyam edeceğini, Baht-un Nasr’ın İsrailoğullarına olan galip olması gibi bütün Arab’a galip geleceğine ”
    • Bihar, c: 30, s: 185; c: 52, s: 85;
    • İhticac, c: 2, s: 465;
    • El-Heraic-i vel Ceraih, c: 1, s: 482;
    • Delail-ul İmamet, s: 279;
    • Kemul-ud Din, c: 2, s: 462
    HADİS NO:20)
    İmam Ali aleyhisselam buyurdular: “Allah, Ebuzer’e, Selamana ve Miktad’a rahmet etsin. Onlara Ebubekir ve Ömer’i ne kadar iyi tanıyorlardı ve onların o ikisi, ne nefret ve beraatleri ne kadar şiddetliydi ve onlar o ikisine ne kadar lanet ve nifrin ediyorlardı.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 931
    HADİS NO:21)
    İmam Ali as Ömer’e beddua ettikten sonra şöyle buyurdular: “Allah’ım! Her taşa ve toprağa dahi zulüm eden Ömer’e lanet et.”
    • El-Cemel, s: 171
    HADİS NO:22)
    Hz Fatime sa, Ebubekir ve Ömer’e hitap ederek şöyle buyurdular: “Allah’ı ve meleklerini şahit tutuyorum ki siz beni kızdırdınız ve kendinizden razı kılmadınız. Ne zaman Peygamber sas’i görecek olursam, kesinlikle sizi şikayet edeceğim.”
    Daha sonra Ebubekir ağlamaya başladı. Hz Zehra sa ona hitaben buyurdu: “Andolsun Allah’a kıldığım her namazda sana lanet ediyorum.”
    • El-İmamet-u ves Siyaset; c: 1, s: 19-20;
    • Bihar-ul Envar, c: 38, s: 358, c: 29, s: 328;
    • El-Eşraf, Belazeri, c: 10, s: 79,
    • Dar-ul Fikr çapı; El-Resail-ul Siyasiyye, Cahiz, s: 467,
    • Mekteb-etul Dar-ul Hilal çapı; Şerh-i İbn-i Ebul Hadid, c: 16, s: 246
    HADİS NO:23)
    Ravi, İmam Muhammed Bakır as dan, Ebubekir ve Ömer hakkında sordu, İmam as buyurdu: “Ne soruyorsun o ikisinin hakkında! Andolsun Allah’a Bizim aileden geçmişte yaşayan herkes o ikisine gazap ederdi ve bugün de bizim hepimiz o ikisine gazaplıyız. Bizim büyüklerimiz, küçüklerine o ikisine düşman olmalarını öğretirler. O ikisi bize zulmettiler, hakkımızı aldılar, bize has kılınmış ganimeti (humusu) bize uzak kıldılar, bizim hürmetimizi çiğneyen ve zulmeden ilk kimselerdir. İslamda bizim aleyhimize öyle bir fit ne icat ettiler ki, Hz Mehdi as’ın kıyamına kadar devam edecektir. O hazret zuhur ettiğinde onların cinayetlerini izhar edip yalancı tabligatlarını, uydurma faziletlerin önünü alacaktır. Andolsun Allah’a biz Ehlibeyt’e gelen her belanın, önümüze çıkan her zorluğun, easını ve tamelini o ikisi atmıştır. Öyleyse Allah’ın meleklerin ve tüm insanların laneti o ikisine olsun.”
    • Tevil-ul Ayat, s: 128;
    • Usul-u Kafi, c: 8, s: 245;
    • Bihar, c: 30, s:269
    HADİS NO:24)
    Haris-i Hemedani diyor ki, “Gece Emir-ul Muminin as’ın mukaddes huzuruna müşerref
    oldum;
    İmam as buyurdular: “Niye gecenin bu vaktinde buraya gekdin?”
    Arzettim; – Size olan sevgim beni buraya çekmiştir.
    Buyurdular: “Seni Allah’a ant veriyorum doğru mu diyorsun?
    Arzettim; – Evet.
    İmam as buyurdular: “İstemez misin bize ve bizim dostlarımıza herkesten daha düşman olanların kimler olduğunu diyeyim?
    Arzettim; – Elbette ki isterim Ya Emire-l Muminin as, Andolsun Allah’a kimlerin olduğunu tahmin edebiliyorum.
    İmam as buyurdu: – Söyle.
    Arzettim; – Filan ve Filan.
    İmam as buyurdular: “Yakınlaş, yakına gel.
    Ben O as’ın yanına gittikten sonra buyurdular: “ -O ikisinde beraat et, Allah’ta onlardan beridir.”
    Başka bir rivayette ise ise İmam as şöyle buyurdu: – Andolsun tohumu yaran ve insanları yaratana! Benim de maksadım o ikisiydi. Onlar benim hakkıma zulmettiler. Yaşantımı zora soktular. Beni kıskanıp, eziyet ettiler. Cehennemlikler ateşin ortasında, onların bağırışları ve feryatlarından ve Resulullah sas’in sürekli onları azaplandırmasından eziyet çekmektedirler.”
    • Takrib-ul Mearif, s: 242;
    • Bihar, c: 30, s: 379
    HADİS NO:25)
    Ebu Hamza-i Sumali diyor ki, İmam Seccad as’a arzettim: “ -Bazı sorularım var ki, takiyyesiz sorup cevap almak istiyorum. İmam as kabul etti.
    Arzettim; – Ebubekir ve Ömer hakkında ne düşünüyorsunuz?
    İmam as buyurdular: “Allah’ın bütün lanetleri o ikisine olsun. Andolsun Allah’a her ikisi de yüce Allah’a karşı şirk ve küfür halinde dünyadan gittiler.”
    • Vesail-u Deracat, s: 269;
    • Bihar, c: 27, s: 29; c: 30, s: 145
    HADİS NO:26)
    İmam Sadık as buyurdular: “Ebubekir ve Ömer Kureyş’in yanında, taptıkları iki put idi.”
    • Takrib-ul Mearif, s: 248;
    • Bihar-ul Envar, c: 30, s: 384,
    HADİS NO:27)
    İmam Muhammed Bakır as buyurdular: “O ikisi bize zulmeden ilk kimselerdir. Hakkımızı yağma ettiler. Bizim hürmetimizi çiğneyip, kıyamete kadar kapanmayacak zulüm ve sitem kapılarını açtılar. Allah bizim hakkımızda yaptıkları zulümden geçmesin ve onları bağışlamasın.”
    • Takrib-ul Mearif, s: 247;
    • Bihar, c: 30, s: 383
    HADİS NO:28)
    Ebu Hamza-i Sumali diyor, “gizlide İmam Seccad as’dan, Ebubekir ve Ömer hakkında sordum.”
    İmam as buyurdular: “O ikisi bizim hakkımızda zulmeden ilk kimselerdi. Bizim mirasımızı yağma ederek hilafet makamına yaslandılar. Allah onları bağışlamasın ve onlara rahmetmesin. Her ikiside kafir idi. Onların vilayetine inanan herkes kafirdir.”
    (Takrib-ul Mearif, s: 244;
    Bihar-ul Envar, c: 30, s: 381, c: 69, s: 137
    HADİS NO:29)
    İmam Sadık as, Kemed * dağından geçerken o ikisinin azapta olduğunu gördü.
    İmam as onlara hitaben buyurdu: “Allah kalbinde size karşı rahmi olana rahmetmesin. Yaptığınız kötü amellerin azap ve vebalini tadın ki Allah kullarına zulmetmez.”
    *Medine ile Mekke arasında bir dağdır.
    • Kamil-uz Ziyarat, s: 326;
    • Sevab-ul Amal, s: 218;
    • El-İhtisas, s: 343;
    • Bihar, c: 30, s:189)
    HADİS NO:30)
    İmam Sadık as buyurdular: “Kıyamete kadar dökülecek her haksız kan, haramdan elde edilen her mal ve müretikip olunacak her fuhuş ve kötülük, İmam Mehdi as kıyam edene kadar onların boynunadır. Biz Haşimoğulları büyüklerimize ve küçüklerimize o ikisine küfür edip lanet okumalarını emrediyoruz.”
    • Rical-ı Keşşi, s: 206;
    • Bihar, c: 30, s: 398
    HADİS NO:31)
    Ravi Mina da İmam Bakır as’a arzetti ki, “-Allah beni size fada etsin! Bu hac amellerinde sizden bir şey gördüm ki, hiçkimse sizin gibi yapmıyordu. Siz şeytanı taşladıktan sonra beş tane taş alıp sağ ve sol tarafına vurdunuz.
    İmam as buyurdular: “ -Evet ey amcamın oğlu! Her sene hac mevsiminde Allah, o iki zalim, ahdini kıranı canlı bir şekilde burada dar ağacına asılmış bir şekilde getirir ve İmam’dan başka kimse onları görmez. Ben birincisine iki tane taş vurdum, ikincisine üç tane. Çünkü O’nun küfrü daha çok, bize olan düşmanlığını izhar etmekte daha şiddetli idi, gelki birincisi de daha vahşi ve acıydı.”
    • El Heraici vel Ceraih, c: 2, s: 815;
    • Bihar, c: 30, s: 192;
    • Müstedrek-ül Vesail, c: 10, s: 78
    HADİS NO:32)
    İmam Sadık as buyurdular: “Emir-ul Muminin lakabı sadece Ali İbn-i Ebu Talib as’ındır ki, Allah u Teala bunu O hazrete has kılmıştır. O Hazretten başka bu lakapla çağrılan ve buna razı olan herkes menkuh (ibne) dir. Gerçi önceden müptela olmasada (sonradan mutlaka olacakt ır) ve bu ayeti şerife de Allah’u Teala’nın maksadı bu konudur: “Onlar, O’nu bırakırlar da dişi putlara yönelirler, böylece de ancak inatçı Şeytana uymuş olurlar.” (Nisa-117)
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 1, s: 276;
    • Vesail-u Şia, c: 14, s: 600;
    • Müstedrek-ül Vesail, c: 10, s: 400;
    • Bihar, c: 37, s: 331
    HADİS NO:33)
    İmam Sadık as buyurdular: “Kıyamet günü Ömer’i 120 tane kelepçe ve 120 tane tasma (zincir) ile getirecekler Şeytan onu görüp şaşırarak diyecektir ki, -Bu kimdir ki, Allah azabını bu kadar çok etmiştir. Oysa herkesi saptıran ben idim.
    Diyeceklerdir ki; – Bu Ömer’dir.
    • Tefsir-i Ayyaşi, c: 2, s: 223;
    • Bihar, c: 52, s: 308
    Başka bir rivayette gelmiştir ki, “O gün hiç kimse Onun gibi azaplanmayacaktır, kimsenin yükü Onunki gibi ağır olmayacaktır.” (Fecr-25-26) “Bu ayeti şerifeden maksat Ömer’dir ki, kıyametten azabı herkesten daha çok, vurulduğu tasma ve zincirler harkesten şiddetli olacaktır.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 593;
    • İhticac, s: 58;
    • Tefsir-i Kummi, c: 2, s: 421;
    • Tevil-ul Ayat, s: 768;
    • Bihar, c: 28, s: 276
    HADİS NO:34)
    Salman-ı Farisi diyor ki, “İmam Ali as, Ebubekirle biat edildiği gün buyurdular ki: “Ben sadece bir konuyu demek istiyorum ve Ey siz dört kişi! (Selan, Ebuzer, Miktad, Zubeyr) Sizi Allah’a ant veriyorum! Acab Allah Resulünden şöyle buyurduğunu duymadınız mı? Oniki kişi, altısı geçmişlerden, altısı sonrakilerden ateşten sandığın içinde cehennem kuyularının içindedirler. Öyle bir sandık ki ona kilit vurulmuştur. Öyle bir kuyu ki sahrası vardır. Allah’u Teala Cehennemi alevlendirmek istediğinde o sahrayı kuyunun ağzından kaldırır. Cehennem o kuyunun alevinden Allah’a sığınır. Ben onların kim olduklarını Resulullah sas’den sorduğumda şöyle buyurdular: “Öncekiler, kardeşini öldüren Hz Adem’in oğlu Kabil, ikincisi Firavunların firavunu, Hz İbrahim ile Allah konusunda çekişen Nemrut ve İsrail oğullarından iki kiş i ki Asumani (indirilen) kitabı tahrif, peygamberlerin sünnetinin değiştirilmesine sebep oldular. Biri insanları Yahudi, diğeri ise İnsanların Nasrani olmalarına sebep oldular. Onların altıncısı İblis’tir. Ama sonrakiler ise; Deccal ve Mel’une sahifesini yazan beş kişi.”
    Ey Kardeşim! Bunlar sana düşmanlık üzerine ahd ettiler ve senin aleyhine birbirlerine yardımcı olmak konusunda karar aldılar. Daha sonra onların isimlerini bir bir bana söyledi.
    Salman diyor ki, “biz dört kişi arzettik ki; – Doğru diyorsun biz şahadet veriyoruz ki bu konuyu Resulullah sas den işitmişiz.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 569;
    • Bihar, c: 30, s: 405
    HADİS NO:35)
    Resulullah sas buyurdular: “Osman sırat köprüsünde bir murdar (leş) olacaktır, dostları ona doğru çekilecek, düşmanları onu ezip geçecekler.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310
    HADİS NO:36)
    İmam Hasan as buyurdular: “Ey Şia topluluğu! Evlatlarınıza Osman’ın buğzunu öğretin. Eğer birisinin kalbinde Osmanın muhabbeti olursa Deccal’ı terk eder ise ona yönelir ve ona iman getirir ve eğer ölmüş ise kabirde ona iman eder.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310)
    HADİS NO:37) İmam Ali as buyurdular: “Osman üç defa kafir olmuştur ve üç defa hile ile ahdini bozmuştur ve üç defa lanetlik olmuştur ve onda birçok belalar vardır. Ne imanda herhangi bir öncülüğü, ne sağlam ve sabit bir hicreti yoktur ve kalbi sürekli olarak nifakla doludur ve Uhut günü insanları Peygambere yardımdan alıkoyan o idi.” (Tekrib-ul Mearif, s. 293; Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310)
    HADİS NO:38)
    İmam Ali as buyurdular: “Ben muminlerin en büyük yardımcısıyım ve Osman kafirlerin ve münafıkların en büyük yardımcısıdır.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310
    HADİS NO:39)
    İmam Ali as, Sıffın’da insanları cihata yönlendirirken şöyle buyuruyordu: “Göç edin ve o kimselerle savaşın ki kendi günahlarından hiçbirşey eksilmeden, onların günahlarını da omuzlarına alanın kanı için savaşanlarla. Andolsun Allah’a Osman kıyamete kadar onların günahlarının ağırlığını da omuzlarına alacaktır ve onların da kendi günahlarından hiçbirşey eksilmeyecektir.”
    • Tekrib-ul Mearif, s. 293;
    • Bihar-ul Envar, c: 31, s: 310
    HADİS NO:40)
    İmam Sadık as buyurdular: “Talha ile Zubeyr, birini İmam Ali as’ın yanına göndererek şöyle dediler. ‘Sen bizim hürmetimizi çiğneyip bize lanet ediyorsun, niye böyle yapıyorsun? Senin gibi birisinden bize lanet etmeyi kendi dini karar kılmasını beklemezdik. Bu işinle bizi yendiğini mi düşünüyorsun?
    İmam Ali as cevabında buyurdular: …Niye benim lanet ve nefretimden firar ediyorsunuz? Her zaman için bir amel vardır. Ben savaşlarda kılıcımla savaş dışında lanet ve nefretimle size olan düşmanlığımı izhar ediyorum (ortaya koyuyorum.)”
    • Usul-u Kafi, c: 1, s: 343;
    • Bihar, c: 32, s: 128
    HADİS NO:41)
    “ günah işlediniz ve yüz döndünüz ve yeryüzünde fesat işlediniz
    (Muhammed süresi-22) Bu ayet nazil olduğunda Resulullah sas Ebubekir, Ömer ve Osman’ı çağırttı ve meclise hazır etti ve buyurdular:
    “Bu ayet sizin hakkınızda inmiştir.”
    • Es Sırat-ı Mustakim, c: 3, s: 40
    HADİS NO:42)
    İmam Hasan ul Askeri as buyurdular: “Şahısın biri İmam Sadık as a arzetti ki Ey Peygamberin evladı! Ben size yardım etmekte zayıf ve güçsüzüm. Benim elimden gelen tek şey sizin düşmanlarınıza düşman olmak ve onlara lanet okumaktır. Benim bu halimi nasıl değerlendiriyorsunuz.?
    İmam as cevabında buyurdular: Babam babasından, o ceddinden ve Onlar Peygamber sas den şöyle rivayet etmiştir: Her kimin bize yardım etmeğe gücü kuvveti olmaz ve namazlarında bizim düşmanlarımıza lanet okursa Allah onun sesini yerden arşa kadar bütün meleklere duyurur. Onlarda bu şahısla beraber hem seda olur lanette buna eşlik ederler ve daha sonra dua ederek derler: Rabbimiz! Ehlibeyt as’a yardım etmekte gücü yettikçe çalışan kuluna selam et. Eğer bundan daha fazla gücü olursa esirgemez idi.
    O sırada Allah tarafından nida gelir. “Ey Meleklerim! Sizin duanızı duyup icabet ettim. Ve ruhlar arasında bu kulumun ruhuna rahmet gönderip onu kendi yanımdaki seçilmişlerden ve beğenilmişlerden karar kıldım.”
    • İrşad-ul Gulub, c: 2, s: 426;
    • Mustedrek-ul Vesail, c: 4, s: 410;
  • Bihar-ul Envar, c: 27, s: 222, c: 89, s: 252
    HADİS NO:43)
    İmam Ali as buyurdular: “Hayret! Bu ümmet nasıl da bu üçüne dil verip onlara kandılar. Onlardan ve onlara inananlardan nasıl bir muhabbet var kalplerinde, öyle kimselere muhabbet ediyorlar ki kendilerini Allah’ın yolundan alıkoymakta, dinden çıkarmakta. Andolsun Allah’a ayak uçlarıyla toprağın üstünde dursalar ve başlarına kül dökseler ağlayarak ve ısrarla sapıklıklarına sebep olan ve kendilerini Allah yolundan alıkoyan ve kendilerini ateşe çağıran ve onları Allah’ın gazabına maruz koyan ve onları cehennemlik eden kimselere (Ebubekir, Ömer ve Osman’a işaret ederek) kıyamete kadar bu şekilde lanet okusalar yine de onlara lanet edilmesi gerektiği gibi lanet edemezler.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 702; Bihar, c: 30, s: 307
    HADİS NO:44)
    İmam Sadık as her vacip namazdan sonra dört erkeğe ve dört kadına lanet okurdu. Bunlar erkeklerden, Ebubekir, Ömer, Osman ve Muaviye; kadınlardan ise, Aişe, Hafsa, Hinde ve Muaviyenin kızkardeşi Ummul Hekem.”
    • Usul-u Kafi, c: 2, s: 243;
    • Tehzib, c: 2, s: 321;
    • Vesail-u Şia, c: 6, s: 462;
    • Bihar c: 30, 397)
    HADİS NO:45)
    İmam Sadık as, Mubahele Günü şöyle dua etti: “Rabbim! Muhammed ve Ali Muhammed sas’e selavat gönder. Ve beni sana iman, Peygamberini tastik, Ali ibn-i Ebu Talip as’ın vilayeti, Al-i Muhammet sas’in imamlarından tabeyyet (tabi ) ve onların düşmanlarına bereat ve düşmanlık üzerine haşret. Ben bu inanca razıyım Ey Rabbim!.”
    • Misbah-ul Muteheccid, s: 762;
    • Misah-ı Şeyh Kefemi, s: 694;
    • El Beled-ul Emin, s: 264)
    HADİS NO:46)
    Ziyaret-i Nahiye-i Mukaddese de gelmiştir ki: “Ey Rabbim! Kalbimi, sinemi imanın nuru ile, sevgimi Muhammed ve Al-i Muhammed sa’in muvalat (sevgi) nuru ile, yakinimi Muhammed ve Al¬i Muhammed sas düşmanlarına olan beraatin kuvvetiyle doldur ki seninle mülakat ettiğimde ahit ve misakına vefa etmiş ve senin rahmetine şamil olanlardan olayım.”
    • Bihar, c: 91, s: 40; c: 99, s: 95
    HADİS NO:47)
    Resulullah sas Gadir-i Hum Hutbesinde, vilayet ve beraat üstüne birçok işarette bulunmuştur. Bazı yerlerinde şöyle demiştir:
    “Her kim Ali as ile muhalefet ederse melundur ve her kim Ona uyarsa Allah’ın rahmetine uğrar. Ey İnsanlar! O Allah tarafından imamdır. Ve Allah onun vilayetini inkar edenin tevbesini hiçbir zaman kabul etmez ve onu hiçbir zaman bağışlamaz. Bu Ona muhalefet konusunda Allah’ın kesin iradesidir. Ve böyle olanlar Allah’ın elim ve sürekli azabında olacaklardır. Öyleyse ona muhalefet etmekten sakının ki Allah’ın buyurduğu bu ateşe düçar olmayasınız. “Alevi, insanlar ve taşlar olan, kafirler için hazırlanan ateşten sakının.”
    Her kim bu konuda şüphe ederse kafirdir. Her kim bu konunu bir kısmında şüphe ederse
    gerçekten de tamamında şüphe etmiştir ve onun yeri ateştir İnsanlar! Hz Ali as’ı üstün bilin ki
    benden sonra bütün erkek ve kadınlardan üstündür. Ve bizim vasıtamızladır Allah rızkı nazil eder ve mahluk yaşantısını devam ettirir. Her kim denilen konulara mutabık olmazsa ve reddederse melundur melun, mağzup tur mağzup (gazap olunmuş). Bilin Cebrail Allah tarafından şu mesajı getirmiştir ve diyor ki: “Her kim Hz Ali as ile düşmanlık ederse benimle düşmanlık etmiştir ve her kim Onun vilayetini kabul etmezse benim lanet ve gazabım ona olsun.”
    Öyleyse herkes yarınki kıyamet günü için ne gönderdiğine baksın. Korkun ona muhalefet etmekten ve sabit olduktan sonra titreyen ayaklardan ve gerçekten de Allah yaptığınız herşeyi bilir haberdardır.
    Allah’ın emriyle diyorum. Ey Rabbim! Onun vilayetinde olan herkesi sev, ona düşman olan herkese düşman ol, onu inkar eden herkese lanet et, onun hakkını inkar edene gazap et. İnsanlar! Allah sizin dininizi sadece onun vilayeti üzerine kamil etmiştir. Öyleyse ona ve evlatlarım olan İmamlara iktida etmeyenlerin bütün amelleri zayi ve cehennem ateşine cavidan olacaklardır. Ve onların azabı asla azaltılmayacak ve hiçbir zaman onlara bakılmayacaktır.
    İnsanlar! Benden sonra kıyamet günü yardım olunmayacak ve sizi ateşe davet eden imamlar olacaktır.
    İnsanlar! ben ve Rabbim onlardan bizarız (beriyiz)
    İnsanlar! Onlar, yarenleri, ardıca gidenleri cehennemin en alt derecelerinde yer bulmuşlardır ve mütekebbirler için ne kadar kötü bir yerdir. Bilin ki onlar sahife ashabıdırlar. Herkesin kendi sahifesine bakması gerekir. (Daha sonra buyurdular, az bir guruptan başka) Diğer insanlar sahife meselesinin ne olduğunu anlamadılar.
    İnsanlar! Benden sonra imameti padişahlığa dönderip onu ehlinden gaspedeceklerdir. Allah’ın laneti gaspedenlere ve bu gaspedenlere razı olanlara olsun.”
    • İhticac, c: 1, s: 59-62;
    • Bihar, c: 37, s: 207-210
    HADİS NO:48)
    İmam Ali as buyurdular: “Ömer’in ve dostunun (Ebubekir), kötü amelleri ve ayıpları sayılabilecekten çok fazladır.”
    • Kitab-ı Süleym, s: 684;
    • İrşad-ı Gulub, c: 2, s: 400
İLGİLİ YAZILAR

Kütüphane

Yazarlar

Çizginin Gücü

ŞİİR

Alevilik Takvimi

Alevilik Takvimi 2024-2025-2026

2024 13 – 15 ŞUBAT 2024HIZIR ORUCU 21 MART 2024HZ ALİ ‘NİN DOĞUMU NEVRUZ BAYRAMI(21 Mart 598) 31 MART 2024HZ ALİ ‘NİN ŞAHADETİ GÜNÜ(21 Ramazan 40 Hicri) 05/06...