Ceviz kabuğunun içinden bakıp
Şu koca dünyayı dar sanma OĞUL
Cürümü kendinden meydana çıkıp
Kırkpınar da kendin er sanma OĞUL
Ellerde er vardır gözle görülmez
Görülmez deryalar akar durulmaz
Sahipsiz sofraya bağdaş kurulmaz
Karıncalar gözün kör sanma OĞUL
Rızasız bahçenin derme güllerin
Gül dikendir yaralanır ellerin
Kulak duysun ne konuşur dillerin
Cıngıllı bağlarım var sanma OĞUL
Dost ile dost geçin ipe un serme
Kendin gözet elin kusurun görme
İçindeki sırrı yad’ele verme
Her ak’sakallıyı pir sanma OĞUL
Zaman tünelinin kuralı böyle
Gönlünü eylersen saz ile eğle
Az söyle öz söyle gerçeği söyle
Her tuttuğun eli kir sanma OĞUL
Kapat yaran el sürdürme derdine
Derdin anlat dert bilenin merdine
Sevmiyorsa dönüp bakma ardına
Her sarı saçlıyı yar sanma OĞUL
Yol verme yolsuza haklıya vurma
Candaş kavgasında uzakta durma
Yüzme bilmiyorsan dereye girme
Kırmızı taşları nar sanma OĞUL
Garip YADİGAR’IM temiz tut kanın
Anılacak olsun şöhretin şanın
İçinde doğduğun koca bu hanın
Çiftedir kapısı bir sanma oğul
Ozan garip YADİGAR 20 4 2020