Pazartesi, Ekim 27, 2025
No menu items!
Ana Sayfa Blog Sayfa 150

Gafil kalma şaşkın bir gün ölürsün

0

Gafil kalma şaşkın bir gün ölürsün
Dünya dolu malın olsa ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmancalık ele geçmez ne fayda

Bir gün seni götürürler evinden
Hakk’ın kelamını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrail’in elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda

Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helalini haramdan seçmezsin
Kesilir kısmetin su da içmezsin
Akan çaylar senin olsa ne fayda

Sen söylersin söz içinde sözüm var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Hiç demezsin üç beş arşın bezim var
Bedestanlar senin olsa ne fayda

Kul Himmet Üstadım çöksem otursam
Türlü varlığımı ele götürsem
Dünya benim diye zapta geçirsem
Bütün dünya senin olsa ne fayda

Ey âşıki saramadın yâremi

0

Ey âşıki saramadın yâremi
Yâreme em olup merhem çalasın
Yarem deşilmiştir sarılmaz madem
Arayıp da hekimini bulasın

Dört kapı açıldı hangisi vardır
Bu manaya ermek hayli hünerdir
Deryanın dibinde kaç şehir vardır
Çarşısını pazarını bilesin

Mehdî çıkmış diye tellâl bağırdı
Bir teknesi vardır kırklar yoğurdı
On iki kız sekiz oğlan doğurdu
Onların ne olduğunu bilesin

Âşıkların sözlerine has derim
Muhammed’i gördüm Ali dost derim
Yedi bin yedi yüz âyet isterim
Yüz on daha vardır onu bilesin

Benim sevdiceğim Takî Nakî’dir
Dost bağında bülbüller şakıtır
Yüz kardaşın hocası var okutur
Onlarıñ da ne olduğun bilesin

Düzüm düzüm olmuş yüzünün beni
Açılmıştır gül benzinde yanağı
Sar’öküzün alnındaki beneği
Kanadında ne yazılı bilesin

Var bul bir delilin yaka fenerin
Kaç hamail vardır şems ü kamerin
Sar’öküzün bastıcağı mermerin
Direğinde ne olduğun bilesin

Âriflerin sözü hilaf yazılmaz
Güher olmayınca hatem düzülmez
Bir kız vardır hergiz kuşağı çözülmez
Anasının kande olduğun bilesin

Dinleyeyim Kul Himmet’in sözlerin
Onda gördüm yedilerin izlerin
Muhammed’in koynundaki kızların
Huri midir peri midir bilesin

Başına gelmişe bir yol danışam

0

Başına gelmişe bir yol danışam
Böyle ayrılığı gören var m’ola
Bir dertli bulam da derdim bölüşem
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Aşıklar kalemi böyle yazıldı
Ciğerciğim bölük bölük ezildi
Sinem şerha şerha oldu üzüldü
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Aşıklar bağrımı yaralı kodu
İrakipler her yerde hasmınım dedi
Ferhat’ı Şirin’den ayıran cadı
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Hak Muhammet Ali bilir halimden
Bülbül vaz gelir mi gonca gülünden
Ayrılığı zor demişler ölümden
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Kul Himmet Üstadım haller nic’oldu
Ah ettim irakip belasın buldu
Sevdiğim dağların ardında kaldı
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Bizi bu sevdaya salan

0

Bizi bu sevdaya salan
Kendü cenabı Allah’tır
Bu sevdaya meyil veren
İşi gücü eyvallahtır

Eyvallahı bilen kişi
Her dem artar aşkı cuşu
Resul’ün bindiği taşı
Hala durur muallaktır

Bir sözüm vardır tutana
Er odur Hak’tan utana
Kul olmuşuz Pir Sultan’a
Eşiği de kıblegahtır

Er odur ki Hak’tan öğe
Desti damanına değe
Benzemez ağaya beğe
Ali Şah bir ulu şahtır

Dest ü dameni salmanam
Cevhersiz göle dalmanam
Kırklar saili Selman’am
İşim gücüm şeydullahtır

Kul Himmet’im okur yazar
Şu cihanı eler gezer
Hak’tan bize oldu nazar
Bu bir sırr-ı sırrullahtır

Bize imdat ol Hak’tan

0

Bize imdat ol Hak’tan
Sabreyle gönül sabreyle
Alemi yarattı yoktan
Sabreyle gönül sabreyle

Aşıkların işi zardır
Yüreğinde yanar nârdır
Bir eşref saat vardır
Sabreyle gönül sabreyle

Aşığın eyyamı gamda
Böyle çalınmış kalemde
Bitmez iş olmaz alemde
Sabreyle gönül sabreyle

Acele ahır melamet
Sabrın sonudur selamet
Az sabırda çok keramet
Sabreyle gönül sabreyle

Kul Himmet’im çekem minnet
Ölüm farz mı yoksa sünnet
Murada ereriz elbet
Sabreyle gönül sabreyle

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

0

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz
Dergaha gidiyor bu yollarımız
Şol güzel Ali’yi sevenlerdeniz
Düvazd’ İmam okur şu dillerimiz

Biz mü’miniz münafıktan üşendik
Türab olduk topraklara döşendik
Kemer-bestelerden kuşak kuşandık
Pir Ali’ye bağlanmış bellerimiz

Biz mü’miniz kalbimizde kara yok
Bunda yoka var demezler vara yok
Nasib olmuş ayrılığa çare yok
Har ile açıldı şu güllerimiz

Biz de öğüt aldık bizden uludan
İhsan Muhammed’den mürvet Ali’den
Katara bağlıyız kalu beli’den
Başta değil etekte ellerimiz

Biz hasta değiliz sağlarımız var
Sünbüllü bülbüllü dağlarımız var
Dudulu kumrulu bağlarımız var
Şah Şah der de öter bülbüllerimiz

Kul Himmet’im sen de katara düzel
Mahabbet mülkünde ahir ü ezel
Severim şahımı hüsnü ne güzel
Aynımdan gitmiyor hayallerimiz

Dünya ile bir pazarlık eyledim

0

Dünya ile bir pazarlık eyledim
Ne virane ne harabe ne şendir
Seyrettim de bir dükkâna uğradım
Ne çarşıdır ne bedesten ne hardır

Sırr-ı surullahtır aleme inen
Dedim harfim manasını duyana
Çiçeğe uğradım kokusu bana
Ne bağdadır ne bağbandır ne güldür

Bir makam seyrettim ya kim gelecek
İkrarsızlar kıyamete kalacak
Bir gerçek harfim var mana alacak
Ne mezheptir ne imandır ne dindir

Yed’iklim çar köşe kilidi birdir
Ana akıl ermez bir gizli sırdır
Sorarsan dünya ana misaldir
Ne ağızdır ne burundur ne dildir

Kitabın kalbinde olur mu ilan
Ümmet-i billah da Ali’ye ayan
Doluyu bu demde elime sunan
Ne âdemdir ne insandır ne kuldur

Kul Himmet’im bu manadan al imdi
Alamazsın bir gerçeğe sor imdi
Senede bir kere doğdu dolandı
Ne ülkerdir ne yıldızdır ne gündür

Dün gece seyrim içinde

0

Dün gece seyrim içinde
Ben Dedem Ali’yi gördüm
Eğildim niyaz deminde
Ben Dedem Ali’yi gördüm

Kızıl güller deste deste
Bergüzar yolladım dosta
Üç dolu mihmandan iste
Ben Dedem Ali’yi gördüm

Üç çerağ yanar şişede
Aslanlar gizli meşede
Yedi iklim dört köşede
Ben Dedem Ali’yi gördüm

Cennet kapısında duran
Kilidin mührünü kuran
Yezide kılıcın vuran
Ben Dedem Ali’yi gördüm

Yüce dağlar aşka düşkün
Kul Himmet aşka düşkün
Cümle memleketlerden üstün
Ben Dedem Ali’yi gördüm

Bugün bize Pir geldi,

0

Bugün bize Pir geldi,
Gülleri tazeledi
Önü sıra Kanber’le,
Ali Mürteza geldi

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Ali Mürteza şahım,
Yüzüdür kıblegahım
Miraçtaki Muhammed,
Alemde padişahım

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Padişahım yaradan,
Okur aktan karadan
Ben pirden ayrı düştüm,
Yüz yıl geçti aradan

Aramı uzattılar,
Yarama tuz attılar
(La ilahe illallah)
(İllallah şah iHallah)
Bir kul geldi Fazlıya,
Bedestanda sattılar
(La ilahe illallah)
(İllallah şah i11allah)

Sattılar bedestanda,
ses verir gülistanda
Muhammedin Ha.temi,
Bergüzar bir aslanda

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Aslanda bergüzarım,
Pir hayalin gözlerim
Hep hasretler kavuştu,
Ben hala intizarım

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

İntizarın çekerim,
Lebleri bal şekerim
Aşkın ile daima,
Göz yaşlan dökerim

(La ilahe mallah)
(İllallah şah illallah)

Dökerim göz yaşını,
Gör Mevlanın işini
Keşiş kurban eyledi,
Yedi oğlun başını

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Figan eyler melekler,
Kabul olur dilekler
Yezid bir derd eyledi,
O derd beni helekler

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Yezid bir derd eyledi,
Melekler virdeyledi
Pirim bir şehir yaptı,
Kapusun dört eyledi

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Dört eylemiş kapusun,
Lal ü gevher yapusun
Y ezidler şehid etti,
İmamların hepisin

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Hasan’a agu verdiler,
Hüseyin’e kıydılar
Zeynel ile Bakır’ı,
Bir zindana koydular

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Zindan da bir ezadır,
Cafer kulun gözedir
Cafer’in de bir oğlu,
Musa Kazım Rıza’dır

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Taki Naki ağlarım,
Göz yaşımı çağlarım
On ikidir katarım,
Dürlü meta tutarım

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Yüküm lal ü gevherdir,
Müşteriye satarım
Satarım müşteriye,
Kervan kalsın geriye

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Kervan kalsın geriye,
Yol erkanı yürüye
Cebraili eş ettim,
Cennetteki huriye

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Huriye eş eyledi,
Hatırın hoşeyledi
Kanat verdi kuluna,
Havada kuş eyledi

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Kuşeyledi havada,
Gezer dağda ovada
El kaldırmış Hakkına,
Saf saf durmuş duada

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

El kaldırmış Hakkına,
İsmi azam okuna
İsmi azam duası,
Tatlı cana dokuna

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Dokunur tatlı cana,
Ağlarım yana yana
İmamların duası,
Kaldı ulu divana

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Ulu divan kuruldu,
Cümle mahluk dirildi
Yezid yürüyüş etti,
Anda Muhtar vuruldu

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Pir dediler Ali’ye,
Hacı Bektaş Veli’ye
Hacı Bektaş tacını,
Verdi Kızıl Deli’ye

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Kızıl Deli tacımız,
Şah Ahmet miracımız
Karaca Ahmet gözcümüz,
Yalıncak duacımız

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Kul Himmet üstadımız,
Bunda yoktur yadımız
Şahımerdan aşkına,
Hak vere muradımız

(La ilahe illallah)
(İllallah şah illallah)

Seyran edip bu alemi gezerken

0

Seyran edip bu alemi gezerken
Uğradım gördüm bir bölük canları
Cümlesinin erkanı bir yolu bir
Mevlam bir nurdan yaratmış onları

Durakları irfan bağiyle bostan
Silinmiş kalbleri gümandan pastan
Cümlenin muradı bir fidan dosttan
Arı gibi sadalaşır ünleri

Sıratı mizanı bunda geçmişler
Varlık benlik kalesini yıkmışlar
Al giymişler yas donundan çıkmışlar
Geceleri kadir bayram günleri

Cennet istemezler azmi dildara
Ne korku çekerler tamu vü nara
Çevirmezler yüzlerini dıvara
Didara karşı dönmüştür yönleri

Bir nefeste bir imama uymuşlar
Birinin niyazın bine saymışlar
Kaynayıban kaptan kaba konmuşlar
Şah Hüseyn aşkına akmış kanları

Kul Himmet’im gerçeklerin bu meydan
Özün kurtarmışlar zarar assıdan
Esrimişler kırklar içtiği tastan
Haber duymuş dost ilinden canları

Vücudum şehrini seyran eylerken

0

Vücudum şehrini seyran eylerken
Çık yüzüm üstüne cihana dilber
Serden başka sermayem yoktur
elimde Serimden ziyade daha ne dilber

Bunca aşıkların aklın almışsın
Nicesini bu sevdaya salmışsın
Hindistan elinden kumaş gelmişsin
Söyle metahına paha ne dilber

Bunca aşıkların sendedir meyli
Gezdirdin cihanı dolandım hayli
Bir Şirin gelmiştir bir dahi Leyli
Bir de sen gelmişsin cihana dilber

Yakuttur yanağın hilaldir kaşın
Şekerdir dudağın incidir dişin
Gezdim şu dünyayı yoğ’umuş eşin
Bulamam Hüsnü’ne bahane dilber

Kaşların la-melif gözlerin a’yin
Hüri kızlarında yoğ’umuş tay’ın
Sığındır bakışın ceylandır soyun
Gözlerin benziyor şahana dilber

Ben bezirgan olsam sen de bir esir
Yetmez mi pahana Şam ile Mısır
Yüz bin altın versem ola mı kusur
İşte kıymetine daha ne dilber

Aşık derler cemalini görene
Murat olur ince beli sarana
Kul Himmet Üstadım nedir diyene
Kölemdir diyesin sorana dilber

Yetmiş iki buçuk millet dileği

0

Yetmiş iki buçuk millet dileği
Yaradana yalvarırım sabahtan
Ol zaman dolanır Hakk’ın meleği
Yaradana yalvarırım sabahtan

Herkes mataını alır satışır
Hak Muhammed Ali cara yetişir
Cümle kuşlar yuvasında ötüşür
Yaradana yalvarırım sabahtan

Seher vakti oldu nasıldır haller
Ol zaman açılır kırmızı güller
Sabahtan kapılar açıktır derler
Yaradana yalvarırım sabahtan

Kul Himmet üstadım yolu kurdular
Kafeste ötüyor kumru dudular
Hakk’a dilek dile kabul dediler
Yaradana yalvarırım sabahtan

Bektaş-ı Veli’nin yolun bilmeyen

0

Bektaş-ı Veli’nin yolun bilmeyen
Gündüzü karanlık gece sayılır
Evlad-ı Âli’ye biat etmeyen
Zümresi münafık pice sayılır

Evlad-ı Mürsel’dir tutmazsa damen
Anlardan ıraktır din ile iman
Her kim Ali evlada ederse güman
Yüz bin emek çekse hiçe sayılır

Arşın yücesidir başının tacı
Ka’be’ye ulaşır zülfürün ucu
Ehl-i beyt katarı güruh-ı naci
Cümle güruhlardan yüce sayılır

Kul Himmet’im bu manaya erenler
Zamanında imanını bulanlar
Hazret-i Hünkâr’ı mürşit bilenler
Bir niyazı yüz bin hoca sayılır

Altının kadrini sarrafı bilir

0

Altının kadrini sarrafı bilir
Açılmaz dükkanlar pazar mı ola
Salını salını sevdiğim dilber
İrakipler hile sezer mi ola

Seyreyledim yanağının alını
Ememedim leblerinin balını
Ayağına giymiş sırça nalını
Sevdiğim salınıp gezer mi ola

Yüce yüce yerlerine çıkınca
Ak ellere al kınalar yakınca
Sevdiğimin dal boynuna bakınca
Aşığın bağrını ezer mi ola

Yüce yüce yaylaları yaylasam
Her güzelin bir ismini söylesem
Yalvarıp yakarıp gönlüm eylesem
Göğsünün bendini çözer mi ola

Kul Himmet Üstadım kendi halinde
Bir güzel sevmişim halkın dilinde
Katipler oturmuş kalem elinde
Sevdiğim ismini yazar mı ola

Yolcu oldum yola düştüm

0

Yolcu oldum yola düştüm
Yollarım Ali çağırır
Bülbül oldum güle düştüm
Güllerim Ali çağırır

Bir zaman turapta yattım
Türlü çiçeklerden bittim
Arı ile çok bal yaptım
Ballarım Ali çağırır

Bulut oldum göğe ağdım
Yağmur olup yere yağdım
Coşkun coşkun ben kaynadım
Sellerim Ali çağırır

Haneye mihman gelmişim
Kah ağlayıp kah gülmüşüm
Bahr-i ummana dalmışım
Göllerim Ali çağırır

Kul Himmet’im aşka düştü
Aşk deryası boydan aştı
Virdimiz Ali’ye düştü
Dillerim Ali çağırır