Bir arzuhal yazdım ulu divana
Hakk olmayan kul kadrini ne bilir
Kamili mürşitden destur almayan
Acı söyler dil kadrini ne bilir.
Zalimler divanda bizi yargılar
Bağrım yaralandı tutmaz sargılar
Varıp gübreliğe konan kargalar
Dost bağında gül kadrini ne bilir.
Yazmakla bitmiyor sinemde dertler
Arslan yatağında yatıyor itler
Susuzluk çekmeyen kanlı yezitler
Kerbela´da çöl kadrini ne bilir.
Pir postuna oturttular keşişi
Kötülük yapmaktır iblisin işi
Aşkın ateşinde pişmeyen kişi
Dergahdaki kül kadrini ne bilir.
Çekilsin aradan iblis ile gammaz
Kırklar dergahında bulunmaz namaz
Pir postuna oturursa beynamaz
Mümin müslim hal kadrini ne bilir.
Kanımızı emdi arsız keneler
Dedikodu yapar durmaz çeneler
Boş boşuna gelip geçti seneler
Gün saymayan yıl kadrini ne bilir.
Geçti başımıza inkar sürüsü
Hakk´a yaramıyor vallah birisi
Çöplükte dolaşan eşek arısı
Petekteki bal kadrini ne bilir.
Mazlum halkı sömürerek doyanlar
Çalıp çırpıp ceplerine koyanlar
Allah yoktur ben dinsizim diyenler
Kitap, erkan, yol kadrini ne bilir.
Küçük yaşta bir işe başlamayan
Fidan dikip bir fidan aşlamayan
Emek verip toprağı işlemeyen
Kazma kürek bel kadrini ne bilir.
Yoksulluk elinden boyun bükmemiş
Gözlerinden kanlı yaşlar dökmemiş
Garip gurbet elde kahır çekmemiş
Ana baba el kadrini ne bilir.
Aşık olan Hakk´ın aşkına yanar
Aşkın badesini içerek kanar
Her saz çalan, ben saz çalarım sanar
Mızrap, perde, tel kadrini ne bilir.
Hakk´a adalete candan uymayan
Emeğe insanca saygı duymayan
Ellerini vijdanına koymayan
Demokrasi, sol kadrini ne bilir.
Dolaşıp da gezsen gönül pazarı
Müminin kalbidir Hakk´ın pazarı
Mekan edilmeyen kara mezarı
Tabut, tahta, sal kadrini ne bilir.
Günde beş kez namaz kıldım diyenler
Huri melek rüşveti isteyenler
Dokuz arşın kara çarşaf giyenler
Yeşil, beyaz, al kadrini ne bilir.
İnkarcı sürüsü hep katar katar
Şah Hüseyin´i alır yezide satar
Ayıya gül versen kıçına tutar
Hayvan olan gül kadrini ne bilir.
Münkür münafıklar oturdu posta
Mürşidler kan ağlar rehberler yasta
Bir name yazmayan ol yüce dosta
Kağıt, kalem, pul kadrini ne bilir.
Dolandım cihanı dağ ile taşı
Kerbela´da yandı yüreğim başı
Gözyaşına kıymet vermeyen kişi
Derya, deniz, sel kadrini ne bilir.
Kağıt içki ile yol sürdük sanan
Şarhoş kafalarla semahlar dönen
Karasinek gibi necise konan
Has bahçede dal kadrini ne bilir.
Ehlibeyt´e secde niyaz kılmayan
Hakk´ın birliğini özde bilmeyen
Kitaba, erkana, yola gelmeyen
Dili, beli, el kadrini ne bilir.
Ali Sefa´m gönlüm Hakk´ın yeridir
Secdeğahım Şah-ı Merdan Ali´dir.
Pirim Hünkar Hacı Bektaş Veli´dir
Şah olmasa, el kadrimi ne bilir.
Aşkı niyazlarımla