Tez büyüdü palavra denen velet,
Ne kundağa ne beşiğe sığıyor.
Hilesi hurdası bitmiyor lanet,
Ne içeri ne eşiğe sığıyor.
Bizi attan düşürmekmiş planlar;
Bindik, eyer döndü, kesik kolanlar.
Kabaca doğranmış bütün yalanlar
Ne tabağa ne kaşığa sığıyor.
Adamlığa değil, servete hürmet;
Ye kürküm ye, paltoya bunca mürvet.
Çalanın, hırsızın yığdığı servet
Ne diplere ne köşeye sığıyor.
Alınması zordur bu hırsın öcün;
Ne aklın işidir ne de ki gücün.
Lambadan çıkan cin değil ki bu cin;
Ne varile ne şişeye sığıyor.
Şaştık, kimin eli kimin cebinde;
Kimlerin emeği kimin kabında.
İstenmeyen bir tüy burnun dibinde
Ne cımbıza ne maşaya sığıyor.
Her dert mancılıkla atılır mı hiç;
Tüccarı bulunup satılır mı hiç?
Bu kadar kaygıyla yatılır mı hiç?
Ne yorgana ne döşeğe sığıyor.
Harun’u kim dinler, yok ki sakalı;
Kadın silahlandı, erkek tokalı.
Aslan! dedi, kükrettiler çakalı;
Ne ormana ne meşeye sığıyor.
Harun Ustaoğlu

