Âşık Veli evliyanın ilm-i ledinden bahş ettiği kelamullahıdır.
Seyran bahçesinde bir yanal alma
On sekiz bin âlemin nuru dediler
Muhammed Murtaza Haydar-ı Kerrar
Hünkâr Hacı Bektaş Veli dediler
Fahr-i âlem elifi tac uruna
İki cihan boyanmıştır nuruna
On iki terek ol tacının sırrına
Arşta mehrubana Ali dediler
Hocası aldı mektebe götürdü
Elif be demeden mana yetirdi
Akıttı pınarı susam bitirdi
Hacısı hocası beli dediler
Rum erleri Horasan’a geliptir
Herkes akıl ile yerin buluptur
Üstlerinden er geçtiğin biliptir
Kadıncık Ana’ya dolu dediler
Şu geleni Şah-ı Merdan sanmadı
Kimisi inandı kimi inanmadı
Taradı postları çerağbalar yanmadı
Besbelli bu bizden ulu dediler
Şah’ım der ki Bektaşî’yim Bektaşî
O kim idi nasip veren ol kişi
Sıktı un eyledi örs gibi taşı
İsmi Bektaş idi veli dediler
Hep bir araya geldi halife pirler
Bektaş isminde er görmedik derler
Bize nasip veren bir yeşil el derler
Görünce tanırız eli dediler
Ersen darı çeç üstüne otur dediler
Ulu isen nasip yetir dediler
Söz senet olmaz senet getir dediler
Çok olur senetsiz veli dediler
Kimisi inandı budur dost dedi
Kimisi inanmadı nişan istedi
Şah’ım mübarek elin gösterdi
Budur bize nasip veren dediler
Ol demde velilik fermanı geldi
Şah’ım mertebeyi orada buldu
Evvel Ali idi ahir Vel’ oldu
Taptık ey sultanım beli dediler
Horasan pirleri [U]Rum’a geldi
Çok zaman yol erkân batında kaldı
[U]rum erlerine hediye geldi
Budur Hakk’ın doğru yolu dediler
VELİ’m eydür cümle erlerden ulu
Cümle erler ana demiştir beli
Şüphesiz Allah Muhammed Ali
İnanmayan İblis kulu dediler