Perşembe, Eylül 11, 2025
No menu items!
ArşivMeclis’te Alevi kontenjanı istiyoruz' Turgut Öker Aksiyon 2008

Meclis’te Alevi kontenjanı istiyoruz’ Turgut Öker Aksiyon 2008

‘Meclis’te Alevi kontenjanı istiyoruz’

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Başkanı Turgut Öker, tartışmalı açıklamalar yaptı. Öker’e göre Alevilik Hıristiyanlığı da Budizm’i de kendine göre yorumlayabilir.


Turgut Öker, Avrupa Alevi hareketinin başında bulunan, aynı zamanda Türkiye’deki Aleviler üzerinde de etkili olabilen biri. Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Başkanı Öker, Cem Vakfı Başkanı İzzettin Doğan’ın “4 Kasım, Alevilerin partisiz girdiği son seçim olabilir.” açıklamasının aksine, seçimlerde “Alevi kontenjanı” talep ediyor. Sağ partileri “inançlarına ters” bulan Öker’e göre kontenjan istediği sol partiler ise Alevileri kullanıyor; bu yüzden siyaset çizgisinin değişmesi şart. Alevi partisi kurulmasına da şu an karşı çıkıyor. AABK’nın Türkiye’deki izdüşümü olan Alevi Bektaşi Federasyonu’nun (ABF) son seçimlerinde yaşanan ‘darbe’ tartışmalarına da açıklık getiriyor; ancak Atilla Erden için “derin devletin ve Genelkurmay’ın adamı” ifadesini kullanıp kullanmadığı konusunda sessizliğini koruyor. ABF seçimlerinde yönetimi önce Atilla Erden, sonra Selahattin Özel almıştı. Turgut Öker, ‘darbeciler’ (Erden ekibi) için ‘şer cephesi’ diyor. Avrupa’da bazı kiliselerde cem yapıldığını doğrulayan Öker’e göre, Alevilerin Avrupa’da örgütlenmesi, Türkiye’deki örgütlenmeyi ateşledi; yeni hedef Dünya Aleviler Birliği. Kendisini “Müslüman değil, Alevi” diye tanımlayan Öker, Aksiyon’un sorularını cevapladı.

-Avrupa, Alevilere bakış açısını belirlerken sizi mi esas alıyor?

Zaten bizden başka Almanya’da Alevileri temsil eden yasal kuruluş yok. Cem Vakfı’nı Türkiye’den atanan koordinatör temsil ediyor.

-Yeni nesil Alevilerin Avrupa’da sıkıntıları neler?

Alevilerde Avrupa değerleriyle çatışma gibi bir durum yok. Sosyolojik araştırmalarda ortak yaşama en uygun kesimin Aleviler olduğu vurgulanıyor.

-Cemlerin yapılmasında yer sıkıntısı mı var?

Almanya’daki 110 kültür merkezinin yarıdan fazlasının mülkiyeti bize ait. Son birkaç yılda neredeyse Avrupa’da her hafta sonu bir tane cemevi açıyoruz. Artık cemevi modelleri tasarlıyoruz. 5 tanesi sıfırdan inşa edildi. Berlin’deki cem evi eski bir kilise. Mülkiyeti satın alındı.

-Kiliselerde cem yapılıyor mu?

Evet. Bazı şehirlerde Alevi kültür merkezi yoksa kiliselerde de cem yapılabiliyor. Bizim açımızdan hiçbir sıkıntı yok.

-Avrupa’da örgütlenme tamamlanmış. 2007’de Türkiye’deki örgütlenmeye mi önem verilecek?

Avrupa’da kitlesel örgütlenme anlamında bir altyapı oluştu. Bundan sonra, Avrupa’nın siyasal yaşamında Alevileri daha çok göreceğiz. Türkiye’de Alevi hareketini destekleme, dayanışma gibi bir görevimiz var. Bunu başından beri yaptık. Avrupa şu ana kadar bir laboratuar görevi üstlendi. Siyasal anlamda orada hiçbir zorlukla karşılaşmadığımız için 1988’den sonra Avrupa’nın etkisiyle Aleviler örgütlenmeye başladı.

AVRUPA, BİZE TEK KURUŞ VERMİYOR

-Bunu biraz açar mısınız?

Türkiye’de Aleviler korkularından dolayı kendilerini ifade edemezken, cem yapamazken Avrupa’da bunun rahat bir şekilde yapılması Alevilere moral ve cesaret verdi. Örgütlenmenin kimseye zarar vermediği görüldü. Türkiye bizim anayurdumuz. Aleviliğin şekillendiği topraklar. Bu anlamda özel bir önem verdik.

-Avrupa’daki Alevilerin ekonomik ve siyasal anlamda gücü nedir?

Olması gerektiği yerde değil. Avrupa’da dikili ağacı yokken şu an 50’den fazla cem evinin mülkiyetinin bize ait olması önemli. Ortalama 2 milyon avro’ya mal olduğuna bakıldığında büyük bir sıçrama söz konusu. Ekonomik büyüme, siyasal alandaki temsil yetkisi de ortaya çıkınca dünyadaki Alevilere örnek oluyor. Almanya’da federasyonumuz yasal anlamda Alevileri temsil eden kurum olarak onaylandı. Seçmeli Alevilik dersleri Berlin’de başladı. 2008-2009’dan itibaren bütün şehirlerde olacak. 80’e yakın öğretmen toparlanıp derslerin içeriğini belirledi. Berlin’de 300 öğrenci ders alıyor. İki şehirde daha başladı.

-İki milyon avro’ya cem evi yapıyorsunuz. Kaynağı nedir bu paranın?

Bunun bir tek kuruşunda bile Avrupalıların parası yok. Milyarlarca para aldığımız söyleniyor. Bunlar çirkin iftira. Camiler nasıl yapılıyorsa cem evleri de öyle yapılıyor. Devlet Almanya’da hiçbir inanca para ödemiyor. Federasyonumuz Almanca kursu, bilgisayar kursu açıyor. Almanya, bu kursların ücretini karşılıyor sadece. Ama bu inanç için karşılanan bir para değil.

-Alevi hareketinin siyasal parti olarak yer almasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Siyasi partilerin hepsi Sünni kökenli. Bunlar Sünni partisi diye anılmıyor. Ama Alevi kökenli birisi bir partide yer alınca hemen Alevi partisi oluyor. Alevici, Alevi inancını siyasallaştıran, Türkiye’yi Alevice yönetmeye çalışan, parti programını Alevi değerleriyle şekillendiren bir partiye kesinlikle karşıyız.

İZZETTİN DOĞAN, BLÖF YAPIYOR

-Alevilerin kullanıldığını mı düşünüyorsunuz?

Kullananlar kadar kullandıranlar da var. Alevilerin siyaset anlayışının kökten değişmesi lazım. Birçok Alevi kökenli milletvekili çıkmıştır. CHP’de de Alevi kökenli insanlar var. Meclis’te gizlendiklerini hâlâ görüyoruz. Bunlarda Alevi duruşu söz konusu değil, Alevi hareketiyle bir ortaklık söz konusu değil. Tesadüf, Alevi anne babadan doğmuş bu insanlar. Alevilerin şunu öğrenmesi lazım: Bireysel olarak birilerinin bir yerde olması hiçbir anlam ifade etmiyor. Siyasetin toplumsallaşmasından yanayız. Her toplumsal grup, varlık gerekçesini siyasi partilerde ifade eder. Örneğin Almanya’da sosyal demokratlar seçimler yaklaşınca 10 tane kontenjanı Alman sendikalar birliğine verirler, sendikalar kimin meclise gireceğini belirler. Türkiye’de de bu yapılmalı. Temel hedefimiz Alevileri temsil eden kurumların muhatap alınması. Aleviler siyasallaşmalı, güncel sorunlara müdahil olmalı.

-İzzettin Doğan’ın ‘Alevilerin partisiz gireceği son seçim’ mesajını nasıl algılıyorsunuz?

İzzettin Doğan’ın açıklamaları blöf. Öyle bir niyeti yok. Mevcut partilere gözdağı verip beni önemli bir yere koyun demek istiyor. Meclis’e girme blöfüdür bu. Örtülü ödeneklerden para alır, sonra susar İzzettin Doğan.

-Aleviler sol partileri yıllarca destekledi; ama istekleriniz yerine gelmedi…

Aleviler sağ partilere oy vermemiş ki (sağ partilerce) kullanılıyor diyelim. Sol ciddi şekilde kullanmış, hâlâ da kullanmaya devam ediyor. Kendisine mahkûm görüyor. Şu an bile Aleviler öğretileri gereği ırkçı, dinci partilere oy vermeyeceklerine göre bana mahkûm diyor sol partiler. Bunları adam yerine koysam da koymasam da hiçbir sorunlarıyla ilgilenmesem de bana oy verecekler anlayışından yola çıkıyorlar. En büyük haksızlığı, saygısızlığı da burada yapıyorlar. Üstelik vefasızlar.

-Aleviler sağ partilere oy vermez mi hiç?

Aleviler sağ anlayışla örtüşmüyor. Sağ anlayış ayrımcıdır, Sünni merkezli düşünür, diğer inançlara, farklılıklara zenginlik olarak bakmaz. Emekten yana değildir muhafazakârdır. Alevilik 72 millete bir gözle bakacaksın diyor, inanç ayrımı yapmak günahların en büyüğüdür diyor. Türkiye’deki sağ partiler gerçek anlamda demokratikleşmediği sürece, Aleviler bu partilere oy verirse kendini inkâr etmiş olur.

-Ama sol partilerin yapmadığı açılımları sağ partiler yapıyor…

MHP’nin yaklaşımı Alevi şahsından çok öğretiye zarar veriyor. Siz öğretinin içine ırkçılığı koyduğunuz an Alevilere en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Diğer partiler farklılıklar zenginliktir desin. Sırf devşirme için politika yapıyorlar. Politikaları asimilasyon üzerine kurulu.

-Diyanet’in Alevilere yönelik bazı açılımları var. Devlet Alevilerle barışmak mı istiyor?

Devlet bugüne kadar gizli yürüttüğü asimilasyon politikasını legalleştiriyor. Bugün kurumlar aracılığıyla yapıyor. Tarih boyunca Aleviler katledilirdi, bugün Alevilik katlediliyor. Alevilik asimile edilerek Sünnileştiriliyor. Dedeleri imam gibi atamanız Alevileri değerlerinden uzaklaştırmanız anlamına gelir.

-MGK Genel Sekreteri Tuncer Kılınç ile iki defa görüşmüşsünüz. Talep sizden mi Kılınç’tan mı geldi?

5 yıl önce MGK Genel Sekreteri Avrupa’daki birçok sivil toplum örgütüyle görüşmeler yaptı. En az 30-40 katılımcı vardı. Ben de katıldım. Özel bir görüşme değildi. Türklerden beklentilerini anlattı. Lobi oluşturun diyordu. İkinci görüşmem Türkiye’de gerçekleşti. Avrupa’daki federasyonumuzdan, Türkiye’de Alevileri temsil eden arkadaşlarımız vardı.

MGK GENEL SEKRETERLİĞİ, ALEVİ

ÖRGÜTLENMESİ İSTEMEDİ

-Tuncer Kılınç, “Dış güçler son zamanlarda Aleviliği kaşımaya başladı. PKK’yı kurarak bizi kızdırmaya çalışanlar, yakında Alevi-Sünni kargaşası çıkarmaya çalışacak.” diyordu. Özel görüşmede sizinle ne konuştu?

Buradaki görüşmede de bu doğrultuda görüşler belirtti. O dönem Alevi Bektaşi Federasyonu’nu kurmamızdan dolayı yargılanmamız söz konusuydu. Bir federasyon kurmamızın yanlışlığını, bu ülkenin çoğunluğunun Sünni olduğunu, Alevilerin benimsenemeyeceğini, o anlamda Alevi adında örgütlenmememizi, cem evleri inşa edilmesinin yanlışlığı hakkında ifadeler kullandı. Ben de kendisine çok sert çıkış yaptım. Bunun artık bu çağda kabul edilemeyeceğini, her inanç grubunun özgürce kendisini ifade edecek örgütlenmelere yönelmesi gerektiğini anlattım. Alevilerin örgütlenmesinin yanlış olmadığını söyledim. 2002’deki görüşme talebi, MGK Genel Sekreteri’nden gelmişti.

-Alevliği nasıl tanımlıyorsunuz?

Alevilik kendine özgü bir inançtır. İnanç bireysel bir olaydır. Alevi dünyasında inancını herkes özgürce yaşayabilmelidir. Kendini İslam dışı gören Alevi rahatça yaşayabilmelidir.

-1998’deki programda Alevilik İslam’ın içinde görülüyor. “Sünni inancının dışında İslam dinini kendine göre yorumlayan. Hz. Ali’nin adaletinden ayrılmayan…” diye tanımlanıyor. 2006’ya gelindiğinde ise “Anadolu’da şekillenen, bütün inançlarla kaynaşmış, engin öğretisini onlardan katmanlarla zenginleştirmiştir.” ifadeleri yer alıyor. Çelişki değil mi bu?

Programı yazan üç kişiden biriyim ben. “Sünni inancını kendine göre yorumlayan” diyor. Alevilik Hıristiyanlığı da Budizm’i de kendine göre yorumlar. Her inancı kendine göre yorumlar. O anlamda da o günkü koşullarda “Alevilik, İslam içinde ya da dışında” tartışması söz konusu değildi. Bugün o tartışma yapılıyor. İfade “İslam dinini kendine göre benimseyen” olsa Alevilik açıkça kendini İslam’ın içinde görür. 1993’ten bu yana Türkiye’de Avrupa’da olsun Alevilik ile ilgili metinlerde sorumluluk almış bir insanım. Bu sürece sonradan dâhil olmuş değilim.

ATİLLA ERDEN, ‘BEN ALEVİYİM’ DEDİ

-Selahattin Özel görevden alındığında İzzettin Doğan, Atilla Erden için ‘Diyanet’in ajanı’ demişti. Sizin de benzer açıklamalar yaptığınız söyleniyor. Doğru mu?

Doğru değil. Ben şeffaflıktan yana bir insanım. Hiçbir şekilde toplumsal kesimi ifade eden konuşmaların, yorumların Türkiye’de çok hâkim olduğu gibi dedikodu biçiminde gizli kapaklı başka yerlerde konuşulmasını doğru bulmuyorum. Bir insan bir şey ifade ediyorsa bunu açıkça ilan etmesi gerekiyor. Ben Atilla Erden’e “Hocam Türkiye’yi dolaşıyorum. Gittiğim yerlerde sizin Sünni kökenli olduğunuz söyleniyor. Çıkın bunu anlatın. Açıklık getirin.” dedim. Alevilere başkanlık yapacak birinin Sünni olup olmadığıyla çok muhatap olduk. Kürsüden sorduğum buydu. Atilla Hoca ‘Ben Aleviyim’ diye açıklama getirdi.

-Peki sizin “derin devletin ve Genelkurmay’ın adamı” suçlamanız nereden çıktı o zaman?

Konuşulan konuları bundan böyle bu tip toplantılarda, kürsüden açıkça ifade edilmeyen şeyleri, bir daha gündeme getirmemekten yanayım. Yürüttüğümüz mücadele çocuk oyuncağı değil. Adam gibi, delikanlıca ne düşünüyorsanız söyleyin diye bir konuşmam var. Bunlara açıklık getirin dedim. Selahattin Özel’in görevden alınmasını öğreti olarak da, demokrat olarak da Aleviliğe yakıştıramadım. Bir yönetim, genel kurulda seçildiyse o yetkiyi onu seçenlere devreder. Kendi arasında bir toplantı sonucu görevden alınmasını sakıncalı bulduğum için bunu ‘darbe’ olarak değerlendirdim, yine aynı şeyi söylerim.

DARBE KELİMESİNE TAKILMAYALIM

-Siz karşı darbe yaptınız o halde.

Darbe şu olur. Bir iki toplantı sonra yönetimden arkadaşı (Atilla Erden’i) görevden alıp Selahattin Özel getirilseydi o darbe olurdu. Ama iradeleri delegeler belirler. Onlar genel kurulda seçilen arkadaşlar.

-Kazım Genç için ‘şer cephesi’nden diyorsunuz? Altında ne yatıyor bunun?

O birkaç insanı yan yana getirmekte zorlanıyorduk. Sohbet etmekte bile zorlanıyordular. Aynı listede görmüş olmama tepkiydi şer cephesi ifadesini kullanmam. Bu birlik düşünsel birlik değildi; bu birlik yoldaşça birlik değildi. Daha çok seçimi kazanmaya yönelik ittifaktı. Genel kurulda kaybedenler, eski ilişkilerini bildiğimden dolayı normal koşullarda yan yana gelip aynı çizgide olacak insanlar değildi.

-Neden kaynaklanıyor bu?

Yönetimi alma düşüncesiydi bu birliğin nedeni. Çok temel bir şeyi yoktu. Atilla Hoca’nın seçildiği kurulda Kazım Genç onun karşısında adaydı. Güçlerini birleştirdiler yönetimi almak için.

-Ali Kenanoğlu ve Hıdır Temel’in salonu terk etmesini talep ediyorsunuz?

ABF’nin kurucusu ve bundan dolayı yargılanmış bir insan olarak örgüte sahip çıkıyorum. Bu bir müdahale değil, sahiplenmedir.

-Kendi içinde anlaşamayan, darbelerle çalkalanan bir kurumun siyasete nasıl müdahale etmesini bekliyorsunuz?

O insana özgü bir olaydır. Bugün AKP’nin içinde iktidar mücadelesi yok mu sanıyorsunuz. Temel ilkelerde bir farklılık yok. Diyanete bakış, Aleviliğin tanımlanması gibi düşünce farklılığı yok. Yönetime gelme çabasıydı. Hizmet yarışıydı. Darbe sözcüğüne takılmayalım.

ABF İLE ORGANİK BAĞ KURULACAK

-ABF ile AABK’nın organik bağı olacak mı?

ABF ile konfederasyonun organik bir bağı yok. Önümüzdeki süreçte düşünüyoruz. Bütün dünyadaki Alevileri senede bir, Hacı Bektaş’ta bir araya getiriyoruz. Dünya Aleviler Birliği gibi bir platform kurulabilir. Amerika’da da federasyonlaşıyoruz, bir cem evi var. Avustralya’da 8 cem evi var. Balkanlar’da çok güçlüyüz. Arnavutluk’un yüzde 80’i Bektaşi. Bulgaristan, Yunanistan, Kıbrıs’ta Aleviler var.

-İzzettin Doğan Berlin’den Marksist yapılarla birlikte gelip AABK’yı ele geçirdiğinizi iddia etmişti?

Ben gençlik döneminde Dev-Genç örgütünde yer aldım. 80 öncesi insanlar ya sağcıydı ya solcuydu. Öğreti gereği de Aleviler solcudur. O dönemde ailemin yanına, Almanya’ya gittim. Berlin’de hiç yaşamadım. İzzettin Doğan’a sorarsanız 1988’de Alevilik dünyası olmayan bir adamdır. Bugün bile Cumhuriyetçi Eğitim Vakfı takiyye yapar. Tüzüğünde Alevi kelimesini bulamazsınız. Siyaset bataklığına boğazına kadar batmıştır.

DOĞAN ATANMIŞ, BEN SEÇİLMİŞİM

-Eylemlere katıldınız mı?

Herkesin katıldığı eylemlere ben de katıldım. 15-16 Haziran işçilerin bir grevi vardır, 4 kişi ölmüştür. Onun yıldönümünde duvar yazısı yazarken yakalandım. 80 öncesi kısa süre içerde kaldım.

-İzzettin Doğan’ı eleştiriyorsunuz ama, federasyonun kurulmasında yer almış.

Federasyon 1988’de Hamburg’da kuruldu. 1993 yılında sadece genel kurulumuza misafir olarak geldi İzzettin Doğan.

-Marksist’in Alevi’si Sünni’si olmaz diyor.

Hayal dünyasında yaşıyor. Kendisi atama bir insan; ben seçilmiş biriyim. Ölene kadar kendini atamış. Topu topu 10 tane kendine bağlı cem evi yok. Bir kendisi çıksın sokağa, bir de biz çıkalım… Devletin, besleme karanlık ilişkilerin Alevi sözcüsü o.

-Cumhuriyet tarihinde Alevilerin kendilerini ifade etmekte sıkıntı yaşamadığı dönem hangisidir?

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş, Aleviler için ciddi bir coşku yaratmış. Aleviler için cumhuriyet ve demokrasi tek seçenek. Ama tekke ve zaviye yasasıyla bir ayrımcılık var. Camiler, mescitler serbest bırakılırken Alevi dergâhlarının kapatılmasını, köksüz kalmasındaki ana uygulamalardan birisi olarak görüyorum. Alevilere ciddi zarar verdi. Alevilik ocaklar, tekkeler üzerinden yaşayan bir öğreti.

9 AVRUPA ÜLKESİNDE 200 KÜLTÜR MERKEZİ

Avrupa’daki Alevi hareketi 1988’de Hamburg Alevi Kültür Merkezi’nin kurulmasıyla başladı. Almanya’daki federasyonu diğer ülkelerdekiler izledi. 9 ülkede 200’ün üzerinde kültür merkezinin (cem evi) çatı örgütü konumundaki Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu, 2003 yılında Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu binası içinde sembolik olarak açıldı. Türkiye’de Alevi nüfusuyla ilgili net bilgi olmadığı gibi Avrupa’da da sayı değişiyor. Türkiye’de 5 milyondan 25 milyona kadar değişen rakamların yanı sıra Turgut Öker’e göre Avrupa’da bir milyon Alevi yaşıyor; bunun 600 bini Almanya’da.

Aksiyon 2008

İLGİLİ YAZILAR

Kütüphane

Yazarlar

Çizginin Gücü

Bizi Takip edin

12,971BeğenenlerBeğen
38TakipçilerTakip Et

ŞİİR

Alevilik Takvimi

Alevilik Takvimi 2024-2025-2026

2024 13 – 15 ŞUBAT 2024HIZIR ORUCU 21 MART 2024HZ ALİ ‘NİN DOĞUMU NEVRUZ BAYRAMI(21 Mart 598) 31 MART 2024HZ ALİ ‘NİN ŞAHADETİ GÜNÜ(21 Ramazan 40 Hicri) 05/06...