‘Bir türlü kanım ısınmamıştı, bu yeğen Erdoğan’a. Artık ırkçı kürtçü düşüncelerinden mi, fel fecir bakan gözlerinden mi yoksa geçmişteki Cumhuriyet düşmanlarına olan sevgisindenmi bilemiyorum. Bu yazı da bana bir kere daha haklı olduğumu hissettirdi.
Ülkücü katil Haluk Kırcı, cezaevinden çıktıktan sonra Abdullah Çatlı’nın kardeşi Zeki Çatlı’yla tıbbi malzeme işi yapan bir şirket kurdular. Herifler Türk milliyetçisi ama şirketin adı Promesse. Şirketin usülsüz ihaleler alarak haksız kazanç sağlaması ve orantısız zenginleşmesi üzerine, Yılmaz Erdoğan’ın Sağlık Bakanlığı’nda müfettiş olan amcası Namık Erdoğan yolsuzluğun üzerine gitti. Dürüst bir bürokrattı. Konunun peşini bırakması için çok ciddi tehditler almasına rağmen dosyayı kapatmadı ve büyük yolsuzluklar tespit etti. Mehmet Ağar’ın kendisiyle görüşme teklifini ise reddetti. (Yine Mehmet Ağar)
9 Mayıs 1994’te Ankara’da kaçırıldı. 12 Mayıs’ta Kırıkkale’de cesedi bulundu. Cesedinin, kardeşinin doktor olarak çalıştığı hastanenin morguna kaldırılması ise acı bir tesadüftü. Milliyetçi geçinen katiller devleti soymuş, yaşasaydı belki de “bölücülükle” suçlanacak Namık Erdoğan ise devletin zarara uğratılmaması için canını vermişti.
Kayıp Kentin Yakışıklısı şiirini Yılmaz Erdoğan, amcası Namık Erdoğan’a yazmıştır.
“Kayıp Kentin Yakışıklısı
Dokuzunda kayboldu Mayıs’ın,
Cesedi bulundu
Onikisinde…
Kaçırıldığında da
Kaybolduğunda da
Ve cesetken de
Yakışıklıydı…
Amcamdı…”
Ancak amcası için bu şiiri yazan yeğen Yılmaz, yıllar sonra bir AKP mitinginde Mehmet Ağar’la aynı sahnede yer aldı. Bu utanç Yılmaz’a ömür boyu yeter.
Konunun dışına çıkmak olacak ama Namık Erdoğan’ın Hakkari’de başından geçen nişanlılık hikayesinin ise tanıdık bir kraliçesi vardır ; Leman Sam. Babasının memuriyeti sebebiyle Hakkari’ye giden Sam, burada Namık Erdoğan’la nişanlanmış, eğitimlerini devam ettirmek için bu nişanlılık evliliğe dönüşememiştir.
Yıllar sonra Namık Erdoğan’ı anlatan Leman Sam, kitap yazsam çok gözyaşı dökülür diyerek Erdoğan’a özlemini dile getirir.
Namık Erdoğan cinayetinde görüldüğü üzere, Türk sağının vatan, millet nutuklarının hepsi koca bir yalan. Varsa yoksa ; yolsuzluk, rant ve talan.