Ta ezelden kandildeki nur idik
Âlemin şevki ziyasın sevdiğim
Hem ağ yeşil hem kırmızı nur idik
Üstadın rengi boyasın sevdiğim
Gevher[in]den mevc oldu deryaya
Aşk muhabbet bile geldi dünyaya
Ebul-Kâsım’la Muhammed cümleye
Evliyasın enbiyasın sevdiğim
Enbiyanın evliyanın cümlesi
Cümlesinin bendesiyim bendesi
Muhammed cümlesinin ser çeşmesi
Sevdikçe [candan] özgesin sevdiğim
Cebrail geldi Muhammed yanına
Yüz on dört sure in[dir]di şanına
Saki kevser ol[du] canlar canına
İnna hel etâ suresin sevdiğim
Hasan Hüseyin’i severim candan
Zeynel’in sevgisin bırakmam elden
Bâkır’ı Cafer’i cennet gülünden
Kâzım Musa Irıza’sın sevdiğim
Muhammed Takî[’dir] Ali Nakî’dir
Hasan el-Askerî zülfüm bağıdır
Muhammed Mehdî cennet çerağıdır
Murtaza Ali duasın sevdiğim
Gelip kudret kandilinde berk uran
Çıkıp göklere nur olup şevk veren
Yedinci bâbda yedi kez haykıran
Hû diyen heybetli sesin sevdiğim
Kalktı Kabe’den bıraktı sılayı
Ma‘mur etti Bağdad’ı Kerbela’yı
Doksan bin şehid[e] verdi salayı
Şah Necef şehrind’ovasın sevdiğim
Yuyup kendini deveye yükleden
Yine kendi idi devesin yeden
Bu velayetleri Ali’dir eden
Yedeni yükün devesin sevdiğim
Ne bahtlı[dır] erenler visaline
Seri kurban verdim [senin] yoluna
İhsan etmek şu günahkâr kuluna
Bir kez kemterim diyesin sevdiğim
Hakk’ı sevmekmiş müminin âdeti
Zira mümin dur[ur] Hakk’ın rahmeti
Muhabbetin didaradır vahdeti
Sermayemdir durduğunca sevdiğim
Kul Himmet’im sorar isen suali
Hak birdir yakîn komaz evveli
Tesbihimdir Allah Muhammed Ali
Hem kendisin hem hepisin sevdiğim