Ozan Bindebir’in asıl adı Yüksel KILIÇ’tır, 12.05.1960 yılında Tokat İli, Artova İlçesi’ne; şu anda ise Yeşilyurt İlçesine bağlı olan Karaoluk Köyünde doğdu. Babası Haşim, Annesi Sultan’dır. İlk şiirini on bir yaşında yazdı. Ortaokulu bitirdikten sonra maddi imkânsızlıklar yüzünden öğrenimine devam edemedi. Fakat okumayı ve araştırmayı her zaman sürdürdü. On yedi yaşında bağlamayla tanıştı. Yirmi yedi yaşına kadar serbest işlerde çalıştı. Bir yandan da çaldı, söyledi.
1987 yılında Turhal Halk Eğitim Merkezi’nden bağlama dalında sınavla “Usta Öğreticilik Belgesi” aldı. Aynı yıl Turhal Halk Ozanları Kültür ve Musiki Derneği’nde bağlama öğretmenliği yaptı.
1988 yılında Ankara’da Orman Genel Müdürlüğü’nde işçi olarak işe başladı ve 2014 yılında emekli oldu. Evli ve iki çocuk babasıdır.
1998 yılında Ozanlar Vakfı’na üye oldu, faaliyetlerini bu Vakıf kapatılıncaya kadar burada sürdürdü. Ozan Gönüllü Coşkun’dan ve Gürünlü Âşık Gülhani’den şiir tekniği dersleri aldı ve kendini geliştirdi.
2001 yılında Hacıbektaş Belediyesinin açtığı “Lâiklik” konulu şiir yarışmasında hece vezni şiir dalında birincilik ödülü aldı. TRT’ de radyo programları yaptı ve beğeniyle dinlendi. Başka birçok etkinlik ve konserlerde yer aldı. Şiirleri, sosyal içerikli ve sevgi şiirlerinden oluşmaktadır. Değişik konularda da şiir üretmiştir.
2004 yılında Ozanlar Birliği Kültür Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı ve ilk genel kurulda yönetime seçildi. Ozanlar Vakfı-2003, Ozanlar Birliği- 2005 ve 2006, AN-DER 2012 ve 2016 Şiir Antolojilerini ve yine köylüsü olan Ozan Mustafa Gülşan’ın “Yüreğimin Bam Telinden” adlı şiir kitabını yayıma hazırladı. Birçok dergi ve antolojilerde şiirleri yayımlandı. 700 civarında hece ölçülü şiiri mevcuttur.
Özgürlük, demokrasi, evrensel duyarlılık, Atatürkçülük, insan ve doğa sevgisi, emeğe saygı duymak ve haksızlıklara baş kaldırabilmek… O’nun temel ilkeleridir.
Şiirlerinde mahlas olarak bir süre kendi ismini (Yüksel) kullandı. Daha sonra Coşkun Gönüllü’nün: “Senin şiirlerinde haksızlığa ve soygun düzenine karşı bir isyan var. Senin mahlasın İsyani olsun!” dediği için kısa bir süre de bu mahlası kullandı. Bu mahlası kullanan başka ozan olduğunu öğrenince artık kullanmadı.
Mütevazı bir kişiliğe sahip olan ozan, “Ozan gibi bir ozanın binde biri kadarım” dediği için kendisine Âşık Arabi tarafından “Bindebir” mahlası verildi. O günden bu yana bu mahlası kullanmaya başladı.
2007 yılında Hacıbektaş Belediye Başkanlığı, Anma Komitesi ve Kültür Bakanlığı’nın ortak davetiyle Hacı Bektaşi Veli’yi Anma Etkinliklerine sanatçı-ozan olarak katıldı ve ilgiyle izlendi.
2008 yılında dört ozan derneğinin OZAN-DER’de birleşmesi konusunda etkili oldu ve Mâli Sekreter olarak yönetime seçildi. Olağan Genel Kurulda tekrar yönetime seçildi ve bir süre bu görevini sürdürdü.
Hacı Bektaş Veli Kültür Derneği – OZAN-DER işbirliği ile düzenlenen “Mahzuni Şerif ve Felsefesi” konulu Hece Vezni Şiir yarışmasında 3.üncülük ödülü aldı.(15-16 Mayıs 2010) .
Daha sonra ozanlık adına yozlaşma gördüğü derneğinin yönetiminden ve üyeliğinden ayrılarak bir grup ozan arkadaşıyla Anadolu Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneği’ni (AN-DER) kurdular (Mayıs 2011) .
Bir süre yönetimde de görev aldı ve kendi isteğiyle ayrıldı.
Zaman zaman şiir yarışmalarında çeşitli ödüller alan ozan; Türk Haber Ajansı’nın düzenlediği “Dede Korkut” konulu uluslararası hece vezni şiir yarışmasında 2. lik ödülü aldı (24 Ağustos 2011) .
- Ulusal 22. Uluslar arası Hacı Bektaş Veli Anma Törenleri ve Kültür Sanat Etkinlikleri Çerçevesinde Düzenlenen Hece Vezni Şiir Yarışmasında 2. Mansiyon ödülüne layık görüldü. (Ağustos 2011) .
Alevi Vakıfları Federasyonu, 1. Uluslararası Yunus Emre Şiir Ödülü Yarışmasında 2. Lik ödülü aldı (03.09.2022).
Ordu Zümrüt Fındık Festivali Türk Halk Müziği Beste Yarışmasında “Ordu’muz Çok Şirindir” adlı şiirini İsmail Tatar’ın besteleyip yarımaya katılması sonucu 1.lik ödülüne layık görüldü (18.09.2022).
Bazı şiirleri Musa Eroğlu, Hakan Çakmak, Süleyman Yıldız, Güler Duman, Salih Turhan, İsmail Tatar, Erdoğan Tozoğlu, Âşık Haşimî, Mehmet Yalçın (Töre Memet), Sedat Aktaş, Âşık Makbulî, Hüseyin Yılmaz, Cemalettin Gürbüz, Umut Yurdusar, Yücel Öztürk, Hüseyin Parlak (Gülşanî),İbrahim İbal, Kalyon, Erdem Demir ve Alper Fahri Usal gibi sanatçı ve ozanlar tarafından bestelenerek okundu. Kendi bestelediği ve diğer sanatçı dostlarının bestelediği 140 civarında eseri mevcuttur.
Şahsi Şiir kitabı “Kendimi Okudum, Kendimi Yazdım – Ozan Bindebir’in Hayatı, Sanatı ve Şiirleri” adını taşıyor. Gâzi Yayınevinden akademik bir çalışma olarak; yazar Merve Karatay tarafından Ocak 2013’de çıkarıldı ve yayımlandı.
Son zamanlarda yine bir kitap çıkarma hazırlığı içerisindedir. Akademik bir çalışma olarak çıkaracağı yeni kitabını da akademisyen hocalarıyla birlikte çıkaracaktır. Hazırlık aşamasındadır.
Kültür Bakanlığı sınavını kazanarak “Halk Ozanı” dalında kayıtlı üyedir. Ayrıca “Besteci – Söz Yazarı” olarak da MESAM üyesidir. Şair, bağlama çalmakta ve nota bilmektedir. Bazı eserleri albümlerde yer almıştır. Sağlık problemleri nedeniyle artık etkinliklere fazla katılamamaktadır.
Eserleri
Şiirleri:
1- Duygu Rehberi (Ozan Naçari) kitabında,
2- Ozanlar Vakfı Şiir Antolojisi 2002 ve 2003,
3- Ozanlar Birliği Kültür Derneği Şiir Antolojisi 2005 ve 2006 serilerinde ve bazı dergilerde,
4- Anadolu Halk Ozanları Kültür ve Dayanışma Derneği’nin (AN-DER) Ekim 2012’de çıkan ve Temmuz 2016’da çıkan kendisi tarafından hazırlanan Şiir Antolojisinde şiirleri yayımlandı.
5- Şahsi şiir kitabı “Kendimi Okudum, Kendimi Yazdım – Ozan Bindebir’in Hayatı, Sanatı ve Şiirleri” adını taşıyor. Gazi Yayınevinden akademik bir çalışma olarak; yazar Merve Karatay tarafından Ocak 2013’de çıkarıldı ve yayımlandı.
*
Şiirlerinden örnekler:
BANA NEYLER?
Ölmeden ölmüşüm neden korkayım,
Aşkımdır titreten, fay bana neyler?
Nice gelip gittim, sayılmaz sayım
Güneş’in aslıyım, Ay bana neyler?
Nice erkân gördüm, nice post gördüm
Nice sınav geçtim, nice test gördüm
Nice düşman gördüm, nice dost gördüm
Ok sinemde saplı; yay bana neyler?
Hak yolunda yürür gider katarım,
Gevher alır yine gevher satarım.
Ne kâr ettiğim var ne de batarım;
Yüklendim yükümü, tüy bana neyler?
Yağmurlara bedel gözümün yaşı,
Dolu yağar gibi atarlar taşı.
İnsanlık adına verdim savaşı;
Ölümü öldürdüm, bey bana neyler?
Rehberim sayarım fenni, bilimi
Baş tacı ederim aklıselimi.
Cehalete kalem etmem dilimi,
Ustamdan ders aldım; toy bana neyler?
Desinler “Bindebir vallahi deli”
Kayadan ne alır bir saba yeli?
Varsın alsın beni bir bahar seli;
Ummana dalmışım, çay bana neyler?
12.09.2017
Ozan Bindebir
*
SEN GİDERSEN
Sen gidersen suna boylum,
Hayat bana zehir olur.
Yanar bağrım oylum oylum,
Gözüm yaşı nehir olur.
Sürer böyle birkaç sene,
Sinem yanar tüter gene,
Gözüm yaşı bir engine,
Gider dolar, bahir olur.
Hem gündüzüm, hem de gecem
Sen olursun dilde hecem.
Sen gidersen gönül Ece’m,
Mecnunluğum zahir olur.
Sözüm sana fayda etmez,
Öyle iken sevdam bitmez,
Yorgun dizim yola gitmez,
Kavuşmamız tehir olur.
Bir umut ver maşuğuna,
Ben koşarım ışığına…
Sen bak o gün âşığına,
Yar sevmekte mahir olur.
Özlemini etme zulüm,
Ben bülbülüm, sen de gülüm…
Ayrılıktır asıl ölüm,
Bindebir’e ahir olur.
14.04.2019 – (4+4)
Ozan Bindebir
*
BİZİM ELLER
Bahar geldi gayri bizim ellere
Mantar toplamanın zamanı şimdi…
Çoban kavalını katar zillere
Hayvanları yemez samanı şimdi…
Yayla çiçekleri açar sapsarı
Çıkar kovanından dolanır arı.
Karaoluk denen bizim diyarı
Çiğdem, çiçek tuttu her yanı şimdi.
Coşa gelir durmaz ötüşür kuşlar
Yiğitler güreşir, birbirin tuşlar
Bahar yorgunluğu yorar yokuşlar
Kesilir dizlerin dermanı şimdi.
Patırpatır Şelalesi bir neşe
Kuzey yanı hasret kalır güneşe…
Güneyinde boyun eğer menekşe
Gönlüme düşürdü gümanı şimdi…
Karın doyurmaya verilir emek
Zenginler ne bilsin, bunlar ne demek…
Madımak toplanır, akşama yemek
Kadınlar eşeler harmanı şimdi…
Şehirliler gelir, çekilir pozlar
Türlü oyunlarda oynanır kozlar
Meler koyun, kuzu ayrılır yozlar
Kızlar giyer renk renk tumanı şimdi…
Kuşdöneği sanki güzelin tacı
Göğdere’ye iner kurtların acı
Boztepe’yi desen ayrı mizacı
Ayrılmaz başından dumanı şimdi…
Gençler sevdiğinin gezer peşinde
Gündüz hayalinde, gece düşünde…
İnsanlar çalışır türlü işinde
Nineler savurur kirmanı şimdi…
Şu gurbetin derdi ayrı bir çile
Ne kadar anlatsam gelmiyor dile.
Padişahtan emir olsa da bile
Bindebir dinlemez fermanı şimdi…
10.05.2014
Ozan Bindebir
*
BERİYE GELSİN (Sözlük Destan)
Sözümün üstüne söz varmış meğer
Anlağı bilenler beriye gelsin
Usta görsem başım göklere değer
Çaylağı bilenler beriye gelsin
Fışkını, budağı, çırpıyı, dalı
Boşboğaz, sünepe, ibiş, şapşalı
Avanak, ahmağı, sersem, aptalı
Salağı bilenler beriye gelsin
Üleşme, bölüşme, hisseyi, payı
Beygiri, aygırı, yılkıyı, tayı
Mandayı, camızı, kömüş, dombayı
Malağı bilenler beriye gelsin
Hayali, hülyayı, rüyayı, düşü
Sine, bağır, göğüs, gerdanı, döşü
Hontumuş, çörüşmüş, çok geçmiş yaşı
Kalığı bilenler beriye gelsin
Nehiri, ırmağı, çayı, dereyi
Kalpağı, külahı, papak, bereyi
Haberci, postacı, yamçı, kuryeyi
Ulağı bilenler beriye gelsin.
Çedene, kavurga, kendir tohumu
Ağu ağacını, zehir zakkumu
Dürümü, tikimi, lokma, sokumu
Açlığı bilenler beriye gelsin
Uruplağa, mucur, gödekle çinik
Köpek, zağar, könez, it ile enik
Mestan, tekir, göcen, kediyle pisik
Avlağı bilenler beriye gelsin
Köyneği, işliği, mintan, gömleği
Gıltıma, tulumu, yayık, çömleği
Maşala, karığı, honu, evleği
Döleği bilenler beriye gelsin.
Dibeği, havanı, seten, sohuyu
Buboyu, baykuşu, bir de puhuyu
Cereni, maralı, ceylan, ahuyu
Eliği bilenler beriye gelsin
Horoz, tavuk, ferik, civciv, cücüğü
Zemheri, Abrulu, Kiraz, Gücüğü
Keçi, teke, gıdik, oğlak, beciği
Yemliği bilenler beriye gelsin
Boğayı, tekeyi, buğrayı, koçu
Harmanı, düveni, tığ ile çeçi
Kâkülü, perçemi, sırmayı, saçı
Beliği bilenler beriye gelsin
Sahan, sini, tava, aşırma, kabı
Riyaziye, cebir, sayı hesabı
Çarık, çizme, nalın, bot, ayakkabı
Keliği bilenler beriye gelsin.
Buzağı, biciği, düve, danayı
Serzeniş, sitemi, kerç, kınamayı
Yapıyı, haneyi, damı, binayı
Heliği bilenler beriye gelsin
Ekseni, dingili, aksı, mazıyı
Boyunduruk, dayak, zelve, azıyı
Koyun, toklu, şişek, körpe kuzuyu
Emliği bilenler beriye gelsin
Tükürüğü, salya, şefil, şörüğü
Baş örtüsü, çarşaf, yazma, bürüğü
Eşeği, sıpayı, zırıl, kiriği
Gölüğü bilenler beriye gelsin.
Kâse ile tası, bir de çanağı
Şizofreni, deli, aklı bunağı
Şakağı, çeneyi, avurt, yanağı
Duluğu bilenler beriye gelsin
Yedirip içirme, şölen, ziyafet
Şayia, söylenti bir de rivayet
Giyim kuşam, üst baş, kisve, kıyafet
Kılığı bilenler beriye gelsin
Urganı, yuları, kınnap, sicimi,
Oylumu, cirimi, sıygı, hacimi
Halıyı, kilimi, çulu, cecimi
İpliği bilenler beriye gelsin
Bakımsız, yıpranmış, hurda, külüstür
Tavuk evi adı; pinnik, kümestir
Kevgir, süzgeç, filtre, süzek, ilistir
Eleği bilenler beriye gelsin
Mal tarağı, tımar, gebre, kaşağı
Er bezi, yumurta, haya, taşağı
Ekini, buğdayı, kapçuk, başağı
Evleği bilenler beriye gelsin
Heybeyi, fileyi, hurcu, torbayı
Baş yastığı, şilte, mitil, pulbayı
Çamaşır, elbise, esbap, urbayı
Alığı bilenler beriye gelsin
Neşeli, sevinçli, memnun, şâduman
Çevirmen, mütercim, dilmaç, tercüman
Uzay, feza, acun, sema, asuman
Maliği bilenler beriye gelsin
Bakışı, basarı, nazarı, gözü
Cemali, simayı, sıfatı, yüzü
Kur’an’ı, ayeti, hadisi, cüz’ü
Haliğ’i bilenler beriye gelsin
Çuvalı, hararı, seklem, telisi
Kalenderi, divan, destan, selisi
Bindebir’im görüp bekçi, polisi
Çeliği bilenler beriye gelsin.
14.07.2025 – (6+5)
Ozan Bindebir

