Asıl adı İsmail Dehmen olan Nimri Dede; 1909 yılında Elazığ’ın Keban ilçesinin Nimri (Pınarlar) Köyü’nde doğdu. Köylerinin kurucusu olan Şeyh Nimri’nin adını mahlas olarak kullanan Nimri Dede bölgede Şıh İsmail olarakta bilinirdi.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra yetim ve öksüz kalmıştır. Sonrasında maddi durumu iyi olan bir akrabası tarafından 1925 yılında İstanbul’a getirilir. İstanbul’da Numune-i İrfan isminde bir okulda üç yıl okutulur. Ancak geç başlayan okul serüveni yaşından dolayı uzun süremez. Kapalıçarşı’da çalışarak geçimini sağlayan Nimri Dede sonrasında elbise mağazası açar ve geçimini bu şekilde devam ettirir. Bu dönemde çeşitli tasavvuf erbabıyla tanışır ve görüşür. 18 yaşında cura çalmaya başlar. Yine bu yaşlarda şiirler yazmaya başlayacaktır.
Gönlünü bağladım zülfün teline
Mahşer günü senden hesap isterim
Beni yaktın sen aşkın serabında
Sanma ki orda da serap isterim
Bir kere yüzünü dönmedin bana
Ben bu hakkı helal edemem sana
Sen Cennet’te saki olursan bana
Senden kana kana şarap isterim
Hak nasip ederse o makamı
Senden alacağım bu intikamı
Bu Nimri Dede’nin bütün meramı
Senin de gönlünü harab isterim
Kerbela, Necef ve Meşhed şehirlerinde kalır. Kutsal mekanları ziyaret eder. Hz. Ali’nin, Hz. Hüseyin’in, İmam Rıza’nın türbelerine gider buralarda göz yaşı döker. Bunun yanı sıra Nimri Dede Anadolu’da bir çok şehirde cemler, muhabbetler ve sohbetler yürütmüştür.
1966 yılında Konya’da düzenlenen Aşıklar Bayramı’na katılarak ödül almıştır. Bağnazlığa, gericiliğe karşı çıkmış çağdaşlaşmayı ve ilericiliği her daim savunmuştur. Bilimi rehber edinen Nimri Dede Alevi-Bektaşi öğretisini yaşamının her noktasında adım adım işlemiştir.
Daha ilim deryasına varmadan
Ona daldım diyen insan görmedim
O deryadan bir katre almadan
Bütün doldur diyen insan görmedim
İlme ermek demek Hakk’a ermektir
O yol ile hakıkatı görmektir
İki kanat ile sefa sürmektir
Tek kanatla sefa süren görmedim
Çok kimse bilgisiz, insan olmamış
Vurunmuş, dövünmüş kabı dolmamış
Bunlarsa dünyaya gelmiş gelmemiş
O sahifeyi hoca düren görmedim
Nimri Dede ne fenadır cehlin libası
Hep ömrü kirletir cehalet pası
Hayat fışkırsa da irfan yaylası
Ben onlardan tek bir giren görmedim
Nimri Dede 1986 yılında yakında bu dünyadan göçeceğini çevresindekilere söylemeye başlar. 14 Ekim 1986’da Onar Köyü’ne gider. Köyün ileri gelenlerine ve muhtarına birkaç gün içerisinde öleceğini ve Şeyh Hasan Onar’ın türbesinin kapı önüne gömülmek istediğini söyler. Nitekim öyle de olur ve 15 Ekim 1986 tarihinde Nimri Dede’nin Hakk’a yürüdüğü haberi duyulur. Naaşı büyük bir cenaze töreniyle kalabalık bir katılım ile toprağa verilerek sonsuzluğa uğurlanır.
İkilik Kinini İçimden Atıp
Özde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim
Taht Kuralı Ariflerin Gönlüne
Sözde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim
Serimi Meydana Koymaya Geldim
Meğerse Aşk İmiş Canın Mayası
Ona Mihrabımış Kaşın Arası
Hakkın İşlediği Kudret Boyası
Yüzde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim
Bütün Mürşidlerin Tarif Ettiği
Sadıkların Menziline Yettiği
Enmiyanın Evliyanın Gittiği
İzde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim
Ben De Bir Zamanlar Baktım Bakıldım
Nice Yıllar Bir Kemende Takıldım
O Aşkı Mecazla Yandım Yakıldım
Közde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim
Süregeldim Aşk Meyini İçerek
Her Bir Akı Karasından Seçerek
Varlık Dağlarını Delip Geçerek
Düzde Ben Bir İnsan Olmaya Geldim
Gör Ki Nimri Dede Şimdi Neyleyi
Gerçek Aşkı Her Gönüle Söyleyi
Her Türlü Sefaya Veda Eyleyi
Sazda Ben Bir İnsan Olmaya Geldim