Üç yıl önceki gizli parti kongresinde Kolağası Mustafa Kemal’in söyledikleri doğru muydu acaba diye sordu kendi kendine cemiyeti idare edenlerin hiç hoşlanmadığı bu asi ve başına buyruk genç subay bir gece oturumda söz almış ve büyük cesaretle askerle politikanın iç içe girmesi durumuna karşı ağır sözler söylemişti.
Ona göre askerlerin siyasetçi gibi davranması büyük bir tehlike idi.
Hem ordu içinde ki nizamı bozar hemde idareye zarar verir devleti zaafa uğratırdı.
Bu yüzden cemiyeti idare eden ve Abdulhamit’i devirme gibi muazzam bir başarıya imza atan lider kadronun ordudan istifa etmelerini ve hayatlarını sivil siyasetçiler olarak devam etmelerini teklif ediyordu.
Bu sarışın zayıf subay konuştukça lider kadrosunun feci şekilde gerildiği kiminin bıyıklarını burduğu, ayak ayak üstüne atmış olan Enver’in ise çizmeli ayağını gergin bir yay gibi sallamakta olduğu görülüyor bütün bunlar bir saniyede silahların patlayı verdiği bu ihtilal cemiyetinde herkesin eli tabanca kavzasında tetikte beklemesi sonucunu doğuruyordu.
Bu kongreden sonra cemiyetin tetikçilerinden birini Mustafa Kemal’i öldürmek üzere yolladığı durumu anlayan yüzbaşının ise ustaca bir manevra ile kurtulduğu anlatılıyordu orda burda .
Dediklerine göre tetikçi odasına girince Kemal durumu anlamış kendisine sertçe – ‘Sen niye Enver’in fikirlerine ulu orta karşı çıkıyorsun . ‘ diyen Fedaiye oturduğu masanın önünde ki sandalyeye davet ederek – ‘ Buyrun oturun izah edeyim önce bir kahve ikram edeyim size.’ diye yumuşatarak sözlerine dinlemeye ikna etmiş , adam gönülsüzce de olsa oturunca bir kahve bir sigara derken sohbeti ilerletmiş .
Askerin siyasete karışmasının tehlikelerini anlatmış uzun uzun – ‘ Zaten vatan elimizden gidiyor düşünün savaşta bir Miralay parti üyesi fakat Paşa değilse kim kimin emrini dinleyecek Paşa’mı Miralay’ın emrine uyacak Miralay mı Paşa’nın bu durum orduda kargaşa yaratır ve bizi zayıflatır.
‘ Bu uzun açıklamalardan sonra tatmin olan fedai yüzbaşı – ‘ İyiki anlattınız.’ demiş. ‘ Fikirlerinizi dinleyince size hak verdim . Size bir itirafta bulunacağım aslında ben sizi vurmak için görevlendirildim eğer bu konuşma olmasaydı şimdi ölmüş olacaktınız.’
Mustafa Kemal ise gülmüş masanın altında tutmuş olduğu tabancasını göstererek – ‘ Asıl siz mutlak bir ölümden kurtuldunuz .’ demiş ‘ Odaya girdiğiniz andan beri namlu size dönük eğer kahve teklifimi kabul etmeyip de silahınıza davransaydınız ilk kurşun anlınızın tam ortasına gömülecekti .’