Perşembe, Ocak 30, 2025
No menu items!
Kültür & SanatŞiirGözler yangın şimdi

Gözler yangın şimdi

Bunca yıl çığlıklar koşturulmuş bu yolda
Deli taylar gibi ter içinde çığlıklar
Savrulan bir yanlışa vurulmak için mi
Yoksa dağları yırta yırta yürüyen
Bir ırmak diliyle durulmak için mi

Gözler yangın şimdi – ufuklar duman
Dünya değişiyor masalı koca bir yalan

Tam kırk yıl bulandırdılar suları
Nilüferleri dağlara taşıdılar
Kekikleri çaylara
Uğrun uğrun – ince ince – gizlice
Ve sinsice yürüdüler karanlıklara
Pınarbaşlarında yarpuzlar utandı
Ormanlarda köknarlar
Sonra leylak düşmanı bir akşam vakti
Dünyanın değiştiğini buyurdular
İhanetin kanlı bir gelinlik içinde
Yeryüzünün yatağında doyurdular
Durduk düşündük sularla birlikte
Dağlarla – ormanlarla – bulutlarla birlikte
Durduk düşündük

Nergislerle – nevruzlarla – güllerle birlikte
Yok olan hiçbir çiçek yoktu yeryüzünde
Durduk düşündük turnalarla birlikte
Martılarla – kumrularla güvercinlerle birlikte
Yok olan hiçbir güzellik yoktu gökyüzünde
Durduk düşündük

Nehirlerle – denizlerle – okyanuslarla birlikte
Yok olan hiçbir dalga yoktu suyüzünde
Yalnızca onların külleri vardı
Ki çiçek çiçek öldüren yeryüzünü
Yalnızca onların zehiri vardı
Ki bulut bulut öldüren gökyüzünü
Yalnızca onların pisliği vardı
Ki lağım lağım kirleten suyüzünü
Onlardan başka yoktu dünyaya düşman olan
Tam da yunuslar sevişirken Arşipel’de
Tam da gökkuşağı sevinçleşirken
Özlenen renkler siliniyor dediler

Tam da insanın insanlığına çeyrek kala
Yarım metrelik cam bir savaş alanıyla
Çıktılar karşımıza teknoloji yalanıyla
Gözler yangın şimdi ufuklar duman
Dünya değişiyor masalı koca bir yalan
Çocuklar ölürken bütün ülkelerde

Ey koca Nazım
Ey ustamın ustam dediği
Milyonlar içindeki vatansız yalnızım
Çocuklar güldü demiştin o büyük ülkede
Gel de gör şimdi
O yüzlerde büyümüş yarınsız öfkeyi
Gel de gör

Gece gelen telgraftaki o yüce değerin
Nasıl bir körlüğe kurban edildiğini
Yüreklerde yükselen son anıtın da
Gel de gör nasıl yerlere serildiğini
Sonrası vurgun – soygun ve talan
Sonrası gözyaşı ve kan
Çaykovsky Harlem’de bir tepinme
Tolstoy sütyen boşluklarında pembe dizi
Mayakovsky bir papaz duası belki
Puşkin çarlık özleminin şiirsel gizi
Gözler yangın şimdi ufuklar duman
Dünya değişiyor masalı koca bir yalan

Ne olur tunçtandı – demirdendi demeseydin
Bir tabuttan korkan o şaire gönül vermeseydin
Alsaydın Neruda’nın Şili kasımpatılarını
Hasan Hüseyin’in kırmızı gül dallarını
Howard Fast’ın fırtına sonrası çığlıklarını
Ölmeden önce mezarının başına koysaydın
Burcu burcu – gürcü gürcü koksaydın
Dünya değişiyor masalına kahkahalar atsaydın
Son anda sokup ellerini hasta kalbine
Çocuk yüzlü yepyeni bir şiir çıkartsaydın

Nasıl da severim seni
Hiroşimalı bir kızın yaprak dudaklarında
İşçi tulumuyla Taksim alanında
Ve 1960 yazında Küba’da nasıl da severim
Al şimdi ellerimi
Yattığın o büyük ülkenin topraklarına uzat
Yanar parmaklarım – yanar
Ne Şolohovlar ne de Gorkiler var
Yalnızca seni o topraklara tutsak edenler
Ve Memed’in özlemiyle oraya gömenler var
Yanardağ mı patlıyor bilemiyorum
Denizlerle karalar yer mi değiştiriyor
Dinozorlar mı göçüyor yoksa

Bir yanım tırpan yine – bir yanım gül bahçesi
Bir yanım soygun yine – bir yanım ter ezgisi
Söyler misin ey ustaların ustası
Nedir bu değişmenin yarınsız sonrası
Şimdi senin ceviz yaprağı kıvıl kıvıl ülkende
Kimi dünya değişiyor masalanın hayalinde
Ki Orta Asya’nın kımız tadı hala dilinde
Kimi Zonguldak madenlerinde
Paşabahçe’de ve Çukobirlik’te
Yurtiçi kargoda ve Toros gübrede
Direnen bütün yüreklerle birlikte
Kimi dört bin yıllık bir güneş peşinde
Adının özgürlüğü için dövüşmekte
Değişen nedir söyler misin

Alınterinin nehirleştiği bu yaşam içinde
Bir tren penceresinde saman sarısı saçlar
Rüzgârın yelesinde nasıl ülkeden ülkeye
Beyinden yüreğe nasıl fırtınalarla koşar
O büyük coşkular
O sonsuz duygular

Uzansam her teline şimdi ellerim yanar
Her biri beş dolara bir masadan uçar
Başka bir masaya konar
Seninse bu körkütük gidiş içinde
İnsanlık adına yüreğin bir başka kanar
Dikersin gözlerini masmavi yarınlara
İnsanlığın insanca yaşamını özlersin
Ve söylenirsin kendi kendine
Çağının tanığı her şair gibi sen de

Ne açlık
Ne zulüm
Ne de kan
Ancak biz kazandığımız zaman
Ve bütün insanlık insanca yaşadığı zaman
Adnan Yücel

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
spot_img