Emânet itmişsin geldi selâmın
Şevketli sultânım aleyküm selâm
Aldı ta’zim ile bu ben gulâmın
Ey şâh-ı hûbânım aleyküm selâm
Umarım efendim mürüvvet senden
Uğruna geçmişim can ile tenden
Dimişsin gedâma selâm it benden
Berhudar ol canım aleyküm selâm
Geçirdin boynuma aşkın kemendin
Bildim ki efendim benden usandın
Yeter karar oldu bu derd ü gamın
Derdime dermanım aleyküm selâm
Bilmezim bu dil-i biçâre netsün
Hicr-i firakınla ya kande gitsün
Selâm eylemişsin Hak selâm etsün
Sana ey cananım aleyküm selâm
Aziz iltifatın râyegân ettin
Âteş-i sinemi gülistan ettin
Mahzun Gevheri’yi şâdüman ettin
Ey gonca dehânım aleyküm selâm
Aceb kande gitti ol âfitâbım
Aceb kande gitti ol âfitâbım
Cemâlin O görmedim dün de bu gün de
Büküldü kametim kalmadı tabım
Ben yâri görmedim dün de bu gün de
Bağrım yanmaktadır nâr-ı iştiyaka
Zaif canım dayanur mı ihrâka
Nice sabr ideyim ben bu firaka
Ben yâri görmedim dün de bugün de
Yüz çevirdi benden baht-ı siyahım
Görünmedi gitti ol yüzü mâhım
Ey felek neyledim nedir günâhım
Ben yâri görmedim dün de bu gün de
Yüzümü pâyine sürerdim bulsam
Yolunda can virüp kurbânı olsam
Hiç bilmezim nitsem ne çâre kılsam
Ben yâri görmedim dün de bu gün de
Gevheri severdi serv-i simini
Çok demdir görmedim ol sim teni
Dîdar ile yâ Rab sevindir beni
Ben yâri görmedim dün de bu gün de…>>
Ah elinden zülf-i kemendim benim
Ah elinden zülf-i kemendim benim
Müjen urdu sinem yaralandı gel
Güzel başın içün ağlatma beni
Dilber gam başımdan aralandı gel
Gamdan hasar oldu mekânım yurdum
İşidüp âvâzım dinlemez virdim
Bir değil beş değil on değil derdim
Yaralar baş verdi sıralandı gel
Aceb gafil midir gelür mü Leylâ
Bu gam bu kasavet kalur mu böyle
Çok tuz ekmek yedik gel helâl eyle
Bu garibin gönlü zârelendi gel
Gevheri yâr gelür haftada ayda
Sevüp ayrılması vermeyor fayda
Başım yastıktadır gözlerim yolda
Gözümün beyazı karalandı gel…>>
Âhır bu derd beni sine gönderir
Âhır bu derd beni sine gönderir
Onulmaz yâreler em em üstüne
Figanım işiden aklın yitirir
Gitti hurrem geldi gam gam üstüne
Bir dilbere meyil verdim özümden
Nasihat eyledim geçmez sözümden
İki ellerim gitmez oldu gözümden
Âcizim silmeğe nem nem üstüne
Dilberden vefa gitti naz kaldı
Yandı ciğer kebab oldu köz kaldı
Zamanede asilzade az kaldı
Şimdi doğmaktadır kem kem üstüne
Gevheri der şimdi zamane kemdir
Dilberlerin işi dâima zemdir
Bir günüm şâd ise bir günüm gamdır
Görmedim âlemde dem dem üstüne…>>
Ariftir efendim hûbların şahı
Ariftir efendim hûbların şahı
Mail olduğumu duyar mı bilmem
Her dem kalbimde o yârimin âhı
Bu tatlı canıma kıyar mı bilmem
Ana bir gün hasbıhâlim söylesem
Gönül hicab ider bilmem neylesem
Bir buse dileyüp niyaz eylesem
Sultanım hatırım sayar mı bilmem
Bendesin hâk ile yeksan eyleyüp
Bu cevr ü cefâyı her an eyleyüp
Mecnun gibi sinem uryân eyleyüp
Eğnimden libasım soyar mı bilmem
Akan çeşmim yaşın şileyim disem
Hüsn-i devletine güleyim disem
Efendim sineye sarayım disem
Gevherî’nin sözüne uyar mı bilmem…>>
Ayırdın yârimden ey kanlı zâlim
Ayırdın yârimden ey kanlı zâlim
Kime dâd ideyim senden ayrılık
Sana yâr olalı mükedder hâlim
Kandan geldin sen de kandan ayrılık
Ayırdın gönlümün ol yâr-ı garın
Artırdın bülbülün feryâd ü zarın
Sebeb-i vücûdum ömrümün varın
Ayırdın canımı tenden ayrılık
Ben senin elinden zehirler yuttum
Mecnun gibi dağlar yolunu tuttum
Şimdilik ben sana acebâ nettim
Bilmem ne istersin benden ayrılık
Ayrılık acısı kâr itti cana
Şikâyet ideyim Ganî Subhan’a
Gonce-i âmâlim irdi hazâna
Var yıkıl git bu gülşenden ayrılık
Gevheri der bîkes düşürdün beni
Kani ol efendim nicoldu kani
Göremedim bu gün yanımda seni
Yoğolmuş olaydın benden ayrılık…>>
Bâd-ı sabâ bundan doğru cânâna
Bâd-ı sabâ bundan doğru cânâna
Arzıhal ile vardın ne didi
Ne incinmiş aceb bu ben nâlâna
Dokunup lebinden sordun ne didi
Ben niyaz eyledim ictînab itti
Ne lûtf ile güldü ne hitab itti
Ben gittim sen kaldın ne cevap itti
Güftârın işidüp gördün ne didi
Medh ü senasını eyleyüp zahir
Her an idüp tel tel o zülfü kâfir
Sergüzeştnâmemi okuyup vâfir
El bağlayup divâna durdun ne didi
Câmeni çâk idüp girîbânından
Niyazlar iderdin geçüp yanından
Çin seherde hüsn-i gülistanından
Yâsemenler güller derdin ne didi
Kulundur neyleyim bir duâ idüp
Dest açup niyaza bir sena idüp
Garib Gevheri’yi bir rica idüp
Hâkipâye yüzün sürdün ne didi…>>
Bilmem ki unuttum ya ne söyleyim
Bilmem ki unuttum ya ne söyleyim
Yâre arz ider mi dil beni bilmem
Ağlayı ağlayı afiyet bekler
Gözlerimden akan sel beni bilmem
Ecel ardınuzca ökçemiz basar
Koç yiğitlerini durmayup asar
Aşkın ruzigâri serimde eser
Ne canibe atar yel beni bilmem
Gevheri der didemden akıyor yaş
Dilberin aşkiyle eyledim savaş
Akılla muhabbet kılavuz yoldaş
Sılada arz ider mi dil beni bilmem…>>
Bir dilber isterim Bari Huda’dan
Bir dilber isterim Bari Huda’dan
Hiç misli cihâna gelmedik olsa
Olmasa âlemde bây ü gedâda
Hiç bir kimse mâlik olmadık olsa
Neylerim dünyâda narı turuncu
Gönül eğlencesi dilberin genci
İstediğim dürr-i yekta bir inci
Anı da bir hakkak delmedik olsa
Bir dost ararım ki açsam razımı
Meclis-i irfanda çalsam sazımı
Bir turna gözlüye salsam bazımı
Hiç avcu şahini salmadık olsa
Pek mailim hûb cemâle bakmağa
Pervâne-veş derdli sinem yakmağa
Gönce gül isterim alup kokmağa
Hoyrat eli değüp solmadık olsa
Gevheri der gönül maildir gence
Bir tıfl-i nevreste miyânı ince
Dahi koculmadık lebleri gönce
Cevr ü sitem nedir bilmedik olsa
Hiç misli cihâna gelmedik olsa
Olmasa âlemde bây ü gedâda
Hiç bir kimse mâlik olmadık olsa
Neylerim dünyâda narı turuncu
Gönül eğlencesi dilberin genci
İstediğim dürr-i yekta bir inci
Anı da bir hakkak delmedik olsa
Bir dost ararım ki açsam razımı
Meclis-i irfanda çalsam sazımı
Bir turna gözlüye salsam bazımı
Hiç avcu şahini salmadık olsa
Pek mailim hûb cemâle bakmağa
Pervâne-veş derdli sinem yakmağa
Gönce gül isterim alup kokmağa
Hoyrat eli değüp solmadık olsa
Gevheri der gönül maildir gence
Bir tıfl-i nevreste miyânı ince
Dahi koculmadık lebleri gönce
Cevr ü sitem nedir bilmedik olsa…>>
Bir garib kuş idim bakın hâlime
Bir garib kuş idim bakın hâlime
Yavru şahin vurdı sinem yâreli
Varamadım mekânıma elime
Yavru şahin vurdu sinem yâreli
Dosta gider iken yolum döndürdü
Suya verdi alçaklara endirdi
Kolum kırdı kanadlarım sındırdı
Yavru şahin vurdu sînem yâreli
Bağdadi turnayım vardı elimiz
Yoktur gurbetlikte sora hâlimiz
Dost köyüne uğrar iken yolumuz
Yavru şahin vurdu sinem yâreli
Üsküfli olur böyle gözü kareler
Tel tel itmiş zülüflerin tazeler
Derman bulmaz bana ehil çâreler
Yavru şahin vurdu sinem yâreli
Gözü kanlı sökün itti elinden
Çok bülbülü ayırmıştır gülünden
Gevheri der kurtuluş yok elinden
Yavru şahin vurdu sînem yâreli…>>
Bir gün başım alur çıkar giderim
Bir gün başım alur çıkar giderim
Bize dağlar olsun il deyi deyi
Kayalar başını mesken iderim
Mecnun’un gezdiği bel deyi deyi
Yâre yâr olalıdan beri nâşi
Bağrıma uruldu melâmet taşı
Hasret ile akar çeşmimin yaşı
Umman oldu gitti sel deyi deyi
Her kaçan dildâre arz etsem halim
Ah ü zâr etmeğe kalmaz mecalim
Ferdalara salar beni bir zâlim
Âşık isen dağları del deyi deyi
Ol benim gönlüm aldı mestâne
Temellük tealluk gösterdi câne
Şimdi ider yüz bin dürlü bahane
Korkarım ta’n ider il deyi deyi
Çünki rahm etmezdin ah sözüme
Aşkınla ateşler yaktın özüme
Ya niçün evvelden güldün yüzüme
Ey benim Gevherî’m gel deyi deyi…>>
Bir kaşı hilâle meyletti gönül
Bir kaşı hilâle meyletti gönül
Bedir olmuş amma gene bir hoşça
Yanağı gülleri yabâne değil
Sehil solmuş amma gene bir hoşça
Gönül eğlencesi alnının mâhı
Nâz ü istiğnasın komamış dahi
Rûy ü ruhsârında hatt-ı siyahı
Yeni yetmiş O amma gene bir hoşça
Rahm eyle âşıka ömrümün varı
Hâliyâ güzelsin çekme sen ârı
Hatâdan hıfz itsün Cenâb-ı Bâri
Genç değilsin amma gene bir hoşça
Ey Gevheri kimdir vaslına eren
Öğünsün âlemde zevkini süren
Dermiş bizden evvel meyvesin deren
Sonu kalmış amma gene bir hoşça…>>
Bülbül ne yatarsın yoz bahar oldu
Bülbül ne yatarsın yoz bahar oldu
Çağrışup ötmenin zamanı geldi
Serviler yeşerdi çiçekler doldu
Cana can katmanın zamanı geldi
Benim yârim yanakları allıdır
Ak elleri deste deste güllüdür
Derdli olan bakışından bellidür
Her derdi atmanın zamanı geldi
Firkatle ağlayup şevkle gülünce
Gözümden dökülen yaşı silince
Bir dilberin elin ele alınca
Yaylaya çıkmanın zamanı geldi
Âşık Gevheri de gider dostuna
Gidi rakiblerin bize kasdı ne
Evvelbahar çayır çemen üstüne
Sarılıp yatmanın zamanı geldi…>>
Cemâlin bağını seyrâna geldim
Cemâlin bağını seyrâna geldim
Yâr koynunda nara benzer nar sesi
Gûşuma dokundu ihsana geldim
Ayva sesi turunç sesi nar sesi
Aşk ucundan sere gör neler geldi
Sanma kim sevdiğim derdimi bildi
Rûzigâr estikçe bağrımı deldi
Bülbül sesi gonce sesi hâr sesi
Yâr destine almış tir ü kemanı
Vücûdum boyuna attı nişanı
Gördüm âşıklardan tutmuş cihanı
Efgan sesi giryan sesi zâr sesi
Ne halet var sende ey peri bilmem
Gönül verir sana her gören âdem
Kâkülünden gelür gûşuma her dem
Mânsur sesi resen sesi dâr sesi
Gevheri göz yaşım döndü ırmağa
Yine minnet düştü elden ayağa
Bizi Mecnun idüp düşürdü dağa
Âhû sesi maral sesi yâr sesi…>>
Cihande yok iken asla günâhım
Cihande yok iken asla günâhım
Bir lûtf u ihsana uğradım geldim
Bir kandil içinde dururken ruhum
Cennetü’l-me’vâya uğradım geldim
Geşt ittim bir zaman cenneti hayli
Tâ elest bezminde eyledim meyli
Cemâli ve’dduhâ saçı ve’leyli
Nûr-i Kibriya’ya uğradım geldim
Gevheri tâ’birdir Mustafa ismim
Bir katre meniden halk oldu cismim
Levh-i mahfuz üzre yapılmış resmim
Hikmet-i Huda’ya uğradım geldim…>>
Çoktan beri intizârın çekerdim
Çoktan beri intizârın çekerdim
Bu gün nev-civânım geldi de gitti
Gözlerimden kanlı yaşlar dökerdim
Çeşmimin yaşını sildi de gitti
Cevr ile sinemi deldirmiş idim
Hasretle bağrımı doldurmuş idim
Âl ile gönlümü aldırmış idim
Olanca aklımı aldı da gitti
Derd-i derununu bilirim deyü
Tabib olup derman bulurum deyü
Ahd ü aman etti gelürüm deyü
Beni ferdalara saldı da gitti
Âşıka rahmi yok cefâdır işi
Zülâldir lebleri incidir dişi
Nergistir gözleri kemandır kaşı
Gamzesi sinemi deldi de geçti
Gevheri der aceb geçer mi dilek
Nazîrin görmemiş cihanda felek
Bilmem hûrî midir yohsa bir melek
Hayâli gözümde kaldı da gitti…>>
Dilber kâkülüne sakın bend olma
Dilber kâkülüne sakın bend olma
Zülfü tuzağını öp gönül verme
El aman aşka sen de kaydolma
Sîne otağını öp gönül verme
Bir lahza bezminden olma âvâre
Varın feda eyle hüsn-i gül-zâre
Yalvar niyaz eyle ol işvekâre
Gonce yanağını öp gönül verme
Hübların güftârı hûb-âvaz olsa
Ol kadd-i mevzun da ser-firaz olsa
Gönül vermek iyi çevri az olsa
Elin ayağını öp gönül verme
Gevheri aşk ile derûnum hâmuş
Zülâl-i şevkine eyle camı nûş
Ol simin gerdanı eyle der-âgûş
Sükker dudağını öp gönül verme…>>
Efendim sende bir özge halet var
Efendim sende bir özge halet var
Nâz ile tebessüm ittügün demde
Gönüller çâk olur akıl tarumar
Nâz ile tebessüm ittügün demde
Yasılmış yay olur ebru kemanın
Süzülür fülfüle çeşm-i mestânın
Nim şügüfte olur gonce dehânın
Nâz ile tebessüm ittügün demde
Kızarmış ruhlerin gülberk-i handan
Hâb-ı nâza varır gamze-i müjgân
Berk olur nûr gibi dürdâne dendan
Nâz ile tebessüm ittügün demde
Tarholur gönülden melâmet elem
Lûtf ider nigâhın oldukça hurrem
Gül eyyamı gelür yaz olur âlem
Nâz ile tebessüm ittügün demde
Âşıka zülfünle efsun idersin
Teshîrnâme okur meftun idersin
Garib Gevherî’yi Mecnun idersin
Nâz ile tebessüm ittügün demde…>>
Emânet itmişsin geldi selâmın
Emânet itmişsin geldi selâmın
Şevketli sultânım aleyküm selâm
Aldı ta’zim ile bu ben gulâmın
Ey şâh-ı hûbânım aleyküm selâm
Umarım efendim mürüvvet senden
Uğruna geçmişim can ile tenden
Dimişsin gedâma selâm it benden
Berhudar ol canım aleyküm selâm
Geçirdin boynuma aşkın kemendin
Bildim ki efendim benden usandın
Yeter karar oldu bu derd ü gamın
Derdime dermanım aleyküm selâm
Bilmezim bu dil-i biçâre netsün
Hicr-i firakınla ya kande gitsün
Selâm eylemişsin Hak selâm etsün
Sana ey cananım aleyküm selâm
Aziz iltifatın râyegân ettin
Âteş-i sinemi gülistan ettin
Mahzun Gevheri’yi şâdüman ettin
Ey gonca dehânım aleyküm selâm…>>
Ey peri cihâna sen gibi dilber
Ey peri cihâna sen gibi dilber
Ne geldi ne gelür ne gelse gerek
La’lin gibi Lokman tiryâk-ı ekber
Ne buldu ne bulur ne bulsa gerek
Cefâya başladı kadd-i mevzunun
Tâ arşa irişti âh-ı derunun
Böyle gider ise çeşm-i pürhûnun
Ne güldü ne güler ne gülse gerek
Ey âlem-i hüsnün sâhib-kırânı
Öldür kelb rakibi virme amanı
Öldürmezsen kendi elinle anı
Ne öldü ne ölür ne ölse gerek
Bunca dem gözümden akarken seller
Vaad etmiş iken silmeğe dilber
Ahdine durmadı ol peri-peyker
Ne sildi ne siler ne silse gerek
Gevheri güzelim irdi pâyâna’
Bedir gibi çıktı o meh meydâna
Bu cihâna benim gibi divâne
Ne geldi ne gelür ne gelse gerek…>>
Gine bahar oldu donandı dağlar
Gine bahar oldu donandı dağlar
Gel esperim gel gidelim dağlara
Açıldı lâleler sebzezâr oldu
Gel esperim gel gidelim dağlara
Andelibler bağda gülsüz olamaz
Gamlı gönlüm bunda sensiz olamaz
Bu yerlerde bize mesken olamaz
Gel esperim gel gidelim dağlara
Tig-ı gamzen ile hasmını yokla
Okunu düşmanın bağrına sapla
Bir küheylan atla kargı mızrakla
Gel esperim gel gidelim dağlara
Yanımızda olsa bir taze duhter
Arada olmasa ol……………… ağyar
Bir Gevheri bir sen bir de hizmetkâr
Gel esperim gel gidelim dağlara…>>
Gine cûşa geldi umman-ı aşkım
Gine cûşa geldi umman-ı aşkım
Tazelendi derdim nevbahar geldi
Kurdu otağını sultân-ı aşkım
Dil mülküne yeni şehriyâr geldi
Sermestim ol yârin tûtî dilinden
ölünce ayrılmam aşkı yolundan
Naz ü şive ile gonce gülünden
Bülbüle armağan âh ü zâr geldi
Derd-i derûnumu eylesem takrir
Ne ta’bir olunur ve ne hod tahrir
Yâri bûs eylemiş rakib-i hınzir
Bize bir kaç çürük ayva nar geldi
Bülbül oldum bâg-ı firkatte öttüm
Hercâyi dilberin ahdini güttüm
Güzeller adına kur’alar attım
Her biri bahtıma cefakâr geldi
Gevherî’yim bıktım cevr ü cefâdan
Bir eser görmedim zevk u safâdan
Feragat gelürdüm şol bi-vefadan
Adûlara nisbet bana âr geldi…>>
Gönül geçmez senden ey kerem kânı
Gönül geçmez senden ey kerem kânı
ölünce severim seni bilmiş ol
Cism-i zaîfimden Azrail canı
Alınca severim seni bilmiş ol
Rahmet kapusuna tuttum yüzümü
Hak için söylerim her bir sözümü
Belki musallada halk namazımı
Kılınca severim seni bilmiş ol
Şefi olsun Resul hem Ebûbekir
Melekler yanımda eylesin zikir
Kabrime suâle Münker’le Nekir
Gelince severim seni bilmiş ol
Cemâlin göreli aklım oldu çâk
Ne hûb yaratmış seni Yezdân-ı pâk
Mezarım içinde gözlerime hâk ‘i
Dolunca severim seni bilmiş ol
Gevheri der ki geştettim cihanı
Kişi sevdiğinden umar ihsanı
Rûz-i kıyamette mahşer divânı
Olunca severim seni bilmiş ol…>>
Gurbet illerinde çaresiz kaldım
Gurbet illerinde çaresiz kaldım
Bir hâlimden bilür yâr-ı garım yok
Gam-ı firkat ile bî-mecâl oldum
Ağlamaktan gayri kisb ü kârım yok
Anınçün nûş ettim câm ile zehri
Bulamadım bir yâr dolaştım dehri
Kaddimi dal etti feleğin kahrı
Ayaklarda kaldım itibârım yok
Bu çarhın elinden gülmedim bir dem
Çeşmimin yaşını silmedim bir dem
Bu derdten halâs olmadım bir dem
Derd ü gamdan özge elde varım yok
Çok niyaz eyledim geçmedi dilek
Âcizdir âhımdan gökteki melek
Gevheri’ye bu cefa yeter ey felek
Ziyâde cefâya iktidarım yok…>>
Kıyamet haşre-dek gözlerim sen
Kıyamet haşre-dek gözlerim sen
Bu hasta gönlümün dermanı tez gel
Yâd illerde garib eyleme beni
Eğlenme hûbların sultânı tez gel
Yoluna vermişim can ile teni
İnkârım yokdurur sevmişim seni
Lûtfunla şad eyle ağlatma beni
Eğlenme dertlerin dermanı tez gel
Murg-ı dil per açup hava eyledi
Bülbüller gülşende nevâ eyledi
Ayrılık dellâh nida eyledi
Göçmeden muhabbet kervanı tez gel
Gevheri der sabra kalmadı takat
Yok mudur imânın ey serv (i) kamet
Kâfir nesli misin fitne-i âfet
Var ise göğsünün imânı tez gel…>>
Kime dâd eylesem senin elinden
Kime dâd eylesem senin elinden
Sevdiğimden ayrı düşürdün felek
Yandı bu vücûdum hicran elinden
Kebab idüp bağrım bişürdün felek
Bir hercai yâre meftun eyledin
Yıktın hatırımı mahzun eyledim
Düşürüp çöllere Mecnun eyledin
Aklımı başımdan şaşurdun felek
Teslim olup rızâ virdim kazaya
Umurumu ısmarladım Huda’ya
Düşürdüm zevrakım bahr-i belâya
Mevc-i aşkı baştan aşırdım felek
Arayup bulmadın Gevheri merdi
Mihnet ile çektim çok germi ü serdi
Râh-ı muhabbette mihnetle derdi
Cem’idüp başıma üşürdün felek…
Kurtulamam üç nesnenin elinden
Kurtulamam üç nesnenin elinden
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Üçü bilmez birbirinin hâlinden
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Aşktır beni sevda ile söyleden
Firkattir cevr ile sinem dağladan
Gurbettir gözlerimden kan ağladan
Biri firkat biri gurbet bir aşk
Bahrî gibi ummanları yüzdüren
Mecnun gibi sahraları gezdiren
Ferhad gibi dağlar başın kazdıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Ben bilirim benim aklım şaşıran
Beni sevdiğimden cüda düşüren
Muhabbet deryasın baştan aşıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Gevheri der dersim aldım hocadan
Okuyup hatm ittim kara heceden
Koç yiğidi pir eyleyüp kocadan
Biri firkat biri gurbet biri aşk…>>
Kurtulmadın ey dil bu âh ü zardan
Kurtulmadın ey dil bu âh ü zardan
Yine azademi oldun ağyardan
Yohsa bir kem söz mü işittin yârdan
Garib gönlüm niçün olursun melûl
Bu aşkın haleti başka halettir
Evveli hoş sonu pek nedamettir
Dilberin âşıka çevri âdettir
Garib gönlüm niçün olursun melûl
Eğer meyletti ise sevdiğin yâda
Seni sevmeyenden sen ol âzâde
Bulunmaz mı bir dost bize dünyâda
Benim gönlüm niçün melûlsun melûl
Merhem urulur mı sineye dağsız
Leziz olmaz bade olsa mezesizi
Gül dikensiz olmaz gülistan zâgsız
Garib gönlüm niçün melûlsun melûl
Gevheri böyledir âlemin hâli
Firak u mihnetsiz olmaz visali
Çünki vardır her kemâlin zevali
Garib gönlüm niçün melûlsun melûl…>>
Künc-i melâmette kalmışım garib
Künc-i melâmette kalmışım garib
Hâlimden bir söyler olsa o yâre
Zahm-ı sinem gûş eyleyüp ol tabib
Dimiş ilâç kabul itmez o yara
Düş oldu gözüme kadd-i şimşâdın
Helak itti âşıkları bi-dâdın
Hiç dimezsin bunca âh ü feryadın
Hâb-ı nazdan gönül yâri uyara
Safha-i rûyuma akup esk-i al
Çeşmim yazdı bir mufassal arzıhal
Padişahlar gedâsın itmez suâl
Âkil olan ma’kul söze uyar a
Yârim bana zahım vurdu yaramaz
Gayet çoktur benim yaram yarama;
Tabibler merhemi bana yaramaz
Yar ursa yaramı yine o yara
Gevheri der ey gülbün-i letafet
V’ey bülbül-i gülistân-ı melâhat
Şimşiri müjgânın çekmeğe ne hacet
Tir-i gamzelerin bağrım uyara…>>
Lûtf-i ihsan ile divâne gönül
Lûtf-i ihsan ile divâne gönül
Seni sevmeyenden ırağ ol sen de
Gerek sünbül olsun gerek gonca gül
Seni sevmeyenden ırağ ol sen de
İki gönülliyse bir gözleri mest
İhtiyar ittirir hırka ile post
Gözünden bellüdür hakikatlü dost
Seni sevmeyenden ırağ ol sen de
Eğer kıymetini bilür ise de
Bilüp hâkipaye gelür ise de
Cihanda bulunmaz melek ise de
Seni sevmeyenden ırağ ol sen de
Der Gevheri murad olan söz ana
Tevekkül it yönün Huda’dan yana
Vefa gelmez andan akıbet sana
Seni sevmeyenden ırağ ol sen de…>>
Mecnun gibi gezdim fâni cihanı
Mecnun gibi gezdim fâni cihanı
Hünkâr sarayında tutmuş mekânı
Serâpâ âlemde yoktur akranı
Beğler şu göle bir kuğu geldi
Bir kuğu bir yavru bir suna geldi
Birinin gözünde kûh-ı istiğna
Birinin resmidir hüsnü bî-hem-tâ
Taht-ı Osmânî’de cismi bî-yektâ
Beğler şu göle bir kuğu geldi
Bir kuğu bir yavru bir suna geldi
Biri âşıkına gayet naz ider
Birinin lûtfu çok çevri az ider
Biri hem naz ider hem niyaz ider
Beğler şu göle bir kuğu geldi
Bir kuğu bir yavru bir suna geldi
Biri hartebelidir birisi kilâr
Birinin ismini itmem aşikâr
Dîdebanları çok olunmaz şikâr
Beğler şu göle bir kuğu geldi
Bir kuğu bir yavru bir suna geldi
Gevheri başıma aceb hâl geldi
Kendi akl ü fikrim bî-mecâl geldi
Bilmezim gönlümü kangısı aldı
Beğler şu göle bir kuğu geldi
Bir kuğu bir yavru bir suna geldi…>>
Mübarek cemâlin görmeyenden
Mübarek cemâlin görmeyenden
Hicran ile hâlim yaman oldu gel
Muhabbet güllerin dermeyeliden
Bülbül gibi işim figan oldu gel
Felek cüda kıldı yüzü mâhımdan
Kuşlar kebab olur dûd-ı ânımdan
Ben ayrı düşeli pâdişâhımdan
Firkat ile kaddim keman oldu gel
Nice vasf ideyim hüsn-i cemâlin
Bir dahi felekte yoktur misâlin
Âb-ı hayat olmuş yavrum makalin
Kametin bir serv-i revân oldu gel
Firakın âteşi cismimi yaktı
Ânımın odları göklere çıktı
Hasretli gözümden kanlı yaş aktı
Anınçün sahralar umman oldu gel
Gevheri medhinde şirin edadır
Bir abd-i kemterdir senden cüdadır
Yüzünü görürsem canım fedadır
Vücudum yoluna kurban oldu gel…>>
Ne kaçarsun benden ey yüzü mâhım
Ne kaçarsun benden ey yüzü mâhım
Seni seven var mı benden ziyâde
Rûz ü şeb durmayıp alırsın ahım
Âşıkım ağlatma bundan ziyâde
Gece gündüz bir visale ermedim
Bülbül olup gonce gülün dermedim
Bu cefâlar nedir ben de bilmedim
Var mı ki bir zâlim senden ziyâde
Söyle murâdını ben de bileyim
İnsaf eyle çok ağlattın güleyim
Kabul eyle sözüm kurban olayım
Haddim yoktur sana bundan ziyâde
Hercaisin gonce gülüm kokulmaz
Geçer gider hatırcığım sorulmaz
Der Gevheri mah yüzüne bakılmaz
Yakar hüsnün beni nârdan ziyâde…>>
Ne kıyas idersin behey bî-vefâ
Ne kıyas idersin behey bî-vefâ
Şu dünyada sensiz olamaz mıyım
Nice bir cefalar idersin bana
Ben kul olur sultan bulamaz mıyım
Ezelden beklerim ben gamhâneyi
Alçağa indirdin ben divâneyi
Garib baykuş gibi bir viraneyi
Mekân tutup karar kılamaz mıyım
Sihrine uğrattın şaşırttın beni
Aşk ateşi ile pişirdin beni
Bir aceb sevdaya düşürdün beni
Ya ben seni Hakk’a salamaz mıyım
Gurbete düşeli sevmişim seni
Yoluna koymuşum bu cân ü teni
Lûtf eyle kapundan reddetme beni
Ayağın tozunu silemez miyim
Gevheri der yârimin menendi yok
Lebleri kandimin derdimendi çok
Gözleri harami kirpikleri ok
Ya ben yâr yoluna ölemez miyim…>>
Niçün küstün bana nedir günâhım
Niçün küstün bana nedir günâhım
Nedir cürmüm söyle ey zâtı melek
Reddedelden beri ey yüzü mâhım
Zindandır başıma bu çarh-ı felek
Kul hatasız olmaz madem ki kuldur
Efendim hatânın nolduğun bildir
Böyle cevritmeden bari gel öldür
Eğer kasdın öldürmekse giderek
Gel cevritme ittiğini bulursun
Ol zamanda kıymetimi bilürsün
Huzûr-i Mevlâ’da kanlı olursun
Ben helak olursam çevrim çekerek
Yeter naz eyledin uyup gammaza
Yürek mi dayanur bu denlü nâza
Gevheri ağlayup geldi niyaza
Dilek ey canımın cânânı dilek…>>
Sen ana uymasan gelsen yanıma
Sen ana uymasan gelsen yanıma
Söyleyişi bülbül dilli sevdiğim
Kerem-i ihsan ile girme kanıma
Bağçesi kırmızı güllü sevdiğim
Aşıkların ah eyleyüp ağlasa
Aşk oduna sineciğim dağlasa
Hep güzeller bir bir karşıma dursa
Cümlenin serdârı benli sevdiğim
Kirpiklerin oktur kaşların keman
Gördüğün uşşaka verirsin aman
Cennetten çıkmışsın meleksin heman
Bakamaz yüzüne kullar sevdiğim
Kul Gevheri der erenlere yardım
Şükür olsun Mevlâ’ya murada erdim
Bahânesiz gerdan ben sende gördüm
Hisab olmaz siyah benler sevdiğim…>>
Seni bana gayet güzel dediler
Seni bana gayet güzel dediler
Gerçek mi sultânım görmeğe geldim
Şeftalini derde derman dediler
Gerçek mi sultânım sormağa geldim
Senin içün yiyüp içmek dediler
Yâdlar ile konup göçmek dediler
Göğsün cennet koynun uçmak dedi.
Hak nasib iderse koçmağa geldim
Arzıhal eyledim beylerbeyine
Arzıhâlim kaldı yüzü ağına
Bâğıban oluben hüsnün bâğma
Kırmızı güllerin dermeğe geldim
Gevheri der sen canların canısın
Mısr’a sultan olan Yûsuf (i) Sânîsin
Âdil pâdişâhsın mürvet kânısın
Kul olup kapunda durmağa geldim…>>
Şunda bir güzele gönül düşürdüm
Şunda bir güzele gönül düşürdüm
Öpmeli koçmalı değmeli değil
Aşkın deryasını boydan aşırdım
Karadır gözleri sürmeli değil
Dilber senin ile yiyüp içmedim
Yiyüp içüp ak göğsünü açmadım
Fırsat elde iken belin koçmadım
Beni öldürmeli döğmeli değil
Dilber haram olup yola durmuşsun
Cellâd olup cana başa kıymışsın
Kuzum bu gün al hâreler giymişsin
Göğsü sıra sıra düğmeli değil
Gevheri der yola durur varırlar
Adam öldürürler kana girerler
Çok güzeller gördüm zekât verirler
Zekâtsız dilberi sevmeli değil…>>
Şurda bir güzele meyil aldırdım
Şurda bir güzele meyil aldırdım
Cihan güzel olsa yoktur nazarda
Çünki dilber bende meylin yoğ idi
Niçün koydun beni ah ile zarda
O yâr bana nâme yazdı gönderdi
Öpem didim al yanağın sundurdu
Sim ü zer tükendi başın döndürdü
Didim dilber bu da var mı pazarda
Gevheri der ben de böyle kalursam
Adıllardan intikamım alursam
Yâr seni sarmadan ben de ölürsem
Sızılar kemiğin vallah mezarda…>>
Vefasız dilbere gönül vereli
Vefasız dilbere gönül vereli
Bana hasım olmadık kullar mı kaldı
Bağ-ı hüsnün goncesini dereli
Ahvâlim söylemez diller mi kaldı
Ferhad gibi yol eyledim dağları
Hangi yâr güldürmüş ağlayanları
Şimdi viran oldu dostun bağları
Yaprağın dökmedik dallar mı kaldı
Ey hûb-zibâ gel zulüm etme cana
Şimdiki hûblara yoktur bahane
Bir rüzgâr musallat oldu cihana
Meyvasın dökmedik dallar mı kaldı
Ey gönül bu işden olalım beri
Görelim sonunda ne kılar Bârî
Gevheri der ben de iderim zari
Başıma gelmedik haller mi kaldı…>>
Vücudum aşkınla dağ dağ iken
Vücudum aşkınla dağ dağ iken
Beni aşkın ateşine dağlatma
Yazıktır canım taze çağına
Ahım ile gözüm yaşın çağlatma
Dün gice seyrimde gördüm pirimi
Âşık geze geze bulur birini
Gülşeninde güle virdim serimi
Kara gözlüm dikenine dalatma
Tir ü gamzen ebru kemânesidir
Bu bakışlar çeşmim mestanesidir
Bir gamzen peykânı bin cânesidir
Beyhude yere hançer çeküp zağlatma
Gevheri’ye aşkın melâmet yeter
Aşkında çekdüğüm zelâlet yeter
Haşre-dek bu gam kasavet yeter
Bir yana da sen de zâlim ağlatma
Türküler.com