Çarşamba, Ocak 15, 2025
No menu items!

Cem Örneği

Cemal MUTLUER Dede

Gel ey hoca Ali’nin fazlına evvel hüdadan sor
Ali’yi ibni adem olmadan ta iptidadan sor
Al kimdir veli kimdir bilem dersen bu esrarı
Onu bir kimseden sorma,Muhammet Mustafa’dan sor
Aşık Agahi

Alevilik tarifi zor olan bir kavramdır.O yalnızca bir sözcükle de ifade edilemez.Alevilik kendisini var eden kurumlarla birlikte ortaya çıkmış,kendisini topluma mal etmiştir.Alevilik hem inanç hem de sosyal kültürel bir olaydır.
Alevilikte temel kurum cem törenleridir.Cem törenleri, alevi gelenek- görenek-inanç-kültür-sosyal hukuk-insanın bireysel ve toplumsal yaşamını biçimleyen, bireylerden aldığı düşünceyi toplulukla tartışıp, insan mutluluğuna katkı sağlayan demokratik bir kurumdur. Aleviliğin temel kurumlarını şöyle sıralar ve özetleyebiliriz.
Cem : Kelime anlamıyla bir araya elmek,toplanmak,toparlanmak,söyleşmek olarak ifade edilir.Geniş anlamıyla bir toplumun düşünce ve davranışlarını yönlendiren,kişilerin inanç ve kültürlerini biçimlendiren,kişiyi ve toplumu suç işlemekten,suçlu olmaktan alıkoyan,toplumsal dayanışmayı pekiştiren kurallar bütünlüğüdür.
Dedelik : Aleviliğin en temel kurumlarından bir tanesidir.Alevilikte en üst makamdır.Cem törenleri dedenin yönetiminde ve direktifleri doğrultusunda bir ekiple yapılır.Dede olmadan cem töreni asla yapılamaz.Dede toplumun sosyal önderi durumundadır.Gerektiğinde toplumun doktoru,savcısı,yargıcı,öğretmeni vs.dir.Küsleri barıştıran,suçlunun suçunu toplumdan aldığı güçle belirleyen inançlarına önderlik eden kişidir.
Alevilikte dedenin soydan geldiğine inanılır.Soydan gelmeyen dedelik yapamaz.Her soydan gelen dedelik yapamaz.Bunun için dede olacak kişi ailenin en yetkin bireyi,tutum ve davranışlarıyla örnek davranışa sahip bir kişiliği olması gerekir.
Alevilikte dedeler İmam Hüseyin soyuna dayandırılır ve bu soydan gelen dedeler seyit olarak adlandırılır.Anadolu’da bulunan tüm dedeler seyittir.İmam Hasan’ın soyundan gelenlere Şerif denir.Şerifler Anadolu’da çok bulunmazlar.
Dedeler 13.yy Anadolusu’nda tekkelerde yetişmiş ve yolun kuralıyla biçimlenmiş kişilerdir.Buradan aldıkları bilgileri kendisinden sonra dede olacak şahıslara aynen aktarırlar.
Dedeler belirli ocaklarla adlandırılmaktadır.Çalapverdi,Hıdır Abdal,Baba Mansur,Seyit Rıza,Ulaşoğlu Ocağı vs.gibi onlarca dede ocağı vardır.Ocaklı dedelerin yetmediği yerde dedenin tayın ettiği dedelik yapabilecek kişilere de zamanla dedeler vekalet vererek onları yetkilendirmiştir ki bunlara da dikme dede adı verilir.
Cumhuriyetle birlikte dedeler eski önemlerini sembolik olarak yürütmüşlerdir.Çünkü dedelik kurumu cumhuriyet sistemiyle bütünleşmiş ve bunun savunucusu olmuştur.

Müsahiplik
(Yol Kardeşliği) :
Alevi inancının zorunluluk haline getirdiği toplumsal bir kurumdur.Asıl temel nedeni dayanışmayı,paylaşmay,üretimi ve barışı sağlamaya yöneliktir.Dünyada eşi görülmemiş önemli bir buluştur.Kitabımız içerisinde bu konuya geniş yer verilmiştir.
Düşkünlük :
Alevilikte düşkünlük ağır cezadır.Toplum dışına atılmak,toplumdan dışarı atılmaktır.Suçlunun suçunun bildirilmesidir.Konumuz içerisinde örnek cezalarıyla genişçe yer verilmiştir.
Şimdi bu temel kurumları görelim.

CEM TÖRENLERİ NASIL YAPILIR?

Cem törenleri genellikle kış aylarında yapılır.Törenleri dede yönetir. Cem törenine katılmadan önce ceme katılacakların görülmeleri gerekir. Dedeler görülmezler mi? Dedeler de görülür, görülecek ki Dede de taliplerini görsün.Dede görgü için köylüyükentte ise komşularını evine davet eder ve “Ben cem törenlerine katılmak, bu cemlerde dedelik yapmak ve taliplerimin görgü ve sorguları için köylerine gitmek istiyorum, benden alacağı veya benimle herhangi bir sorunu olan varsa, borcumu vereceğim, küs veya dargın olan varsa barışacağım” der.
Görülecek olan Dede mürşidi olan Dedesini de evine davet eder. Gelen Dede görülecek, Dedeyi komşularından sorar “Canlar seccade üzerine çıkan bu candan incinmiş, alacağı, vereceği ya da onunla ilgili herhangi bir sorunu olan var mı” diye sorar.Herhangi bir sorunu olan yoksa, orada bulunan canlar “biz hoşnut razıyız, Allah da razı olsun derler” eğer sorunu olan varsa çözüme kavuşturulur. Görgüyü yapan Dede, seccade üzerindeki Talibinin sırtına Erkanını koyar ve

Erkan Gülbengini okur. “Hâl Erenler hâlidir, yol erenler yoludur, dinleyin ey gaziler değen üstad elidir, üstadımız meşayık, meşayık erkan tarik altından geçen suyundan içen cehennem görmeye, bu divanda sorulan, öbür divanda sorulmaya, yeşil kuşaklının sorduğunu nur kuşaklı sormaya,
Ya Allah, ya Muhammed, ya Ali” diyerek Erkanı sırtına üç defa vurur. Daha sonra görülen Dede oradaki canlarla teker teker görüşür ve “sizler benden razı oldunuz, Allah da sizlerden razı olsun” der ve orada bulunan canlarla lokma yenir, görgüyü yapan Dede aşagıdaki gülbengi okur.

“Allah Allah, akşamlar hayır ola, hayırlar fet ola, şerler def ola, müminler abat ola, münafıklar berbat ola, kuzularımız kurbanlarımız kabul ola, lokmalarımız tikelerimiz kabul ola, Cenabi Allah dergahımıza kabul eyleye…”

Talipleri görecek olan Dede talibinin evine misafir olur. O köyde buluna taliplerine peyik gönderir Dedeniz geldi sizleri çağırır talipleri Dedenin geldiği eve toplanırlar Dede taliplerini görüp sorgulamak için “sini saf “ eder görülüp görülemeyecekleri bilmesi için talipleri önce kendilerinden sonrada komşularından sorar.
Yol düşkünü olmayan taliplerini görülmeleri için hazırlanmalarını bildirir önce müsahipliler görülürler. Perşembe akşamı görüleceklerini görgüsü yapılacak olan müsahipliler eşlerini yanlarına alarak köylüyü görgü cemine davet ederler Kiminle küsleri,verecekleri var ise verip barışırlar.

Görülecek olanlar cem evini hazırlarlar akşam ceme katılacak olanlar banyosunu yapar temiz elbiselerini giyer gelirler .

CEM EVİNE NASIL GİRİLİR?

Cem evine önce Dede girer.Cem evinin eşiğine “Allah muhammed Ali “der,niyaz olur,oturacağı posta varır,
“Bu post Muhammed Alinin postu,
bu post imam Hüseyin’in postu,
bu postu, hünkar hacı Bektaşı velinin postu,
bu post ceddimin postu,” diyerek üç defa “ya Allah ya Muhammed ya Ali “diyerek niyaz eder, posta oturur.

Dedenin peşinden gözcü cem meydanına niyaz eder.Dedenin elini öper gözcünün kemer bestini Dede bağlar, asasını eline alır duaya durur.
Dede: “bismişah Allah Allah hizmetin kabul muradın hasıl ola gözcü Karaca Ahmet yardımcın ola gerçeğe hü mümine ya Ali “der. Gözcü asasına niyaz eder görevine başlar görevi ceme gelenlere yardımcı olur.Kardeşler sağ başa, küçükler solunda dua için ayakta sağ ayağını sol ayağının baş parmağının üzerine koyar, Dedenin duasını bekler.

Dede :“bismişah Allah Allah Allah geldiğin yoldan durduğun dardan yüz sürdüğün pirden hayır salavat göresin akşam namazın niyaza niyazın pir divanına kayıt ola pir divanında utandırmıya. Bizim diye sahip çıka secdeye inen başlar ağrı acı görmeye. Gerçeğe hü mümine ya Ali” deyince talipler secde ederler,

Tecella, temenna duasına durmak için ayağa kalkarlar. Sağ ayağını sol ayağının başparmağının üzerine ,sol elini göğsünün üzerine sağ elini ayağının üzerine koyarak
Dede şöyle dua eder “Tecella tevella Hakka yazıla tecellanız temiz yüzünüz ak ola.Tecella gören cehennem narı görmeye. Gerçeğe hü, mümine ya Ali” deyince talipler secde ederler.gözcünün göstermiş olduğu yerlere otururlar, ellerinde lokma sıyla gelen bacılar lokmalarını gözcüye verirler.

Cem meydanına niyaz ederler. Yaşlı olan gözcünün yanına diğerleri de soluna yüzleri Dedeye dönük olarak sağ ayağı sol baş parmağının ayağının üzerine basar, elleri yanlarına bırakırlar.

Dede dua eder” Bismi şah Allah Allah lokmanız kabul muradınız hasıl ola ,hak Muhammed Ali isteğinizi dileğinizi vere, Hazreti Fatıma şefaat kanınız ola, gerçeğe hü mümine ya Ali “ deyince bacılar secde ederler kalkıp bacıların yanlarına otururlar.
Ceme gelen bacılar kardeşler önce gelenlerin yaptıkları gibi cem meydanına niyaz edip Dede dua eder, cem evi dolunca hizmetliler göreve başlar meydana seccade gelir.Getiren seccadeye niyaz eder, yönü Dedeye dönük dua ya durur.
Dede :”Allah Allah hizmetin kabul muradın hasıl ola seccaden temiz yüzün ak ola Gerçeğe hü mümine ya Ali “ der hizmetli meydana niyaz eder.Seccadeyi serer yönü Dede bakarak geri gider peşinden hizmet başlar.
Selman suyu gelir bir kardeşin su dolu ıbrık bir bacı omuzun da havlu elinde leğen kardeş önde cem meydanına gözcünün soluna dururlar. Ellerindeki ibrik lehene niyaz ederler kardeş Dede hümmet eyle der Dede hümmet pirimizden der kardeş

İBRİK GÜLBENGİ

“Bismi şah Allah Allah Haydarın rahim de şu sinemi çeke çek yüz sürdüm Dergahına eyledik kalbimiz pak kırklar meydanında pirimiz ustamız selmanı pak ber cemal Muhammed, pir kemali imam Hasan imam Hüseyin Aliyi beliyene verin salavat “
Cem de bulunanlar selefat verirler “Allahüme salli ala Ali seydine ala, Ali Muhammed” derler hizmeti yapan nefes pirimin der,
Dede şu duayı yapar “Allah Allah hayır hizmetin kabul ola isteyin dileyin Muhammed Ali vere, Muhammed Ali katarından didarın dan ayırmıya, Selman pak efendim yardımcın ola, gerçeğe hü” der hizmetliler ellerinde ki ibrik ve leğene niyaz ederek cem meydanına otururlar.
Bacı leğeni yere kor kardeş ibrikdeki suyu bacının eline döker bacı havlu ya elini siler bu sefer ıbrıkı bacı alır, kardeşin eline su döker elini havluya siler kardeş sağ eline ibriki sol eline leğeni alır hafif eğilerek, Dede iki elinin işaret parmağını leğene uzatır. Su döker.Soldan cem erenlerinin ellerine su dökerek meydan da herkese tarikat abdesti aldırır, kardeşin peşinden bacı iki diz üzere havluyu iki eliyle su dökülenlerin elerine niyaz ederek ellerini siler. Aynı işlem bacılara da yapılır hizmetleri bitince leğen dışarı gönderilir kardeşin elinde ibrik bacının elinde havluya duaya dururlar.

Dede, “Allah Allah hayır hizmetiniz kabul muradınız hasıl ola eliniz dert görmeye gönlünüz incinmi ye, yoluna hizmet ettiğin selmanı pakın hüsnü himmetleri üzerinizde ola gerçeğe hü mümine ya Ali” deyince ellerindekine niyaz ederler.Yönleri Dede ye dönük olarak meydandan çıkarlar.

BEKÇİLER MEYDANA ÇAĞIRILIR

Cem meydanına ellerinde asalarıyla on iki bekçi gelir,, yaşlı olanı başta olmak üzere gözcünün sol tarafına dizilirler, Dede bekçilerin görevlerini anlatır.

Sizlerin görevi burada bulunan ve bulunmayınların evleri malları sizlere emanet, bizler sizlere güvenerek cem yapıyoruz, bizlere dışarıdan kötülük gelmesin, sizlerin görevi İmam Hasan, İmam Hüseyin görevidir , sizler bizleri cemimizi cemaatımızı cem erenlerimizi nasıl sıtkı hulusiyle beklerseniz, Şah İmam Hasan, Şah İmam Hüseyin de sizleri saklaya, bekleye,korktuğunuz yerlere uğratmaya, dil bizden, nefes şahı merdan dan ola, ğerçeğe hü,mümine ya Ali deyince bekçiler asalarına niyaz ederler.
Dede dua eder, eliniz dert görmeye gönlünüz incinmeye yoluna hizmet ettiğiniz erler enbiyalar yardımcınız ola gerçeğe hü mümine ya Ali deyince bekçiler asalarına niyaz ederler. Dedeye yönleri dönük olarak görevlerine giderler.

CEM ÇEŞİTLERİ :

  1. Görgü Cemi
  2. Abdal Musa veya birlik Cemi
  3. Perşembelik Cemi(Balım Sultan Muhabbeti)
  4. Müsahip Cemi
  5. Düşkün kaldırma Cemi
  6. İmam Hüseyin Cemi

GÖRGÜ CEMİ

Bütün alevilerin yılda bir kez görülmeleri gerekir.Bu ise ceme gireceklerin suçlarının ortadan kaldırılması ve günahsız ve temiz olmaları yani ölmeden önce ölmeleri gerekir. Görgüleri yapılacak olan bacılar kardeşler bellerine kemerbestlerini bağlarlar. Yalınayak olarak, yaşça büyük olan kardeş önde, arkasında müsahib bacısı, onun arkasında küçük olan kardeş, onun arkasında müsahip bacısı, olarak cem evinin kapısının eşiğine, Allah, Muhammed, Ali diye üç defa niyaz ederler.
Cem meydanında bulunan seccadenin dört köşesine ve ortasına niyaz ederler, yönleri Dedeye dönük olarak gözcünün solunda dururlar. Görülecek canlar, Sağ ayağının başparmağını sol ayağının baş parmağının üstüne koyarlar iki ellerini yanlarına koyarak dara dururlar ve görgüye hazır olduklarını gösterirler, gözcü edep erkan üzere marifete hü der, cem erenleri bacı kardeş hepsi iki diz üzere otururlar, dara duran talip Dededen destur alır.

Meydana gelmişim Allah eyvallah pirim
ben yolum yanılmışım Allah eyvallah pirim

mailem kapısına erenler tapusuna
geldim hak kapısına Allah eyvallah pirim

günahım çok dildeğim teslim oldum eldeyim
ben yolumca yoldayım Allah eyvallah pirim

çünkü hakka varacağım Hak cemalin göreceğim
sorgu süval vereceğim Allah eyvallah pirim

gelsin küsmüş var ise kem söz geçmiş var ise
bir incinmiş var ise Allah eyvallah pirim

ey efendim penahım sen mürvet eyle şahım
taşra koydum günahım Allah eyvallah pirim

Genç Abdal biçare baş eğmiştir bu dara
medet kıl günahkar Allah eyvallah pirim

Dede şu duvazı okur:

Bism-i şah, Allah, Allah…
Dinim günüm hata etmektir işimiz
Tövbe günahlarımıza estağfurullah
Muhammed Ali ye bağlıdır başımız
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

İmam Hasan imam Hüseyin de bakır nur ise
İmam Zeynel sır içinde sır ise
Eğer özümüzde benlik var ise
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Biz İmam bakırın izinden çıkmak
Yükünü Caferi Sadıktan tutuver akmak
Sanma ki kârdan hatırlar yıkmak
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Musayi Kazime darım niyazım
İmamı Rızaya bağlıdır özüm
Sen kerem kanısın kemlikte bizim
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Muhammed Takiden gağın cemiyet
Verme emeğimizi zaiyet
Evvel ahir ettik cahil kovu gaybeti
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

İmam Hasan Ali askerin gülleri bite
İmam Mehdi gönlümüzün gamını ata
Yaşın başına ettik kovu gıybeti
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Derviş Süleymanım Bağdat basıra
Bak şu kem talihe bak şu esire
Sen kerem kanisin kalma kusura
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Talip şöyle devam eder

“Canı dilden bel bağladım yoluma erkanıma hamdi lillah ben de geldim pirimin meydanına canım kurban tenim tercüman kıldım bu yolun fermanına.Günahım çok elaman elaman,sığınarak geldim erenler lütfu ihsanına”
Dede, “aşk ola yola sofu” der.Talipler seccadeye niyaz ederler yüz üzeri dururlar.

Dede talibe “Cenabi Allah cesedine can verdi, gönlüne iman verdi, ağız talip, dil mürşit, erenler meydanında dilli başlı olasınız, baş kaldır doğruyu söyle, ne gördün, ne işittin?” der.
Talipler başlarını secdeden kaldırırlar iki diz üzeri otururlar “hak gördük hak işittik” derler.
Dede taliplere: “Hak gören gözler ağrı acı görmeye” der
“Ey talipler geldiğiniz yol Ali yolu, durduğunuz mansur darı, gördüğünüz hak didarı, bu yola gitmekten maksat nedir? Döktüğünüz varsa doldurun, ağlattığınız varsa güldürün, yıktığınız varsa kaldırın, uzakta, yakında, zahinde, batında, ev halkınızla aranızda bozuk bir düzen var mı? El vebali boynunuza kiminle küssünüz ve kimin hakkı var ise verin” der.
Talipler, Allah eyvallah derler. Küsleri ve kimsenin hakkı olmadığı beyan olur. Dede talibe “Vebali boynunuza el gövdenin kaşındığı yeri bilir. Kiminle küsünüz var ise barışın, kimin hakkı var ise verin, bu yola küsülü ve haksız giremez, ikrar ediyorsunuz ki bizim kimse ile küsümüz ve vereceğimiz yok diyorsunuz, Allah eyvallah kapısındasınız doğru gez dost gönlünü incitme mürşidine teslim ol, yalan söyleme, haram yeme, zina etme, kimsenin malına canına kötü gözle bakma, hiç kimsenin kovu gıybetini yapma, elinle koymadığını alma, gözünle görmediğini söyleme…”

Dede talibe sorar. Bir davar sürüsü yayılırken, bir kuş uçar,davar ürker, Acaba bu davar neden ürker,kuş korkusu mu? hak korkusu mu?kurt korkusu mu? tabi ki kurt korkusu.Can alameti bu yola giden talip de bu yoldan korkması gerek bu yol Muhammed Ali ve on iki imamların yolu.Bu yol kıldan ince kılıçtan keskin söylediğin meydanın, sakladığın senin.Burası bir halk mahkemesi.Ne müşküller var ise burada hallolur.
Dede şöyle örnek verebilir, bir hasta doktora gidince, neresinden rahatsız olduğunu söylerse, doktor ona göre ilaç yazar bir talip de bu meydan da ne müşkülü var ise söyleyecektir.Talipler Allah eyvallah derler
Dede talibe, Allah eyvallah diyorsunuz kimseyle küsünüzün olmadığına ve bu gün ve ya yarın bir alacaklı çıkar da benim alacağım vardı vermedi , hakkını verip barışacağına söz mü? deyince talipler secde ederler
Dede: “Ey ehli cem erenleri mümin Müslüm bacı kardeş bu canlar darı Mansur oldular Mansur gibi asılıp ,Nesimi gibi yüzülüp Fazlı gibi hançer göbeğimizde diyorlar. Ne hakkımızdan geçeriz, nede hakkı olanın hakkından kaçarız diyorlar.”
Allah rızası için biz de hakkı olan var ise, bizden hakkını talep etsin diyorlar. Dede cemde bulunanlara sorar, “Bu canlarda hakkı olan var mı?”veya duyan var mı? “ Canlar Allah eyvallah derler.
Üç defa sorar bu canlardan hoşnut ,razımısınız canlar üç defa Allah eyvallah derler. Bu canlardan davacı çıkmayınca Dede bu canlardan razı olduğunuza dair davaya mana şıka nişan bir birinizle görüşün. Herkes sağındakinin omuzuna niyaz etsin, deyince halk kendi sağındakinin omuzuna niyaz ederler. Görgüsü yapılan talipler kardeşler Dedenin önüne iki diz üzere oturarak sol elleriyle Dedenin dizine korlar. Bacılar da müsahip olduğu kardeşinin arkasına iki diz üzere oturarak etekleriyle ayağını kapatarak sağ ellerini kardeşlerinin sırtına koyarlar. Dede iki müsahibin sağ ellerinin başparmaklarını birbirlerine değdirerek sol eline alır.

ERKAN
Dede pençeci ise elini,erkancı isi erkanını taliplerin üzerine koyarak kulaklarına yakın bir mesafeden işitebileceği hafif bir sesle yedullah ayetini okur ve şöyle der,
“Bismişah hal erenler halidir yol erenler yoludur dinleyin gaziler değen usta elidir ustamız meşayık meşyık erkan erkan altından geçen suyundan için cehennem görmeye bu divanda sorular öbür divanda sorulmaya,yeşil kuşaklının sorduğunu nur kuşaklı sormaya” der. Erkanı Allah Muhammed Ali diyerek üç defa vurur.Kardeşler Dedenin sağ omuzuna niyaz ederler. Cem evindeki herkes öpüşerek görüşürler Bacıların ellerinin içine erkanı koyar şöyle der.

“Destur ya şahı merdan Ali, ya erkan elif Allah mim Muhammed Aliye indi nur. Fatıma ana hayrül nisa bu bacıları yur, şehitler uyana Allah yunmuşlar pak ola, müminler abat ola, münafıklar berbat ola, resul evladı ehli beyit cümlemizi bu yoldan ayırmaya Allah”

Dedenin sağ omuzuna niyaz ederler.Kardeşler gibi herkesle görüşürler.Helallık almış olurlar.Meydana gelip secde ederler ayak üzere dururlar
Dede şöyle dua eder “Allah Allah nuri hüdanın Muhammed Mustafanın Aliyyel mürtezanın Ali keşfi kerametleri üzerlerinizde hazır ve nazır ola, verdiğiniz ikrarda kadim eyleye gerçeğe hü mümine ya Ali” deyince dardakiler secde ederler.Tekrar ayak üzere dara dururlar
Dede sorar, “erenler meydanında pir huzurunda mürşidine teslim rıza oldun mu Allah Muhammed Ali on iki imam ve ehli beyit soyuna iman-ü ikrar ettin-mi? kazaya razı olup kadere bağlandın mı ? imam cafer-i sadık-ın içtihadı üzere hak dediğimizi hak bilip batıl dediğimizi batıl bildin mi ? Muhammed Ali’nin ve ehli beyit’inin sevdiğini sevip tevella sevmediğini sevmeyip teberra ettin mi ? dört kapı kırk makam hak mı?on iki yas-n matem hak mı? Süret-i haktan görünüp dünya menfaatiye gözünü kamaştıracak münafıkların sözlerine aldanıp erenler yolundan uzaklaşırsan mahşer günü yüzün kara olsun mu?” dardakiler her soruya kafasını sağ omuzuna bükerek boynuna borç olduklarını Allah eyvallah diyerek boyunlarına borç olduğunu bildirirler Dede dua eder, “Allah Muhammed Ali pirimiz hünkar Hacı Bektaşı veli ikrarınızda sabit kadim eyleye verdiğiniz ıkrardan dönmeyeler gerçeğe hü mümine ya Ali” deyince dardakiler secde ederler ve Dede nin iziniyle meydandan giderler içlerinden biri meydandaki seccadeyi toplar dışarıya çırpar meydana hep beraber gelirler seccadenin dört köşesinden tutar ve şu duvayı okur.

Allah Allah,
İlahi ya rabbi bizler günahkar kulların el açtık divanına durduk sen gaffur rahimsin affedici bağışlayıcısın senin merhametine sığındık senden başka gaffur rahım yoktur.Bizleri zalimin zulmünden, şeytanın şerrinden görünür görünmez kazalardan belağlardan saklayasın bekleyesin gökten rahmetini yeden bereketini eksik etmeyesin afetindan hışmından azabından hastalıklardan saklayasın bekleyesin yarebbi devletimizi milletimizi her zaman ve her yerde başarılı kıla nüfusunu geçerli eyleyesin düşmanlarına fırsat vermeyesin
İlahi yarabbi nefislerimize fırsat verme, kötü nefislerimizi hayırla ihsan eyleyesin.
İlahi ya rabbi ehlibeyitin Muhammed Mustafanın, Aliyel Murtazanın, evliyaların,enbiyaların yüzü suyu hürmetine dua larımızı kabul eyleyesin tövbe günahlara estağfurullah, estağfurullah…
ilahi yarabbi bi eğer bizim elimizden belimizden dilimizden bilerek ve ya bilmeyerek hata kusur isyan sadır oldu ise onların cümlesine nadim ve pişman olduk bir dahi işlememek üzere azmen ve cezmen tövbe den estağfurullah dil bizden nefes nuri nebi keremi Ali pirimiz hünkar Hacı Bektaşı Veli yardıcınız ola seccadeniz temiz yüzünüz ak ola deyince talipler ellerindeki seccadeye niyaz ederler ve geri geri meydandan çıkarlar.

GÖRGÜ KURBANI

Görgüsü yapılacak kişiler kurbanlarını meydana getirirler.Kurbanın yönü Dedeye dönük olup, talip sol eliyle kurbanın boynunu tutar, sağ eliyle kurbanın sağ ön ayağını kulağına doğru kaldırır.Talip kendi ayağını da mühürler
Dede şöyle dua eder, “Bismillah elhamdilillezi elladtaç vel mehraç vel menberi vel mehrabı güllağ eselli aleyküme ellezi fil kurbağ sadak Allahül azim,
bayi bismillah kurbanı Halil fermanı celil canı İsmail peyiği Cebrail gökten indi bu kurban. tekbir Allahü ekber allahü ekber allahü ekber lâ ilahe illallah vallahü ekber Allahü ekber ve lillahil hamd” bunu üç defa söyleyerek kurbanı tekbirlemiş olur kurban meydana serbest bırakılır zakirler üç düvaz okurlar
Dede, “destur Hümmet eyle” der, ve “hümmet pirimizden diyerek” nefes söylemeye izin almış olur.

Cebrail kanadın batırdı nura
On iki İmamlara inen kurbanım
Serim Mansur gibi çekildi dara
On iki İmamlara inen kurbanım

Delili Cebrail sırda sırdaşım
Hakka teslim ettim bu garip başım
İsmaile inen koça kardeşim
On iki İmamlara inen kurbanım

Muhammed Alinin yoluna geldim
Hasan Hüseyinin darına durdum
İmam Zeynel ile kırk pare oldum
On iki İmamlara inen kurbanım

Bakırı Cafer ile erkana yattım
Kâzımle Rızaya göz gönül kattım
Takiyle Nakiyle dergaha yettim
On iki İmamlara inen kurbanım

Hasan Ali Askerden kılıç kuşandım
Nice yüzbin kere doldum boşaldım
Mehti ile bir mağrada sır oldum
On iki İmamlara inen kurbanım

Sadık günahkarım söyler bu hali
Gah yeşil giyinir gahide alı
Arşı ağladan gelir kurbanın yolu
On iki İmamlara inen kurbanım


Akıl ermez yaradanın sırrına
Muhammed Aliye indi indi bu kurban
Kurban olam kudretinin nuruna
Hasan Hüseyine indi bu kurban

Ol İmam Zeynelin destinde idim
Muhammed Bakırın dostunda idim
Caferi Sadıkın postunda idim
Musayı Kâzım rızaya indi bu kurban

Muhammed Takının nurunda idim
Aliyel Nakının sırında idim
Hasan askerin darında idim
Muhammed Mehtiye indi bu kurban

Aslı şahi merdan guruhu nacı
Gerçeğe bağlıdır bu yolun ucu
Senede bir kurban talibin borcu
Tarikat ehline indi bu kurban

Marifetten hakikata erenler
Cenneti alaya postu serenler
Muhammed Alinin yüzün görenler
Erenler aşkına indi bu kurban

Şah Hatayım der ki bilir mi her can
Kurbanın üstüne yürüdü erkan
Tırnağı tesbihtir kanı da mercan
Mümin olanlara indi bu kurban


Tekbirim Muhammed canım Ali’dir
On iki İmamların kurbanıyım ben
Hasan Hüseyin’e dorudur yolum
On iki İmamların kurbanıyım ben

İmam Zeynel için postum yüzülsün
Etim alın kemiklerim süzülsün
İmam Bakır kazanına konulsun
On iki İmamların kurbanıyım ben

İmam Cafer için nara sürsünler
Musa’yı Kâzım ocağına konulsun
İmam Rıza sofrasında yesinler
On iki İmamların kurbanıyım ben

Taki için lokmaları pay edin
Naki için ehli cana yedirin
Askeri aşkına duamı edin
On iki İmamların kurbanıyım ben

Mehti Dedem bereketin getirsin
Erenler divan kurup otursun
Eksiğimi şah Hatayı yetirsin
On iki İmamların kurbanıyım ben

Zakirlerden sonra Dede Allah, Allah… diyerek şunları söyler.

Nuri hüdanın ,Muhammed Mustafanın, Aliyel Mürtezanın hakkı için kurbanlarımızı kuzularımızı lokmalarımızı tikelerimizi cenabi Allah kabul eylesin. Dünyamıza budak ahretimize durak olsun gökten hayırlı rahmetler yerden hayırlı bereketler ihsan eyleye. Dertlerimizin devasını, borçlarımızın edasını, hastalarımızın şifasını vere. Hayırlı evlat vere, açlıkla, susuzlukla terbiye etmeye. Namerde muhtaç eylemeye kurban sahibinin kurbanı kabul ola, gerçeğe hü mümine ya Ali deyice kurbanlara su verilir kurbanlar kurbancıya teslim edilir, kesim için kesim yerine götürür.
Kurbanlar pişene kadar Dede cem erenlerine uzun muhabbet yapar.Ve cem erenlerinden konuşmak isteyenlere söz verir.Dede canlara doğrulukları, iyilikleri komşularıyla iyi geçinmeleri, komşularının mallarına zarar vermemeleri komşularıyla bir olmalılar, bir birlerine sahip çıkmalılar, hastalarını ziyaret etmelidirler buna benzer konuşmalar yapar.
Zakirler bunlara benzer deyiş söylerler, söze başlamadan yine Dede den destur alarak şu duvazı söyler.

Söyleyim de dinlen mevali canlar
Evel Allah bu cihana kim geldi
Muhammed Ali kandilde nur iken
Bu cihana sade geldi ün geldi

Cihan der ya idi dünya var idi
Ceprail mikail anda var idi
Bir avuç toprakla dünya kuruldu
Azrail İsrafil anda sur geldi

Gün deyince karar kıldı Ademe
Yedi gün emeğim geçti bu deme
Kadir Allah can verince ademe
Akıl fikir ile külli kan geldi

Sen talip ol çok iş vardır talip de
Ne arar isen gerçeklerde Arif de
Adem nice böyle yattı kalıp da
Ol Hazreti Adam dahi dün geldi

Sen talip olup da yakından gözle
Gezme yazı yabanı gerçeği özle
Yüz yirmi dört bin nebiden önce
Muhammede vahiyi ceprail geldi

Bu işlerin ezelini soranda
Yer gök bina kurdu ismi azam da
Bu cihanı var eyleyip düzende
Ali muhammetten gayri kim geldi

Doksan bin er horasanın bendidir
Vallah billah aşıkların andıdır
Pirim Hünkar Hacı Bektaş kendidir
Cümlemize Hacı Bektaş pir geldi

Miraçta danışdık doksan bin kelam
Ceprail Aliye getirdi selam
Dört kitap indi levhile kalem
Aşıklar da bu cihana sır geldi

Velim bu sözlere inandık vallah
Hak beni ademde arayıp bulmak
On sekiz bin alemi yaratan Allah
Cevla edip bu cihana bir geldi

           *

Erenlerin yolu bir gizli yoldur
Hep ne arar isen orada vardı
Cümle cem ehlinde gönüller birdir
Arasan birinde gam bulunur mu

Üçler beşler o kapıyı çaldılar
Muhabbet de miski amber saçtılar
Haklıyı haksızı orda seçtiler
Suçlu olanlara yer bulunur mu

Onulurmu düşkünlerin yaresi
Bulunur mu kalp evide çırası
Bin lokmana varsa yoktur çaresi
Medet mürvet diyen can bulunur mu

Beni mest eyledin meyi içinde
Fırsatın var iken elden kaçıma
Doksan beş yaş ile günlün geçidin
Geçen güler gibi gün bulunur mu

Sakine Hatun der varabilirsen
Can gözün açıpda görebilirsen
Bu sözün fehmine erebilirsen
Bundan büyük sana ün bulunur mu

Zakirler benzer deyiş söylerler,En sonunda Bir duvaz okuyarak hizmet bağlanır. Gözcü ayağa kalkar” edep erkan üzere marifete hü” der bacılar ayak üzere kalkarak sağ ayaklarını sol ayakların üzerine koyarlar, ellerini göğüs üzerine ,kardeşler de iki diz üzerine ellerini göğüs üzerine korlar. Ve zakir şöyle bir duvaz söyler.

Muhammed Mustafa ey şahı merdan
Ali yel mürteza sana sığındım
Hatice Fatıma Hasan müşteba
Hüseyini kerbela sana sığındım

İmam Zeynel ile Muhammed Bakır
Cennet bahçesin de bülbüller şakır
Caferi sadığa erdik çok şükür
Kazım Musa Rıza sana sığındım

Muhammed Takıya verdim selafat
Aliyül Nakıdan isteriz imdat
Hasan ül askeri el aman mürvet
Mehti sahip liva sana sığındım

On dört Masumu pak gürüfü naci
On yedi kemer best derdim ilacı
Pirim Hacı Bektaş serimin tacı
Hünkrı evliya sana sığındım

Virdi Devriş senin kulun kurbanım
Yarın arasat da ulu divanın
Senin mücrimlere çok dur ihsanın
Pirim şucah baba sana sığındım

Dede Allah Allah diyerek dua eder. Hizmetiniz kabul ola muradınız hasıl ol ellerin dert görmeye gönlün incinmiye yoluna hizmet ettiğin erlerin enbiyalar hüsnü hümmetleri üzerinde hazır ve nazır ola isimlerini zikrettiğin on iki imamlar yardımcın olay gerçeğe hu mümüne ya Ali der.
Carcı carını alır, meydana gelir, sağ ayağını sol ayağının üzerine kor. Ön tarafa hafif eğilerek sübürgeyi sağ eline alır, sol elini avuç içini sübürgeye karşı tutar. Ay Allah Ay Muhammed Ay Ali der sübürgeyi sol koltuğuna sıkıştırır, iki eliyle sübürgeyi tutar. Dededen hümmet alır şöyle der.
Bismişah Hüseyinim kerbela için gözlerim kanlı yaş durur. Satkazalen Yezidin bağrı kara taştır, kırklar meydanında pirimiz üstazımız seydi farraştır. Er cemali Muhammed, pir kemali İmam Hasan, İmam Hüseyin, Aliyi beliyene verin selefat deyince cem erenleri Alahüm me salli Ala, Seydina Muhammet ve Ala Ali Muhammed derler. Carı calan nefes pirimindir der. Dede
Allah Allah Allah himetin kabul ola muradın hasıl, yoluna hizmet ettiğin seydi farraşın hüsnü hümmetleri üzerinde hazır ve nazır ola. Gerçeğe hü mümüne ay Ali der.Carcının süpürgesini alırlar. Carcı meydana Allah Muhammed Ali der niyaz eder, geri geri meydandan çıkar, gözcü şöyle der dar çeken didar göre, didar gören hakka ere, hak cümle müminlerin muradını vere. Bacılar yerlerine otururlar, diz üzere oturan kardeşler bağdaş üzeredirler.

ABDAL MUSA CEMİ

Bütün bölgelerde mutlak Abdal Musa cemi yapılır.Bu ad da Aleviliğin pirlerinden ve Hacı Bektaştan sonra aleviliği biçimleyen Abdal Musa adına yapılır.Abdal Musa adına adak yapanlar ve ceme katılacakların katkıları da birleştirilir,cemin bütün hizmetleri bu cemde yapılır.En uzun süren tören Abdal Musa ceminde yapılır.

Hak için meydana gelen lokma
Pirim Abdal Musa kabul eyleye
Aliyel mürteza erenler şahı
Pirim Abdal Musa kabul eyleye

İmam Hasan Hüseyin yolu için
Zeynel abağ Bakır çeşmim seli için
Caferi Sadığın gonca gülü için
Pirim Abdal Musa kabul eyleye

Musa’yı Kazım Rızanın varı için
Takinin nakinin askeri için
Evliya’nın enbiyanın ruhu için
Pirim Abdal Musa kabul eyleye

Dema yalvarır Mehdi mahi için
Ufuklarda doğan güneş hakkı için
Pirim Hacı Bektaş Veli hakkı için
Pirim Abdal Musa kabul eyleye

PERŞEMBELİK CEMİ
(BALIM SULTAN MUHABBETİ)

En kısa olarak her Perşembe yapılan muhabbet cemine Balım Sultan muhabbeti ya da cemi denir.
Bunun için Dede peyiği görevlendirir. Bugün cem yapılacağı haberi verilir.Peyik köyün insanlarına haber verir.Köylerde cem evi olmadığından büyük evlerde veya büyük odalarda yapılırdı. Ceme gelenler bacılar evlerinde (çörek-katmer) meyve, kuruyemiş, pişmiş tavuk getirirler, ceme boş gelmezler, mutlaka lokma getirirler, dededen dua alırlar. Lokmalar bir yerde toplanır.

Cemin hepsi birdir.Cemin bitiminde lokmalar cem evindeki insanlara bacı- kardeş, büyük-küçük demeden herkese aynı eşitlikte dağıtılır.Lokmalar dede destur vermeden yenmez, yiyen olursa gören ondan şikayetçi olur, dedenin huzuruna gelirler. Dede onlara gelecek, cem için ceza olarak lokma dualar ve lokma olarak elma, portakal getirir, bu da insanların birbirine kaynaşması demektir.Lokmayı dağıtan elinde kalan lokmayı alır, cem meydanına gelerek yüksek sesle ehli cem erenleri bacı kardeş-büyük küçük. Dağıttığım hak gıdası elimde yok terazi, herkes hakkına oldu mu razı, almayan var ise gelir o da alır. Üç defa tekrarlar, cem erenleri razı olduklarını ispat için şöyle derler; Allah eyvallah derler, dede destur verir.Dede Allah Allah dize geldi halk lokması Hak versin biz yiyelim der. Herkes lokmasını ister yer isterse evine veya bir hastaya götürür.

DÜŞKÜNLÜK

Alevi Bektaşilikte suç işleyen toplumun dışına atılır, toplumdan dışlanır, buna düşkünlük denir.Suç işleyen kişi cem evinde huzura gelir.Dede toplum karşısında suçunu yüzüne söyler.Komşuların görüşlerini de alarak suçun biçimine göre ceza uygular.

KİMLER DÜŞKÜNDÜR

-Adam öldüren
-Kızını nişanlısından dönderen
-Evli bir kadını kaçıran
-Komşularının malını çalanlar
-Zina yapanlar
-Hırsızlık yapanlar
-İftira yapanlar
-Yalan yere şahitlik yapanlar
-Suçsuz yere karısını boşayanlar
vb.suç işleyenler düşkündür.

DÜŞKÜNLÜK GELENEĞİ VE DÜŞKÜN KALDIRMA

Birinci Olay:

Kızını Allah’ın emrini anıp nişanlayan sözünü keşmiş iken sözünden dönüp tekrar başkasına verenler veya oğlunu Allah’ emrini alıp nişanlayıpta o kızdan dönüp başka kızla nişan yapanlar
Alevilerde Allah’ın emri bir defa anılır. Onun için dönenler her iki tarafta dinlenir, haklı olan haksız tarafa düşkün olur.
Örnek:Kız tarafı haklı oğlan ise haksız ise oğlanın ikinci nişanında bulunanlar ve şerbet içenlerede yardım edenler suçlu duruma düşerler.
Kızın babası müsahipli ise o da şaşkındır, bunlar iki sene pir huzuruna alınmazlar. İki sene sonra gelipte pirine (dedesine) ben görülüp ceme katılacağım derse pirde o talibe sen kızını filandan döndün onun sende olan altınlarını küpe, yüzük, giyim, elbise ve ayakkabısını verdin mi? Onunla helalleştin mi? Der. Kızın babası verdi ise verdiğini söyler, vermedi ise vermedim, der. Vermedi isen vereceksin, vermezsen bu yola gidemezsin, onların sende ne hakkı varsa ver ve barışacaksın.
YOZGAT YÖRESİNDEN İKİ ÖRNEK

Örnek:Yozgat’ın Sarımbey köyünden Kız Babası kızına Çorum Alaca Mahmutlar köyünden Oğlan Babası ve Kız Babası, Çocuklarını Allah’ın emri üzerine nişanlıyor, kız ile oğlan 8 ay nişanlı kalıyorlar.Oğlan, işinin Ankara dışında olduğundan orada bir başka kızla görüşüp anlaşıyorlar ve nişanlısına hiç gelmiyor. Aradan 8 ay geçtikten sonra nişanlısına ben seninle ayrılmak istiyorum diyor ve nişan yüzüğünü atıyor, kız ise nişan yüzüğünü vermiyor ve ziynetlerini bile vermiyor. Kızın yanına oğlanın anne-babası dahi gelmiyorlar, bu iş 6 ay devam ediyor.
Kızın babası müsahip olmak için Yozgat’ın Dağyenicesi’nden Bektaş diye bir kişiyi alıp ben pirim olan Cemal Mutluer dede evine gelip “Dede ben bu Bektaş’la müsahip kardeşi olacağım ve bu sene sen pirimiz olduğun için ikrar verip ve görüleceğim”dedi. Eşleriyle geldiler, ben çalap verdi ocağı olarak onların dedesiyim. Muzaffer’e ve kardeşi olacak Bektaş’a sordum;
Sizler Ankara’nın bir ucunda bende bir ucundayım. Sizlerin ne durumda olduklarınızı bilmiyorum. Görgü yapılmadan önce sizi sizden soruyorum, sizlerin kime ile külünüz alıp vereceğiniz var mı diye sorunca Müzo bana anlattı. Ben Müzo’ya, bana dünürüm olan Hüseyin’in telefonunu ver ben bir görüşeyim dedim .Bir gün sonra Hüseyin’e telofon ettim, durumu anlattım. Hüseyin aynen bana şunları söyledi:
Müzo beni mahkemeye vermiş, ben de onu verdim dedi.Dede benim oğlum haksız ben, ise Müzo’nun kızına şu kadar bilezik, küpe, saat,elbise, iç çamaşırı ve ayakkabı aldım bunları vermedi. Ben de Müzo’yu mahkemeye verdim, bizim işimizi bir dede olarak senin yapmanı isterim, dedi.H üseyin’e şu gün gel senin eşyalarını ben alıp sana vereceğim deyince, daha önce Hüseyin Müzo’ya telofonda görüşüp seni vuracağım demiş Müzo emniyette bekçi ve tabancası var diye korkudan gelemediğini söyledi. Ben Hüseyin’e sana hiç bir şey yapamaz Müzo görülüp sorulup yoluna gidecek diye söyledim. Sen Müzo ile görüş sen al dedi. Ben Müzo’yle seni görüştüreceğim, iş adresini ver.Müzoyla Hüseyin’i Çorumlular derneğinde karşılaştırdım ve bunları barıştırdım.
Hüseyin’e şu gün şu saatte bana gel, Müzo’nün evine gidelim her şeyini verelim dedim, o gün Hüseyin gelmedi.Yine Hüseyin’e telofon ettim. Niçin gelmedin diye sordum. Hüseyin bana dede korkumdan gelmedim. Hüseyin’e ben dede olarak yanına kadar geldim ve getirdim sen de gel malını al diye ısrar ettim, tamam dede şu gün geleceğim dedi o gün oldu yine gelmedi. Ben yine Hüseyin’e telofon ettim niye gelmedin dedim. Bana dede korkuyorum, ben Hüseyin’e şöyle dedim. Ben Müzo’yu üç gün sonra Perşembe günü evinde ikrar ve görgüsünü yapıyorum iki gün mühlet, gelirsen alırsın yoksa sen bilirsin, hakkın kayboluyor deyince yarın geleceğim dedi. O gün eve geldi, ikimiz Müzo’nun evine gittik, oturduk, çayını içtik. Gelin kız eline geldi ve Hüseyin çok üzüldü. Müzonün hanımı olan Ilış hanım Hüseyin’in altınlarını yüzük-küpe-saat-künye ve elbisele ve ayakkabısını verdi, bir torbaya koydu, arabasına aldı ve gitti. Bende her ikisinden de mahkemenin iptali için yazı aldım.

Hukuk yargıdır dedenin önderliğinde bir halk mahkemesidir. Cem bir yargı kurumudur. Aleviler’in kendilerinin katlini vacip gören Osmanlı şeri makamları ile her türden ilişkilerini kesilmiş durumlarda Alevi ile kendi suçlularını cem de yargılıyorlardı.
Bunlar boy abdeslerini alırlar ve temiz elbiselerini giyerler.
Bunlar ikrarlarından döndüler. Bunlarınikrarları yeniden alınacak.
Örnek: Bizim köyde birinin karısı öldü. Bu adam köyün içinden birinin nikahlı karısını aldı kaçtı. Köyde kavga çıktı. Bu adam musahip kardeşi 7 sens cemc giremediler. 7 sene sonra dedelerine varıp biz düşkünlükten kalkacağız diye başvurdular.
Müzo görülecek. Müzo düşkün şaşkın bunada ceza komşularını evine toplar. Görgüye başlar, önce kapıdan dışarı çıkarlar, kapının sağına soluna ve eşiğe niyaz eder, iki düz üzere meydana niyaz eder. Dede bunlara 40 cm. uzunluğundaki kalem kalınlığındaki üç çubuğu dedenin önüne iki diz üzere gelirler, dede bunlara ayrı ayrı elinin bileğini kaldırmadan 33 defa vurur. Şaşkının cezası budur ve görgüsü yapılır.

İKİNCİ OLAY

Köyde bir kişinin karısı öldü. Bu adam köyünden nikahlı birinin karısını kaçırdı, köyde kavga çıktı. Bu adam 7 sene ceme giremedi. 7 sene sonra dedesine gitti. Dede ben ve müsahibim cemlere giremiyoruz, biz de cemlere gireceğiz. Alevilik’te ömür boyu düşkünlük olmaz. Düşkün kişi kaldırılarak yeniden topluma eşit bir üye olur. Düşkünün kaldırılması denir. Kişi düşkünlük süresini tamamladığından yola girmeye hazırlanır. Dede sizler ikrarlarınızdan döndünüz, sizlerin ikrarları yeniden alınacak ve düşkünlükten kalkmanız için şunlar yapılacak; köydeki komşularınızı cem evine toplayın, kullanılmamış dört havlu alırlar, cem evinde toplanırlar.
Rehber bu 4 kişiye rehberlik yapar. Boyunlarına havluyu bağlarlar. Rehber havlusundan tutar, kardeşler de arkalarından gelen herkes müsahip bacısının havlusundan tutar. Cem evinin kapısından dışarı çıkarlar. Cem evinin kapısının sağına ve sol tarafına öptürür. Eşiğe niyaz ettirir ayakta meydan getirir. Bunlara kemerbest bağlanmaz.

ÜÇÜNCÜ OLAY

Karısını boşayan ve boşanmış nikahlı kadın alanlar düşkündür. Bunlara yardım eden de suçludur. 7 yıl ceme giremezler. Köylü bunlarla komşuluk ilişkisini keser.düşkünlükten kalkmaları için piri bunları düşkünlükten kaldırır. Bunların cezası şudur; musahipli ise dördü de olacak, köydeki komşularını cem evine toplarlar. Bunların boynuna birer havlu asılır, rehber bunları dışarı çıkarır. Rehber bunların boynundaki havlunun ucundan tutarak kapının sağ ve sol tarafına niyaz ettirir. Dedenin huzuruna getirir, meydana gelince rehber şöyle der;

EŞİK YOKLAMA İKRARLAMA

Bunlara kemerbest bağlanmaz.
1.Birinci adımda
Essalamü aleyküm şeriat erenleri. Şeriate bir kul getirdim, kabul eder misiniz? Dede kabul etmeyiz al kervanını götür.
2.Rehber yine dışarı çıkar, içeri girerken kapının sağına soluna öperler. Meydana getirir. Rahberessalamü aleyküm tarikat pirleri. Dede essalamü aleyküm tarikat pirleri. Rahber şeriatten, tarikatten dört kul getirdim kabul eder misiniz? Şeriatin kabul etmediğini tarikat hiç kabul etmez. Al kervanını geri götür der. Rahber geri geri dışarıya yine giderler.
3.Rahber essalamü aleyküm marifet kamilleri. Dede essalamü aleyküm marifet kamilleri. Rehber şeriatten tarikata- tarikattan marifete dört kul getirdim kabul eder misiniz. Dede şeriatin tarikatin kabul etmediğini marifet hiç kabul etmez al kervanını geri götür. Rehber yine dışarı niyaz ettirir, gelir.
4.Rehber essalamü aleyküm hakikat şahları. Rehber şeriate, tarikata, tarikattan marifete, marifetten hakikate dört kul getirdim, hak divanına, pir huzuruna çalab verdi, dedenin ocağına kabul eder misiniz? Talibler sağ ayağını sol ayağının üzerine koyarlar ve beklerler. Dede orada bulunan cemaate sorar; aynı cem erenleri bunlar hak yoluna girmek isterler ne dersiniz deyince, cemaat bizim huyumuzla huylanırsa yolumuzla yollanırlarsa pir nefesi tutarlarsa biz de kabul ederiz. Talibler meydana niyaz ederler. Dede bunların sırtlarına kalem kalınlığı kadar 30-40 cm uzunluğundaki üç çubuğu birleştirir. Talibler dedenin önüne diz üzeri gelirler, dede çubuğu sağ eline alır taliblerin sırtına elini bilekten kaldırmadan 33 defa vurur.Bacı hamile ise ona vurulmaz sitem verilmez. Talibler gider, rehber meydana bir sac kor, sacın üzerine ateş döker. Taliblerin boyunlarına birer su dolu testi asılır, bunlar sac üzerine bastırılır ve alnına birer değnek uçlarında çivi olarak alınlarına dayarlar.

Dede tesbihini çıkarır, on iki boncuk sayar.Aşık’a duaza başla der.Aşık oniki duvaz söyler.dede her duvazda bir boncuk azaltır.

Dinim günüm hata etmektir işimiz.
Tövbe günahlarımıza estağfurullah
Muhammed Ali’ye bağlıdır başımız
Tövbe günahlarımıza estağfurullah.

Peşinden kısa duvaz okur.

Ali’m Hasan, Hüseyin, Zeynel’den Bakır
Cafer, Kazım, Musa Rıza zikreden haktır
Taki Naki Askeri Mehtiye şükür
İbrahim destini demani Haydar

Bunu on defa tekrarlar. Dedenin elindeki boncuk bir tane kalınca Aşık şu deyişi okur.

Hata ettim hüda için bağışla
Muhammed Mustafa için bağışla
Sahiniyesinin cetti cüneyit oğlu
Aliyel Murtaza için indi bu dardan

Ali’nin düldülü kanberi ile
Zülfikar’ı kaza için bağışla
Hasanki aşkına girdim meydana
Hüseyin’i kerbela için indi bu dardan

İmam Zeynel İmam Bakır’ı Cafer
Kazım Musa Rıza’nın için bağışla
Muhammed Taki’den Şah Ali Naki
Hasan Ali aşkı için indi bu dardan

Muhammed mehti ol sahip zamanı
Eşiğinde eda için bağışla
Bilirim günahın hadten aşıktır
Ali oğlu eba için indi bu dardan

On iki imam nur oldu sultan hatayım
Nur’un oğlu için indi bu dardan

Görün Fatıma anayı daha darda mı

Atası Muhammed kızı Fatıma ana
Görün Fatıma anayı daha darda mı
Onların çektiği müsahib kavli
Görün Fatıma ana daha darda mı

Hüseyinim anasından olunca
Zehra edebisi kundağına sarınca
Kalkıp atasıyla dara durunca
Görün Fatıma ana daha darda mı

Leyla kuşu yuva yapar başına
Kim karışır yar edenin işine
Cihan sesle gitse didam yaşına
Görün Fatıma ana daha darda mı

Seksen bin evliya derilir gelir
Doksan bin evliya minnetci durur
Kullar el kaldırmış alim dua eyler
Görün Fatıma ana daha darda mı

Çağırın Pir Sultan Abdalım gelsin
Tarıklar çalınsın tercüman yensin
Günahlılar günahından af olsun
Görün Fatıma ana daha darda mı.

               *

Atası Muhammed kızı Fatıma
Görün Fatımayı dardan indi mi
Onların çektiği cevriyle cefa
Görün Fatımayı dardan indi mi

Kumru kuşu yuva yaptı başına
Cihan sesle gitti gözün yaşına
Kim karışır şu Ali’nin işine
Görün Fatımayı dardan indi mi

Kanlı yaş döktüler kıldılar zarı
Hüseyinim dara çeker bizleri
Gönülde bir sevgi cenabi bağri
Görün Fatıma ana dardan indi mi

Hasanla Hüseyinim anadan geldi
Ebesi Hatice kundağa sardı
Muhammed amustafa mihracdan geldi
Görün Fatıma ana dardan indi mi

Yeryüzünü çayır çimen bürüdü
Libaslar kalmadı donlar çürüdü
Göz yaşıyla değirmenler yürüdü
Görün Fatıma ana dardan indi mi

İyi kötü o alemde farg oldu
Müminler ağlardı münkirler güldü
Kerbela sahası nura kara oldu
Görün Fatıma ana dardan indi mi

Eydir Şah Hatayım çok erler geldi
Kurbanlar kesildi lokmalar yendi
Günahlının günahları af oldu
O zaman Fatıma ana dardan indi dost.

Rehber dardakilerin bardaklarını alır, ve ateşten alnındaki değnekten kurtulmuş olurlar. Bunları kalem kalınlığındaki üç adet çeliği bunlar dedenin önüne diz üzere gelerek dede elindeki çeliği sağ elinin bilekten kaldırmadan taliblerin sırtlarına 33 defa vurur. Herkese ayrı ayrı vurur. Bacılardan gizlice sorar dede, hamile ise onlara çelik vurmaz, bir yere oturtur. Çelik işlemi bitince talibler bir odada 15 dk. Dinlenirler. Düşkünlük cezasını çekmiş olurlar. Dede bunların kemerbestlerini bağlar. Tekrar rehber bunlara yol gösterici olarak görgüleri yapılmak üzere meydana seccade serilir. Seccadeyi rehber eline alır, dede dua eder.Edeb ekan üzerine otururlar, bacılar hizmet yapılırken ayak üzerine kalkarlar.

Bism-i şah, Allah, Allah…

Muhammed Mustafa ey şahı merdan
Aliyel Murteza’ya indi bu seccade
Hatice Fatıma Hasan müşteba
Hüseyin’i Kerbela’ya indi bu seccade

İmam Zeynel ile Muhammed bakır
Cennet bahçesinde bülbüller şakır
Cafer’i sadığa erdim çok şükür
Kazım Musa Rıza’ya indi bu seccade

Muhammed Mehti’ye verdim selafa
Aliyel Naki’den isterim imdat
Hasan’ül Askeri eleman mürvet
Mehti sahibliye indi bu seccade

On dört masumu pak gürufu naca
On yedi kemerbest derdim ilacı
Piri Hacı Bektaş serimin tacı
Hünkarı Evliya’ya indi bu seccade

Virdi Derviş senin kulun kurbanın
Yarın ara saldı ulu divanın
Senin müşriklerin çoktur ihsanın
Pirim şu şah babaya indi bu seccade

Allah Allah hizmetin kabul muradın hasıl ola, isteyeni Muhammed Ali ve seccadeden temiz yüzün ak ola der, seccade serilir.
Tarikat abdesti almak için, İbrik, leğen, havlu, selman suyu gelir.

Görülenlerden bir bacı bir kardeş su dolu ibrık, leğen ve bir havlu alırlar, meydana gelirler. Kardeş, söyle der: Destur Pirim

Bism-i şah, Allah, Allah…

“Haydar’ın şu sinemi çekecek yüz sürdüm dergahına eyledik, kalbimiz pak, kırklar meydanında pirimiz ustamız salmanı pak.
Ber cemali Muhammed Pir kemali İmam Hasan İmam Hüseyin Ali’yi beliyene verelim, candan salavat.” Der.

Cem erenleri salavat verir.
“Allahümme salli ala seyidine Muhammed ve ala Ali Muhammed Nefes Pirimin” der.

Dede, “Allah Allah hizmeti kabul ola muradın hasıl ola selmanı pak efendim Hüsnü hümmeti üzerinde hazır ve nazır ola”. Der.
Bacı ve kardeş iki diz üzere meydana otururlar. Kardeş ıbrıkdaki sudan bacının eline abdest alması için az su döker, ıbrığı bacı alır o da kardeşinin eline döker. Bunlar abdesini almış olurlar. Kardeş sağ eline ıbrığı sol eline leğeni alır, meydandakilerin ellerine azar olmak üzere suyu dökerek meydanı dolanır, bacı da havluyu iki eliyle su dökülenlerin ellerini silerek dolanır. Bunlara tarikat abdesti aldırmış oldular. Tekrar duaya dururlar, dede dua, eder ve çekilirler. Zakir şu deyişi okur

Aynı cem olmuşlar didara karşı
Kalbi kalleş hayın gelmiş gelmemiş
Halim arz eylesem halden bilene
Beyhuda halimden bilmiş bilmemiş

Savur aşka zanın dışa taşmaya
Bir kişinin yolu yoldan şaşmaya
Ahmak olan gider kuru çeşmeye
Anlamaz ki kabı dolmuş dolmamış

Yalancılık etmiş yolundan azmış
İkrarilerde küllü varından geçmiş
Tarikat’ten abdes almadan ölmüş
Kılman namazında ölmüş ölmemiş

Otlu topuzda yalancının cezası
Hakka münkür olmuşda o hakka aşık
Eremez menzile de yokdur süresi
Orada bir baykuş kalmış kalmamış

Aman İsmail’im yarem ziyade
Yatlarda içinde hem de hibade
Yar odur ki bana şefaat ede
Yüze gülücüye olmuş olmamış

Allah Allah eliniz dert görmesin. Gönlünüz incinmeye, yoluna hizmet ettiğiniz erler, evliyalar yardımcınız ola.
Farraşcı beline kemerbestini bağlar, eline süpürgesini alır, seccadenin üzerine gelir. Sağ ayağını sol ayağının üzerine koyarak sağ elinde süpürgesini sol elinde avuç içini süpürgeye karşı tutarak birinci süpürürken Allah ikinci süpürürken Muhammed üçüncü süpürüşünde Ya Ali Pirimiz hünkar Hacı Bektaşi Veli der, süpürgeyi sol koltuğuna alır. Sağ eli süpürgenin tutma yerinde sol eli süpürgenin ortasından tutarak ön tarafa eğilerek şöyle der:
Hüseyin kerbela’da gözlerim kanlı yaştır. Sadka zalen Yezid’in bağrı kara taştır. Kırklar meydanında Pirimiz ustamız seydi farraş’tır. Er Cemali Muhammed Pir Kemali İmam Hasan, İmam Hüseyin Ali beliyene verelim candan selafat herkes Allahümme Salli Allah seydina Muhammed’in ve ala Ali Muhammed verirler.carcı nefes pirimin der.

Dede;
Seydi farraş efendimizin hüsnü hümmetleri üzerinde hazır ve nazır ola gerçeğe hü diyerek farraşcı niyaz eder.
Yanında bulunan kardeşlerden biri süpürgeyi alır. Farraçcı niyaz eder, geri geri meydandan çıkar. Rehber Görülenleri kapıdan dışarı çıkarır. Önlerinden iki diz üzere kapının sağ ve sol tarafına niyaz ederler. İki diz üzere meydana gelirler, seccadenin dört köşesine niyaz ederler. Bir köşesine Allah, ikinci köşesine Muhammed, üçüncü köşesine Ali, dördüncü köşesine Hasan Hüseyin diyerek ve ortasına da niyaz ederek kardeşlerden yaşlı olan önce gelir, dara durur. Sağ ayağının baş parmağını sol ayağının baş parmağına koyarak dara durur. Peşinden müsahip bacısı gelir, seccadeye dört köşesine niyaz eder ve kardeşi ayağını öptürmez, sağ elini ayağının üzerine koyarak elinin içini öptürür ve yanına dara durur. Onun peşinde erkek gelir, seccadeye onlar gibi secde eder. Baş tarafta duran kardeşinin ayağına niyaz eder, kardeşi ayağını öptürmez, sağ elini ayağınınüzerine koyarak avuç içini öptürür. İkinci sırada duran bacınında ayağına niyaz eder o da sağ elini ayağının üzerine koyar elini öptürür. Onun peşinden yine bacı gelir, ilk önce dara duranın eşi o da öncekiler gibi seccadeye niyaz yapar. Baş taraftan başlayarak ayaklarına niyaz ederek son tarafa o da dara durur, ellerini yanlarına koyarak dik olarak dururlar.

Darda duranlardan bileni şöyle der:
Meydana gelmişem Allah eyvallah Pirim
Ben yolum yanılmışam Allah eyvallah Pirim

Mailem kapısına erenler tabusuna
Geldim Hak kapısına Allah eyvallah Pirim

Günahım çok dildeyim teslim oldum eldeyim
Ben yolumca yoldayım Allah eyvallah Pirim

Çünkü Hak’ka varacağım Hak cemali göreceğim
Sorgu sival vereceğim Allah eyvallah Pirim

Gelsin küsmüş var ise kem söz geçmiş var ise
Bir incinen var ise Allah eyvallah Pirim

Ey efendim penahım sen mürvet eyle şahım
Taşa koydum günahım Allah eyvallah Pirim

Genç Abdal biçare başeğmiştir budara
Medet kıl günahkara Allah eyvallah Pirim

Nefes pirimindir eder. Bundan anlaşılıyor ki bunların kimseye küskünlükleri alacak verecekleri olmadığı anlaşılır, var ise dede bunları halleder.

Dede
Bismişah Allah Allah

Dinim günüm hata etmektir işimiz
Tövbe günahlarımıza kalma Ya Ali
Muhammed Ali’ye bağlıdır başımız
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Hasan Hüseyin de Bakır nur ise
İmam Zeynel sır içinde sır ise
Eğer özümüzde benlik var ise
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Biz İmam Bakır’ın izinden çıkmak
Yükünü Cafer’i Sadık’tan tutu ver ahmak
Sanma ki kar değil hatırlar yıkmak
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Musa’yı Kazım’a darım niyazım
İmam’ı Rıza’ya bağlıdır özüm
Sen kerem kağnısın kemlikler bizim
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Muhammed Taki’den Naki’den cemiyet
Verme Aliyel emeğimizi zayi ye
Evvel ahir ettik koyu gıybete
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Hasan Ali Asker’in gülleri bite
Mehdi gönlümüzün gamını ata
Yaşın başına ettik kov gaybete
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Derviş Süleyman’ım Bağdat Basra
Bak şu kem talihe bak şu esire
Sen kerem kanisin kalma kusura
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Dede Rabbena ayetini okur.

Rabbena zellemna enfüsena ve inlem terhamna lenekunenna minelhasirin sadak allahül azim.

Dardaki talip okur.
Canı dilden bel bağladım, yoluma erkanıma hamdillah. Ben de durdum pirimin meydanına canım kurban tenim tercüman kıldım bu yolun fermanına,Günahım çok el aman el aman.Sığınarak geldim erenler. Lütfunuza ihsanına aşk ola yola sofu der.
Talibler secdeye iner başını kaldırmaz.
Cenabi Allah kalbinize can verdi, gönlünüze iman verdi.
Çene talib dil mürşit erenler meydanında dilli başlı olsanız baş kaldırır. Ne gördünüz ne işittiniz talibler, hak gördük hak işittik. Dede hak gören gözler ağrı acı görmeye ey talipler geldiğiniz Ali yolu durduğun mansur darı gördüğün Hak didarı bu yola gitmekten maksat nedir.
Dökdüğün var ise doldur, ağlattığın var ise güldür, yıktığın var ise kaldır. Uzakta yakında zahinde batında önce ev halkınla aranıza bir küsülünüz var mı? önce ev halkına iyi olacaksın sonra da komşularınla iyi geçineceksin. Bir cenazeyi musalla taşına koyunca hoca cemaate soruyor. Bu kişiyi nice bilirsiniz diyor. Halk amelince Allah rahmet eylesin. Sizlerden önce evinizle soruyorum, sonra komşularınızla aranızda bir dava var mı? Elvabali boynunuza el gövdenin kaşındığı yeri bilir sizlerde kiminle alacaklı verecekli ve küs veya dargın olduğunuzu bilirsiniz.
El vebali boynunuza değince talibler Allah eyvallah derler. Herkesle iyi oldullarını beyan ederler. Dede ikrar ediyorsunuzki bizim kimseden alacağımız vereceğimiz yok diyorsunuz. Allah eyvallah kapısındasınız, doğru gez toz gönlünü incitme, mürşidine teslim ol yalan söyleme, haram yeme, zina etme, kimsenin malına- canına kötü gözle bakma, tarla sınırını bozma, komşuna zarar verme, komşularınla iyi geçin. Kimsenin gaybetini yapma, elinle koymadığını alma, gözünle görmeğini gördüm deme
Örnek:Bir davar sürüsü yayılırken bir kuş kalkar, davar ürker. Davar neden ürktü, kuş korkusu mu, hak korkusu mu yoksa kurt korkusu mu. Tabi kurt korkusu. Bu yola giden talib de bu yoldan korkması gerek bu yol Allah Muhammed Ali On İki İmamların yolu, bu yol kıldan ince kılıçtan keskin.
Söylediğimiz meydanın, sakladığınız sizin burası hak mahkemesi burada ne müşkiller var ise hepsi hallolur. Taliblerin kimseye borcu küsü olmadığına inan. Talible Allah eyvallah diye isbat etmiş oluyorlar.
Dede Allah eyvallah diyorsunuz bizim kimseyle küslüğümüz, alacağımız, vereceğimiz yok diyorsunuz, yarın bir kişi çıkarda benim felanda alacağım vardı vermedi veya benimle küstü derse bu insanın hakkını vereceğinize ve barışacağınıza (kelle keser misin) niyaz eder. Alevilikte yalan söyleyen niyaz etmez. Dede cem erenlerine sorar.
Ey Ehli cem erenleri mümin müslüm bacı kardeş bunlar darı mansur oldular. Mansur gibi asılıp Nesimi gibi yüzülüp Fazlı gibi hançer göbeğimizde diyorlar. Ne hakkımızdan geçeriz ne de kimsenin hakkından kaçarız diyorlar. Allah rızası için bizde hakkı olan duyan var ise gelsin, bizden hakkını taleb etsin deyince hakkı olan var ise meydana gelir hakkını taleb eder.
Dede dinler eğer hakkı varsa verdirir, talibin parası yok ise dede kendi cebinden çıkarıp verecek ve onları orada helalleştirip razı olacaklar. Dede cem erenlerine sorar, bu canlardan razımısınız diye üç defa tekrarlar. Cem erenleri biz razıyız Allah eyvallah diye yanıt verirler. Üç defa tekrar eder. Dede cem erenlerine sizler bunlardan razı olduğunuza dair davaya mana aşıka bir nişan gösterin. Herkes sağ tarafındakilerle öpüşürler, talible ayak üzere kalkarlar.
Dede dua eder. Allah Allah muradınız kabul ola isteğiniz Muhammed Ali vere katarından didarından ayırmaya verdiğiniz ikrarlarda kadim eyleye gerçeğe hü deyince talibler secde ederler. İki diz üzeri dedenin önüne iki kardeşler yan yana gelirler, sağ ellerinin baş parmaklarını dede sol eline alır, başlarını dedenin dizine korlar. Bacılarda iki diz üzere duran kardeşlerin bacılarda herkes kardeşinin arkasına durarak etekleriyle açıkta kalan ayaklarını örter, sağ ellerini avuç içi açık olarak kardeşlerinin sırtına koyarlar, başlarını kardeşlerinin yan tarafına eğdirirler.
Dede pençeci ise talibin omzuna koyar.
Dede erkancı ise erkanını iki müsahibin omuzlarına koyarak Kur’an dan yedullah ayetini okur.
Bismillah innel lezine yubeyi neke innema yubeyi nullahe yedullahi fevk iydihim fema nekese feinnema yenküsü ala nevsihi ve men evfa bima ahede alleyhüllahe feseyütiyni eceren aziyman.
Peşinde hal erenler halıdır ol erenler yoludur. Dinleyin gaziler değen usta elidir, ustamız meşayık erkan tarık altından geçen suyundan içen cehennem narı görmeye bu divanda sorulan öbür divanda sorulmayan yeşil kuşaklının sorduğunu nur kuşaklı sormıya. Allah Muhammed Ali diye erkanı sırtına sıvazlıyarak üç defa Allah Muhammed Ali der.
Talibler dedenin eline veya erkana niyaz ederek cem erenleriyle niyazlaşırlar. Bunlardan razı olduklarına karşılıktır. Bacılar dedenin önüne iki diz üzeri durarak ellerinin içini açarlar, dede avuçlarına erkanı koyarak şöyle der:
Destur ya şahi merdan Ali ya erkan Elif Allah mim Muhammed Ali’ye indi nur Fatıma ana hayrül nisa bu bacıları yur, şehitler uyana Allah yunmuşlar pak ola müminler abat ola münafıklar berbet ola Allah evladı resul ehli beyit cümlemizi bu yoldan ayırmaya Allah
Bacıları avuçlarını erkana sürer. Bacılarda kalkar erkana niyaz eder. Cem erenleriyle görüşürler, meydana dara dururlar. Dede erenle meydanında pir huzurunda mürşidine teslim rıza oldun mu? Allah, Muhammed, Ali, On iki imam ve ehli beyt soyuna imanü ikrar ettin mi kazaya razı olup kadere bağlandın mı? İmam Caferi Sadık’ın içtihatı üzere.
Hak dediğimizi hak bilip batıl dediğimizi batıl bildinmi? Muhammed Ali’nin ve ehli beytinin sevdiğini sevip tevalle sevmediğini sevmeyip teberra ettin mi? Dört kapı kırk makam hak mı? On iki İmam yasin matemi hak mı süreti haktan görünüp dünya menfaatiyle gözünü kamaştıracak, münafıkların sözlerine aldanıp erenler yolundan uzaklaşırsan mahşer günü yüzün kara olsun mu? Dardakiler Allah eyvallah derler.
Dede dardaki taliblere;
Ey talibler pir mürşit rahber hak mı? Dedim hak dediniz pir mürşit rehber Hacı Bektaşta bulunan kara kazan için ne dualadırsınız?
Talibler ne kadar isterlerse para dualadırlar bu para çelebilerden kalma mühür kimde ise mürşit odur.
Dede; Allah Allah Muhammed Ali pirimiz hünkar Hacı Bektaşi Veli yardımcınız ola. Verdiğiniz ikrardan dönmeyeler ruzi mahşerde delalet görmeyenler, şeytanın sözüne uymayanlar, münafığın uymayanlar. Dil bizden nefes şahi mardan Ali’den ola gerçeğe hü der, talibler secdeye inerler ve kalkıp geri geri meydandan çıkarlar.
Secdeyi dardakilerden birisi dışarı çırpar, meydana dördü getirir. Dede biri ilahi Ya Rab bizler günahkar kulların el açtık divanına durduk. Sen gaffur rahimsin af edici bağışlayıcısın, senin rahmetine sığındık, senden başka gaffur rahim yoktur. Bizleri zalimin zulmünden şeytanın şerrinden görünür görünmez kazalardan belalardan saklayasın, bekleyesin.
İlahi Ya Rab, eğer bizim elimizden belimizden dilimizden bilerek veya bilmeyerek hata kusur isyan sadır oldu ise onların cümlesine pişman olduk bir daha işlememesine tövbe ettik. Estağfurullah estağfurullah nefes pirimin der.
Dede; Nuri Nebi Keremi Ali pirimiz ustamız, Hünkar Hacı Bektaşi Veli yardımcınız ola. Secdeniz temiz, yüzünüz ak ola gerçeğe hü deyince talibler ellerindeki seccadeye niyaz ederler, meydandan çıkarlar. Lokma yenmesi için meydana sofra gelir, dara durur.
Dede; bismişah Allah Allah. Hizmetini kabul ola, muradınız hasıl ola. Şahi medan Aliyel mürteza efendimiz, ecdadınızı ocağınızdan bereketimi bucağınızdan sofranızı kucağınızdan eksik eylemeye. Hz. Kamber’in Ali’ye serdiği sofra ola hızır bereketini bol vere yedirenlere delil ola yiyenlere helal ola, erenlerin yüzü gözü hürmeti üzerimizde hazır ve nazır ola der. Sofra meydana serilir, yemekler ortaya konunca, Bismişah
Dede Allah Allah diyelim kadim Allah diyelim geldi Ali sofrası biz yiyelim der, herkes lokmasını yer.Lokmalar yenip bitince dede sofra gülbengini okur.
Bismişah Allah Allah elhamdürillah. Sümme elhamdürillah nimeti celil bereketi halil şefaati resul inayeti ali hümmeti Veli bu gide ganisi gele, Hak Muhammed Ali kabul eyleye, yiyene helal yedirene delil ola, yiyeni, yedireni, pişirip gertireni hak saklaya, hızır bekleye,şeyye illallah eyvallah. Sofra kalkar, görgüleri yapılmış oldu, bu canlar ceme girebilirler.

DARDAN İNDİRME CEMİ

Müsahibli olupta hakka yürüyen bacı ve kardeşe dar kurbanı yapılır. Ayrıca hakka yürüyenin müsahib kardeşi ve eşi birlikte dardan indirme cemi yaparlar.
Bunun için Pir dedeye haber verirler. Cem evine köylüye (peyik haberci) gönderirler. Perşembe akşamı cem evinde dar kurbanı var, köylü cem evine toplanırlar. Cem hizmeti başlar. Dede duasını yapar, posta oturur- kemerbest gözcü gelir dede dua eder, asasını alır.Ceme gelenler meydana niyaz eder ayağa kalkar, sağ ayağının baş parmağının üzerine iki ellerini yana salarak dedenin duasını alırlar.
Dede,Allah Allah geldiğin yoldan durduğun dardan yüz sürdüğün pirden hayıra hasenat göresin. Akşam namazın niyaza niyazın pir divanına kayıt ola divanında utandırmaya bizim diye sahip çıka, secdeye inen başlar ağrı acı görmeye gerçeğe hü deyince dardakiler niyaz eder. İkinci defa ayaklarını mühürlerler. Sol elini göğsüne sağ elini ayağının parmağına koyarak çengel darına durulur tecella darı. Dede Allah Allah tecellan tehemman temiz niyazın pir divanına kayıt ola on iki imamlar yardımcın ola gerçeğe hü deyince dardakiler niyaz ederler ve gözcünün göstermiş olduğu yere otururlar.

Muhammed Alinin düştük peşine
Mevlam uğratmasın gönül kışına
Bin sevap yazılır adım başına
Kalkıp arzulayıp Cem’e gelenler
Kul Himmet

Sultan nevruz günü canlar uyanır,
Hal ehli olanlar nara boyanır,
Muhib olan bugün ceme dolanır,
Himmeti erince nevruz sultanı.
Pir Sultan Abdal

Ceme bacı geldi ise cem meydanına niyaz eder, gözcünün soluna yönleri dedeye dönerek sağ ayağını sol ayağının üzerine koyarak elleri yanlarına sallanmış şekilde dedenin duasını bekler.
Dede Allah Allah Fatıma ana katarından didarından ayırmaya darınız fatıma dara ola. Fatıma anamıza eş ve yoldaş olasınız. Fatıma ananın hayır defterine yazılasınız, gerçeğe hü deyince bacılar meydana niyaz ederler, geri geri meydandan çıkıp diğer bacıların yanına otururlar.

BEKÇİLER

Bekçiler görevi ceme gelenlerin ve köylünün evlerine ve mallarına zarar gelmesin, cemde bulunanlara dışarıdan zarar gelmesin. Sembolik olarak on iki kişi olarak cem meydanına gözcünün soluna ayaklarını mühürler, darda dururlar.
Dede burda, sizin göreviniz İmam Hasan, İmam Hüseyin görevi cemde bulunanların evleri malları sizlere emanet burada bizlerde sizlere emanetiz, sizler bizlere dışarıdan gelecek kötülüğü siz koruyacaksınız.
Dede, Allah Allah hizmetiniz kabul ola muradınız hasıl ola. Sizler bizleri nasıl sıtkı hülusüyle saklar beklerseniz sizkeride şahi merdan’a Şah İmam Hasan, Şah İmam Hüseyin sizleri saklaya, bekleye, korktuğunuz yerlere uğratmaya. Dil bizden nefes Şah-ı Merdan’dan ola gerçeğe hü denir ve niyaz ederler.Ellerine birer asa verilir, görevlerine gönderilir.

SELMAN SUYU

Bir bacı ile bir kardeş birinin elinde su ndolusu bir ibrik ,diğerinin elinde bir havlu ile meydana gelirler, ayaklarını mühürlerler, yönleri dedeye bakarlar, gözcü edep erkan üzere bacılar marifete hü deyince kardeşler iki diz üzere otururlar. Bacılar ayak üzere kalkarlar, kardeş;
Bismişah Allah Allah. Haydar’ın rahimde şu sinemi çekecek yüz sürdüm dergahına eyledik kalbimiz pak, kırklar meydanında; Pirimiz üstadımız Selmanı Pak, er cemali Muhammed,Pir kemali İmam Hasan, İmam Hüseyin Ali’yi belleyene verelim selafat cem erenleri. Selavat verirler. Allahümme salli ala seydine Muhammed der nefes pirimin der.
Dede;Allah Allah hizmetiniz kabul ola gerçeğe hü ikiside meydana diz üzeri otururlar, kardeş bacının eline az su döker, ıbrığı bacı alır, o da kardeşinin eline döker. Ibrık sağ eline leğenide sol eline alır, kardeş meydandakilere azar azarsu dökerek meydanı dolanır. Elinde havlusu olan bacı da bunların ellerini silerek meydanı dolanır ve bunla cem erenlerine tarikat abdesti aldırmış olurlar.
Bu hizmetliler hizmetin karşılığı dededen dua alırlar, görevlerini tamamlamış olurlar. Aşık Zakir de meydana niyaz eder. Dede, Allah Allah hizmetin kabul ola muradın hasıl ola, elin dilin dert görmeye, yoluna hizmet ettiğin pirin yardımcınız ola der, niyaz eder, yerine oturur.

KURBAN
Kurbancı kurbanın dışarıda ağzını burnunu yıkar, abdest aldırır. Beline kemerbestini bağlar, kurbanı cem evine götürür. Kurbanın yönünü dedeye döndürerek ayaklarını mühürler, kurbanın ön sağ ayağını kurbanın kulağına kadar kaldırır ve dede;
Bismişah,elhamdililezi ellaldac ver mehrap vel menberi vel mehrabı gülla eselli eleyküme ellezi fil kurban sadal allahül azim.

KURBAN GÜLBENGİ

Bismillah. Kurbanı halil fermanı celil canı İsmail peyiği cebrail gökten indi, kurban tekbiri bıçak. Allahu ekber allahu ekber allahu ekber la ilahe illallah Allahu ekber
Allhu ekber ve laillahil hamd, üç defa okunur. Kurbanlar meydanda serbest bırakılır.Zakir üç duvaz söyler.

KURBAN DUVAZI

Cebrail kanadın batardı nura
On İki İmamlara inen kurbanım
Serim Mansur gibi çekildi dara
On İki İmamlara inen kurbanım

Delili Cebrail sırda sırdaşım
Hak’ka teslim ettim bu garip başım
İsmail’e inen koca kardeşim
On İki İmamlara inen kurbanım

Muhammed Ali’nin yoluna geldim
Hasan Hüseyin’in darına durdum
İmam Zeynel ile kırk pare oldum
On İki İmamlara inen kurbanım

Bakırı Cafer ile erkana yattım
Kazım ile Rıza’ya göz gönül kattım
Taki ile Nakiyle dergaha yettim
On İki İmamlara inen kurbanım

Hasan Ali askerden kılıç kuşandım
Nice yüz bin doldum boşaldım
Mehdi ile bir marada sır oldum
On İki İmamlara inen kurbanım

Sadık günahkarım söyler bu hali
Gahşi yeşil giyer gahıda Ali
Arşı aladan gelir kurbanın yolu
On İki İmamlara inen kurbanım

            *

Ali meydanına bir kurban geldi
İsmaile inen koça benzettim
Anası meledi bağrımı deldi
İsmaile inen koça benzettim

Kadir mevlam sürme çekmiş yüzüne
Yüz sürelim tırnağına dizine
Koç dergaha gitti düşün izine
İsmaile inen koça benzettim

Koçu tekbirledi kırkların birisi
Bir lokmadan kandı cümle varisi
Emir ayyar belindedir derisi
İsmaile inen koça benzettim

Kadir mevlam kabul etsin koçunu
Bağlayalım ayağının ucunu
Ali meydanıdır sorman suçunu
İsmaile inen koça benzettim

Ufacık doğrayın koyun kazana
Mahrum can koymayın çekin meydana
Kul olayım bu kalemi yazana
İsmaile inen koça benzettim

İsmaile inen koçun örneği
Yalan değil özümüzün görneği
İdris’e üskuf oldu tırnağı
İsmaile inen koça benzettim.

             *

Muhammed Ali’yi candan sevenler
Kurbanımız kabul olsun erenler
El bağlayıp bir ikrara duranlar
Kurbanınız kabul olsun erenler

Bu kurbanın aslı nergiz’den geldi
Dört melaike geldi kısmetin böldü
Kırkların ceminde erkanı gördü
Kurbanınız kabul olsun erenler

Kaynar kaynar kazanın taşırın
Ateş mürşid olmuş onu pişirin
Kurban tek değildir eşin getirin
Kurbanimız kabul olsun erenler

İmam Ali’ye hizmet eder kurbana
Hizmet eder Hıdır Abdal Sultan’da
İhlas ile getirilsin meydana
Kurbanınız kabul olsun erenler

Hasan Hüseyin’im Zeynel’dir şahım
Bakır, Cafer, Kazım, Rıza’dır mahım
Taki Naki Asker Mehdi penahım
Kurbanınız kabul olsun erenler

Sefil Ali himmet aldı pirinden
Yazı yazsam kurbanın kanından
Muhammed Ali’nin alın nurundan
Kurbanınız kabul olsun erenler

Dede kurbana gülbengi okur:

Allah Allah nuri hüdanın Muhammed Mustafa’nın Aliyel Mürteza’nın hakkı için kurbanlarımızı, kuzularımızı, lokmalarımızı, tikelerimizi Cenabı Allah kabul eylesin. Dünyamıza budak ahiretimize durak olsun. Gökten hayırlı rahmetler yerden bereketler ihsan eylesin. Dertlerimizin devasını, borçlarımızın edasını, hastalarımızın şifasını versin,
Namerde muhtaç etmesin. Cenabı Allah Türkiye Cumhuriyeti Hükümetinin sözünü üstün eylesin.Ulu önder Atatürk’ün ruhunu şad mekanını cennet eylesin. Kurban sahiplerinin kurbanları kabul ola gerçeğe hü.
Kurbanlar meydandan gider, kurban evine farraccı kalkar, yönü dedeye dönük olarak süpürgeyi sağ eline alır, ayaklarını mühürler. Sağ ayağını sol ayağının baş parmağına koyar,
Süpürgeyi süpürürken sol elinin içini karşı tutar. Allah Muhammed Ali der. Süpürgeyi sol koltuğunun altına alır, ön tarafa eğik olarak şöyle der:
Hüseyinim Kerbela için gözlerim kanlı yaş durur, salkazelen yezidin bağrı kara taştır. Kırklar meydanında pirimiz ustamız seydi farraştır. Er Cemali Muhammed Pir Kemali İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali’yi belleyene verelim selafat cem erenleri.
Allahümme salli ala seydine Muhammed ve ala Ali Muhammed, nefes pirimin der.
Dede Allah Allah hizmetin kabul ola muradın hasıl ola seydi farraş efendimin hüsnü hümmetleri üzerinde hazır ve nazır ola gerçeğe hü der. Süpürgeyi koltuğundan alırlar, niyaz ederler.

DELİL (ÇERAĞ)

Gözcü edap erkanda oturan canlara ve ayakta duran bacıların rahat oturmalar için şöyle der; dar çeken didar göre didar gören hakka ere, hak cümlemizin muradını vere gerçeğe hü deyince iki diz üzeri oturan kardeşler durumuna gelir bacılar otururlar, kurbanlar kesilip pişer, lokma olana kadar dardan indirme ve on iki hizmet yapılır.
Kurbanın yağ temiz bezin içerisine biraz tuz konur, ceviz büyüklüğü kadar fitil yapılır, erimiş olan kurban yağı delil kabına konur ve yanarak meydana gelir, bacı kardeş ayağa kalkarlar. Delilci şunu okur: Kur’an Nur Suresi 35. Ayet
Bismillahirahmanirrahim
Allahü nürus semavatı vellart meselli nurihi kemiş katin fiha müsbeh el müshebü fi zecace kevkebün düriyun yukadümin secaretin mübareketin zeytünetin la şargiyetin ve ala garbiyetin yekadü zeytuhe yudıyu velevlem tamsuhü nari nurun ala nur yedullahü linurrihimen yeşaure yadribüllahül emsalelin nas vallahü küllü şein Alim.

Çır çıra fahri uyandırdı ol hüdanın aşkına
Seyidi kainat hatemi evliyanın aşkına
Haticetün kipriga fatımatı zöhranın aşkına
İmam Hasan Hüseyin şehidi kerbelanın aşkına.

İmam Zeynel, İmam Bakır, Cafer-i Sadık’ın aşkına
Şah Taki ben Naki Asker-i Mehtiyi Şahi livanın aşkına
Alemler umudu sensin, kubbül Hünkar Hacı Bektaşi Veli’nin aşkına

      Dede dua vedrir;

Arasatta yansın yakılsın billahi Ağahinin Aşkına
Seyidim, saadet mühübüm saadet.
Er Cemali Muhammed Pir Kemal’i, İmam Hasan, İmam Hüseyin, Ali’yi rabilende verelim, selefat allahümme salli ala seydine Muhammed ve ala Ali. Muhammed der, yerine otururlar.Aşıklar üç duvaz söyler;

Hata ettim hüda yaktı delili
Muhammed Mustafa yaktı delili

Ol Ali abadan Haydarı kerrar
Aliyel Mürteza yaktı delili

Hatücetü kübra Fatıma zehra
Ol hayrün nisa yaktı delili

İmam Hasan aşkına girdim meydana
Hüseyin’i kerbela yaktı delili

İmam Zeynel, İmam Bakır’ı Cafer
Kazım Musa Rıza yaktı delili

Muhammed Taki’den hem Ali Naki
Hasan’ül Askeri yaktı delili

Muhammed Mehdi ol sahip zaman
Eşiğine ayeti yaktı delili

Bilirim günahım hadden çoktur
Hünkarı evliya yaktı delili

On İki İmam nur oldu Sultan Hatayı
Şeri yezdan Ali yaktı delili
*

Mümin müslüm meydan açtı Ya Ali
Yansın halk aşkına uyansın çıra
Pirim Hünkar Hacı Bektaş Veli
Yansın halk aşkına uyansın çıta

Hatice Fatıma nura boyandı
Hasan Hüseyin de içenler kandı
Zeynel Abidin’e semalar yandı
Yansın halk aşkına uyansın çıra

İmam-ı Bakır’dan Cafer yoluna
Musa’yı Kazım’ın gonca gülüne
İmam-ı Rıza’nın sadık kuluna
Yansın halk aşkına uyansın çıra

Taki Naki meydanımız varımız
Hasan Ali Asker-i sadık yarimiz
Muhammed Mehdi’dir sevgi nurumuz
Yansın halk aşkına uyansın çıra

Pir Sultan Abdal’ım zikrim hak ile
Hakikate halk katarı çekile
Kıyamete kadar yana yakıla
Yansın halk aşkına uyansın çıra

DELİL DUVAZ

Berhuda birliğini seversen
Muhammed Mustafa yaktı delili
Evel benim pirimiz şahi vilayet
Ali gel mürteza yaktı delili

Herdem tırabiyim yeymil kıyamet
İkinci İmam Hasan’dan okunur ayet
Üçüncü İmam Zeynel yaktı delili
Dördüncü İmam Zeynel yaktı delili

Beşinci İmam Bakır’a erkan lazım
Altıncı İmam Cafer’e candan niyazım
Yedinci İmam Şah-i Musa’yı Kazım
Sekizinci İmam Ali Rıza yaktı delili

Dokuzuncu imam Taki ile Naki
Onuncu İmam Ali Naki
Onbirinci İmam Ali Asker çeşmim çırağı
On ikinci Hatayım İmam Mehdi yaktı delili

DELİL GÜLBENGİ
Dede Allah Allah hizmetin kabul muradın hasıl ola. Çeracı Carbır Ansar efendimin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola. Şah-i Merdan Ali Mürteza efendimizin dünyamızı ve ahiretimizi aydınlık eyleye, cümle cem erenlerini nuruyla nurlandırmak nasip eyleye gerçeğe hü.
Carcı car çalar. Önceki yaptığı gibi yapar. Gözcü;
Dar çeken didara göre,didar gören hakka ere. Hak cümlenin muradını vere. herkes oturur.
Bu zaman süresinde dede taliblere iyi olma, dürüstlük, komşularıyla iyi olmaları için nasihat eder. Aşık deyiş söyler.
Cem de küskün var ise barışır, barışmak istemeyen cem evini terk eder.

YOLA GİREMEYEN

Gel gönül incinme bizden
Kalsın gönlün yol kalmasın
Evel ahir yok kadimdir
Kalsın gönül yok olmasın

Erenler bize pusudur
Yalan söyleyen asidir
Bu gerçekler nefesidir
Kalsın gönül yol kalmasın

Bahçede açan güldür
Hakka söyleyen dildir
Pes ezelden yol kadimdir
Kalsın gönül yol kalmasın

Başındadır altın tacı
Budur erenler mihracı
Keskindir yolun kılıcı
Kalsın gönül yok olmasın

Hey Allah’ım hey Allah’ım
İyi olmaz benim ahım
Saltanatlı padişahım
Kalsın gönül yok olmasın

Ey Divane ey divane
Aşık olan kıyar mı can
Hayimdir taçluhane
Kalsın gönül yok olmasın

DAR

Dede cem erenlerini ayağa kaldırır. Ey ehli cem erenleri mümin müslüm bacı kardeş, bu eşikten içeri girdik hep birbirimizle bacı kardeş olduk, belki komşu hali aramızda bir dargınlık bir küskünlük olabilir. Allah rızası için burada küslük olmaz, birbirimizle barışmak gerek. İmam Hüseyin’i seven kardeşler Hz. Fatıma’yı seven bacılardan küs olanlar var ise meydana çıksınlar, barıştıralım,küskün var ise barışsınlar.
Dede, cemaate birbirinizden razı olduğunuza nişan gösterin, herkes sağındakiyle öpüşsün der. Mümin müslüm hepsi öpüşürler.
Dar yapan 12 havlu alır, sembolik olarak on iki lirayı o verir.

HAKKA YÜRÜYEN KİŞİNİN DARDAN İNDİRİLMESİ

Şimdi hakka yürüyen için dar meydanı kurulur. Müsahipli olmak üzere bu dara on iki kişi boyunlarına yeni bir havlunun ucuna 12 lira bağlarlar, yalın ayak olarak meydana gelir, niyaz eder, ayaklarını mühürler. Gözcü soluna dara durur, sırayla on iki kişi dedenin huzurunda dara dururlar.

Aramızdan Ayrılıp Hak’ka Yürüyenin Darına Duruyorlar
Dede, bunlar Mansur gibi asılıp Nesimi gibi yüzülüp Fazlı gibi bıçağımı göbeğimizde ne hakkımızdan geçeriz ne de kimsenin hakkından kaçarız diyorlar. Aramızdan ayrılan ve Hak’ka yürüyen canın kime borcu ve vereceği varsa bizler onun kuruşuna kadar borcunu ödeyeceğiz diyorlar. Bu canda hakkı olan veya duyan var ise bizde bu canın borcunu ödeyeceğiz diyorlar. Bu canda alacağı var ise meydana gelsin. Dede üç defa söyler, var ise bu insan dinlenir, gerçek borcu var ise verilir. Dede ehli cem erenleri hakka yürüyen candan razımısınız. Cem erenleri razı olduklarını şöyle derler. Allah
Eyvallah, üç defa tekrarlar, razı olduğunuza dair herkes sağındakiyle öpüşsün der, herkes öpüşür. Peşinden on iki duvaz söyler, peşinden dar kitabı okunur. On iki duvaz söylenir.

DARDAN İNDİRME KİTABI

Hakka yürüyen bir canın, dardan indirilmesi için müsahipli olanlardan oniki kişi ayak üstünde durur. Dede veya başka birisi besmele çektikten sonra aşağıdaki duayı kitaptan okur.
Bismillahirrahmanirrahim.
Bismillahi ve billahi ve minallahi ve inallahi ya müftehul ebulhaceti ya müftehul, ebulhaceti illahi yarabbil alimeni ve iyya errahmanirrahim. Hacet kapılarımızı aç, hacetlerimizi sen kabul eyle.Yarabbil alemin ya iki cihan serveri Muhammed Mustafa şahi merdan Aliyyen Mürteza işimizi sen ihsan eyle, sen himmet eyle. Ellezi halagassemavatı vel arz. Vema beynehümmümüfi siddetil ayam sümme estevai alel arşırahman, bu okunan kuranı azimin ve kelami kadimin, izzeti azimeti ve şevkati ve kerameti ve fazileti hakkı için, hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyliye. Azabı var ise affeyliye, günahlarını bahşeyliye. Rahmet ve marifet üzere rahmet ve marifetlerini günden güne ziyade eyliye, diyelim Allah Allah.
Yedi kat göğü, yedi kat yeri ve arşı ve kürşü ve lefi kalemi onsekizbin alemde olan insleri ve cinsleri devleri perileri ve yeryüzünde olan insanları hayvanları ve hava yüzünde olan kuşları derya içinde olan balıkları ve cümle mahlukatları sen yarattın. Senin binbir ismin ve ulu adın vardır. Ol ululuğun hürmeti hakkı için yarabbil alemin ya erhamerrahimin hak teale hazreti ol geçen merhumun kabrini cennetil, meva, sualini asan eyliye. Azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye. Rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetlerin günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Yarabbi senin tanrılığın, varlığın lütfun, kerametin, evsafın ihsanın kadimliğin, hakimliğin azametin, faziletin, inayetin hürmeti hakkı için, ol geçen merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Nadaliyen, masharul evlenneke acayip tevcidi finne vayip illallahi haceten aliyha kullühüm ve gammim seencelli bi azimetike ya Allah ya Allah ya Allah ve nuru mübüvvetike ya Muhammed ya Muhammed ya Muhammed, ve sırrı, vilayetike ya Ali ya Ali ya Ali ve aleyha muhavveli, edirikni inna ya Ali la feta illa Ali la sefye illa züllikar nadalinin izzeti şevkati ve azimeti hürmeti hakkı içi, hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahkarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifeti günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Ve adem peygamberin hava anaya ve Adem Peygambere olan hürmetin ve izzetin ve azametin buyruk tutup secde eden meleklerin ona olan secdenin ve hasenatın ve cümle anın evladı olan peygamberlerin hürmeti hakkı için hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye, cümle günahlarını bahşeyliye, rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetin günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
İbrahim Halil Peygamber Hak teala hazretleri ateşi Gülizar ettiğinin ve davut peygamberin elinde demiri odsuz mum ettiğinin Süleyman peygamberin parmağında olan mührün inse ve cine deve periye, oda, suya hoş duyura hüküm buyurduğunun hürmeti hakkı için hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyliye, azabı var ise affeyliye cümle günahlarını bahşeyliye, rahmet ve marifet üzere ise rahmet marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.

Eyüp peygamberin tenine kurtlar yürüyüp yine sıhhat bulduğunun ve yakup peygamberin oğlu yusuftan ayrılıp ağlayı ağlayı bağrı büryan ve ciyarı giryan ve iki gözleri kör olup yusufu dahi mısıra sultan edip bir nice zaman hasreti birbirine karışıp şadü hürrem olduğunun hürmeti hakkı için hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetin günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Musa peygamberin Tur dağında hak ile ettiği kelamları ve müracaatların ve elinde asası ervan olup ervan yuttuğunun asa ile gösterdiği mucizatların ve isa peygamberin nefesi ile gösterdiği mucizatın ve anın sözü ile hak teala ölüleri diri kıldığının hürmeti hakkı için, hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini meva, sualini asan eyliye, azabı var ise affeyliye ce cümle günahlarını bahşeyliye, rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetin günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Davutta nazil olan zeburun musa’ya nazil olan trvratın ve isaya nazil olan incilin iki cihan serveri Muhammed Mustafaya nazil olan Kuranı Kerimin ve bu zikir olunan dört kitabın ve yedi mushafın yüzondört surenin otuziki sebaretin, yirmidokuz hecenin hürmeti hakkı için hak teala hazretleri merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyleyi ve azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye. Rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Cemaatın arşın, melaikeleri, Cebrail, Mikail, Azrail, İsrafilin ululukları ve azametleri hürmetleri hakkı için, hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyliye, azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye, rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Ve iki cihan serveri Muhammed Mustafaya hak teala ihsan edip şefaatın hürmetini mucizatın, kerametini ve şahi merdan İmamı Aliyyen mürtezanın, kerametinin, azametinin düldülünün, zülfikarının ve kamberinin zülfikar ile ettiği kazanın hürmeti hakkı için hak teala merhumun kabrini cennetil meva, sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifetin günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Yedi tamu sekiz uçmağın ve cennetinin içinde olan dört ırmağın biri baldır biri süttür. Biri anberdir, biri kevserdir. Ana sakız olan İmamı Aliyyen mürtezanın ve anın hürmetinde olan imamların ve hurilerin ve hülle donu biçen idris peygamberin ve ana kevser nasip olan mümin müslüm kardeşlerin hürmeti hakkı için ol geçen merhumun kabrini cennetil, meva sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifet günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
İki cihan serveri ve siren Aliyen mürtezanın vardıkları mihracın, vurundukları tacın ve ol mihraca giderken bindiği burağın ve burak getiren cebrailin ol eminin ve altında bile kalkıp muallak taşının ve ol mivacahak ile vasilat olup merhaba eden kulların ve söylenen doksanbin kelamın ve anda olan muhabbetin irfanın ve anda dilenen hacetlerin ve anda olan ibadetlerin ve izzetlerin ve anda kabul olunan duaların ve anda olan secde temaşanın ve ziyaretine gelen melikelerin ve feriştahların dahi kırkların ceminde içilen şerbeti engürün ve anı getiren selmanı farisinin ve anda olan meclisi irfanın ve anda tutulan kırklar semahının ve hazreti habibin divanı dergahında kabul olan ulu azim hürmeti hakkı için hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Yüzyirmidörtbin Peygamberlerin alçakta yüksekte, zahirde batında olan erenlerin, evliyaların, azizlerin, şehitlerin, şühedaların ondört masumu pakların, gözcülerin, bekçilerin, şehit düşmüş canların dört köşe yedi iklim lefi kalemi onsekizbin alemi saklayıp bekleyenlerin yüzü suyu hürmeti hakkı için, hak teala hazretleri ol merhumun kabrini cennetil meva sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye, rahmet vemarifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Yalnızlara yoldaş ve çağırınca yetişen boz atlı ak sakallı donlu ayın civenli başı yeşil kisvetli, hazreti hızır ve ilyas hızır nebinin ve karanlık ikliminde içtiği abu hayatın ol
Abu hayatı bulup kendine içirenin hürmeti hakkı için hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil, meva sualini asan eyliye, azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marşfetin günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Ve hakka yakın olan mümin kulların ve duası müstecep olan kulların ve Halepte yatan nesiminin Bağdatta asılan mansurun ve mansur olan mümin müslüm canların ve çekilen Ali gülbenginin hürmeti hakkı için hak teala hazretleri ol merhumun kabrini cennetil meva sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye Allah Allah.
Yarabbi yüzümüz kara günahımız çoktur. Divanı dergahında duamızı kabul eyle. Yedi aleme ol senin haklığın için gazilerin muhabbetizatı hakkı için Muhammed Mustafa hakkı için esmaül hüsna hakkı için Muhammed Mustafa hakkı için Aliyel mürteza hakkı için veliler hırkası şalı hakkı için, nebinin seyir ettiği mehraç hakkı için, Mekke de, Medine de olan hac hakkı için haceti kabul olan dergahda dökülen İmamı Hüseyin şehit hakkı için hem oniki imam şahzadeler imamlar hakkı için çağırınca yetişen erler hakkı için enel hak söyleyen mansue hakkı için şehitlerin dökülen kanı hakkı için. Sayit gaziler, Hacı Bektaşi Veli hakkı için erenlerin ettiği ikrar hakkı için üçlerin beşlerin kırkların yediler dualarının serserilerin, mecnun leyle hasreti hakkı için saf ehli safi hakkı için aşıkların sohbeti cemi hakkı için, hakikat ehlinin dini hakkı için evliya ve ulular hakkı için, urum erenlerinin sırrı hakkı için, horasan pirlerinin tastiği hakkı için nihan dervişlerinin sırrı hakkı için bu yoldaki pirlerin hakkı için aşıkların ahil hakkı için şeyirgahi hakkı için, müminlerin, Kerbela şehitlerinin hakkı için, suçumu bağışla müminlerinşahı hakkı için ya Ali sensin cümlelerin putu penahı hürmeti hakkı için hak teala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva sualini asan eyliye azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bahşeyliye rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.
Mekke’ye ve Medine’ye cem olan seksenbir hacının doksanbin duacının arafatta İsmail peygambere kesilen kurbanın Kabeyi şerif kapısında haceril esvet taşının ve abu zemzem suyunun şerifte kabul namazın hürmeti hakkı için hak taala hazretleri ol geçen merhumun kabrini cennetil meva sualini asan eyliye, azabı var ise affeyliye ve cümle günahlarını bağışlıya rahmet ve marifet üzere ise rahmet ve marifetini günden güne ziyade eyliye diyelim Allah Allah.

Dede dardakilere dua eder.

Allah Allah üçlerin, beşlerin, tedilerin, on iki imamların yüzü gözü hürmetine on yedi kemerbestlerin kırkların yüzü hürmetine seksen bin rum erenleri, doksan bin horasan pirleri yüzbin kayıp erenlerinin yüzü gözü hürmeti ve için hakka yürüyen canın günahlarını af eyle Allah.
Kesilen kurbanlarımızı sen kabul eyle, dil bizden nefes pirimiz Hünkar Hacı bektaşi Veli ola gerçeğe hü.

Hak nasip eylese de nura batmaz mı
Kalkıp arzulayıp ceme gelenler
Buna boş gelenle dolu gitmez mi
Kalkıp arzulayıp ceme gelenler

Muhammed Ali’nin düştük peşine
Mevlam uğratmasın gönül kışına
Bin sevap yazılır adım başına
Kalkıp arzulayıp ceme gelenler

Muhammed Ali’yi de gördük burada
Verilir muratlar erin burada
Mümin kullarını da koyma arada
Kalkıp arzulayıp ceme gelenler

Muhammed Ali’te de ikrar getiren
Tecallayide temannaya yetiren
Eğer bir isen bin gibi oturan
Kalkıp arzulayan ceme gelenler

Kul Himmet Ustamızda içen ayılır
Böyle muhabbete nice doyulur
Mümin huri melek sayılır
Kalkıp arzulayıp ceme gelenler

HİZMET SAHİPLERİNİN
SAZ İLE MEYDANA ÇAĞRILMASI

Dedenin işaretiyle Zakir on iki hizmet görevlilerini saz ile çağırır.

Hak’tan bize nida geldi
Pirim sana haber olsun
Şah’tan bize elçi geldi
Rehber sana haber olsun

Rehber kalkar, duaya durur.

Allah Allah hizmetin kabul ola
Muratlarınız hasıl ola, pirimiz ustamız
Hünkar Hacı Bektaşi Veli Şah İmam Hüseyin
cettimizin postuna kadim eyleye gerçeğe hü

Rehber,
cemde dedenin yardımcısı, ceme gelenlere yol gösterir.

Hak yoluna giden hacıdır
Evliyalar gürühü nacidir
Cem’in kilidi kapıcıdır
Kapıcıya haber olsun

Kapıcı köylünün ve ceme gelenlerin ev ve mallarını bekler.

Allah Allah hizmetiniz kabul muratınız hasıl ola, Şah-ı Merdan Şah İmam Hasan, Şah İmam Hüseyin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola. Sizler cemimizi, cemaatimizi, cem erenlerimizi nasıl sıtkı hulusüyle beklerseniz, Şah İmam Hasan, Şah İmam Hüseyin, sizleri saklaya bekleye, korktuğunuz yerlere uğratmaya. Dil bizde nefes Şah-i merdan’dan ola gerçeğe hü.

Hak kuluna kıldı nazar
Gerçek olan irfan dizer
Gazal gelir cemi bozar
Gözcü ye haber olsun

Gözcü cemin idarecisidir, sükuneti sağlar.
Gözcü, meydana durur.

Dede duasını yapar.

Allah Allah hizmetin kabul, muradın hasıl ola.
Gözcü Karaca Ahmet’in hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola, dil bizden nefes hünkar Hacı Bektaşi Veli’den ola gerçeğe hü.

Hak yoluna giden hasların hası
Giyinir hakkın libası
Doldur getir engür tası
Sakkacıya haber olsun

Sakkacı kalkar, dara durur, duasını alır.
Allah Allah sakiyel kevserin aliyel mürtezanın Şah İmam hasan müştebanın Şah İmam Hüseyin deşti kerbelanın 72 şühedanın hüsnü hümmetleri üzerinde hazır ve nazır ola gerçeğe hü.

Gel varalım reyhane
temenna ederiz erkana
Hizmet verildi kurbana
Kurbancıya haber olsun

Kurbancı duasını alır.
Dede Allah Allah hizmeti kabul, muradın hasıl ola. Kurbancı Mahmut el ensar efendimizin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola hizmet etmiş olduğunuz pir de şefaat göresiniz gerçeğe hü.

Hak Kuluna kıldı rahmet
Sana niyaz olsun Ahmet
Hizmet verildi Muhammet
Tezekara haber olsun

Tezekar duasını alır.
Allah Allah ben gülamiyem haydariyem etmem adüden haydü pak çünkü bu hizmette ustadır Selmanı Pak. Selmanı Pak efendimizin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola

Hak kuluna nazar eyler
Hakkın kelamını söyler
Mümin gelmiş müslüm diler
Peyikciye haber olsun

Peyikci duasını alır
Allah Allah hizmetin kabul muradın hasıl ola, cebrail aleyhisselam efendimizin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola, hizmet etmiş olduğunuz pirden şefaat göresin gerçeğe hü.

Şida bülbül bağın ister
Haktan yolun sağın ister
Delil yanmaz yağın ister
Delilciye haber olsun

Delilci cem evinin banbarını yakar, cem evinin aydınlanmasını sağlar.

Allah Allah hizmetin kabul muradın hasıl ola çeracı cabır ensar efendimizin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola. Deliller rüşan ola, adiler perişan ola, Şah-i Merdan Ali Mürteza efendimiz dünyamızı ve ahiretimizi aydınlık eyleye.
Cümle cem erenlerini nuruyla nurlandırmak nasip eyleye gerçeğe hü deyince delilci de niyaz eder, yerine oturur.

Ey kalbi dolu kişi
Daim hakladır işi
Kimdir halkanın başı
Zakirciye haber olsun

Zakir duasını alır

Allah Allah hizmetin kabul, muradın hasıl ola, Hocam, İmam Cafer Sadık efendimiz postunuza kadim eyleye, derdinizi, zikrinizi daim eyleye. Abdül samat efendimizin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola gerçeğe hü.

Zakirin zikri sazdır
Okunan kuran beyazdır
Mümin Müslüm hakka niyazdır
Niyazcıya haber olsun

Niyazcı duasını alır.

Allah Allah eliniz dert görmeye, gönlünüz incinmeye, özünüz, ibadetiniz hak için etmiş olduğunuz niyazlar, huzuru bağında kabul ola gerçeğe hü.

Gel varalım reyhane
Temenna kıldı erkana
Hizmet verildi Selmana
Süpürgeciye haber olsun

Süpürgeci duasını alır.

Dede Allah Allah hizmetin kabul muradın hasıl ola. Seydi farraş efendimizin hüsnü hümmetleri üzerinizde hazır ve nazır ola, hizmet etmiş olduğunuz pirden şefaat göresiniz gerçeğe hü.

Şah hatayım zara geldi
Cümle cihan vara geldi
Bu yol bize belgizar kaldı
İznikciye haber olsun.

 İznikci Cem evini temizleyen kişidir.

İznikci duasını alır.

Allah Allah hizmetiniz kabul muradınız hasıl ola emeğin divan Ali’sine kayıt ola. İznikci izeymenin hüsnü hümmetleri üzerinde hazır ve nazır ola gerçeğe hü.

CEM BİRLEME
(Cem Mühürleme)

Gözcü bacı kardeşler marifete hü,deyince bacılar ayağa kalkar, kardeşler iki diz üzere otururlar. Gözcü gönül kalsın yol kalmasın müsahib sizler bir diz geri der. Müsahip sizler bir diz geri dururlar. Dede yükses sesle selafat der. Cem erenleri selafat verirler.
Allahümme salli ala seydini Muhammed ve ala Ali Muhammed selafat verirler. Bacı kardeş on iki hizmet sahipleri bütün canlar yerlerini alsınlar, birliğe varacağız. İkilik kalksın burası hak meydan Muhammed Ali divanıdır, herkes hesabını burada görsün. Allah kimseyi kul hakkı ile huzurunda sorgulamasın, bu cemde herkes birbirine bacı kardeşdirler. Dileğimiz gönül birliği ile hakka yalvarmaktır.
Bu cemlerde eline, diline, beline sahip olanların yeridir, cem eğri insanların yeri değil, doğru olanların yeridir, burada birbiriyle küs olan var mı? Var ise meydana gelsin barıştıralım. Hünkar Hacı Bektaşi Veli’nin yoludur. Muhammed’i, Ali’yi, Hüseyin’i, H. Bektaşi seven küsler varsa barışsınlar. Küs var ise meydana çıkar, barışır, yok ise dede davıya mana aşık nişar herkes yanındakiyle niyazlaşırlar.

TÖVBE İSTİGFARI

Tövbe günahlarımıza estağfurullah estağfurullah, elimizle dilimizle belimizle işlediğimiz bütün günahlarımız için bilerek ya da bilmeyerek açık ya da gizli olarak işlediğimiz bütün hatalarımız için tövbeler olsun. Ey evrenin sahibi Ulu Tanrı doğduğumuz günden bu ana kadar eğer bilerek ya da bilmeyerek işlediğimiz kov gıybet hata isyan küçük ve büyük günahların hepsine canı gönülden tövbe ettik, pişman olduk, bir daha işlemeyeceğimize tövbe estağfurullah. Kul kusur işler, sultan bağışlar tövbe estağfurullah. Evelimiz adem atamızdır sonumuz Peygamberimiz iki cihan serveri Muhammed Mustafa’dır. Bu ikisinin arasında her ne kadar Peygamberler, Veli’ler, Nebi’ler, gerçek erenler, aşıklar, sadıklar geldi ise hepsi hak’tır, hepsine inandık, iman getirdik. Hak Muhammed Ali yoluna bağlandık. Ey Ulu Tanrımız günahlarımızı yargıla, tövbelerimizi yargıla, kabul eyle.

TÖVBE DUVAZ

Dinim, günüm hata etmektir işimiz.
Tövbe günahlarımıza estağfurullah.
Muhammed Ali’ye bağlıdır başımız.
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Hasan Hüseyin de bağkır nur ise
İmam Zeynel sır içinde sır ise
Eğer önümüzde benlik var ise
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Biz İmam Bakır’ın izinden çıkmak
Yükünü Caferi Sadık’tan tutuver akmak
Sanma ki karden hatirler yıkmak
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Musa’yı Kazım’a darım niyazım
İmamı Rıza’ya bağlıdır özüm
Sen kerem kanisin kemlikde bizim
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Muhammed Takiden Nakiden cemiyet
Verme Aliyele mamizi emeğimizi zaiye
Evvel ahır ettik gove gaybete
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Hasan Ali askerin gülleri bite
Mehdi gönlümüzün gamını ata
Yaşına başına ettik kovu gıybete
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Derviş Süleyman’ım Bağdat Basra
Bak şu kem talihe bak şu esire
Sen kerem kanisin kalma kusura
Tövbe günahlarımıza estağfurullah

Bismişah la feta illa Ali la seyfe illa Zülfikar
Her kazayı belayı def eyle gel pelver nigar. Mümin kalbinden çıkmasın leyli ve nigar, Yezid’in boynuna uğrasın tıgınan teber İmam Cafer kalbinde bu idi haber

Nadi Aliyyen mazharül acayıp
Tecidühü avnen leke finnavib li ilallahi haceten külli hemmim ve gammin seyenceli ve bi azimetike ya Allah ya Allah ya Allah ve binuri nübüvvetike ya muhammed ya Muhammed ya Muhammed
Ve bi sırrı vilayetike ya Ali ya Ali ya Ali edirikni edirikni edirikni ve aleyha muhavveli yetiş Ya Ali

Şanına düştüm mü Haydar tellerine zarmıyım
Hak için pervaneyim siyatına zarmıyım
Kirpiğin tıgı teber cemaline yarmıyım
Kubbi Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Sağ yanında bir nur doğdu güle sadık yarmi ola
Benim çektiğim gayret mansur için darmı ola
Her nişanin lali güfer asla bakan varmı ola
Kubbi Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Sana Bağdat olmayanın bahçesinde gül bitmez
Selvi ağacı sedar olsa dalında bülbül ötmez
Kerametin hak hidayet vasfına takat yetmez
Kubbi Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Seyatında bir selmanın var çıkmış altın tahta
Feriştahlar hayran oldu sendeki olan bahta
Kaşlarında ismi azem duası yazı nokta nokta
Kubbi Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Horasan’dan arzu eyledi geldi sultan haydarı
18 bin alem için dertlere derman eyledi Hak Muhammed selveri
Sır içinde nurda yatarsın sırın hikmet haydarı
Kubbi Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Ali’m, Hasan, Hüseyin, Zeynel, Bakır, Cafer yeşilim
Kazım, Musa, Rıza’nın güllerini taşırım
Taki ile Naki Ali, Askeri Muhammed Mehdi şahım
Kubbi Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Kemter Kul Mustafa’m kemter kemaline hasıl biçtim
Cemaline hayran oldum doluyu Hak’tan içtim
Hak Muhammed Mustafa için Hak için serden geçtim
Kubbi Haydar Mustafa için Hak için Hak için serden geçtim.

La feta illa ali la seyfe illa zülfikar her kazayı belayı def eyle gel pelvar nigar. Mümin kalbinden çıkmasın leyli ve nigar, Yezid’in boynuna uğrasın tıg ile teber. İmam Cafer kalbinde bu idi haber.
Nadi aliyyen mazharül acayıp tecidühü evnen leke fin necvaib li illallahi haceten küllü hemmüm ve gammin seyenceli
Ve bi azimetike ya Allah ya Allah ve bi nuri nübüvvetike ya Muhammed Ya Muhammed Ya Muhammed
Ve bi sırrı vilayetike Ya Ali Ya Ali Ya Ali edirikni edirikni edirikni ve aleyha muhavveli yetiş Ya Ali
Binbir ismin sahibisin ya Allah
Binbir ismin hürmetine bağışla medet
Hem azimsin hem cömertsin hem gaffar
Ali azim ismine bağışla medet

Şemsi gamer döner arşın yüzünde
Meleklerin şeyda eder özünde
Kuldur eksik olur sözünde
Ali azmi hatemi evliya’ya bağışla medet

Evel adem havva düştü fırgata
Adem’den nur süzüldü indi şite
Biz kuluz işleriz her daim hata
Hatemi evliya’ya bağışla medet

İdrise mekan eyledin cenneti
Nuh’a tufandan sen verdin necat
Kabul eyle niyazımızı el aman mürvet
Lüt ile hüdayı bağışla medet

Nemrutlar İbrahim’i attılar nara
Lüt eyleyip narı dönderdin nura
Şefaat bağbısın gönderdin çara
İsmail’i kurbana bağışla medet

Mustafa Mürteza’ya bir top nur geldi
Hatice Fatıma’yı ana yar kıldı
Ehl-i Beyt-i Ali ebaya yaz kıldı
Sakine’yi zara bağışla medet.

Ali isminde geldin var eden sensin
Selmanı kırklara yar eden sensin
Bunalan kullara car eden sensin
Ali hızır nebiye bağışla medet

Cana kear eyledi Hasan’ın ağızı
Mümine farz oldu Hüseyin yası
Medet cara gönder celal abbası
Ali ekberi kasım’a bağışla medet

Yetiş gözü kızıl pirler sultanı
Zeynel Abidin kabul kıldı zindanı
İmam Bakır, İmam Cafer mürvet kani
Kazım Musa Rıza’ya bağışla medet

Taki’ye Naki’ye dedim eleman
Hasan Ali Askerine olsun canım kurban
Eriş balım sultan sen eyle derman
Mehti’yi Muhammed’e bağışla medet

Erciş nebi taraklarda tarandı
Yahya nebi alkanlara belendi
Zekeriya hızar ile doğrandı
Seyid’i iskender’e bağışla medet

Şu gayıp asayı verdi Musa’ya
Firavun kaviminden çekti kısyayı
Çarmığa çektiler narı İsa’yı
Salih peygambere bağışla medet

Davut dizini örs eyledi bir zaman
İnse cinse hükmeyledi süleyman
Nice bin dertlere derman eyleyen
Üzeyri lokmana bağışla medet

İsa’yı Yakub’a kıldırdın ahi
Yusuf’u zindana kaldırdın zari
Kavuşturan sensin ey şahlar şahı
Veli’ler sultanına bağışla medet

Eyüp’e dert verdin derman sen oldun
Yusuf ile Bahri ummana daldın
İncil, Zebur, Tevrat, Kur’an sen oldun
90 bin kelama bağışla medet

Sefi olan 313 mürseller
80 bin erenler 90 bin pirler
Alkanda yatıyor güzel imamlar
Şehitle şahına bağışla medet

Hatayı kul hümmet dolu içtiler
Verani nesimi serden geçtiler
Nice bin bir kere aşka düştüler
Sefi’yi sadıklara bağışla medet

Mehemmed avniyem bende bir gada
Günah işlemiş isem hadden ziyade
Kerbela’da 72 su hada
Şehitler şahına bağışla medet

La fata illa Ali la seyfe illa zülfikar, her kazayı belayı def eyle gel pelver nigar. Mümin kalbinden çıkmasın leyli ve nihar, Yezid’in boynuna urasın tıgilet eber. İmam Cafer kalbinde bu idi haber nadi aliyyem mazharül acayıp, tevcidühü evlenleke fin navaib
İlahi haceten küllü hemmüm ve gamim seyenceli
Ve bi azimetike Ya Allah Ya Allah Ya Allah
Ve bi nuri nübüvetike Ya Muhammed Ya Muhammed Ya Muhammed
Ve bi sırrı vilayetike Ya Ali Ya Ali Ya Ali edirkini edirkini edirkini ve aleyhe muhav Veli yetiş Ya Ali nasrımun Allahü ve felfetin karib beşiri mümini Ya Allah Ya Muhammed Ya Ali Ya Hasan’ul huku Rıza Ya şehidi kerbela Ya Pirimiz ustamız Hünkar Hacı Bektaşi Veli Ya balım sultan kızıl der. Yakası kanlı Pir Sultan sen göster bizler doğru yolu Talip itikatıyla, pir mucizesiyle cem kuvvetiyle eşikten içeri bacı kardeş hep birlikte sıtkı hulüsüyle diyelim Allah Muhammed Ali Hünkar Hacı Bektaş-i Veli yetişe ulaşa. Dilde dilekleri gönülde muratları vere kazalara belalara kalkan ola on iki imamları cemalinden ayırmaya her gönülde bir murat vardır. Murat isteyenin muradını dilek isteyenin dileğini ihsan eyleye cümlemizi sancağının altında saklaya, bekleye hastalara şifa dertlerimize deva borçlarımıza eda nasip eyleye. Destimiz derman, küfürümüz iman, yardımcınız on iki imam ola. Ali’den bakım Hak’tan nazar ola, 80 bin urum erenleri 90 bin Horasan pirleri 100 bin gayb erenleri yetişmiş, ulaşmış ola, dilde dilekleri gönülde muratları vere, vakitler hayır ola, hayırlar fet ola, şerler def ola, niyazlarımız hak dergahında kabul ola.
Gözümüzden yaş duvarımızdan taş düşürmeye, ocaklar başı aydın ola on iki imamlar, cümlemize yardım eyleye, akşamlar kutlu, ağışlar tatlı ola. Ceddi cemalim yolumuzu yolsuza, uğursuza, pirsize uğratmaya, şeytanın şerrinden görünür görünmeze kazalardan, belalardan saklıya bekliye, iki cihanda korktuğumuzdan emin umduğumuza nail eyleye. Dil bizden yardım Şahi Merdan’dan, Ali’den ola.

Zakir duvaz söyler.

Dilimden bir hata çıktı gaziler
Mürvet bizi bu divandan ayırma
Yarelerim göz göz oldu sızlar
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Günahım çok dünya malı neyleyim
Hasan Hüseyin’e halim söyleyin
İmam Zeynel gibi zindan boylayım
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Musa’yı Kazım’dan İmam-ı Rıza
Günahım çok imiş ne deyim size
Erenler hümmetini eylesin bize
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Bakır’ı Cafer Kazım’dan yarimsin
Günahlar af edici kanlı kerimsin
Muratlar verici sultan balımsın
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Muhammed Taki’den Naki’ye vardım
Onlara güvendim, sığındım, durdum
Hasan Ali Asker’e yüzüm sürdüm
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Öksüzüm serini sevdana saldım
Aşkına düşeli kül oldum yandım
Mehti Resulullah’a Mürvet’e geldim
Mürvet bizi bu divandan ayırma.

MİRAÇLAMA

Geldi Cebrail buyurdu
Hak Muhammed Mustafa
Hak seni miraca okur
Daveti kadir hüda

Evel emanet budur
Pir rehber tutası
Daim erkan yatasın
Tariki mulstakime

Muhammed şu kula vardı
Yoktur senden bir aziz
İbtida senden el tutayım
Hak buyurdu vedduha

Cebrail’den el tuttu
Muhammed bel bağladı
İki gönül bir ettiler
Yürüdüler erkana

Vardı dergah kapısına
Gördü bir aslan yatar
Aslan ana hamle kıldı
Başa koptu bir fena

Hak’tan bir nida geldi
Korkmasın habibim dedi
Hatemi ağzına ver
Aslan ister nişanı

Hatemi ağzına attı
Aslan oldu sakin
Yol verdi Muhammed’e
Aslan gitti pünhane

Vardı hakkı tevaf etti
İbdida bunu söyledi
Ne yaman şirrin varmış
Hayli cevr eyledi bize

Gördü bir fakir derviş
Hemen yutmak diledi
Amcam oğlu Ali olaydı
Dayanırdı bu cevre

Ey benim sırrı devletim
Aslan tabidir sana
Eşiğinde pervan doldu
Kıbleyi kıblegaha

Kudretten bir el geldi
Sütü, elmayı, baldan aldı
Muhammed destini sundu
Nuş etti azametüllaha

90 bin kelam danıştı
İki gönül dostuna
Tevhidi arman aldı
Yeryüzünde insana

Muhammed ayağa kalktı
Ümmetini diledi
Ümmetine sünnet olsun
Ol Şahi evliyaya

Hakka bağladı özünü
Turaba sürdü yüzünü
Cennetteki üzümü
Ol Hasan Hüseyin Şaha

Selman orada hazır idi
Şeydullahın diledi
Bir üzüm tanesini
Koydu selmanın keşkülüne

Eğilip secde kıldı
Hoşça kal sultanım dedi
Varıp evine giderken
Yol uğradı kırklara

Vardı kırklar makamına
Oturdu oldu sakin
Cümlesi secde kıldı
Hz. Emrullah’a

Mehemmed lisana geldi,
Ya size kimler derler
Gaipten bir ses geldi
Ya bizlere kırklar derler

Ya siz otuz dokuzsunuz kırkınız neden malum,
Birimiz kırk kırkımız bir sair değil varımız
Birimize neşter vurulsa kırkımızdan akar kanımız.
Selman Seydullah’da onunla tamam varımız.

Selman içeri girdi,
keşkülünü meydana koydu,
kudretlerden bir el geldi hatemi parmağında gördü,
ezilen engür oldu uğradı müşkil hale.

Birisi nuş eyledi, cümlesi oldu hayran,
mümin müslim üryan buryan
cümlesi semaha girdi.
Muhammed bile kalktı kırklarla semaha

evveli sen ahiri sen
zahiri sen batını sen
saddaksın ya Ali dediler.
Şah Hatayım vakit oldu
bu sırrını inandıramadı özü çürük evrahına.

Miraçlamada secde sözü gelince birlikte secde ederler. Muhammed belin bağladı sözünde ellerini göbek üzerine koyarlar. Muhammed ayağa kalktı, gözünde hepsi ayağa kalkarlar, Muhammed oturdu sözünde otururlar.Turaba sürdü yüzünü sözünde hepsi yere eğilirler. Mümin, müslüm üryan buryan sözünde cemaate ehli kamil üç bacı kırklar semahına kalkarlar, birincide dua alır, niyaz eder tekrar kalkarlar, semah yaparlar, dara durup dededen dua alırlar.
Bismişah Allah Allah hizmetiniz kabul muradınız hasıl ola, istediğinizi dileğinizi Muhammed Ali vere. Döndüğünüz semahlardan hayır hasanet göresiniz, Ebuzar Gaffari Hz. Fatıma’nın hüsnü hümmetleri üzerinizde ola, Aliyel mürteza kırklar semahına kayıt ede gerçeğe hü.

SEMAH

Devredip gezersin darı fenayı
Bağdat diyarına vardın mı turnam
Medine şehrinde Fatıma anayı
Makamı andadır gördün mü turnam

Biz de belli dedik bizde uluya
İman aldık ikrar verdik veliye
Necef deryasında imam Ali’ye
Bu dergaha yüzler sürdün mü turnam

Madayin şehrinde selmana varıp
Bağdat’da Kazımın kabrini görüp
Baş eğipte eşiğine yüz sürüp
İkrara bent olup durdun mu turnam

Hür şehitte Kerbelada çürümez
Haktan izin yoktur kalkıp yürümez
İmam Hüseyinin kanı kurumaz
Şehitler serdarını gördün mü turnam

Hz. Eyübün nikabın kaldır
Tende iki kurt var neye meyaldır
Biri ipek sarar birisi baldır
Bunların sırrına erdin mi turnam

Behrül evçik yapar idi zeminde
Makamını gördüm uçmak deminde
Uruhları erenlerin ceminde
Kırkların cemine durdun mu turnam

Veysel karani gezer idi Yemen’de
Gönlünü koymadı asla gümende
İmam Mehdi hangi vaktin zamanda
Nasıl zuhur eder sordun mu turnam

Kul Hüseyinim der ki hakka varalım
Varıp dergahına yüzler sürelim
Can baş feda edip şahı görelim
Sen de o sultanı gördün mü turnam

Semahcılar gözcünün solunda dara dururlar.
Dede, Allah Allah hizmetiniz kabul, muradınız hasıl ola. Dileğinizi Muhammed Ali vere. Döndüğünüz semahlardan hayır hasenet göresiniz. Ebu Zerr Gaffarının Hz. Fatımanın hüsnü hümmeti üzerinize ola. Aliyel murteza kırklar semahına kaydede, gerçeğe hü.

Garipler semahı bir kişi çıkar. Zakirin söylemesiyle yönü dedeye dönük olarak kısa adımlarla üç ileri üç geri ayakları mühürler. Sağ eli döşüne, sol eli yanına salınır. Vaziyette semah yapar. Her ileri gelişinde delile sağ elini uzatarak niyaz alır.

Ali ismi dört kitapta okunur.
La ilahe illa Allah yazılı
Vird edenler ezazuldan sakınır
La ilahe illallah yazılı
İllallah illallah şahım illallah
Sen Alimsin güzel şahım eyvallah

Bektaşi Velinin ismi dildedir
Muhammedin hup cemali güldedir
On iki imamın gözü yoldadır
La ilahe illallahe yazılır
İllallah illallah şahım illallah
Sen Alimsin güzel şahım eyvallah

Hasan bahçesinde bir gül açıldı
Şah Hüseyin tazelendi seçildi
Huri kızlarına hülya biçildi(elbise biçildi)
La ilahe illallahe yazılır
İllallah illallah şahım illallah
Sen Alimsin güzel şahım eyvallah

Zeynel parelendi akıyor kanı
Bakır kazanında yıkanır donu
Elindedir İmam Cafer erkanı
La ilahe illallahe yazılır
İllallah illallah şahım illallah
Sen Alimsin güzel şahım

Kazım Musa Rıza’nın destine
Yüz sürelim Taki Naki postuna
Biz varalım Askerimin üstüne
La ilahe illallahe yazılır
İllallah illallah şahım illallah
Sen Alimsin güzel şahım

Huri kızlarında saçı leyli var
Bunca aşıkların sende meyli var
Mehtinin boynunda bir hameyli var
La ilaha illallahe yazılır
İllallah illallah şahım illallah
Sen Alimsin güzel şahım

Kul Himmet Ustamız dert ilacına
Yüz sürelim Muhammedin tacına
Fatıma ananın saç bağının ucunda
La ilahe illallahe yazılır

İllallah illallah şahım illallah
Sen Alimsin güzel şahım

Dede;
Allah Allah hizmetin kabul ola, muradın hasıl ola. Elin dert görmeye, gönlün incinmeye. Yoluna hizmet ettiğin erler enbiyalar yardımcın ola gerçeğe hü. Aliyel murteza kırklar semahına kaydede gerçeğe hü.

TEVHİD
Medet ey Allahım medet
Gel derdime derman eyle
Yetiş ya Ali Muhammet
Gel derdime derman eyle

Hasan Hüseyin aşkına
Yardım eyle düşküne
İmam Zeynel aşkına
Gel derdime derman eyle

İmam Bakır’ın katına
Cafer’in ilm-ü zatına
Musa Rıza hürmetine
Gel derdime derman eyle

Şah Taki ve Naki
İmam Hasan’ül Askeri
Yarlığa men kemteri
Gel derdime derman eyle

Hak’tan dilek dile
Mehdi sahip zaman gele
Dedemoğlu secde kıla
Gel derdime derman eyle

SAKKA SUYU
Sakkacı büyük bir kaba su doldurur, meydana getirir, yönü dedeye dönük ayakları mühürler.

Bismişah,
Sat kazalen nalet olsun ey münafık canına
Hak buyumuş ben de derim bumu senin şanına
inanıp iman getirmedin, Muhammed’in hadisine
o zamanlar karışmadı senin kanın kanıma.

ümmetim dersin Muhammed’e
şevk getirin, Ali’nin nesline ev haline.
Ali hazretlerine edavetler kıldın.
Ey Yezit yuh senin cismine ihsanına

elli defa hacca gitsen olmaz devahin kabul
arafatta kurban kesen kep düşer kurbanına
Takvimi ihsanı inkar ettin ey Yezid
Tüh nalet olsun senin cismine ecdadına

Bi hatayım kahi sevenlerden ol
Kahbi kerem ver gam ver cümlemizin loksanına
Allah Allah rum erenler aşkına
Dem bedem şahi görenker aşkına
Gözüm yaşı sebil ettim kerbela’da
Su su diye ser verenler aşkına

Derim Ya Ali Sakkali Hüseyin
Ya Ali Sakkali Hüseyin, ya Ali Sakkali Hüseyin

Sudan delil dibine üç damla su döker,
meydana durur.

Kurretül aynı habibi kibri yasin Ya Hüseyin
Nuri çeşme Şahi Merdan Mürteza’sın Ya Hüseyin
Hem ciğer pare-i Zehra Fatıma Hayrünnisa
Ehl-i Beyti mücteba Ali abasın Ya Hüseyin

Vettüva velleyli denildi vali’den hakkında çün
İzahi şahi enbiyasın Ya Hüseyin
Ruzi mahşerde desti Haydardan içerken kevseri
Susuzlukla sen şahi kerbelasın Ya hüseyin

Sana gülle dokunan eyler mi umudu marifet
Gonca gülsen serayı Mustafa’sın Ya Hüseyin
Kıl şefaat arifet ceddin Muhammed aşkına
Arsayı mahşerde makbulu ricasın Ya Hüseyin

Allah Allah rum erenler aşkına
Dem beden şahi görenler aşkına
Gözüm yaşı sebil ettin on iki imamlar aşkına
Derim Ya Ali sakkali Hüseyin, ya Ali sakkali Hüseyin ya Ali sakkali Hüseyin.

Cem erenlerine birer yudum su verilir, tekrar dara durulur.

Mahi muharrem erdiri aşıklar diri suzanına
Kuşu kıl seyreyle sen bu vaga seyranına
Ser güreşte macarayı Kerbela meydanına
Ya niçin rahmetmedin ehli beyt-in ev haline
Ey Yezid düni hani girdin Hüseyin’in kanına
Satkazalen nalet olsun satkazelen canına
Nalet olsun Yezid ebine ecdanına

Bilmedin mi ibni Ali ceddi Muhammed Mustafa
Mazarayı pinti Fatıma hayrunnisa
Yan ola halin malim olur ruzi ceza
Neyleyip ne yaptın gül mahzumlara ah bi reva
Ey Yezid duni har girdin Hüseyin’in kanına
Sat kazalen nalet olsun sat kazalen canına
Nalet olsun ey Yezid ebine ecdanına

Ali evladına hakaretler kıldınız bi günah
Katledip gül mahzumlara hakaretler eylediniz
Şu cihanda ruzi siyah yoktur derdinize deva
Tıg hançeri o şahın gerdanına gördün reva
Ey Yezid duni har girdin Hüseyin’in kanına
Sat kazalen nalet olsun sat kazalen canına
Nalet olsun ebine ecdanına

Bir içim su vermeyip milli fıratı kestiniz
Çarşı pazarında her nebatı kestiniz
Keşteyi bile candan hayatı kestiniz
Hak naleti sizlereki şöyle zatı kestiniz
Ey Yezid duni har girdin Hüseyin’in kanına
Sat kazalen nalet olsun sat kazalen canına
Nalet olsun ebine ecdanına

Nice gast eyledin ayyarı didarına
Hiç tevekkül etmedin ahiret pazarına
Gazi cabbar önünde gör yanını muhtarını
Lali hun ettin girdin Hüseyin kanına
Sat kazalen nalet olsun sat kazalen canına
Nalet olsun ebine ecdanına

Böyle şiddet bir nusübet görmemişti bı cihan
Ol tahatcib de kaldı ne felek derdi zaman
Şimir melun katı ser etti o zaman o şaha ayan
Desti haman içinde o katı etti revan
Ey Yezid’i duni har girdin Hüseyin kanına
Sat kazalen nalet olsun sat kazalen canına
Nalet olsun ebine ecdanına

Ey Turabi Hüseyin’ime sadık olanlar giysin siyah
Daima ruzi muharrem de eylesin ah ile vah
Ağladı gökte melek şitarı şem simah
Zulmü mahsumlara Ali resul’a hakaretler kıldınız bi günah
Ey Yezid duni har girdin Hüseyin kanına
Sat kazalen nalet olsun sat kazalen canına
Nalet olsun ebine ecdanına

Sakkacı;
Allah Allah Hasan’ı, Ali’ye, Hüseyin’i Veli’ye şahı şah selmanı pak haydarı kerrar Ahmed’i muhtar. On iki imamlar aşkına gözüm yaşı sebil ettim, derim Ya Ali Sakkalı Hüseyin Ya Sakkalı Hüseyin.
3 defa tekrarlanır.
Dede Dua eder,
Allah Allah dertlerimize derman küfürlere iman yardımcınız on iki imam ehl-i beyit katarından didarından ayırmaya sakiyel kevserin aliyel mürteza’nın Ali himmetleri keşvi kerametleri üzerinizde ola içenlere ağbu kevser, bir damlası düşenler cehennem narı görmeye dertlere deva hastalara şifa borçlarımızın edasını ver. On iki imam evladı resul yüzü gözü hürmeti içingünahlarımız af ola, dil bizden nutuh Hz. Hüseyin’den ola gerçe hü.
Cem erenlerinin üzerine avucuyla suyu serper, herkese bir damlası düşer, peşinden seccade toplanır.
Dede Allah Allah İlahi Ya Rab bizler günahkar kulların el açtık, divanına durduk sen gaffun rahimsin, af edici, bağışlayıcısın. Senin rahmetine sığıdık, senden başka gaffur, rahim yoktur bizleri zalimin zulmünden şeytanın şerrinden görünür görünmez kazadan beladan saklaya bekleyesin. Gökten rahmetini yerden bereketini eksik etmeyesin, afatından, hışmından, azabından, hastalıklardan saklayasın bekleyesin.
Ya Rab devletimizi, milletimizi her zaman her yerde başarılı kıla, nüfusunu geçerli eyleyesin, düşmanlarına fırsat vermeyen ilahi Ya Rab nefislerimize fırsat verme. Kötü nefislerimizi hayırla ihsan eylesin, ilahi Ya Rab ehl-i beyt’in Mustafa’nın aliyel mürteza’nın evliya enbiyaların yüzü suyu hürmetine davalarımızı kabul eyleyesin estağfurullah estağfurullah. İlahi Ya Rab eğer bizim elimizden, dilimizden, belimizden bilerek veya bilmeyerekhata kusur isyan sadır oldu ise onların cümlesine nadim pişman olduk, bir daha işlememek üzere azmen ve cezmen tövbeden estağfurullah.Dil bizden nefes Nuri Nebi Keremi Ali baddes allahü süreyül azim kutbül Hünkar Hacı Bektaş-i Veli’den ola seccedeniz temiz, yüzünüz ak ola gerçeğe hü.

LOKMA
Kurbanlar pişip, lokma olarak meydana sofra serilir. Lokma ya müsaade desturu pir izni halife yürüyenin işi yürüye gerçeğe hü.

SOFRA DUA
Bismişah elhamdürillah elhamdürillah sümme elhamdürillah nimeti celil bereketi halil şefaatı resul, inayeti Ali, hümmeti Veli bu gide ganisi gele Hak Muhammed Ali kabul ede, yiyene helal yedirene delil ola, yiyeni yedireni, pişirip getireni hak saklaya hızır bekleye şeyyen illallah eyvallah. Bacı kardeşler lokmayı yerler, herkes evine dikmek için dede oturan duran gamsız, gaybetsiz evine vara, sağ yata, selamet kalka. Yine destur oturana hoştur, cem evinden kalkıp giderler, misafir var ise götürürler.
Kesilen kurbanların kelle paçalarını bacılar temizlerler ve pişirip kelle paça olarak sabahleyin cem evine toplanırlar, cem yapılır ve kelle paça yenir.
Pir Sultan Güzel Anlatmış
Ben bir müsahip ararım
Ola bile benim ile
Yad ellerde gurbet elde
Kala bile benim ile

Ola ben olduğum yerde
Kala ben kaldığım yerde
Vadem yetip öldüğüm yerde
Öle bile benim ile

Başına kement bağlaya
Aşkı ciğerim dağlaya
Ben ağladıkça ağlaya
Güle bile benim ile

Bu işler bizim nemize
Kan gitti gelmez benzime
Benim düştüğüm denize
Düşe bile benim ile

Pir Sultan’ım haldaş ola
Yola gidene yolda ola
Yaremi saran kardeş ola
Sara bile benim ile.

Onlar da “cennet suyunu ve yemeklerini Allahu Taala kafirlere haram etti” derler.
Onlarda “cennet suyunu ve yemeklerini Allahu Taala kafirlere haram etti” der.

KIRKLAR CEMİ

Hz.Muhammed ol vakit kim miraca gidiyordu. Ansızın yoluna bir aslan çıktı.Aslan üzerine kükremeye başladı. Aslanın durumunu gören Muhammed o anda ne yapacağını bilemedi, şaşırdı. Gaipten bir ses duydu:
“Ey Muhammed aslan senden bir nişan ister. Yüzüğünü aslanın ağzına ver.” Muhammed söyleneni yaptı. Yüzüğünü çıkarıp aslanın ağzına verdi. Orda yüzük aslanda nişan kaldı. Aslan nişanı alınca sakinleşti.

Peygamberi Miraca okudu Calap
Önüne bir aslan geldi ne acep
Cebrail der bunda üşenme Habip
Medet Allah ya Muhammed ya Ali

Onda aslana bac verdiler hatemi
Ali’nin sırrına kimse yete mi
Münkirlere sürdürürler sitemi
Medet Allah ya Muhammed ya Ali

Ondan aslan sakin oldu gittiler
Orda iki gönülü bir ettiler
Varuben arşı alaya yettiler
Medet Allah ya Muhammed ya Ali

Muhammed yoluna devam etti. Göğün en yüksek katına erişti.Orada dost, dostuna kavuştu.Onunla doksan bin söz konuştu.Bunun otuz bini şeriat üzerine idi ki tüm insanlara indi. Geri kalan altmış bini ise Ali’de sıroldu.

Bir üzüm danesi ol şah elinde
Kırklara sunardı kısmet gününde
Ol Habibullah’a mirac yolunda
Şeydullah eyledi Selman hu deyü

Bir üzüm danesi getirdi Selman
Kırklar da ol demde oldular üryan
Muhammed şerbetin içince ey can
Saki kadeh sundu mestan hu deyü

Kırklar ol şerbetten içti mest oldu
Cümle evliyaya Ali üst oldu
Setir-puş bağlandı kemer-best oldu
Semha girdiler üryan hu deyü

Kırkların birine neşter uruldu
Aktı kan varlığı ısbat olundu
Anda hak mevcutta mevcut görüldü
Huvallah çağırdı irfan hu deyü

Alevi toplu ibadetine Hak Cemi denildiği gibi, Zaten Cem’i de, büyüğün küçüğün, güzelin çirkinin birbirine eşit sayıldığı, kimsenin kimseden üstün olmadığı cennet olarak tanımlamaktadır Buyruk.
Toplu ibadetin (Cem’in) müminleri melek, müslimleri (bacılar) huridirler. Böyle bir ortama giren Musahib çiftler, benliğini öldürmüş, bireysel çıkarlarından, kendi nefsinden uzaklaşmış bir can bir vücut olarak bu tanrısal ortamda yeniden doğmuşlardır. Bu ortamda ben-sen, biz-siz kalkmış; herkes var, hepimiz vardır. Mürşid veya pir ve hanımı (Anabacı) ana-baba, Cem’deki herkes bacı-kardeştir. Eşler olsun, evlat baba olsun, herkes birbirini eşit bir biçimde sorgulayabilir. Bu bağlamda, Dede diye tanımlanan Cem yürütücü Mürşid veya Pir de sorgulanmaktan sıyrılamaz. Hak katında da oturmuş olsa, böyle bir dokunulmazlığı yoktur: “Eşikte oturan da, döşekte (postta, makamda) oturan da birdir!”
benliğini öldürerek hiçbirşeyi nefsine çekmeme, eliyle beliyle ve diliyle kimseye zarar vermeme ve ‘yetmiş iki millete aynı gözle bakma’ ahlaksal formasyonlar kazanmaktır.

İkrar verip musahib tutma, farklı bir toplum yaratma destanıdır. İnanç ve tapınmayla atılan temel üzerinde yükselen yapısıyla, soyuttan somuta giden yol izlenerek herşey havadan yere indirilmiş ve ahiretten dünyaya taşınarak nesnelleştirilmiştir. Sadece şu birkaç alıntıda bile, Alevi toplumunun bin yılı aşkın zamandır varlığını sürdürebilmiş olmanın gizi yatıyor. Düşününüz ki, kanbağı kardeşlikten çok üstün tutulan ‘Yol kardeşliği olan musahiblik’ ile tüm yerleşim biriminin bireyleri birbirine bağlanmıştır. Şeriattaki “bu senin, şu benim ya da seniniki senin, benimki benim” düşünce ve anlayışından uzaklaşılmış. Tarikat yolunda “hem senin, hem benim” denilerek, ortak kazan kaynatılıp, ortak üretilip payı olarak eşitçe yararlanma düzeni yaratılmıştır. Asıl amaç, “ne senin var ne benim herşey toplumundur” ilkesinin uygulandığı Hakikat aşamasına varmaktır. Hacı Bektaş Veli’nin sistemleştirdiği bu ilkeler, musahiblik kurumunun inanç yaptırımlarıyla, Alevi toplumunun maddi yapısına uyarlanarak, eşitlikçi-ortakçı-üleşimci bir düzenin yaratılmasına bir tarih boyu mücadele edilmiştir.

“Ölmeden önce ölünüz. Mahşer olmadan hesabınızı görünüz. Ama nasıl olmalı dersen; yani sizler hırsınızı, nefsinizi öldürün. Yani musahib tutup, onunla sırat-i mustakim (Hak yolu, doğru yol İ.K.) üzere yola gidip MALI MALA CANI CANA katıp, birbirine teslim olup yılda bir kez Peygamber vekili, Cebrail Hak vekili Pir’in yamacına geçtiğinde, kabirde-mahşerde olacak sualleri Pir ona sual ede. Ol talip, fiili her ne ise Pir’e ilam ede, bildire!”

Iréne Melikoff Musahibliğin kökeni konusunda, İmam Cafer Buyruğu’nda anlatılan Kırklar Cemi’nin, Miraç olayıyla ilişkisinden ötürü:

“Nasıl ki Ayin-i Cem, ‘Kırkların Cemi’ olan Arş’ta yapılmış bir merasimin yerde tekrarlanışı ise, Musahib merasimi de, zaman ve mekan ötesinde yapılan bir merasimin yeryüzündeki izdüşümüdür.” diyor.(Iréne Melikoff, Çev. Turan Alptekin, Uyur İdik Uyardılar, İstanbul-1993, s.93-94) Geleneksel din ve inanç bağlamında ve tamamıyla idealist bir yargı bu. Biz, ne Kırklar Meclisi’nin göksel bir meclis olduğunu ve ne de Musahib töreninin, zaman ve mekan ötesinde yapılmış bir merasimin izdüşümü gibi gösterilmesini kabul edebiliriz.

Görüldüğü gibi ne bu tarihsel olayın ve ne de Miraç ile ilişkili gösterilen Kırklar Meclisi’nin göksel, yani metafizik bir yanı yoktur. Akılcı düşündüğümüzde, o dönemin sosyo-ekonomik ve siyasal koşullarını gözönünde tutarak baktığımızda, Kırklar Meclisi’nin ya da en azından gizli bir meclisin varolduğu gerçeği yadsınamaz. Muhammed’in Miracı, İslam tarihçilerine göre 618 ile 620 arasına tarihlenebiliyor. Bu yıllar Peygamber ve kabilesinin, İslama ilk inananların en sıkıntılı ve baskı gördüğü yıllardır. Ekonomik boykot içinde olduklarından, büyük yoksulluk ve açlık çekiyorlardı. Çünkü birkaç yıl önce varlıklı karısı Hatice ve hemen arkasından, müslüman olmamasına rağmen, kabile yasalarına göre kendisini koruma altına almış olan amcası Abu Talip de ölmüş bulunuyordu. Yine kabile geleneklerine göre talep ettiği “Aman Hakkını” Mekke’de hiçbir aileden alamayınca, Taif’e göçetme girişiminde bulunmuş ama taş ve sopalarla karşılanmıştı. Muhammed buradan, ölen karısı Hatice’nin akrabalarının verdiği “Aman Hakkı” ile Mekke’ye geri dönebilmiş ve işte onların korumalığı altında bulunurken Miraç olayı yaşanmıştır.

Son üç yıl içinde Yesrip’li (Medine) hacılar aracılığıyla, “3 Akabe Biatı” anlaşma ve konuşmaları sonunda 622 yılında Medine’ye göç etti Muhammed Peygamber. Büyük olasılıklı Kırklar Meclisi, bu baskı ve sıkıntılı yıllarda, çok gizli çalışmalar gerektiren yıllar kurulmuş ve görev yapmıştır. Başlarında 20-22 yaşlarındaki Ali’nin bulunduğu, hem peygamberi koruyan (Ali’nin, Peygamberin evini basarak öldürmeye gelenlere, onun yatağında yatıp, hayatını ortaya koyarak karşı durduğunu anımsayalım.), hem çeşitli yollarla abluka altındaki müslümanlara yiyecek içecek sağlayan ve Yesriplilerle ilişkileri geliştiren; etkinliklerini ve toplantılarını gizli yürüten bir örgüttü. Muhammed’in Miraç dönüşünde ilk kez bu meclise uğrayıp, yaşamış olduğu göksel vision’u onlara anlatması ve onlardan Tanrıyı gördüğünü herkese yaymalarını istemesi de misyonun bir parçasıdır. Bunların arasından 12 kişinin tebliğci olarak Hicret olayından önce Medine’ye gönderilip, onlara İslamı öğrettikleri, orada bir müslümanlar kolonisi kurdukları biliniyor.

Mekke gibi zengin ticaret toplumunun kutsal inançları ve tüm değerler sistemini altüst eden İslam dininin ilk mensupları, elbetteki gizli bir örgüt gibi çalışacaktı. Bu bağlamda araştırmacı ve tarihçilerin, olayın bu yönünü görmek istemeyip, Kırklar Meclisi’ni ya toptan yadsımaları, ya da hayali ‘göksel meclis’ gibi değerlendirmelerini doğrusu yadırgıyoruz. Bu gizli meclis, özellikle Mekke ticaret aristokrasisi dışındaki yoksul kabile mensuplarını, bedevileri ve yerli-yabancı emekçi köleleri İslam’a çekebilmeleri için yeni ve eşitlikçi, paylaşımcı bir sistemi öngören inanç ve toplu tapınma kuralları yaratmışlardır. Bu bir avuç insan din kurucusunun önderliği ve kendilerini güvencede tutacak bir hizmet dağılımında, gizlice toplanıp tapınıyor, konuşup tartışıyor ve kendi kendilerini eğitiyorlardı. Öbür yandan Hicret (göç) etmeğe karar verdikleri, Yesrib (Medine) tarımla uğraşan bir kabileler konfederasyonuydu ve toprağı ortak kullanıyorlardı. Ayrıca bazı kabileler Musevi olduğu gibi aralarında yaşayan Hrıstiyanlar da bulunuyordu. Bu nedenlerden sığınma durumunda kalacakları bu topluma uygun değerler de geliştirmeliydiler. Böylece Kırklar söylencelerinde günümüze kadar ulaşan (o simgesel) bir üzüm danesini kırka bölmek ya da ezip şerbet yaparak kırk kişinin tatmasını sağlayacak bir bölüşümcülük ve birine neşter vurulunca hepsinde aynı acıyı duyuracak, kan çıkartacak kardeşlik ortamı oluştu bu mecliste. İçlerinde Salman-ı Farisi gibi Zerdüşlüğü-Mazdekizmi, Manicheism,Musevilik ve Hristiyanlığı çok iyi bilen, bu dinlerin bir kısmına girip çıkmış bilge öğretmen ve annesi Bizanslı bir köle olan Musab bin Umeyr gibi bir başka tebliğci öğretmen vardı. Bu sonuncusu, Peygamberden önce Medine’ye gidip, orada bir İslam cemaatı kurarak ortamı hazırlayanların başında geliyordu. Demekki, Kırklar Meclisi’ni gökten yere indirip, tarihsel nesnelliğe kavuşturduğumuzda ancak, Görgü Cemi ve Musahiblikle köken ilişkisi akılcı bir taban bulur.

Sözünü ettiğimiz Mekke ortamı içerisinde, Miraç olayıyla birlikte gizlice yeni değerler geliştirmiş olan bu Meclis, düşünce, birikim ve deneyimlerini Medine’de Muhammed Peygamber’in yönetiminde uyguladı. Ünlü “Medine Vesikası”nın 2.maddesiyle tarihe maloldu. Böyle bir meclisin Mekke denemelerinden, etkinliklerinden hiç söz etmeyen- ki zaten Sünni İslam araştırıcılarının Kırklar Meclisinden sözedenlerine şimdiye kadar rastlamış değiliz. Peki Alevi inanç geleneğine neden girmiş ve nasıl bugüne kadar gelebilmiştir? Bu hiç sorgulanmadan yadsınmıştır. Çünkü Heterodoks İslam (Alevilik) tarihine hep ortodoks açıdan bakılmıştır. Ortodoksizmin (Sünniliğin) inanmadıkları kurumlar yoksayılagelmiştir.– Prof. Dr. Muhammed Hamidullah bu uygulamayı şöyle anlatıyor:

“Mekkeli muhacirler için Hz. Peygamber bir genel toplantı tertipledi. Bu toplantıda her çalışan, eli iş tutan Medineli Müslümanın (Ensar), bir Mekkeli Müslümanı (Muhacir) ‘kardeş edinmesi’ teklifinde bulundu(Muahat Anlaşması). Buna göre iki tarafın aile mensupları, bu suretle ortaklaşa çalışacak, kazanacaklar ve hatta öz kardeşler, yeğenler ve başka akrabalar bertaraf etmek suretiyle birbirlerinin mirasçısı olacaklardı. Herkes gönül rızasıyla teklifi kabul etti. Peygamber çeşitli yeteneklerin dengeli bir biçimde eşleştirilmesi için, bu kardeşleştirme hareketini bizzat idare etmiştir. Bulunan bu çare, bu usül senelerce devam etmiş…” (Prof. Dr. Muhammed Hamidullah, İgilizceden çeviren: Prof. Dr. Salih Tuğ, Resulullah Muhammed, İstanbul-1992, s.102-3)

Bu çok büyük olasılıkla Mekke’de de yapılmış olan yeni dine, İslama giriş töreni olabilir. Aynı zamanda bir çeşit mal ve can ortaklığında güvenceye alınmış, kurumlaştırılmış toplumsal ve ekonomik kardeşlik, akrabalıktır. Mekkeli ticaret adamı Abdurrahman Avf’a, onunla kardeş olmak isteyen Medineli tarafından yapılan, ancak onun kabul etmediği ve günümüze ulaşmış teklif oldukça ilginç görülmektedir: “Benim arazim şudur; yarısı senin, yarısı benim. İki zevcem var birini seç, boşayayım sen onunla nikahlan. Hattap oğlu Ömer ise kardeşleştiği Medinelinin tarlasına çalışmaya giderek, onu Muhammed’in hizmetine ve onun tebliğlerini dinlemeye gönderimştir. ” (Asghar A. Engineer, The Origine and Development of Islam, New Delhi-1980, s.97, 99-105) İsmail Kaygusuz

MİHRAÇLAMA

Geldi Cebrail buyurdu
Hak Muhammet Mustafa’ya
Hak seni mihraca çağırdı
Mihraçta kadim hoca
Evvel emanet budur ki
Piri rehber tutasın
Dayim erkana yatasın
Tariki müsdagimine
Muhammet şuule vardı
Yoktur senden bir azim
İpti senden el tutalım
Hak buyurdu ve dua
Cebrail’den el tuttular
Muhammed belin bağladı
İki gönülü bir ettiler
Yürüdüler dergaha
Vardı dergah kapısına
Gördü bir arslan yatar
Arslan ona hamle kıldı
Başa koptu bir fenan
Buyurdu sırrı kainat
Korkmasın Habibim dedi
Hatemi ağzına verdi
Arslan ister nişane
Hatemi ağzına verdi
Arslan oldu ya zakin
Yol verdiler Muhammed’e
Arslan gitti nihane
Vardı hakkı devaf etti
İpti bunu söyledi
Ne şiddetli şirinin var
Hayli cevr eyledi bize
Gördü bir beçare derviş
Hemen yutmak diledi
Emmim oğlu Ali olaydı
Dayanırdı ol zare
Ey benim sırrı devletim
Sana tabidir ümmetim
İndi eşiğe secde kıldı
Kubbeyi kıblegaha
Kudretten üç han geldi
Süt elma baldan aldı
Muhammed destini sundu
Nuş etti azimetullah
Doksan bin kelam danıştı
İki gönül dostuna
Tevhidi armağan etti
Yeryüzünde mümine
Muhammet ayağa kalktı
Ümmetini diledi
Ümmetim sana emanet
Dedi şah-ı evliya
Eğilerek secde kıldı
Hoşçakal sultanım dedi
Muhammed evine giderken
Yol uğrattı Kırklara
Vardı Kırklar makamına
Oturuben oldu zakin
Cümlesi de secde eyledi
Hazreti Emrullah’a
Muhammed secdeye koydu özün
Hak’ka teslim etti özün
Cebrail getirdi üzüm
Hasan ile Hüseyin’e
Selman anda hazırdı
Şeydullah’ın diledi
Bir üzüm tanesi köydu
Selman’ın keşgüllahına
Kudretten bir el geldi
Engür şerbetin ezmeye
Hatemi parmakta gördü
Uğradı müşgül hale
O engürden bir su içti
Cümlesi de oldu hayran
Mümin müslüm üryan büryan
Hep girdiler semaha
Cümlesi de aşka geldi
Hep dediler Allah Allah
Muhammed bile girdi
Kırklar ile semaha
Muhammed de coşa geldi
Tacını başından aldı
Kemerbestin kırka böldü
Sarıldılar Kırklara
Muhabbetler kadim oldu
Yol erkan yerini buldu
Muhammed’i gönderdiler
Hatırlar oldu sefa
Muhammed evine gitti
Hi Hak’kı devah etti
Hatemi önüne koydu
Dedi Setdaksın Murteza
Evveli sen ahiri sen
Ahiri sen zahiri sen
Gizli sırlar sana beyan
Dedi setdahsın ya Ali
Ey velayetler medeni
Müminlerin kadim dini
Cümlesi de sana belü
Dedi şahi evliya
Şah Hatayım vakıf oldu
Bu sırrın ötesine
Hakkı inandıramadı
Ozü çürük ervaha

MUHARREM ORUCU
(MATEM-AŞURA)

Aleviler Hz. İmam Hüseyin’in Kerbeladan şehit edilişini anısı olarak Muharrem ayının 1-2 günleri içinde matem orucu tutarlar. Matem(yas) orucuna kurban bayramından 17 gün sonra niyet ederler. Müslüm Akiyle için tutanlar 3 gün önce başlarlar.
Bu ayda düğün, eğlence yapılmaz, hayvan kesilmez, içki içilmez, su içilmez, düğün yapılmaz, ağaç kesilmez ve bir soğan başı dahi kesilmez, traş olunmaz(Ancak günümüz koşullarında sosyal ve ticari ilişkiler bakımından bu kurallara uyulmaz) oruçtan amaç hem mevsim islahına çalışmak hem de Hz. Hüseyin’in yasını tutmaktır. Ancak şiilerde görülen vücuda zincirle işkence yapmak geleneği Anadolu Alevilerinde yoktur. Bu 12 gün içerisinde halk cem evinde toplanarak Kerbela olayını anlatan kitapları okurlar. Muharrem orucunun esası 12 günde aşure pişiminde en az taam olması esastır. Yarma, şeker, su, elma, üzüm, fındık, karanfil, zencefil, ceviz, fasulye, nohut, tuz. Bunlar konarak pişirilir. En az 12 komşuya dağıtılır. Aşure yendikten sonra okunacak dua
Bismişah Allah Allah
Allah Muhammed Ali On iki imam efendilerimizin ruhları şad ola münkür münafıklar mat ola müminler şad ola lokmalarımız dertlere deva ola, hastalara şifa ola. İmam Hüseyin cümlemizi şefaatinden ayırmaya gerçeğe hü.

DÖRT KAPININ MANASI

Şerri şerif inkar olunmaz ama
Şeriat var şeriatten içeri
Tarikatsız Allah bulunmaz ama
Tarikat var tarikattan içeri

Gördüğün şeriat şeriat değil
Gittiğin tarikat tarikat değil
Hakikat sandığın hakikat değil
Hakikat var hakikatten içeri

Veçhi harabiye gel eyle dikkat
Hakkın cemalini eylersin riat
Sade hak var demek değil marifet
Marifet var marifetten içeri

4 KAPI 40 MAKAM:

Anadolu Aleviliğinin, özellikle Hacı Bektaş Veli tarafından geliştirilen ve Alevi inancının temel kavramlarından, şeriat-Tarikat, marifet, hakikat özde aynı olmalarına rağmen tarifte çeşitli görüşler ileri sürülmektedir. Anadolu Aleviliğin kurumlaşması Hacı Bektaş’tan sonra Balım Sultan tarafından geliştirilmiştir.

a)Şeriat makamı:Alevi genel düzenini sağlama yoludur. Allah, Muhammed, Ali gizemi anlatılır.Bu makama Beloğlu denir. On makamı şöyledir.
1.İman etmek
2.İlim öğrenmek
3.İbadet etmek
4.Haramdan uzaklaşmak
5.Aileye fayda sağlamak
6.Topluma zarar vermemek
7.Peygamber’in emirlerine uyum göstermek
8.Şefkatli kişilikli olmak
9.Temiz olmak
10.Yaramaz işlerden uzak durmak gibi kesin on emri içerir.

b)Tarikat makamı:Bektaşiliğe, Aleviliğe girme yollarını öğretir. Bu makam yol makamıdır. Yola girmenin kurallarına yer verilir.
1.Tövbe etmek
2.Mürşit’in öğütlerine uyuğ göstermek
3.Temiz ve titiz olmak
4.İyilik yolunda olmak
5.Ümitsiz olmamak
6.Haksızlığa eğilimli olmamak
7.İbret almak
8.Nimetli olmak
9.Hizmetli olmak
10.Kendi özünü fakir görmek.

c)Marifet makamları:En yüksek makamdır. Bütün varlıklarn bilgisi edinilir. Üç aşamalıdır. Birincisi görerek bilmek, ikincisi, bilgilenerek bilmek, üçüncüsü, gerçeğe ulaşmak.
1.Eline, diline, beline sahip olmak
2.Bencil olmamak
3.Perhiz karlık
4.Sabırlı olmak
5.Kanaatkar olmak
6.Utanma olmamalı
7.Cömert olmalı
8.İlim yolunda olmalı
9.Hoşgörüden uzak olmamalı
10.Özünü bilmeli, arif olmalı.

d)Hakikat makamı:Tanrı’ya ulaşma, onda birleşme ve önemi anlatılır. İl öğren denir.

1.Alçak gönüllü olmak
2.Kimsenin ayıbını görmemek
3.Yapabileceği iyilikten kaçmamalı
4.Yaratılan herkesi sevmeli
5.Tüm insanların birliğine inanmalı ve uygulamada yerine getirmeli
6.Herkesi birliğe yöneltirken bireysel olarakta bunu sağlamalı
7.Gerçeklerden korkmamalı
8.Manayı bilmel
9.Sırrı öğrenmeli
10.Allah’ın varlığına ulaşmalı.
Alevilerin 7. İmam Caferi Sadık’a olan inançlarından dolayı Caferi meshebinden olduklarını söylerler ve Caferi Sadık’ın ise mutlak olarak uyulması gerekli şu görüşleri esas kabul edilir.

ÜÇ SÜNNET-YEDİ FARZ
İmam Cafer Sadık Buyruğunda Alevilere uyması gerekli kurallar olarak yer almaktadır. Üç Sünnet,
1.Gönülde kin ve kibir bulunmamaya
2.Kalbinde davet olmaya
3.Turab ola

Yedi farz ise:
1.Mürebbisine düşe
2.Musahip ola
3.Tac uruna
4.Sırdar oluna
5.özlü ulu ola, yere yar oluna
6.Beli berk ola
7.Halkla sohbet kıla.

ONDÖRT MASUM-İ PÂK
Oniki İmam soyundan ve henüz çocuk yaşta iken şehid edilen ONDÖRT MASUMLAR şunlardır:
Muhammed Ekber, Abdullah b. İmam Hasan, Abdullah b.İmam Hüseyin, Kasım, Zeynelabâ, Kasım b. Zeynel-âbidin, Ali Eftar, Abdullah b. İmam Câfer-i Sâdık, Yahya el-Hadi, Salih, Tayyib, Cafer b.Muhammed Taki, Cafer b.Hasan el-Askeri, Kasım b.Muhammed Taki
ONYEDİ KEMERBEST
Hz. Ali’nin bizzat kemer kuşattığı çocuklarıdır.
İmamHasan, İmam Hüseyin, Hadi-i Ekber, Abdülvahid, Tahir, Tayyib, Türab, Muhammed Hanefi, Abdurrauf, Ali Ekber, Abdülvahhab, Abdülcelil, Abdurrahim, Abdulmuin, Abdullah Abbas, Abdülkerim ve Abdüssamed hazretleridir.

Ondört masum-i pâk Güruh-i Naci
Onyedi Kemerbest derdim ilacı
Pirim Hacı Bektaş serimin tacı
Hünkâr-ı evliyâ sana sığındım.

           *

İki cihan içre sahib hanedan
Sıtkınan ben Mustafa’uı sevmişem
Du çeşmi aadır ilmi cavidan
Nesli pakti murtezayı sevmişem

Fatümatül Zehra bağı iremdir
Çekti hak yolunda gör ne sitemdir
Zümreyi şahitan şahı keremdir
Hem Hasan Hulki Rıza’yı sevmişem

Ehli Beyt yoluna koymuşun canı
Hamd olsun pirimin tuttum demanı
Erler serfirazı hubtar merdanı
Ol Hüseyni Kerbelayı sevmişem

Zeynala hak dedim darına durdum
Bakıra Cafer’e serimi verdim
Hakikat babında Musa’yı gördüm
Hublar Şahı hem Rıza’yı sevmişem

Taki Naki erdenlerin civanı
Men araf sırrında seyrettim anı
Kalmadı gönlümün şekki gümanı
Askeri pir mehlikayı sevmişem

Sıtkı pervaneyim kıldım ikrarı
Daim zikrederim hubbu Haydarı
Muhammed mehtinin sırrı serdarı
Kutbu Cemal Ali abayı sevmişem

HZ. MUHAMMET’LE HZ. ALİ’NİN MÜSAHİPLİĞİ
Müsahiplik, Muhammed Mustafa ile Aliyel Murteza’dan kalmıştır. Hz. Muhammed, Mekke’den Medine’ye bendeleriyle beraber hicret edince, Allah’ın emriyle hicret eden muhacirlere Medine’nin yerli halkı “ansarı birbirleriyle yeminli olarak kardeş yaptı. Onlar ki , iman ettiler, vatanlarından hicret ettiler ve onlar ki, muhacire yer verip yardım ettiler. İşte onlar birbirlerinin kardeşidir.” Bir mekkeli ile kardeş olan Medineli muhacir kardeşini evine göyürüp onu barındırdı, yiyeceğini paylaştı. Bu bir yardımdı. Asıl kardeşe, tanınan hak değildi. Fakat, 33. ayeti gelince “kendileriyle yeminli bağlantı yaptığımız kimselere de hisselerini veririz” ayetini emrine uyanlar evlerinden, bağlarından, bahçelerinden yer verdiler bir kardeşe tanınan bütün hakları tanıdılar. Fakat bunlar, dünya kardeşliğidir, müsahip kardeşliği değildir.
Müsahip kardeşliğinde mal paylaşılmaz, mal birleşir, senin benim olmaz, bizim olur. Müsahip kardeşliği canı candan kanı kandan, teni tenden, ruhu ruhtan bir olur. Bu kardeşlik yol kardeşliği ahiret kardeşliği demektir. Hz. Muhammed kadir humda 28 deve semerinden yapılan minberin üzerine Hz. Ali ile beraber çıkıp Hz. Ali ‘yi vasi tayin ettikten sonra, “Ali benim kardeşimdir” demiş, kendi eliyle kuşağını çözmüş, Ali’yi bağrına basıp ikisi bir beden olmuşlar, bir gömlekten baş göstermişler, beden bir baş iki olmuş. Gömleği çıkarmış beden iki baş bir olmuş ve “lahmike lahmi, demmike demmi, ruhbeke ruhu, cismike cismi” demiş. Yani, “Ali’nin eti etimdir, kanı kanımdır, ruhu ruhumdur, bedeni bedenimdir” demiştir. Müsahiplik budur, bir olmaktır. Müminlerin erkeği ve kadını birbirlerinin kardeşidir, iyiliği emreder, kötülüğü nehyederler. İbadetlerini yaparlar, zekatlarını verirler, Allah’ın Resulüne itaat ederler, Allah da onlara rahmet eder.

Eğer farz içinde farazı sorarsan
Gine farz içinde farzdir müsahib
Dört kapıdan kırk makama varırsan
Gine farz içinde farzdır müsahib

Musahipsiz kişi ceme gelemez
Ettiği niyazlar kabul olamaz
Muhammed Ali’den derman bulamaz
Gine farz içinde farzdır müsahib

Musahipsiz ise ceme götürmen
Tecellası bozuk hakka yetirmen
Musahipsiz ile durup oturman
Gine farz içinde farzdır müsahib

Farz Allah’tan kaldı sünnet nebiden
Müsahibin işi daima sırdan
Müsahibli kişi ol şahı merdan
Gine farz içinde farzdır müsahib

Pir Sultan Abdalım hey kerem kanı
Gine sensin dü cihanım sultanı
Müsahibi buldun ya aşnan hani
Gine farz içinde farzdır müsahib

KİM KİMİNLE MÜSAHİB OLUR
Bir can müsahib olmak isterse, emsalini bula her can kendi akranı ve kendi emsali ile müsahib olması erkandır.
1.Seyyid seyyid ile
2.Alim alim ile
3.Talib talib ile
4.Yaşlı yaşlı ile
5.genç genç ile
6.Mücerret mücerret ile müsahib olması gerekir.

KİM KİMİNLE MÜSAHİB OLAMAZ
1.Seyyid talible
2.Alim cahille
3.yaşlı gençle
4.Mücerret evliyle
5.Zalim mazlumla
Müsahibi ölmüşle yeni müsahib tutacak canla müsahib olmaları erkan değildir.

MÜSAHİB OLMAK İÇİN İKRAR VERME
Alevi ana babadan doğan iki alevi gencin birbirleriyle müsahib olmak istemeleri halinde, bu isteklleri rehber aracılığı ile dedeye bildirirler. Bu bilgiyi alan dede, bu gençlerin tarikat kurallarına göre müsahib bağlanmalarında bir sakınca olup olmadığını araştırır, eğer sakınca yoksa isteği kabul eder ve yarafları huzuruna çağırır, canlara müsahib olmanın zorluklarını tek tek anlatır, onları uyarır ve bu gençlerin varsa, ana babalarına, yoksa en yakınlarının büyüklerine, onların bu yükümlülüğü taşıyıp taşımayacak olgunluğa sahip olup olmadıklarını sorar, eğer yanıtları olumlu ise ve gençlerin de müsahib olma istekleri devam ediyorsa gençler bir cebrail (horoz) kurban getirirler, dara dururlar, bir dua alırlar. Dedeye niyaz ettikten sonra birbirinin elinden tutarak dedenin önünde diz çökerek dede sol eliyle yaşca büyük olan gencin sağ elini tutar, sağ eliyle de diğer gencin sol elini tutar, bu vaziyette bir ikrar gülbengi okur ve dua eder. Böylece bu gençler müsahib olmak için dualanmış olurlar. Eğer gençler evli iseler müsahib bağlanmak için en az bir yıl birbirlerini denemek içinbeklerler. Evli değilseler, iki tarafın da evlenene kadar müsahib bağlanmak için beklerler. Ancak, evlendikten sonra müsahib bağlanabilirler. Bekar olanlar da müsahib bağlanırlar, ikrar verirler, ceme girerler. Fakat halkaya oturmaları erkan değildir. Ancak evlendikleri takdirde, eşleriyle beraber yalnızca bunların üzerine Yedullah ayeti okunur, canların sırtı sıvazlanır, bacılara birer pençe vurulur.

MÜSAHİPLİK

Bir talibin yaşı, 20 olmayınca müsahib olması erkan değildir. Müsahiblik, iki ailenin birbiriyle kıyamete kadar kardeşlik bağlarıyla bağlanması demektir. Müsahiblik, aslında kardeşlikten de öte bir bağdır. Çünkü bir kardeşin çocuğu diğer kardeşin çocuğu ile evlenirken, müsahiblerin çocukları birbirleriyle evlenemez, yine sağ olan kardeş, ölen kardeşin eşiyle evlenirken sağ kalan müsahib ölen müsahibin eşiyle evlenemez. Zira müsahibin eşi kardeş sayılır, müsahiblik bağı aile bağından daha ileridir. Şöyle ki, annemizi babamızı veya kardeşlerimizi biz seçemeyiz, onlar olduğumuzda vardırlar, bizim irademiz dışında olmuşlardır. Halbuki müsahib olan insanlar, müsahiblerini kendi özgür iradesiyle seçer ve ölene kadar da birbirlerine kefil olurlar, onun içindir ki, bir insan, kendi davranışlarından topluma karşı nasıl sorumlu ise, aynı ölçüde müsahibinin davranışından da o kadar sorumludur. Müsahibin biri bir suç işlemişse öbürü de aynı suçu işlemiş sayılır, ikisi birden yoldan düşerler. Bu bakımdan müsahibli canlara bu sorumluluk hatırlatılır, canlara yeniden düşünmeleri için süre verilir. Eğer canlar müsahib bağlanmada kararlı iseler, müsahib bağlanma töreni yapılır. Bu törende dahi dede müsahib olacak canları üç defa geri gönderecek iyice düşünmelerini sağlar. Müsahib bağlanma akti yapılmadan önce, defalarca bu yolun ve müsahibliğin zorlukları anlatılır. İmam Cafer-i Sadık, “ölen iki müsahibten biri cennetlik, diğeri cehennemlik olsa, iki müsahibin biri, birbirinden ayrılmayacakları için, cennetlik olanın yüzü suyu hürmetine cehennemlik olan müsahibi de cennetine koyar” buyurmuştur. İşte müsahiblik bu kadar önemlidir.

Müsahibten özün seçen müsahib
On iki imam dergahına varamaz
Müsahibin sırrın açan müsahib
On iki imam dergahına varamaz

Müsahib müsahibin sırrını açar
Evliyalar onun şerrinden kaçar
Dünyadan ahirete imansız göçer
On iki imam dergahına varamaz

Müsahibtir müsahibim varisi
İkisi de bir elmanın yarısı
Özü çürük kalleş olsa birisi
On iki imam dergahına varamaz

Müsahib müsahibe bulsa bahane
Onu da sürerler bir köhne hana
Ahırı cehennem oduna yana
On iki imam dergahına varamaz

Müsahib müsahibe etse bir gümen
Onda ne din kalır ve ne de iman
Şefaatcı olmaz on iki imam
On iki imam dergahına varamaz
*
Talib ırızasız yola girersin
Rehberin yüzünü gördü mü talib
Şu dünyayı malı mülkü neylersin
Bir pire bir ikrar verdin mi talib

Rehberin önünce erkan götürür
Sorar ağzın yaraların bitirir
Elimi mürşite pire götürür
Bend olup ikrara durdun mu talib

Bir müsahib tut ki sara yarayı
Bir aşına tut ki bula çareyi
Bir peşine tut ki yiye lokmayı
Dört kapıya yüzün sürdün mü talib

Dört kapıdan içeriye girerler
Gönül birleyerek dara dururlar
Mahşer sorgusunu burda sorurlar
Bu divanda sorgun verdin mi talib

Kul Himmetim bunlar Guruh Naciler
Şah aşkına su dağıtır bacılar
Tecelleya gezer müsahib canlar
Ehli irfan cemin gördün mü talib

MÜSAHİB CEMİ
Müsahib olanlar dört kişi köylüyü müsahib cemine davet ederler, köyü ev ev gezerek kimle küsleri varsa barışırlar, verecekleri varsa verirler. Ceme müşkülsüz olarak katılırlar.Rehbere haber verirler, rehber cem evini döner ve cem yapmaya hazır eder. Ceme önce dede gelir, ceme gelenler dua eder. Gözcünün göstermiş olduğu yerler otururlar, bekçiler gelip dualarını alırlar, selman suyu gelir, abdest aldırır.

KURBAN
İki tane kurban gelir. Biri müsahib kurbanı, bu kurbanı cemde müsahibli olanlar yer, müsahibsizler yemezler.ikinci kurbanıda ceme gelen müsahib kurban kesmemiş insanlar yer, bu kurbanlar ayrı ayrı kazanlarda pişirilir. Kurbanların boyunlarına elma asılır, kurban dualandıktan sonra şifa için hastası olanlar elmayı alırlar.

MÜSAHİB KAVLİ
Müsahibler rehberin öncülüğünde rehber bunların boyunlarına kullanılmamış birer havlu bağlar. Müsahib olan dördünüde cem evinin kapıdan dışarı çıkarır, kardeşlerin havlusundan tutar. Kardeşlerde herkes arkasında olan müsahib bacısının havlusundan tutarak rehber bunları kapının sağını solunu öptürür, niyazederler. Dedenin huzuruna gelirler. Rehber, essalamü aleyküm şeriat erenleri, dede, essalamü aleyküm şeriat erenleri. Rehber, şeriate 4 kul getirdim, kabul edermisiniz? Dede , kabul etmeyiz, al kervanını götür der, bunları alır geri kapıdan dışarı çıkarır, kapının sağına soluna yine niyaz ederler, tekrar dedenin huzuruna getirilir.

DÖRT KAPI SELAMI
Rehber, essalamü aleyküm tarikat pirleri. Dede essalamü aleyküm tarikat pirleri. Rehber, şeriatten tarikata dört kul getirdim, kabul eder misiniz?
Dede, şeriatin kabul etmediğini tarikat hiç kabul etmez, al kervanını geri götür der.
Rehber bunları yine kapıdan dışarı götürür, niyaz ederler meydan getirir. Rehber, essalamü aleyküm marifet kamilleri. Dede, essalamü aleyküm marifet kamilleri.
Rehber, tarikatten marifete 4 kul getirdim, kabul eder misiniz? Dede tarikatın kabul etmediğini marifet hiç kabul etmez, al kervanını geri götür. Kervanı kapıdan dışarı çıkarırlar, niyaz ederler. Rehber, essalamü aleyküm hakikat şahları, dede essalamü aleyküm hakikat şahları. Rehber, şeriatten tarikat, tarikattan marifete marifetten hakikate ve Çalapverdi Ocağına 4 kul getirdim, kabul eder misiniz der. Talibler ayaklarını mühürlerler ve dara dururlar. Dede cem erenlerine şöyle der:
Bunlar huzuruna pir divanına geliyorlar, yolumuza girmeye heves etmişler, ne dersiniz cem erenleri. İmam Cafer buyruğunun erkanın tarikatının hepsinin yükümlerini yüklenmeyi temin ediyorlarsa huyumuzla huylanır, yolumuzla yollanırlarsa biz de onları kabul ederiz deyince müsahibler rehbere niyaz ederler. Dede müsahib olanlara gelme gelme dönme dönme gelenin malı dönenin başı alınır.
Bu yol uzun bir yoldur, gidemezsiniz, demirden leblebi yiyemezsiniz, ateşten gömlek giyemezsiniz. Müsahib olanlar meydan niyaz eder, ayağa kalkarlar. Bunlar müsahib olmak için koç, kuzulu kurbanlarıyla bu meydana geldiler, bunlar bugün Mansur gibi asılıp Nesimi gibi yüzülüp, Fazlı gibi hançer göbeğimizde tarikatı evliyaya can verip can almaya geldik, derler. Dede nefsinize uymayın, yolunuza uyun, çiğ lokma yemeyin, malı mala, canı cana katıp halinizle haldeş olun. Yolunuzla yoldaş, birbirinizle kardeş oldunuz.

GÜLBENGİ
Allah Allah pir divanında utanmayanlar, birbirlerinden usanmayanlar, ruzi mahşerde yanmayanlar, dünyada melamet görmeyenler, ahirette delalet görmeyenler, şeytanın izine münafıkın sözüne uymayanlar, Hak Taala gelmiş gelecek kazalardan emin eyleye, katarından azarından azmaya, ceminizi bozmaya, divanından taş düşürmeye, gönlünüze kış düşürmeye. Gönlünüzü gümandan başınızı dumandan halas eyleye. Dünyada kuran, ahirette iman nasip eyleye on iki imam katarından ayırmaya. Allah Muhammed Ali Hünkar Hacı Bektaşi Veli yardımcınız ola.

İKRARLAMA
Müsahib olanlar iki diz üzere yan yana dedenin önüne varırlar, sağ ellerinin baş parmaklarını dede sol eline alır. Talible sol elleriyle dedenin eteğinden tutarlar. Bacılarda herkes müsahib kardeşinin arkasına iki diz üzere etekleriyle veya bir havluyla kardeşlerinin ayaklarını örterler, sağ ellerinin içi yukarı bakacak şekilde kardeşlerinin sırtlarına koyarlar. Başları kardeşlerinin yan tarafına koyarlar, bunların üzerine kullanılmamış çarşaf örterler.

ÖLMEDEN ÖLMEK

Ölmeden önce ölmektir. Ben nefsimi öldürdüm ve kefene sardım. Hayatımın sonuna kadar nefsime hakim olacağım demektir. Bir mümin dara durup sağ ayağını sol ayağınınüzerine koysa, ey mümin kardeşler, Hak Taala bunu emreyledi (mute kable ente muta) Yani ey kullarım ölmeden evvel ölün mahşer olmadan hesabınızı görün, ama nasıl olmalı dersen sizler hırsınızı nefsinizi öldürün ve pir eteğini tutun yani birde müsahib tutun onunla sıratı müstakim üzere yola gidip malı mala canı cana katıp birbirine teslim olup yılda bir kez Peygamber vekili Cebrail hak vekili pirim yamacına geçin, kabirde mahşerde olacak sualleri pir ona sual ede, ey müminler bu meydan ölmeden evvel ölmektir, bu yola ikrar verip iman ediyorsunuz, bugün burada hak önünde pir huzurunda müsahib olmak istiyorsunuz bu yol uzun bir yoldur, birbirinizi ölünceye kadar taşıyacaksınız, birbirinizi incitmeyeceksiniz. Birbirinizden mallarınızı ve paranızı hiç esirgemeyeceksiniz. Birinizin evinde olan her ne var ise ikinizindir, ayırım olamaz. (karılarınızdan başkası ortaktır) Aranızda tartışma olamaz ve küs olmayacaksınız.
İki müsahib birbirine küsemez. Bir tülbenti temmuz ve ağustosun sıcağında suya batırıp gül dalına asıp kuruyuncaya kadar küs dursa onların derdine derman yok, siz bu yoldan feragat etmeyeceğinize Allah’ın kulu peygamberin ümmeti olmayacaksınız. Kur’an-ı azimi şan üzerinizde bulunmasın mı, sizle bu yoldan dönmeyeceğinize, birbirinizden usanmayacağınıza, birbirinize kem gözle bakmayacağınıza, çalap verdi ocağından dönmeyeceğinize buradaki cem erenleri şahit olsun mu? Talibler Allah eyvallah derler. Ay güneş şahit olsun mu? Talibler Allah eyvallah derler. Allah Muhammed Ali Fatıma Hasan Hüseyin On iki imamlar şahit olsun mu? Talibler Allah eyvallah derler. Yer gök bütün melekler şahit olsun mu? Talibler Allah evel Allah derler.
İkrarından dönen Muhammed Ali’nin şefaatından mahrum kalsın mı? Talibler Allah eyvallah derler. Boynuna Yezid gibi lanet halkası takılsın mı? Talibler Allah eyvallah derler. Hz. Ali’nin zülfikarı boynuna dolansın mı? Talibler Allah eyvallah derler. Ehl-i beyit şahit olsun mu? Talibler Allah eyvallah derler. Üçler, beşler, yediler, kırklar şahit olsun mu? Talibler Allah eyvallah derler. Seksen bin Rum erenleri, doksan bin Horasan pirleri, yüzbin kayıp erenleri erler enbiyalar şahit olsun mu? Talibler Allah eyvallah derler. Hünkar Hacı Bektaş-i Veli şahit olsun mu? Dede sağ elini veya erkancı ise erkanı omuzlarının üzerine koyar.

MÜSAHİB HUTBESİ

Evel isim verilmemişti cihana
Hutbeyi düvazdeyi imam okundu
Çok şükürler olsun gani subhane
Hutbeyi düvazdeyi imam okundu

Hak Taalanın levhi üstüne kalemi
Cebrail arşda getirdi selemi
Musa danışırdı bin bir kelamı
Hutbeyi duvazdeyi imam okudu

Açıldı Cebrailin kanadı
Yazılıdır on iki imamın adı
Budur yerin göğün bünyadı
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

Muhammed Mustafa alemler serveri
Eşiğinde dur eyleme bu kemteri
Bu dua okundu la seyfe illa zülfikar
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

Fatıma’yı gördüm cennet içinde
Hatice’yi gördüm zinnet içinde
Bu dua okundu on iki imam içinde
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

Başında taç belinde kemer
Taç Muhammed Ali’dir kemer
Kulağında menküş şebbiri şübber
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu.

Cennetin serveti şerbet üstüne
Hakkın kudreti nikap üstüne
Bu dua okundu bin bir ad üstüne
Huybeyi duvazdeyi imam okundu

Aliyül murtaza haydarı kerrar
Gelen Hasan Hüseyin değil mi meğer
İmam Zeynel İmam Bakır-ı Cafer
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

Musa’yı Kazım ile şah imam Rıza
Bize dergahında gösterme ceza
Taki ile Naki nişan kalbimize
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

Hasan aleskeridir imamların hurufi
Başına vurundu tacı elifi
Muhammed Mehdinin ismi şerifi
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

Gökde melekler çeker tesbihin varisi
İsim verilmemişti bunun ilerisi
Yedi kat gök arşullah barisi
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

Şah Hatayım der aynim içinde
Aradım buldum koynum içinde
Bu dua okundu on iki tarik içinde
Hutbeyi duvazdeyi imam okundu

YEDULLAH AYETİ
İnnel lezine yubeyi neke innema yubeyi nullahe yedullahi fevk iydihim femen nekese feinnema yenküsü ala nevsihi veman evfa bima ahede aleyhüllahe feseyütiyin eceren aziymen
Dede, hal erenler halidir. Yol erenler yoludur, dinleyin gaziler değen ulaz elidir. Ustamız meşayık erkan tarikat altından geçen suyundan içen cehennem narı görmeye, bu divanda sorulan öbür divanda sorulmaya, yeşil kuşaklının sorduğunu nur kuşaklı sormaya. Erkan omuzlarına Allah Muhammed Ya Ali diyerek üç defa vurur, üzerlerindeki çarşaf alınır, dedenin elindeki erkana veya elini öperler, cem meydanındakilerle öpüşürler. Bacılar iki ellerini avuç içini dedeye uzatırlar, ellerin ortasına erkanı koyar. Destur ya Şahi Merdan Ali Ya erkan elif Allah mim Muhammed aliye indi nur. Fatıma hayrun nisa bu bacıları yur. Şehitler uyana Allah. Yunmuşlar pak ola müminler abal ola, münafıklar berbat ola. Evladı resul ehli beyit cümlemizi bu yoldan ayırmaya Allah.
Bacılarda dedenin eline veya erkana niyaz ederler, onlarda cem meydanındakilerle görüşürler, dedenin huzuruna gelirler, pişmiş olan kurbanları yürekleri bunlara yedirilir, ayağa kalkarlar.
Gülbengi okur

Müsahib müsahibe demez beli
Dünya ahirette eğridir yolu
Ona şefaat etmez Muhammed Ali
Söyleyen Muhammed dinleyen Ali

Müsahib müsahibden yolun ayıra
Hak vura onu temelin devire
Yedi cehennem narı ona buyura
Söyleyen Muhammed dinleyen Ali

Şah Hatayım demiş ol
Her meyveden yemiş ol
Söylemesi benden tutması senden
Söyleyen Muhammed dinleyen Ali

Allah Allah Muhammed Ali pirimiz ustamız Hünkar Hacı Bektaşi Veli. Saklaya bekleye göre gözete neyleyim, nideyim didirmeye hastalara şifalar, dertlilere devalar. Evlat isteyene evlat vere, ordumuzu havada karada, denizde muzaffer eyleye, top tüfek ağzına sahrada çölde darda kalıpta Ya Ali bizimde carımıza yetiş diyenin canına imdadına yetişesin. Darda bunda koymayasın, cemi cümle ümmeti Muhammed ile eşimizin dostumuzun talibimizin muhubimizin ağız tadını bozmaya, elem keder vermeye, daim iyi günlere çıkmamızı nasip eyleye. Muhammed’in şefaatinden, Ali’nin inayetinden mahrum koymaya. Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ruhunu şad mekanını cennet eyleyesin. Dil bizden nefes nuri nebi keremi Ali pirimiz ustamız Hünkar Hacı Bektaş-i Veli’den ola. Mihracınız kutlu ola. Gerçeğe hü. Talibler meydana niyaz ederler ve geri geri meydandan çıkarlar.

Gönül ne gezersin seyran yerinde
Alemde her şeyin var olmayınca
Oluru olmazı dost diye sanma
Bir ahdine bütün yar

Yürü sofu yürü yolundan azma
İlin gıybetine kuyular kazma
Yorulma beyhude boşuna gezme
Yanında mürşidin var olmayınca

Kalktı havalandı gönülün kuşu
Kavga gıybet etmek kötünün işi
Üstadın tanınmaz bunda her kişi

Varıp bir kötüye sen olma nöker
Çarhına değerde dolunu döker
Ne hudadan korkar ne hicap eder
Bir kötüde namus ar olmayınca

Şah Hatayım edem bu sırrıbeyan
Kamil midir cahil sözüne uyan
Bir baştan ağlamak ömredir ziyan
İli baştan muhib yar olmayınca

ERKAN
Ta ezelden evkakımız bir iken
Mearif içinde sır idi erkan
Semayı kandilde idi erkan
Ali hakikatte var idi erkan

Otuz bin tarikatı onda kurdular
Otuz bin marifete divan kurdular
Dört kapıdan kırk makama erdiler
O demde eyvallah dedei bu erkan

Cenneti ağlada yeşerdi bitti
Bunca veli nebi hep secde etti
Üç defa cebrail yanına gitti
Haktan kadim ikrar aldı bu erkan

O demde Hatice Fatıma var oldu
Gönüller rüşan kalpler nur doldu
Başlar bir cesetler sır oldu
Cismike cismi dedi bu erkan

Sureyi kuhada yazıldı elham
Gürüfü nacide derdime melham
Elif lam mim hakkında bürhan
Ana üç nesneye yürüdü erkan

Hatayım bu sırrı kaldırma dedi
Altından geçeni tamuya yandırma dedi
Beni üç kimseye indirme dedi
Haktan kadim ikrar aldı bu erkan

        *

Evel baştan şu cihana
Kuran mı indi hecemi indi
Danışalım ehli kamile
Gündüz mü indi gece mi indi

Melekler arşa dizildi
İblisin bağrı ezildi
Kuran gökte mi yazıldı
Yoksa yere hoca mı indi

Melekler hasların hası
İblis oldu hakka asi
Gökte kudret lokması
Aça mı indi toka mı indi

Gökten cebrali inince
Hızıra selam verince
Adem atayı yuyunca
Yiğit mi öldü koca mı öldü

Şah Hatayım işim zardır
Müminin kıblesi vardır
Beyttullah’ın üstü nurdur
Şama mı indi hacca mı indi.

Evliyadan gelen kelam
Okunan kuran değil mi
Gerçek velinin sözleri
Süre-i rahman değil mi

Çün seni hak yarattığı
Kendine mirat ettiği
Tecelli-i zat ettiği
Süre-i insan değil mi

Hak haberin dinleyene
Candan kabul eyleyene
Hakkı bilip anlayınca
Sözümüz bürhan değil mi

Gerçek elini tutmayan
Gönlün ana berk etmeyen
Hakkı batılı seçmeyen
Cahilü naden değil mi

Ey Kaygusuz halin nola
Gitmez isen doğru yola
Hak kerem etse bir kula
Hakikat ayan değil mi

          *

Erenlerin yolu bir gizli sırdır
Hep ne arar isen orada vardır
Cümle cem içinde gönüller birdir
Arasan birinde gam bulunur mu

Üçler beşler o kapıyı açtılar
Muhabbete miskü anber saçtılar
Haklıyı haksızı orada seçtiler
Suçlu olanlara yer bulunur mu

Onulur mu düşkünlerin yaresi
Bulunur mu kalp evinde çırası
Bin lokmana varsa yoktur çaresi
Medet mürvet diyen can bulunur mu

Beni mest eyledin meyi içirdin
Fırsatın var iken elden kaçırdın
Doksan beş yaş ile günün geçirdin
Geçen günler gibi gün bulunur mu

Sakine Hatun der varabilirsen
Can gözün açıpta görebilirsen
Bu sözün fehmine erebilirsen
Bundan büyük sana ün bulunur mu

               *

Saadetli hünkarım gül yüzlü pirim
Dertliyim dredime dermana geldim
Cömertlisin kanisin bulunmaz neslin
Lütfun keremine ihsana geldim

Dertli oldum geldim tabibi buldum
Buldum ki talibin derdi benden çok
Her derdin sahibi sendedir bildim
Ne hikmettir senin derdin benden çok

Dertli olan düşünmesin boşuna
Neler gelir kul olanın başına
Tahatcip eyledim hakkın işine
Her derdi kuluna reva görmüş hak

Demekki derdim çok ne idi suçum
Suçunuz var ise tabibe açın
Ehel beyite gam yoldaş oldun için
Aşık isen dertlisine odayak

Hak böyle buyurmuş bu binayı kurunca
Ağlamayı gülmeye verince
Talibler talibi dertli olunca
Bes berliki şu dünyada dertsiz yok

Her dereden gelir suların gözü
Sevdiğin ne belli sevenin özü
Erzeneyi bilir misin hey gazi
Derdimi yanmaya sultana geldim

Kaftan kafa hükmeyliyen yareden
Umarım kurtara dertten beladan
Şefaat Muhammed’den kerem Ali’den
Kulunum kapına kurbana geldim

Katibiyem şahin kulu şad olur
Ahir vakti şahi seven az olur
İkrarından dönen şahi ne bilir
Elvan yakın oldu celvanımız var

Niçin inanmazsın ey kanlı yezid
Bu çarkın sahibi Ali değil mi
Arşta bir hayale uğradı habip
Hatemi indiren Ali değil mi

Necef deryasına kılıcın attı
Derya bulut oldu havaya ağdı
Nisan yağmurundan üstat halk oldu
Kaynayıpta coşan Ali değil mi

Ne gezersin dostla benim aramda
Dönülmez cüdalık yetmez her demde
Bin üçyüz yıl evel devin bendinde
Bağlayıpta çözen Ali değil mi

Ta ezel mehdidir senin bakışın
Anlardan eveldir benim gelişim
Altı bin altı yüz ayetin başın
Okunan kuran da Ali değil mi

Devriş velim var mı bunda hatası
Öldür kendi özün hakka yelesi
Netice-i kelam sözün ötesi
Bu mülkün sahibi Ali değil mi

          *

Yaradan Allah’tan izin olursa
Gönüllerden gamı atmak muradım
Tedbir takdire mutabık gelirse
İmam Hüseyin’e gitmek muradım

Birer birer okuyalım beyiti
Yoklayalım defter ile kayıtı
Huri ile yetmiş iki şehidi
Birlikte ziyaret etmek muradım

Ne acayip gonca hara dağlanmak
Elif taç urunup kemer bağlanmak
Bir niyetim şah necefte eğlenmek
Şahın katarına ermek muradım

Niyazım var Muhammed Mustafa’ya
Ol bizi yetüre zevkü sefaya
Gönül arzulamış gider küfeye
Hakkın kudretine yetmek muradım

Velim eyder arzum kaldı vechinde
Zülfikar oynuyor çinü maçinde
Şahı merdan bir kubbenin içinde
Uzanıp damenin tutmak muradım.

              *

Söyleyimde dinlen mevali canlar
Evel Allah bu cihana kim geldi
Muhammed Ali kandilde nur iken
Bu cihana sade geldi ün geldi

Cihan dreya idi dünya var idi
Cebrail, Mikail anda var idi
Bir avuç toprakla dünya kuruldu
Azrail, İsrafil anda sur geldi

Gün değince karar aldı ademe
Yedi gün emeğim geçti o deme
Kadir Allah can verince ademe
Akıl fikir ile küli kan geldi

Sen talib ol çok iş vardır talibde
Ne arar isen gerçeklerde arifte
Adem nice böyle yattı kalıpta
Ol Hz. Adem dahi dün geldi

Sen talib olupda yakından gözle
Gezme yazı yaban gerçeği özle
Yüz yirmi dört bin nebiden özce
Muhammed’e vahiyi Cebrail geldi

Bu işlerin ezelini soranda
Yer gök bina kurdu ismi azamda
Bu cihanı var eyleyip düzende
Ali Muhammed’den gayri kim geldi.

Doksan bin er horasanın bendidşr
Vallah billah aşıkların andıdır
Pirim Hünkar Hacı Bektaş kendidir
Cümlemize Hacı Bektaş Pir geldi

Mihraçta danıştık doksan bin kelam
Cebrail Ali’ye getirdi selam
Dört kitap indi lev ile kelam
Aşıklarda bu cihana sır geldi

Velim bu sözlere inandık vallah
Hak beni ademde arayıp bulmak
On sekiz bin alem yaratan Allah
Cevla edip bu cihana bir geldi.

                 *

Muhammed Mustafa miraç deminde
Dedi essalamü aleykesselam
Aliyyeil murteza kırklar ceminde
Dedi essalamü aleykesselam

Dünyada yok idi ne ün ne seda
Bir yeşil kubbeyi halk etti hüda
Kubbenin içinden geldi bu nida
Dedi essalamü aleykesselam

O kubbenin köşeleri on iki
Fatımadan ziya bulmuştur hepi
İçinden açıldı nurdan bir kapı
Dedi essalamü aleykesselam

Akıl ermez o Ali’nin işine
Okuttu kuranı mermer taşına
Bilal de çıkınca sela taşına
Dedi essalamü aleykesselam

Velim eyder şemsü kamer dolundu
Aynanın üstüne düştü bölündü
Tevella fecella niyaz kılındı
Dedi essalamü aleykesselam.

             *

Cihan derya iken alem su iken
Arşta yeşil kandil nar olmadı mı
Zöhre yıldızından kırk bin yıl evvel
Kudretinden bir top nur olmadı mı

Ol nur idi üç mürşidin atası
Hakka aşık Muhammed’in pütesi
Hak Muhammed Ali bundan ötesi
Orada üç isim bir olmadı mı

Üç isim bir olup topun atalı
İşaret eyleyip kedi tutalı
Dedi bana kaç saattir yatalı
Orada üç isim bir olmadı mı

Kırk bin yıl olduğun o demde bildi
Mübarek eline bir elma sundu
Okudu tekbirin hem yedi dildi
O zaman arifler bir olmadı mı

Arif sındı saldı cihanı biçti
Cebrail çok vakit deryada uçtu
Hak bir avuç toprak deryaya saçtı
Derya kuruyupta yer olmadı mı

Kün dedi cihanın binasını kurdu
Nice bin yıl evvel bu yolu sürdü
Muhammed veyisin gözünü gördü
Dost dostu görüpte sır olmadı mı

O dem şeriati beyan eyledi
Tarikatte kondu göçtü yayladı
Marifette bin bir kelam söyledi
Dosta aşık olup yar olmadı mı

Şeriat dediğin şartı kavidir
Tarikatta oğlan uşak evidir
Marifette gerçeklerin soyudur
Hakikatta bin bir sır olmadı mı

Hakikatta bin bir sırra erenler
Hak Muhammed Ali deyip girenler
Anlarında makamını soranlar
Üçler makamında ser olmadı mı

Geldi üçler beşler kırklar yediler
Bu yolu erkanı onlar kurdular
Dünki gelen aşık bu mu dediler
O zaman ervahlar bir olmadı mı

Velim der ezelden ervahlar birdir
Hüdanın kudreti kandilde nurdur
On iki imamlara biatım vardır
Hüseyin Kerbela’da pir olmadı mı?

Derde tabi oldum derman aradım
Vardım ki tabibin derdi benden çok
Her derdin dermanı sendedir bildim
Ne hikmetki senin derdin binden çok

Dertli olan düşünmesin boşuna
Her iş gelir kul olanın başına
Tefekkür eyledim hakkın işine
Cümle derdi bize reva görmüş hak

Ne imiş tecellim nedendir suçum
Derdiniz var ise talibe açın
Ehli beyite gam yoldaş olduğun için
Aşık isen dertlisine odayak

Hak böyle buyurmuş binayı kurunca
Ağlamayı gülmeye eş verince
Tabibler tabibi dertli olunca
Besbelli ki şu dünyada dertsiz yok

Velim eyder işin ahu zar ise
Hak sana yardımcı işin zor ise
Eğer bunda bir müşkülün var ise
Kerbela’da İmam Hüseyin’e bak

Ademi balçıktan halk ettin havayınan gezdiler
Gökte melek yerde insan okuyu ben yazdılar
Ol hakkın emriylen nesimiyi yüzdüler
Serini meydana koyan eri ben bilmez miyim

Hel hatamız Hz. Adem nesli İbrahim Halil
Dinimiz hak dinidir şahadet olsun celil
Cümlemize şefaat kıl kani süphani celil
Bir mendiden halk eylemiş süphani bilmez miyim

Eyubi kurt yedi derler derdi verdin bağına
Uğrunu tahtıya vermiş bak yüzünün ağına
Can arzular gönül çeker sol irfan dağına
Bunca kainat bel bağlamış turu ben bilmez miyim

Davut oğlu Süleyman hükmeder kaftan kafa
Nice yüz bin er gelmiştir sürmemiş bir dem sefa
Cümlemize şeffat kıl Ya Muhammed Mustafa
Kubbenin içinde dönen nuru ben bilmez miyim

Ey Nesimi hak gönderdi habibine selamı
La ilahe bile yazıldı fazlı ile kalemi
Bir mendiden hak eyledi on sekiz bin alemi
Gendini penhane çekmiş eri ben bilmez miyim.

                  *

Felek senden bize bu mu inayet
Aksine dönder din çarkı devranı
Bunca ülke bunca şehri vilayet
Perişan eyledin cümle cihanı

İnanki aşıkların andına
Elim yetmez ezberine virdine
Gönül çıkmak ister comart yurduna
Tilki ülkesinden kovdu aslanı

Anca bu dertlere sabreder eyüp
Hakkın cefasını cefaya sahip
Cahiller kamile sen bilmen deyüp
Beyhudayı şaşkın etti insanı

Sultan Süleyman zatında iken
Şikri destinin sırrında iken
Her kuş kanadının altında iken
Sarı gebe telef etti insanı

Hasreti niye geldin cihana
Eski devran dedikleri bu hane
Cümle kullar yalvarırken sultana
Şimdi kula münnet etti sultanı.

Gel gönül incinme bizden
Kalsın gönül yol kalmasın
Evel ahir yol kadimdür
Kalsın gönül yol kalmasın

Erenler bize pusudur
Yalan söyleyen asidir
Bu gerçekler nefesidür
Kalsın gönül yol kalmasın

Bahçede açan güldür
Hakkı söyleyen dildir
Pes ezelden yol kadimdür
Kalsın gönül yol kalmasın

Başındadır altın tacı
Budur erenler miracı
Keskindür yolun kılıcı
Kalsın gönül yol kalmasın

Hey Allahım hey Allahım
İyi olmaz benim ahım
Saltanatlı padişahım
Kalsın gönül yol kalmasın

Ey divane ey divane
Aşık olan kıyar mı cana
Hatayımdir taçlu hane
Kalsın gönül yol kalmasın.

21 Şubat Çarşamba günü
Bugün Sarımbey’de kırklar cemi var
Hüseyin yoluna adadım canı
Bugün Sarımbey’de kırklar cemi var

Mümin müslim mürkürlerin ağıda
Güller açmaz oldu dostun bağında
Alaca yolunun sağında
Bugün Sarımbey’de kırklar cemi var

Türlü türlü işleri vardır hakkın
Sakın ha gözüne çarpılma sakın
Mahal ile darıcıya çok yakın
Bugün Sarımbey’de kırklar cemi var

İnsanı sevecen yakındır cana
İnsan olan değer verin insana
Anamızdır bizim Fatıma ana
Bugün Sarımbey’de kırklar cemi var

Hüseyin aşkına kan ağlar didem
Şah yolu olmazsa dünyayı nidem
Çok emek veriyor Pir Cemal dedem
Bugün Sarımbey’de kırklar cemi var

Ali bile severdi birliği
İrfanimde yoktur gönül körlüğü
Canlar mühim olan gönül birliği
Bugün Sarımbey’de kırklar cemi var.
Çorumlu Aşık Orhan

              *

Bir kral oğlunu selman eyledi
Erzene dağına atan Ali’dir
Selman da soyunup suyu boyladı
Hırkanın üstüne yatan Ali’dir

Kıble tarafından bir atlı çıktı
Atlıyı görünce aslanda gitti
Selmanın carına gır atlı yeldi
Selmanın carına yeten Ali’dir

Alim’de o zaman anadan düştü
Gören ebelerin tekbili şaştı
Kimse kaldıramadı yüz üstü düştü
Özünün üstüne düşen Ali’dir

Akıl taneleri bir araya geldiler
Bu işte bir hikmet vardır dediler
O zaman Muhammed’e peyik saldılar
Muhammed’in kolunda dönen Ali’dir

Muhammed’de şah zadeyi kaldırdı
Kaldırdıda şah zadeyi güldürdü
Nuru ile şu cihanı doldurdu
Nuru şu cşhanı tutan Ali’dir

Selman geldi öllüğünü eledi
Adet üzere beşiğine beledi
Beşikde ejderayı yarmak diledi
Beşide ejderayı yaran Ali’dir

Alim Allah idi dahi Ali oldu buraya
Selman geldi hızmatına bal oldu
Üç yaşında münafıka bel oldu
Münafıka zülfikarı çalan Ali’dir

Selman alim alıp bahçeye gitti
Alim hurma yiyip çiğidini attı
Hurmanın çiğidi selmana battı
Çiğidi selmana atan Ali’dir

Selman derki kıyma bana ey oğlan
Düver alatırım cevrime doyan
Selman bu sözleri deyince hemen
Çıkarıp nergizi sunan Ali’dir

Velim eydir ikiside bir oldu
İşlerinde gizli sırlar sır oldu
Selman geldi kırklar ile yar oldu
Yar olup yarliğe yeten Ali’dir.

            *

Gönül havalandı uçmak istiyor
Siz sağ olun biz selamet gidelim
Varıp sılasına gitmek istiyor
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Siz razı olun canlar biz de gidelim
Cümlemizde bir ikrarı güdelim
Böyle imiş takdir hüda kaderim
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Lokma tike yedik hak kabul etsin
Allah cümlenizi şen mamur etsin
Göresin garipler sılaya yetsin
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Arz ederim dost bağına girmeye
El uzatıp gonca gülüm dermeye
Sağ baş gerek amma gelip görmeye
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Velim eydir biz burada dururuz
Bağrımızı güzel pire veririz
Sağ olursak yine gelir görürüz
Siz sağ olun biz selamet gidelim.

Levlake levlek gönderdi Muhammed’i şanına yezidler de kast eyledi evladıyın canına, künde yüz bin lanetim var kast edenin canına ey vilayet merdanı sırrı serdar mısın? Ali alemler umudu sensin pirim Hünkar Hacı Bektaşi Veli.

Şahi merdan coşa geldi sırrı aşikar eyledi
Yağmuru yağdıran menem diye Ömere söyledi
Birden Şimşek yalabıdı, yedi sema gürledi
Hem sakınsın hem bakınsın nuru rahmanım Ali

DÜVAZ
Gelin ey gaziler yola gidelim
Ululardan ulu yol Allah Allah
Muhammed Ali’ye niyaz edelim
Gerçekler demine hü Allah Allah

Dedim Hasan Hüseyin imamlar şahı
Zeynel Abidin de imamlar mahı
Muhammed Bakır da Cemalin şahı
Balkıya balkıya nur Allah Allah

Mezhebim İmam Caferi Sadık
Kazım Musa Rıza yarama tabib
Ona nazar kıldı Muhammed habib
Derdimin dermanıdırAllah Allah

Şah Taki Nakidir bu yolu açan
Hasanül askeri müşküller seçen
Muhammed mehdiden bir dolu içen
Pirlerin kalbinde şah Allah Allah

Pir Mehmedim kendi halinde gezer
Sultan şüca dedem eylemiş nazar
Aşıklar medhini okuyup yazar
Pirim Cemalini nur Allah Allah.

SEMAHCILARA DUA
Allah Allah hizmetiniz kabul ola, muradınız hasıl ola, isteğiniz dileğiniz Hak Muhammed Ali vere. Döndüğünüz semahlardan hayır hasenat göresiniz. Ebuzer efendim yardımcın ola Aliyel murteza kırıkkjale semahına kayıt eyleye gerçeğe hü.

GARİPLER SEMAHI

Ali ismi dört kitapta okundu
La ilahe illallaha yazıldı
Zikredenler azazülden sakındı
La ilahe illallaha yazıldı

Hasan bahçesinin gülleri
Şah Hüseyin lazelendi seçildi
Hürü kızlarına hülle biçildi
La ilahe illallaha yazıldı

Zeynel parelendi akıyor kanı
Bakır kazanında yaykadı donu
Elindedir İmam Cafer erkanı
La ilahe illallaha yazıldı

Kazım Musa Rıza’nın desdine
Taki Naki Ali Asker postuna
Cebrailin kanadının üstüne
La ilahe illallaha yazıldı

On iki İmamların saçı leylivar
Bunca aşıkların sende mevlıyar
Mehtinin koynunda bir hameleyi var
La ilahe illallaha yazıldı

Kul hümmet ustadım dert ilacına
Yüz sürelim Muhammed’in tacına
Fatıma ananın saç bağının ucuna
La ilahe illallaha yazıldı.

CEM BİRLEME
Şanına düştüm Haydar tellerine zar mıyım
Hak için pevranayım siyatına zar mıyım
Kirpiğin tıgı teber cemaline yar mıyım
Kubbu Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Sağ yanında bir nur doğdu güle sadır yarmola
Benim çektiğim gayret mansur için darmola
Her nişanın lali güfer asla bakan varmola
Kubbu Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Sana Bağdat olmayanın bahçesinde gül bitmez
Selvi ağacı serdar olsa bülbül ötmez
Kerametin hak hidayet vasfına dahat yetmez
Kubbu Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Seyahatında bir selmanın var çıkmış altın tahta
Feriştahlar hayran oldu sendeki olan bahta
Kaşlarında ismi azam duası yazılı nokta nokta
Kubbu Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Horasan’dan arzu eyledi geldi sultan haydarı
18 bin alem için dertler derman eyledi Hak Muhammed selveri
Sır içinde nurda yatarsın sırrın Hikmet haydarı
Kubbu Haydar Hak Muhammed Ya ali senden medet

Alim Hasan hüseyin Zeynel Bakır Cafer yeşilim
Kazım Musa Rıza’nın güllerini taşırım
Takin Hasan Ali askeri Muhammed Mehdi şarım
Kubbu Haydar hak Muhammed Ya Ali senden medet

Kemter kul Mustafam Kemter kemaline hasıl biçtim
Cemaline hayran oldum doluyu haktan içtim
Hak Muhammed Mustafa için hak için serden geçtim
Kubbu Haydar Hak Muhammed Ya Ali senden medet

Şu aleme bir nur doğdu
Muhammed doğduğu gece
Yeşil kandil nurdan indi
Muhammed doğduğu gece

Huri kızları geldiler
Eşiğine yüz sürdüler
Kundağın nurdan sardılar
Muhammed doğduğu gece

Muhammed kalktı oturdu
Donunu ala batırdı
Yer gök selafat getirdi
Muhammed doğduğu gece

Huri kızlarının hepsi
Taptığımız bin Muhammed kapısı
Açıldı cennet kapısı
Muhammed doğduğu gece

Şah Hatayım ey kardeşler
Didarımdan akıttım yaşlar
Secdeye indi ulu ağaçlar
Muhammed doğduğu gece.

          *

Dilimden bir hata çıktı gaziler
Mürvet bizi bu divandan ayırma
Yaralarım göz göz oldu sızlar
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Günahım çok dünya malı neyleyim
Hasan Hüseyine halim söyleyim
İmam Zeynel gibi zindan boylarım
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Musayı Kazımdan İmamı Rıza
Günahım çok imiş ne diyeyim size
Erenle hümmetini eylesin bize
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Bakırı Cafer Kazımdan yarimsin
Günahlar af edici kanlı kerimsin
Muratlar verici sultan balımsın
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Muhammed Takiden Nakiye vardım
Onlara güvendim sığındım durdum
Hasan Ali Askere yüzümü sürdüm
Mürvet bizi bu divandan ayırma

Öksüzüm serini sevdana saldım
Aşkına düşeli kül oldum yandım
Mehti Resulullaha mürvete geldim
Mürvet bizi bu divandan ayırma.

              *

Hararet nardadır saçda değil
Keramet başdadır taçda değil
Her ne arar isen kendinde ara
Kudüsde , Mekkede hacda değil.

               *

Muhammed Mustafa ey şahi merdan
Aliyel Murteza sana sığındım
Hatice Fatıma Hasan müştebe
Hüseyin Kerbela sana sığındım

İmam Zeynel ile Muhammed Bakır
Cennet bahçesinde bülbüller şakır
Cafer-i Sadık’a erdik çok şükür
Kazım Musa Rıza sana sığındım

Muhammed Taki’ye verdim selavat
Aliyel Naki’den isterim imdat
Hasanül askeri eleman mürvet
Mehti sahip liva sana sığındım

On dört masum pek gülcihi naci
On yedi kemerbest derdim ilacı
Pirim Hacı Bektaş serimin tacı
Hünkarı evliya sana sığındım

Virdi derviş senin kulun kurbanın
Yarın arasatta ulu divanın
Senin mücrikleri çoktur ihsanın
Pirim şucah baba sana sığındım.

              *

Güzel şahtan bize bir dolu geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver
Hünkar Hacı Bektaş Veli’den geldi
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver

Herkes sevdiğini tanır sesinden
Şahın muhabbeti has eden
Selmanın keşkülün doldur bu sudan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver

Payım geldi erenlerin payından
Muhammed neslinden Ali soyundan
Kırkların ezdiği en gür suyundan
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver

Beline bağlamış nurdan bir kemer
İçmişem doluyu yüreğim yanar
Herkes sevdiğinden bir dolu umar
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver

Senin aşıkların kaynadı coştu
Cananı uğruna serinden geçti
Sefil Hüseyin’im bir dolu içti
Bir sen iç sevdiğim bir de bana ver.

            *

Gelin ey gaziler yola gidelim
Ululardan ulu yol Allah Allah
Muhammed Ali’ye niyaz edelim
Gerçekler demine hü Allah Allah

Dedim Hasan Hüseyin imamlar şahı
Zeynel Abidin de imamlar mahı
Muhammed Bakır da cemalin şahı
Balkıya balkıya nur Allah Allah

Mezhebim İmam Cafer-i Sadık
Kazım Musa Rıza yarama tabib
Ona nazar kıldı Muhammed habib
Derdimin dermanıdır Allah Allah

Şah Taki Naki’dir bu yolu açan
Hasanul Askeri müşküller seven
Muhammed mehdiden bir dolu içen
Pirlerin kalbinde şah Allah Allah

Pir Mehmedim kendi halinde gezer
Sultan şüca dedem eylemiş nazar
Aşıklar medhini okuyup yazar
Pirim cemalini nur Allah Allah.

             *

Beri gel ey mümin fazlı hüdadır
Hakkı bilmek çün kavli Mustafa’dır
Hakkı bilmek dilersen gel bil Ali’yi
Oku elmin kapısı hem Murteza’dır

Hasanım Hüseyinim hem Abidin
Gözüm nuru İmam Bakır bahadır
Beri gel Cafer Kazım Musa Rızaya
Takiye ver özünü nutku sahadır

Naki Askeri Mehtiyi hadi
Bunlar veraniye darul şifadır

DEYİŞ
Ehkamı ömründe gezip bilmeyen
İşitip söze aldırmamalı
Mürşidi kamilden haber sormayan
Kimseyi asla kandırmamalı

Er olanda erliğini bilmeli
Söyleyip sözünden hisse almalı
Geçip menzilinde yerin bulmalı
Küfürden hicaptan aldırmamalı

Virani aleme ürfan dediler
Her varlığın sonu viran dediler
El hayayı minel edep erkan dediler
Aradan perdeyi kaldırmamalı.

Dinle dede sultan bir sualim var
Sorduğun sualin içinde ne var
Eğer dede isen sen geç suçundan
Desinler ki bunun suçunda ne var

Muhabbet gönlüne kim oldu hayran
Sandım ki dünyayı hep almış mervan
Sudan sarı öküzden aşağı derya
Deryadan aşağı kumbette ne var

Deryadan aşağı bir kadim yoldur
Hak Muhammed Ali gizli bir sırdır
Balığın karnında dört kutu vardır
Üçü şöyle dursun birinde ne var

Mehemmedim eydir böyle söylerim
Soyunur alemi seyran eylerim
Söyletme beni böyle söylerim
Söyletmeden bil kalbimde ne var.

             *

İnsi cinsi ala yaratılmadan
Evel şu cihana gelen kimdi
Muhammed kandilde dahi nur iken
Kudretin topunu atan kimdi

Hak Taala cebraili yarattı
Nice bin yıl sene havada uçtu
Deryanın yüzünde kubbeye kondu
Kubbeden el çıkıp çeken kim idi

Hiç haber aldın mı kubbeden sen
Doğmadan kalemi kim aldı anadan
Musa ile turi sinadan
Bin bir kelamı danışan kimdi

Bilir misin a bu hayatı kim içti
On sekiz yıl karanlığı kim göçtü
Ebabil oldu da göğe kim uçtu
Kandildeki nura varan kimdi

Kandildeki nura koydu bir nişan
Ahirette büyük müşkile düşen
Muhammedin omzuna çıkan
Kafirlerin putun kıran kimdi

Cimcimede haber sordu mermere
Onu haber verdi ibni kerkere
Der Virani iman getir haydara
Deryayı yol edip geçen kimdi.

CEVABI
İnsi cinsi ala yaratılmadan
Evel şu cihana geldim idi ben
Muhammed kandilde dahi nur iken
Uğradım bir haber aldım idi ben

Bir zaman atamın belinde idim
Bir zaman la mekan elinde idim
Yunus ta balığın karnında idim
Nuh ile gemiye bindim idi ben

Halil peygambere hizmet ederdim
Musa ile turda koyun güderdim
Vesel karaninin devesin yederdim
Yemen ellerini gezdim idi ben

Aşkın kitabını aldım elimde
Daim hakkı zikreyledim dilimde
Bir hizmetim düştü kenan eline
Yusufla kuyuya düştüm idi ben

Virani Abdal bir pir oldu ustazım
Taggalü beliden Ali dost dedim
Hızır ile abu hayat istedim
İskenderle zulmata düştüm idi ben

DEYİŞ
İnsi cinsi ala yaratılmadan
Ay ile güneş onda var olmadı mı
Marubdan maşrıka şulesi düştü
Ali ile Muhammed birbirine düştü

Selmanın çirinde Ali’yi gördü
Bir üzüm tanesi hediye verdi
Kırklar meydanında semaha girdi
Ezildi engürü roş olmadı mı

Okudum Kuranı hatmettim billah
Erdim muradıma el hokmin illah
Cemi cümlemizi yaratan Allah
Cümlenin üstüne baş olmadı mı

Hak nizam tarazi kurulmuş darda
Sahipler sahibi sen yetiş kurtar
Virani Fuzuli Yemini Nesimi sultan
Bunlar aşıklara baş olmadı mı

Bismillahirahmanirrahim
Gülfi vallahü ahat
Cümle ayetlere baş olmadı mı
Rabbin alemin alemler şahı
Mümünler kalbinde hoş olmadı mı

Er rahmanirahim arşın binasın
Malikin yevmitdi elif anası
İnya kenestai inanmadı olası
Münkürün kalbi karataş olmadı mı

İnya kenestai hatmi kuranım
İhtinas derdine derman bulanım
Sıretel müstagim dinim imanım
Mümüne farz olan beş olmadı mı

Sırat ellezine sırat nizamda
Küllü günahlarımız af olur onda
Hatemi gördü aslan ağzında
Mehraçta dostuna duş olmadı mı

Aminde aleyhim ahir zamanı
Budur cümle alemin dini imanı
Aşkın şarabından kevser sunanı
Tağ aşıklar onda coş olmadı mı

Aminde selavatı virt et dilinden koma
Muhammed Mustafayı virt eyle kalbinde koyma
Sırrın beyan edip ladene deme
Münkürün kalbi taş olmadı mı

Sefil Alim yüz çevirme biattan
Dört kitap yazıldı yedi ayetten
Muhammed Ali’yi sevdim gayten
Ahat ismi aleme baş olmadı mı

Cihanın sol şerinden emin ol
Sana derim sözüm işit yerin bul
Kanaat kıl ibadet eyle herdem
Elin çek gayrilerden hakka yakın ol

Eğer sözüm işitip dinlemez isen
Yürü şeytan gibi hot bir lain ol
Beri gel talib isen irahi hakka
Oku defterini ehli yemin ol

Ey Virani kıl bana tefella
Cehennem ateşinde serin ol

İÇKİ İÇİN DUA
Allah Allah sır ola nur ola içtiğimiz şerbet tahur ola, kırkların ezdiği engür ola, dertlere derman gönüllere iman ak yazılı sultan kızıl deli sultan efendimizin kerameti himmeti üzerinize ola gerçeğe hü.

DEYİŞ
Edepsiz ademin olmaz imanı
İçinde doludur şekgi gümanı
Hayasız olanın yanına varma
Kulak tutup işitsen bu beyanı

Elimsiz bir kişi bil alim olmaz
Ona nalet edin yoktur ziyanı
O şeytana ona tabidir
Kimin ne davası vardır beyanı

Ben Verani şaha gerçek gülami
O vermiştir benim ismim verani

DEYİŞ
Endim ziyaret ettim koçu babayı
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar
Mübarek cemalin seyran eyledim
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar

Yağmur yağmış tozalamış izlerin
Ay ile güneşe benzer gözlerim
Alim zülfikarına benzer boynuzun
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar

Biri beyaz ama biri kırmızı
Onlarda fark ediyor baharı yazı
Alim zülfikarına benzer yüzlerim
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar

Koçun arnında yazılı kuran
Hiç mahrum kalır mı o koçu gören
Yarın şefaat günü mefaat uman
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar

Sefil Alim gel çekelim yasları
Gül dibinden gelir koçun sesleri
Dört kitap beyan eder sözleri
Bugün yaylımdadır geliyor koçlar.

DUVAZ
Dostum Muhammeddir hak habibullah
Söylersen Muhammed Ali’den söyle
Cihana gelir sırrı sırrullah
Söylersen Muhammed Ali’den söyle

Hasan Muhammed’dir Hüseyin Ali
Şah İmam Zeynel’e demişiz beli
Muhammed Bakırı sevdik ezeli
Söylersen Muhammed Ali’den söyle

Evliya enbiya onlara aşık
Verdiler ikrarı oldular tanık
Hak mezhebi imam Caferi sadık
Söylersen Muhammed Ali’den söyle

Musa-i Kazım’dan kuruldu erkan
Şah İmam Rıza’dır piri horasan
Taki ile Naki mümine iman
Söylersen Muhammed Ali’den söyle

Hasanül Askeri sreveri alem
Muhammed mehdidir sahibül kerem
Genç Abdal zikret dilinde her dem
Söylersen Muhammed Ali’den söyle

DEYİŞ
Çok hata eyledim günahkar oldum
Mürvet hey erenler eleman mürvet
Yetiş imdadına çaresiz kaldım
Mürvet hey erenler eleman mürvet

Bana her ne sitem eylesen hakdır
Ben yüzü karayım günahım çoktur
Bana hiç kimseden bir medet yoktur
Mürvet hey erenler eleman mürvet

Ağlar gözüm döker kan ile yaşlar
Günahımı çekmez dağ ile taşlar
Kul günah işlerse sultan bağışlar
Mürvet hey erenler eleman mürvet

Senin dergahından rahmet umarım
Sen bilirsin halim sana söylerim
Kalma günahıma hacet dilerim
Mürvet hey erenler eleman mürvet

Genci abdal dare divanına geldim
Günahım boynumda meydan geldim
Medet mürvet şahı sultane geldim
Mürvet hey erenler eleman mürvet.

Abdal Musa sultan gazaba geldi
Rumu fetheden tareden medet
Cihan harab oldu mahluk azaldı
Yine ferman sende yareden medet

Hüseyin gazi bir belli cansın
Ricamı kabul eyle müşkülüm kansın
Hüseyin gazinin kendisi sensin
Ayırma kuzuyu sürüden medey

Pirim Hünkar Hacı Bektaşi Velisin
Müminlerin kanadısın kolusun
Süphem yoktur şahi merdan Alisin
Cansız duvarları yürüdenden medet

Biz de sever idik Alinin soyunu
Bize yardım eyle Hasan Hüseyin
Zindanda verdiler Zeynelin payını
Bakırı zindanda var eden medet

İmam Cafer elden al bizi
Daim bu günlerde anarız sizi
Ruha kan yutturdu denizi
Küfür deryalarını kurutan medet

Kazım Musa Ali Rıza’ya varalım
Derdimizin dermanını bulalım
Taki Naki Ali Askerine yüzler sürelim
Mehtiyi maraya sır eden medet

Mehemmedim gönüllere değmeye
Kin kibir alıp yığmaya
Hem yerler hem göklere sığmaya
Müminin kalbine yer ede medet.

DUVAZ İMAM
Bin bir ismin sahibisin Ya Allah
Bin ibr ismin hürmetine bağışla medet
Hem azimsin hem cömertsin hem gaffur
Ali azim ismine bağışla medet

Şemsi gamer döner arşın yüzünde
Meleklerin şeyde eder özünde
Kuldur eksik noksan olur sözünde
Ali azim ismine bağışla medet

Evel adem havva düştü fırgata
Adem’den nur süzüldü indi işte
Biz kuluz her daim hata
Hatemi evliyaya bağışla medet

İdrise mekan eyledin cenneti
Nuha tufandan sen verdin necat
Kabul eyle niyazımı eleman mürvet
Lüt ile hüdaya bağışla medet

Nemrutlar İbrahimi attılar nara
Lüt eyleyip narı dönderdin nura
Şefaat bağbısın gönderdin çara
İsmaili kurbana bağışla medet

Mustafa murtezaya bir top nur geldi
Hatice Fatımayı ana yar kıldı
Ehli beyti Ali ebaya yaz kıldı
Sakineyi zara bağışla medet

Ali isminde geldin var eden sensin
Selmanı kırklara yar eden sensin
Bunalan kullara car eden sensin
Ali hızır nebiye bağışla medet

Cana kear eyledi Hasanın ağısı
Mümine farz oldu Hüseyinin yası
Medet cara gönder celal abbası
Ali ekber kasıma bağışla medet

Yetiş gözü kızıl pirler sultanı
Zeynel Abidin kabul kıldı zindanı
İmam Bakır imam Cafer mürvet kani
Kazom Musa Rızaya bağışla medet

Takiye Nakiye dedim eleman
Hasan Ali Askerine olsun canım kurban
Eriş balım sultan sen eyle derman
Mehtiyi Muhammede bağışla medet

Erciş Nebi taraklarda tarandı
Yahya Nebi alkanlarda belendi
Zekeriya hızar ile doğrandı
Seyidi İskendere bağışla medet

Şugayıp asayı verdi Musaya
Firavun kaviminden çekti gıssayı
Çarmıha çektiler narı İsayı
Salih peygambere bağışla medet

Davut dizini örs eyledi bir zaman
İnse cinse hükmeyledi Süleyman
Nice bin dertlere derman eyleyen
Üzeyiri lokmana bağışla medet

İsaya Yakupa kıldırdın ahi
Yusufa zindanda kıldırdın zari
Kavuşturan sensin ey şahlar şahı
Veliler sultanına bağışla medet

Eyuguba dert verdin derman sen oldun
Yunus ile bahri ummana daldın
İncil zebur tevrat kuran sen oldun
Doksan bin kelam bağışla medet

Sefi olan 313 mürseller
Seksen bin erler gobin firler
Alkanda yatıyor güzel imamlar
Şehitler şahına bağışla medet

Hatayı kul hümmet dolu içtiler
Verani nesimi serden geçtiler
Nice bin bir kere aşka düştüler
Safiyi sadıklara bağışla medet

Mehemmed avniyem ben de bir geda
Günah işlemişsem hatten ziyade
Kerbela da yetmiş iki şuhada
Şehitler şahına bağışla medet.

ALEVİ-SÜNNİ AYIRMAM BEN
Şu alevi şunlar sünni
Bu gavurdur diyemem ben
Bu dinli onlar dinsiz
O kafirdir sayamam ben

Rabbül alemin sözüne
Bir etmeli özü yüzü
Ayırmam sizi bizi
Hoş görmekten cayamam ben

Muhammed Ali’yi sevdim
Suç sayanlar dahi övdüm
Benliği başımdan kovdum
Küfür baza uyamam ben

Sefil selimiyen buyum
Göz yaşı kadar suyum
Hangi insan nedeyim
Hiç birine kıyamam ben.

VEDALAŞMA
Ey şahin bakışlım bülbül avazlım
Bir eli kadehlim bir eli sazlım
İşte ben gidiyorum kal ahu gözlüm
Ne sen beni unut ne de ben seni

Yolda haremi çok engel arada
Unutma sevdiğim demde sırada
Kalkıp gidiyoruz gönül burada
Ne sen beni unut ne de ben seni

Çekilsin gülbenkler sürülsün devran
Görülsün kayıtlar açılsın meydan
Yolumuzu açsın ulu yareden
Ne sen beni unut ne de ben seni

Ta ezelden seven sevende
Şu iki cihanda kavmi mekanda
Nizam başlarında ulu divanda
Ne sen beni unut ne de ben seni

Hüseyinim eydir gülbenzim soluk
Serimize yazılmıştır ayrılık
Vallahi sevdiğim gönüller birlik
Ne sen beni unut ne de ben seni.

VEDALAŞMA
Gönül havalandı uçmak istiyor
Siz sağ olun biz selamet gidelim
Varıp sılasına gitmek istiyor
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Siz razı olun canlar biz de gidelim
Cümlemizde bir ikrarı güdelim
Böyle imiş takdir hüda gidelim
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Lokma tike yedik hak kabul etsin
Allah cümlemizi şen mamur etsin
Göresin garipler sılaya yetsin
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Arz ederim dost bağına girmeye
El uzatıp gonca gülüm dermeye
Sağ baş gerek amma gelip görmeye
Siz sağ olun biz selamet gidelim

Velim eydir biz burada dururuz
Bağrımızı güzel pire veririz
Sağ olurda yine gelir görürüz
Siz sağ olun biz selamet gidelim.

YOLA GİDEMEYEN TALİB İÇİN
Gel gönül incinme bizden
Kalsın gönül yol kalmasın
Evel ahir yol kadimdir
Kalsın gönül yol kalmasın

Erenler bize pusudur
Yalan söyleyen asidir
Bu gerçekler nefesidir
Kalsın gönül yol kalmasın

Bahçede açan güldür
Hakkı söyleyen dildir
Pes ezelden yol kadimdir
Kalsın gönül yol kalmasın

Başındadır altın tacı
Budur erenler miracı
Keskindir yolun kılıcı
Kalsın gönül yol kalmasın

Hey Allahım hey Allahım
İyi olmaz benim ahım
Saltanatlı padişahım
Kalsın gönül yol kalmasın

Ey divane ey divane
Aşık olan kıyar mı canına
Hatayımdır taçlı hane
Kalsın gönül yol kalmasın.

TALİBİN KURBANI
Kurbanı önünde geliyor talib
Allah kurbanınızı kabul eyleye
Muhammed mihraçta hak delili habip
Allah kurbanınızı kabul eyleye

Abdal Musa sultan yetişe gele
Kabul kurban ise bir kez mele
İmam Hüseyin imdada gele
Şahi Merdan kurbanınızı kabul eyleye

Kemali der kurbanlar hakka vara
Bacılar gelip dururlar dara
Kerbela da unutulmadık yara
Yaradan kurbanınızı kabul eyleye.

DUVAZ
Hak için meydana gelen lokma
Pirim Abdal Musa kabul eyleye
Aliyel murteza erenler şahı
Pirim Abdal Musa kabul eyleye

İmam Hasan Hüseyinin yolu için
Zeynel abağ bakır çeşmim seli için
Caferi Sadık’ın gonca gülü için
Pirim Abdal Musa kabul eyleye

Musayı Kazım Rızanın varı için
Takinin Nakinin askeri için
Evliyanın enbiyanın nuru için
Pirim Abdal Musa kabul eyleye

Demani yalvarır mehti mah için
Ufuklarda doğan güneş hakkı için
Pirim Hacı Bektaşi Veli hakkı için
Pirim Abdal Musa kabul eyleye.

DUVAZ
Dertli isen derman işte hüdada
Eriş lokman iste çareden
Hasta kabile gel kayıt al Mustafa’da
Ölmeden cennete girmiş olursun
Burada Ali ehli beyitle kalırsın

Bak burası ehli beyitin yeri
Mahşerden sonrada görün didarı
Tabusu şebbiri şüpberin seri
Ölmeden cennete girmiş olursun
Burada Ali ehli beyitle kalırsın

Enbiyanın evliyanın hatemi
İmam Zeynel ile tutar matemi
Kamu bulut İmam Bakırın teri
Ölmeden cennete girmiş olursun
Burada Ali ehli beyitle kalırsın

Rahmet rahman İmam Cafer-i
İmam Musa Rızadır güferi
Tanagı ser askeri hak peygamber
Ölmeden cennete girmiş olursun
Burada Ali ehli beyitle kalırsın

İsa mehti hızır hünkar dört kişi
Bunlar bu cihanın temel taşı
Balım olu hak cümlenin kardeşi
Ölmeden cennete girmiş olursun
Burada Ali ehli beyitle kalırsın.

Gel kardeşim ehlinaz
Nasihat dinle biraz
Haklı söze itiraz
Haksız tez yüze gelir

Kırk yalana bir doğru
Burda doğrudur uru
Bin cevaba bir soru
Doğru tez düze gelir

Temel ağıra basar
Aşık mahuşuka suzar
Balım oğlu büyük avşar
Dellerse biz gelir.

İlahi yezit sana teberra
Ezeldendir ezeldendir ezelden
Tevalla müminden teberra haktan
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Bundan nalet olsun sana havariç
Gerek yüzbin namaz kıl gerekse oruç
Gördüm sordum aslın hariç sen hariç
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Eğer istersen haka ermeyi
Gel bir hak evinden öğren öneri
Müminin kalbinden hak çekirdeği
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Muhammedden ayırdınız Ali’yi
Naçarlıktan seviyorsunuz nebiyi
Müminler severler şahı Veli
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Ağı kattınız ol Hasanın payına
Çok cefa ettiniz şah Hüseyine
Naletleme vardır süfyan soyuna
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Ol İmam Zeynelin adıdır zindan
Muhammed Bakıra kastetti mervan
Cafer-i Sadık’a verildi erkan
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Hak değil çağırır Musayı Kazım
İmam Ali Rızadan ayırmam özün
Benim bu dergaha aşkım niyazım
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Muhammed Takidir gönlümde ayan
Aliyül Nakidir cisminde yatan
İşte muhabbetim bunadır nişan
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Hasan Ali Askeri Mehdi Muhammed
Sevene rahmet sevmeyene nalet
Yezide cehennem mümine cennet
Ezeldendir ezeldendir ezelden

Evvela kandilde nurdan sedamız
Evladı resuldan gelir kıdamız
Deli Boran bir günahkar gedanız
Ezeldendir ezeldendir ezelden.

              *

Hak için kendini kurban eyleyen
Şahi merdan oğlu İmam Hüseyin
Cümle erenlere ferman eyleyen
Erenler hünkarı İmam Hüseyin

Cetti Muhammeddir atası Ali
Anası Fatıma cihan selveri
Cümle evliyalar dediler belli
Evliyalar piri İmam Hüseyin

Muhammed Ali’nin çeşmi çırağı
Erenler yolunun gülşeni bağı
Ciğerler paresi gönül durağı
Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

Üzerine yürüdüler basmaya
Kafirler uçuştu başın kesmeye
Ali evladı değil mürvet basmaya
Mürüvedi ağzında gitti Hüseyin

Hüseyinin yapılmıştı odası
Dayım haktan gelir onun gıdası
Dal boyuna nazar kıldı dedesi
Su içmeyip şehit olan Hüseyin

Batını sultanım müminler şahı
Gayıp alemlerin şemsi ile mahi
Şah Hüseyin deyip çekerim ahı
Matem ile zari İmam Hüseyin.

              *

Bir mümine üçyüz yezid saldırdı
Anlatsana bu ne haldir kerbela
Şaşmış zalımların gölgesi gibi
Ömerin gözünde maldın kerbela

Müslümdü hakkı için küfeye giden
İbni ziyat idi ona kasteden
Yezide tapmadı diye Mekke’den
Çekti ehlibeytini Kerbela

Ali ekber bir su diye ağlıyor
Zekine Hüseyinin başını bağlıyor
Yezidin askeri ciğer dağlıyor
Sinemde yareyi sarsan kerbela

İsanı dul kaldı Şeriban ana
Abbas su yolunda boyandı kana
Hüseyin şehit oldu ondan bu yana
Tarihlere yüz karası Kerbela.

Şu cihanda derde derman sendedir
Yetiş Allah ya Muhammed ya Ali
Mümin müslim darı gamdadır
Yetiş Allah ya Muhammed ya Ali

Ağlar gökyüzünde hem mahi mehri
Feryat ile doldu ılkının derdi
Şah imam Hasana zehri
Yetiş Allah ya Muhammed ya Ali

Yezid soyu bir araya geldiler
Ehlibeyti ara yere aldılar
Şah İmam Hüseyine gürüh kıldılar
Yetiş Allah ya Muhammed ya Ali

Tutmadılar peygamberin sözünü
Esir etti gelinin kızını
Ali evladıhakka döndü yüzünü
Yetiş Allah ya Muhammed ya Ali

İmam Bakır İmam Cafer hakkı için
İmam Musayı Kazım Rıza hakkı için
Şah Taki ben Naki hakkı için
Yetiş Allah ya Muhammed ya Ali

Askeri Mehtidir ol sayıp zaman
Gelince kurulur bir ulu zaman
Çağrı ilhamı işte bu zaman
Yetiş Allah ya Muhammed ya Ali

Gelmiş yetişmiş darda bunda koymaya Allah Allah.

Bismillahirahmannirrahim
Birincisi İmam Aliül Azim
İkinci Hasana candan niyazım
Nazlım Hüseyine bağlıdır özüm
Dördüncü Zeynele varalım dilbar

Beşincisi İmam Bakıra varalım
Atına Caferin darına duralım
Yedincisi İmam Musai Kazıma yüzler sürelim
Sekizinci İmam rıza hakkı için bağışla

İmam Taki İmam Naki virdim
Eleman deyipte darına durdum
Onbirinci Hasan Ali Askerine yüzüm sürdüm
Onikinci Mehdi sayip zaman hakkı için bağışla

Ey Hatayim bu sözleri söyledi
İnip aşkın deryasını boyladı
On iki İmamlara niyaz eyledi
Aliyel Murteza Muhammed Mustafa hakkı için bağışla

HÜSEYİN GAZİ
Hasretin vardı içimde benim
Geldik dergahına Hüseyin Gazi
Kavruldu aşk ile bedenim tenim
Geldik dergahına Hüseyin Gazi

Kurbanlar aldık sana getirdik
Hakkın huzurunda halka yedirdik
Evde kalanlara lokma götürdük
Geldik dergahına Hüseyin Gazi

Araştırdım seni büyük seyitsin
Aşıkların dillerinden beyitsin
İslam dini için yılmaz yiğitsin
Geldik dergahına Hüseyin Gazi

Tepenin ta yücesine çıkmışsın
Senlik benlik kalesini yıkmışsın
Belli sende cehaletten bıkmışsın
Geldik dergahına Hüseyin Gazi

Ozan Nidayiyim burda cem olduk
Derli gönlümüze sende em bulduk
Tasavvuf ilmine sohbetle daldık
Geldik dergahına Hüseyin Gazi.

HAK MUHAMMED ALİ
Mürşidi kamile ermek istersen
İçini arıtıp kini silersen
Menzil alıp hakka varmak dilersen
Hak Muhammed Ali senin özünde

Erenler cemine girebilirsen
Sevgi denen bağı örebilirsen
Bütün gerçekleri görebilirsen
Hak Muhammed Ali senin özünde

İrfan meclisinde pazar eyledim
Yalan değil doğru sözü söyledin
Hakkın birliğini haktan diledin
Hak Muhammed Ali senin özünde

Gel Nidayi konuşalım durmadan
Muhabbet ehline soru sormadan
Yarın mahşer günü divan kurmadan
Hak Muhammed Ali senin özünde

DAR GÜLBENGİ

“Allah Allah … Geldiğiniz yoldan, durduğunuz dardan, çağırdığınız pirden, şefaat göresiniz. Cenab-ı Hak, Hünkar Hacı Bektaş Veli Sultan ikrarınızda ber karar eyleye. , Hünkar Hacı Bektaş Veli Sultan, Allah’a kul Muhammed’e ümmete, Ali’ye talip eyleye. Bu yoldan, bu dardan, bu pirden ayırmaya Ceddi-i cemalim yaramaza, uğursuza, pirsize duş getirmeye. Şeytan’ın şerrinden gafil gadadan, görünmez beladan koruya. Cenabı Allah, hayırlı evlat, hayırlı devlet, gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket nasip eyleye. “Darınız, niyazınız kabul ola. Gerçeğin demine hü.”

SOFRA DUASI
Evvel Allah diyelim
Kadim Allah diyelim
Geldi Ali sofrası
Hak versin biz yiyelim.
Gerçeğin demine Hü diyelim.

SOFRA GÜLBENGİ

Bism-i Şah, Allah Allah…
Hizmetiniz kabul ola, muradınız hasıl ola,
Şahi Merdan Aliyel Mürteza Efendimiz,
ejdadınızı ocağınızdan, bereketini bucağınızdan, sofranızı kucağınızdan, eksik eylemeye Hz. Kamberin, Hz. Ali’ye serdiği sofra ola, Kamber sermiş ola, hızır vermiş ola, hızır bereketini bol vere, yiyenlere helal ola, yedirenlere delil ola, erenlerin yüzü gözü hürmeti üzerimizde hazır ve nazır ola.

BACILARA DUA

Bism-i Şah, Allah Allah…
Hizmetiniz kabul ola, muradınız hasıl ola,
Hz. Fatıma ana katarından didarından ayırmaya darınız, Fatıma dar’ı ola, Fatıma anamıza eş ve yoldaş olasınız, Fatıma anamızın hayır defterine yazılasınız, gerçeğe hü…

GÜLBENG

Bism-i Şah, Allah, Allah…
Vakitler hayır ola,
Hayırlar feth ola, Şerler def ola,
Secdeye inen başlarınız ağrı dert görmeye,
Adlarını çağırdığımız on iki imamların himmetleri üzerimizde ola.
Gerçek erenlerin demine hü…
Allah, Allah… Dar çeken didar göre, didar gören cehennem narı görmeye. Erenlerin sefasına vara. Gerçeğe hü…

PEYİK (Haberci) DUASI

Bism-i Şah, Allah, Allah…
Geldiğin yoldan, durduğun dardan gideceğin yerden hayırlı haber ve sağlık getiresin hizmetinden hayır ve hasenat göresin, hizmetin Cebrail aleyhselamın hizmeti olsun, Erlere, Pirlere yardımcın Hızır aleyhselamın kılavuzun olsun zorda kalmıyasın engelle karşılaşmayasın, her işin düz olsun, gayretin bol olsun, Hizmetinden şefaat yardım bulasın Allah eyvallah…

HİZMET Tercemanı

Bism-i Şah, Allah, Allah…
Hizmetleriniz Hünkar Hacı Bektaş Veli Dergahına yazıla
Hizmetiniz kabul ola, muradınız hasıl ola, Allah korktuğunuzdan emin isteğinize nail eyleye Himetinizde bulunduğunuz erenlerin evliyaların himmetleri sizinle bereber ola, Nür-u nebi kerem-i Ali gerçekler demine hü…

TECELLA TERCEMANI

Tecella,tevellahak’a yazıla
Tecellanız temiz yüzünüz ak ola.
Tecella gören cehennem narı görmeye.
Erenlerden himmet şey’an-Lillah Allah eyvallah

SALAVAT

Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammed Mustafa
Allahümme Salli ala Seyyidina Aliye’l Murtaza
Allahümme Salli ala Seyyidina Hasanü’l Mecteba
Allahümme Salli ala Seyyidina Hüseyni Kerbela
Allahümme Salli ala Seyyidina Zeyne-l Aba
Allahümme Salli ala Seyyidina Bakır Baha
Allahümme Salli ala Seyyidina Ca’fer Rehnüma
Allahümme Salli ala Seyyidina Kazım Musa
Allahümme Salli ala Seyyidina Ali Sultan Rıza
Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammed Taki
Allahümme Salli ala Seyyidina Ali Naki
Allahümme Salli ala Seyyidina Hasan Askeri
Allahümme Salli ala Seyyidina Muhammed Mehdi.

SAMAHCILARA DUA

Bism-i Şah, Allah, Allah…
Hayır hizmetleriniz kabul ola,
Muradınız hasır ola.
İsteğinizi, dileğinizi Hak, Muhammed, Ali vere.
Döndüğünüz semahlardan hayır hasanet göresiniz.
Ebu Zerr-Gaffari’nin Hazreti Fatıma’nın hüsn-ü himmeti üzerinizde ola.
Aliyye’l Murteza Kırklar semahına kaydede gerçeğe hü…

ZAKİRLERE DUA

Bism-i Şah, Allah, Allah…
Hizmetleriniz kabul ola, muratlarınız hasıl ola, Muhammed, Ali, Ehl-i beyt katarından didarından ayırmaya. Adlarını zikrettiğiniz On iki imamların himmeti üzerinizde ola. Diliniz dert görmeye. Diliniz bizden nefes Hz. Hünkardan ola. Geçeğe hü…

İBRİKÇİ TERCEMANI

Men gulam–ı Haydarım, adudan etmem havf-u bak. Çünkü bu hizmette ustaddır bana Selmanı pak. Ber cemal-i Muhammed Kemal-ı İmam Hasan, İmam Hüseyin Ali’yi beleyene verelim salavat.

BOZATLI HIZIR YARDIMCIMIZ OLA

Kaynaklar :

Ali YILDIRIM, Osmanlıda Engizisyon,Alevi Öğretisi
Gülağ Öz, İslamiyet Türkler ve Alevilik,Aleviliğin Tarihi Kökleri ve Anadolu Erenleri,Alevilik Bektaşilik Araştırmaları.
Cemal Şener, Alevilik Olayı
Ömer Uluçay, Alevilikte Dua
İsmail Kaygusuz, Dar Nedir
Baki Öz,Bektaşilik Nedir
Cemalettin Ulusoy, Alevi Bektaşi Yolu
Rıza Zelyut, Özkaynaklarına Göre Alevilik
Mehmet Yaman, Alevilik Nedir,Alevilikte Cem
Nejat Birdoğan, Alevi Kaynaklar,YOL Ayrımı,Ocaklar,Dedler
Ali Yaman, Dedelik
Bütün Buyruklar
Hacı Bektaş Velayetnamesi
Murat Sertoğlu, Hünkar Hacı Bektaş Veli
Adil Atalay, Abdal Musa Velayetnamesi
Fuat Bozkurt, Semahlar
Mehmet Ali Derman : Evliyalar Şahı
Bedri Noyan,Bektaşilik Alevilik Nedir?
Lütfü Kaleli,Kimliğini Hayıran Alevilik
Ali Özsoy Dede: Görüşler ve Düşünceleri
Piri Er : Geleneksel Alevilik

İLGİLİ YAZILAR
spot_img

Bizden Seçmeler