Yâr elinden içmişem aşkın meyin çokdan beri
Ânın içün peşt ü pay urmaktayım çün serseri
Hubb-i Hayder’le dolubdur gönlümün her bir yeri
Bende-i Al-i Abayım itimadım Caferi
Yüzseler cümle vücûdum kalmasa tende deri
Dönmezem bâb-ı Ali’den Hayderîyem Hayderî
İhtedü bi’ş-şems buyurdu cenâb-ı Mustafa
Bu hadi-i pake iman edene rûz-i ceza
İdecek ağyara karşu Hak nice lutf u ata
Ehl-i Beyt’in halka begüş bendesiyim zâhida
Yüzseler cümle vücudum kalmasa tende deri
Dönmezem bâb-ı Ali’den Hayderîyem Hayderî
Ben beli dedim o şahın yoluna dönmem ebed
Bendesi hakkında lutf u şefkati var layuad
Aşık-ı sâdık olanlara irer andan meded
Ta’n u teşni’le çekerse önüme zühhâd sed
Yüzseler cümle vücudum kalmasa tende deri
Dönmezem bâb-ı Ali’den Hayderîyem Hayderî
Men muhibb-i Hayder’im Şâh-ı Hasen iki gözüm
Ol Şehîd-i Kerbelâ’nın aşkına yansın özüm
bergeh-ı Zeynel-Abâ’dan hîç çevirmem yüzüm
Çak çak olsam da dönmem hasılı budur sözüm
Yüzseler cümle vücûdum kalmasa tende deri
Dönmezem bâb-ı Ali’den Hayderîyem Hayderî
Ol Muhammed Bâkır’dir can katan bu canıma
Câferu’s-Sâdîk’dür kuvvet veren îmânıma
Can feda etsem nola Kâzım gibi sultanıma
Gelse hançerler çeküb münkir Yezidan yânıma
Yüzseler cümle vücûdum kalmasa tende deri
Dönmezem bâb-ı Ali’den Hayderîyem Hayderî
Hazret-i Musa yı Rıza’dır ehl-i aşkın rehberi
Hem Takî ve Naki’dir dü cihan serverleri
Askerîdir zümre-i nâciyyenin ser-askeri
Mehdi-i Sahib livanın yoluna ey Kemterî
Yüzseler cümle vücûdum kalmasa tende deri
Dönmezem bâb-ı Ali’den Hayderîyem Hayderî
Kemteri Ali (Türk halk ozanı, Alevi-Bektaşi Babası) kimdir :
Ali Kemteri 1872 yılında Bulgaristan’ın Ayvalı Burgaz ilinin (Ah-yolu) Belveren (Belören,Böleren) köyünde doğmuş. Amucalar’ın Kebeler soyundandır. 1878 yılında ailesi ile birlikte Abdal Ahmet Baba’nın kurduğu Tekirdağ’ının Kılavuzlu köyüne göç etmişler. Zamanın şartlarında bir öğrenim görme imkanı bulamamış olmasına rağmen kendi kendini yetiştirerek okuyup yazmıştır. 1902 yılında Abdal Ahmed Baba’dan oğlu Şaban Baba’nın rehberliğinde Bektaşi nasibi alarak yola girmiştir. Babası Hüsmen Halil olarak biliniyormuş. 1928 yılında Şaban Sırrı Baba tarafından Derviş mevkisine getirilmiş. 1932 yılında Çamlıcadaki Bektaşi Halife Babası Ali Nutki’den Babalık icazetini alarak Mürşit olmuş. Halk arasında soyundan dolayı Kebe Ali, okumaya merakından dolayı Hoca Ali deniliyormuş. Ali Kemteri veya Kemter Ali mahlası ile şiirleri vardır. Kırklarelili şair ve araştırmacı Vahit Lütfi salcı(Vahit Dede) dostluğu olmuş. Bazı şiirlerini Damla dergisinde yayımlamış. Oğlu Halife Baba Cafer Tuncay, Babasının ve kendinin şiirlerini(Nefeslerini) eski yazı ile yazılmış nefes defterinden tercüme ederek Refik Engin’e yazdırmıştır. Kırklareli köylerinde eski mecmualarda (Halk arasında nefes defterlerine verilen ad) bazı nefeslerine rastlanmaktadır. Şu ana kadar elimizde 11 nefesi bulunmaktadır. ATATÜRK’ÜN vefatından sonra açılan ağıt yarışmasında Aşık VEYSEL ŞATIROĞLU’NUN ardından ikinci olmuş. Hece vezni ile şiirler yazmış. Tekirdağ şairlerinden ve eski belediye başkanlarından Hasan Cemali Baba ile şiir konusun da bazı farklıklarını Lütfi Salcı‘nın şu cümlelerinden anlıyoruz. “Bence onun en büyük meziyeti ve mesleği şairliğindedir. O pekiyi bir halk şairi idi. Divan edebiyatçıları ile mücadele eden son halk şairlerindendi. Aruz ile yazanlara canı sıkılırdı. Hatta kendi mezhep taşlarından olan Tekirdağlı Ferdi ile Hasan Cemali Baba’nın müşaareler ile karışarak onlara sitem yapmıştır.” 7 Ağustos 1939 pazartesi günü Hakk’a yürümüş. Mürşidinin adı ile anılan Abdal Ahmet Baba kabristanlığa vasiyeti ile defnedilmiş. İlk eşi vefat edince ikinci defa evlenmiş. Aydın Oy’un bir şiirinde Cennet’e şiir yazınca onun bu şiiri karısına yazdığını sanarak ikinci karsının adını cennet olarak yazmıştır. İkinci eşinin adı cennet değildir. Geçimini çiftçilik ile sağlamıştır. Sağlığında not tuttuğu bir defterinin olduğunu Kılavuzlu köyü sakinlerinden Hüseyin Balun söylemişti. Ne yazık ki bu defterden hiç bir nüsha günümüze ulaşamamıştır. Ali Kemteri’nin ömrünün sonlarına doğru yaşı hayli ihtiyarladığı zaman Baba olması ”Sağlığında kaynatasının Baba olduğu için ona olan saygısından dolayı onun vefatından sonra mürşit (Baba) olmuş. Hilmi Yücebaş’ın ve Cahit Öztellin’in kitaplarında şiirlerine yer verilmiş. Aynı şekilde Damla dergisi ile Aydın Oy’un 1995 yılında yayımladığı kitabında bazı şiirleri yayımlanmıştır.