Salı, Temmuz 8, 2025
No menu items!
Ana Sayfa Blog Sayfa 70

Kahpe felek sana nettim neyledim

0

Kahpe felek sana nettim neyledim
Attın gurbet ele parelerimi
En sonunda beni sılamdan ettin
Yıktın mümkünümü çarelerimi

Bir kemlik görmedim hüsnü aladan
Çetin kurtulurum ben bu yaradan
Gözlerim ki merhem gele sıladan
Dağlar perde tutmuş aralarını

Bakmaz mısın tenden akan kanıma
Yarelerim ceza verir canıma
Gelenim yok gidenim yok yanıma
Yine ben sarayım yarelerimi

Günden güne al kanlarım akıyor
Yaram yürektedir beni yakıyor
Biri sağalmadan biri çıkıyor
Sar cerrah incitme yarelerimi

Kul Himmet’im ötesini bilirim
Çeke çeke ben bu dertten ölürüm
Vadem yeter gurbet elde kalırım
Dost olan giyinsin karelerini

Hey gaziler şunda günahkar oldum

0

Hey gaziler şunda günahkar oldum
Medet pirim imdat eyle talibe
Aradım günâhım özümde buldum
Medet pirim imdat eyle talibe

Varıp kırklar kapısından çağıram
Hem çağırıp hemi lebbeyk diyen
Posttan kalkıp mührü önüne koyan
Medet pirim imdat eyle talibe

Arza yetip enbiyaya erenler
Yemen’de taç vurup hırka giyenler
Zulmette kalmaz sizi sevenler
Medet pirim imdat eyle talibe

Çağırak doksan bin ere şehide
Mağripten maşrıka cümle işite
Hacı Bektaş Velî’den imdat yetişe
Medet pirim imdat eyle talibe

Sen Ali sırrısın himmetin yete
Fatıma kızındır Muhammed ata
Onları ayırmak yine bir hata
Medet pirim imdat eyle talibe

Eyyüb’ün kurdunu döküp sağ eden
İbrahim’in yerin çayır su eden
Kara don giyip de ağ deveyi yeden
Medet pirim imdat eyle talibe

Hasan Hüseyn şebber-şubber kulaktır
İmam Zeynel İmam Bakır yanaktır
İmam Caferhüsn hecesinde ayandır
Medet pirim imdat eyle talibe

Musa Kazım Rıza kalemdir kaştır
Taki Naki çeşmi onlara eştir
Hasanü’l-Askeri dehanda diştir
Medet pirim imdat eyle talibe

Mehdi dedim masum pake yetirdim
Mürvet dedim el pençeye oturdum
On ik’İmamlar’a iman getirdim
Medet pirim imdat eyle talibe

Kul Himmet’im eydür var özün öldür
Cümle eksikliğin mürşide bildir
Engür şerbetini tuttuğum eldir
Medet pirim imdat eyle talibe

Dün gece seyrimde bir şara vardım

0

Dün gece seyrimde bir şara vardım
Niyaz ile kapıları açılır
Laleli sümbüllü bağını gördüm
Bülbül öter gonca güller seçilir

Pazarında gül alırlar satarlar
Koklaşuban canı cana katarlar
Gerçekleri bir kıl ile yederler
Müminlere hülle donu biçilir

Dallarında bir baharları yazılı
Yaprakları bir sıraya dizili
Meleşirler kurbanları kuzulu
Canlar bağışlanır kandan geçilir

Gül kokusu Muhammet’in teridir
Gönlü saf olanlar hakkın yaridir
Aşığa maşukun bergüzarıdır
Sevdalar nasipler nurlar saçılır

Bu şar Kul Himmet’i erenler şarı
Bu şarda satarlar erenler varı
Bu şarın adı var gönül pazarı
Engürler ezilir meyler içilir

Gel seninle bir ahd’aman edelim

0

Gel seninle bir ahd’aman edelim
Hal evinde har olalım sevdiğim
Bağlanalım bir ikrara duralım
Yaradan’a kul olalım sevdiğim

Doyamadım bu dünyanın tadına
Aşık oldum Muhammet’in adına
Kerem Dedem gibi aşkın oduna
Yana yana kül olalım sevdiğim

Dost cemalin yüzün gören hac’oldu
Kabeyi tavaf eylemek nic’oldu
Sevip sevip ayrılması güç oldu
Mahşerecek bir olalım sevdiğim

Gel seninle bir salaha çıkalım
Enginlerden uğrun uğrun bakalım
Garip bülbül gibi kanat kalkalım
İntizarda bir olalım sevdiğim

Kul Himmet Üstadım nedir çareler
Göz göz oldu sızılıyor yareler
İkimizi bir kefene saralar
Bir kabirde sır olalım sevdiğim

Eğer ben fakire haber sorarsan

0

Eğer ben fakire haber sorarsan
Ya ben nerde idim nerden gelirim
Yok değildim şu cihanda var idim
Pire hizmet ettim pirden gelirim

Addürrezzak gibi Hızır’a yettim
Selman gibi eski dini terkettim
Doksan bin küffarı Müslüman ettim
Tecella dağından Tur’dan gelirim

İsa ile bile idim havada
Musa ile bile idim duada
Ferhat ile külünk çaldım kayada
Attım külüngümü zordan gelirim

Nuh Peygamber gibi gemiler çattım
İletip deryayı ummana kattım
Yusuf ile bile kuyuda yattım
Yakup ile ah u zardan gelirim

Kul Himmet’im bir olalım er ile
Belki bizim kısmetimiz verile
Üçler makamında yediler ile
Kırkların olduğu yerden gelirim

Gel gönül kimsenin aybına bakma

0

Gel gönül kimsenin aybına bakma
Hazer kıl sevdiğim değme gönüle
Arif ol cihanda bir gönül yıkma
Hazer kıl sevdiğim değme gönüle

Daim aşk atına bin de atlı gez
Edep öğren erkan öğren otlu gez
Gönül yıkma halk içinde tatlı gez
Sakın ey sevdiğim değme gönüle

Yoldaş eyle iman gibi dostunu
Amel kazan aramazlar aslını
Turap ol ki çiğnesinler üstünü
Hâk ol ey sevdiğim değme gönüle

Cihad eyle ki günahların tartasın
Bir amel kazan ki Hakk’a yetesin
Şar gibi her gördüğün örtesin
Pir ol ey sevdiğim değme gönüle

Kul Himmet dilimde zikrim Muhammed
Aşk dolusun içtim Hüda’ya minnet
Dinar ile satın alınmaz cennet
Hazer kıl sevdiğim değme gönüle

Gafil kaldır kalbindeki gümanı

0

Gafil kaldır kalbindeki gümanı
Bu mülkün sahibi Ali değil mi
Yaratmış Hak on sekiz bin alemi
Rızkını veren de Allah değil mi

Gelin geçelim biz böyle gümandan
Sakın çıkmayalım dinden imandan
Şefaat umalım on iki imamdan
İmamlar atası Ali değil mi

Kul Himmet’im der ki ben bir fukara
Aradım buldum derdime bir çare
Yüzü kara nasıl varsın dergaha
Dergahta oturan Ali değil mi

Gafil kalma şaşkın bir gün ölürsün

0

Gafil kalma şaşkın bir gün ölürsün
Dünya dolu malın olsa ne fayda
Ettiğin işlere pişman olursun
Pişmancalık ele geçmez ne fayda

Bir gün seni götürürler evinden
Hakk’ın kelamını kesme dilinden
Kurtulmazsın Azrail’in elinden
Türlü türlü yolun olsa ne fayda

Söylersin de sen sözünden şaşmazsın
Helalini haramdan seçmezsin
Kesilir kısmetin su da içmezsin
Akan çaylar senin olsa ne fayda

Sen söylersin söz içinde sözüm var
Çalarsın çırparsın oğlun kızın var
Hiç demezsin üç beş arşın bezim var
Bedestanlar senin olsa ne fayda

Kul Himmet Üstadım çöksem otursam
Türlü varlığımı ele götürsem
Dünya benim diye zapta geçirsem
Bütün dünya senin olsa ne fayda

Ey âşıki saramadın yâremi

0

Ey âşıki saramadın yâremi
Yâreme em olup merhem çalasın
Yarem deşilmiştir sarılmaz madem
Arayıp da hekimini bulasın

Dört kapı açıldı hangisi vardır
Bu manaya ermek hayli hünerdir
Deryanın dibinde kaç şehir vardır
Çarşısını pazarını bilesin

Mehdî çıkmış diye tellâl bağırdı
Bir teknesi vardır kırklar yoğurdı
On iki kız sekiz oğlan doğurdu
Onların ne olduğunu bilesin

Âşıkların sözlerine has derim
Muhammed’i gördüm Ali dost derim
Yedi bin yedi yüz âyet isterim
Yüz on daha vardır onu bilesin

Benim sevdiceğim Takî Nakî’dir
Dost bağında bülbüller şakıtır
Yüz kardaşın hocası var okutur
Onlarıñ da ne olduğun bilesin

Düzüm düzüm olmuş yüzünün beni
Açılmıştır gül benzinde yanağı
Sar’öküzün alnındaki beneği
Kanadında ne yazılı bilesin

Var bul bir delilin yaka fenerin
Kaç hamail vardır şems ü kamerin
Sar’öküzün bastıcağı mermerin
Direğinde ne olduğun bilesin

Âriflerin sözü hilaf yazılmaz
Güher olmayınca hatem düzülmez
Bir kız vardır hergiz kuşağı çözülmez
Anasının kande olduğun bilesin

Dinleyeyim Kul Himmet’in sözlerin
Onda gördüm yedilerin izlerin
Muhammed’in koynundaki kızların
Huri midir peri midir bilesin

Eğer din bâbından haber sorarsan

0

Eğer din bâbından haber sorarsan
Söyle kelâmını bildir efendim
Sual eyle ihsân olsun kelamlar
Bilemezsem hâlim nedir efendim

Bir günün farzını on yedi bildim
Yiğirmi sünneti üç vitir kıldım
Sualine cevap vermeye geldim
Veremezsem döv de öldür efendim

Sabah dört öğlen on belli beyandır
İkindi sekizdir deme ziyândır
Akşam beş yats’on üç vitir tamamdır
Bunu da böylece kıldım efendim

Altmış altı er kaleyi boyladım
Altı yüz teravihi hesap eyledim
Ben bir divaneyim böyle söyledim
Buncağız kusura kalma efendim

Kıyas et meydandan geri kalırım
Aç gözünü sana hoca olurum
Bir yıllık namazı ezber bilirim
Var senden kaçan kördür efendim

Beş bin yüz yirmi farzıdır heman
Yedi bin iki yüz sünnettir tamam
İncil’le Zebur Hak delili Kur’an
O da bir sırdır ermen efendim

Seyyid gibi sen secdeye oturmuş
Köylü sana yağlı pilav getirmiş
Bana sen de neden sual sorarsın
Balı kıymağı da yersin efendim

Sözü m’olur sencileyin özü çürüğün
Yüzün görme yüzü gözü buruğun
La bak aşağı indirmişsin sarığın
Korkarım başında güldür efendim

Herhalde ilerü gelemez deyü
Sualime cevap veremez deyü
Kul Himmet ile baş edemez deyü
Korkarım el sana güler efendim

Başına gelmişe bir yol danışam

0

Başına gelmişe bir yol danışam
Böyle ayrılığı gören var m’ola
Bir dertli bulam da derdim bölüşem
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Aşıklar kalemi böyle yazıldı
Ciğerciğim bölük bölük ezildi
Sinem şerha şerha oldu üzüldü
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Aşıklar bağrımı yaralı kodu
İrakipler her yerde hasmınım dedi
Ferhat’ı Şirin’den ayıran cadı
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Hak Muhammet Ali bilir halimden
Bülbül vaz gelir mi gonca gülünden
Ayrılığı zor demişler ölümden
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Kul Himmet Üstadım haller nic’oldu
Ah ettim irakip belasın buldu
Sevdiğim dağların ardında kaldı
Böyle ayrılığı gören var m’ola

Bizi bu sevdaya salan

0

Bizi bu sevdaya salan
Kendü cenabı Allah’tır
Bu sevdaya meyil veren
İşi gücü eyvallahtır

Eyvallahı bilen kişi
Her dem artar aşkı cuşu
Resul’ün bindiği taşı
Hala durur muallaktır

Bir sözüm vardır tutana
Er odur Hak’tan utana
Kul olmuşuz Pir Sultan’a
Eşiği de kıblegahtır

Er odur ki Hak’tan öğe
Desti damanına değe
Benzemez ağaya beğe
Ali Şah bir ulu şahtır

Dest ü dameni salmanam
Cevhersiz göle dalmanam
Kırklar saili Selman’am
İşim gücüm şeydullahtır

Kul Himmet’im okur yazar
Şu cihanı eler gezer
Hak’tan bize oldu nazar
Bu bir sırr-ı sırrullahtır

Bize imdat ol Hak’tan

0

Bize imdat ol Hak’tan
Sabreyle gönül sabreyle
Alemi yarattı yoktan
Sabreyle gönül sabreyle

Aşıkların işi zardır
Yüreğinde yanar nârdır
Bir eşref saat vardır
Sabreyle gönül sabreyle

Aşığın eyyamı gamda
Böyle çalınmış kalemde
Bitmez iş olmaz alemde
Sabreyle gönül sabreyle

Acele ahır melamet
Sabrın sonudur selamet
Az sabırda çok keramet
Sabreyle gönül sabreyle

Kul Himmet’im çekem minnet
Ölüm farz mı yoksa sünnet
Murada ereriz elbet
Sabreyle gönül sabreyle

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

0

Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz
Dergaha gidiyor bu yollarımız
Şol güzel Ali’yi sevenlerdeniz
Düvazd’ İmam okur şu dillerimiz

Biz mü’miniz münafıktan üşendik
Türab olduk topraklara döşendik
Kemer-bestelerden kuşak kuşandık
Pir Ali’ye bağlanmış bellerimiz

Biz mü’miniz kalbimizde kara yok
Bunda yoka var demezler vara yok
Nasib olmuş ayrılığa çare yok
Har ile açıldı şu güllerimiz

Biz de öğüt aldık bizden uludan
İhsan Muhammed’den mürvet Ali’den
Katara bağlıyız kalu beli’den
Başta değil etekte ellerimiz

Biz hasta değiliz sağlarımız var
Sünbüllü bülbüllü dağlarımız var
Dudulu kumrulu bağlarımız var
Şah Şah der de öter bülbüllerimiz

Kul Himmet’im sen de katara düzel
Mahabbet mülkünde ahir ü ezel
Severim şahımı hüsnü ne güzel
Aynımdan gitmiyor hayallerimiz

Dünya ile bir pazarlık eyledim

0

Dünya ile bir pazarlık eyledim
Ne virane ne harabe ne şendir
Seyrettim de bir dükkâna uğradım
Ne çarşıdır ne bedesten ne hardır

Sırr-ı surullahtır aleme inen
Dedim harfim manasını duyana
Çiçeğe uğradım kokusu bana
Ne bağdadır ne bağbandır ne güldür

Bir makam seyrettim ya kim gelecek
İkrarsızlar kıyamete kalacak
Bir gerçek harfim var mana alacak
Ne mezheptir ne imandır ne dindir

Yed’iklim çar köşe kilidi birdir
Ana akıl ermez bir gizli sırdır
Sorarsan dünya ana misaldir
Ne ağızdır ne burundur ne dildir

Kitabın kalbinde olur mu ilan
Ümmet-i billah da Ali’ye ayan
Doluyu bu demde elime sunan
Ne âdemdir ne insandır ne kuldur

Kul Himmet’im bu manadan al imdi
Alamazsın bir gerçeğe sor imdi
Senede bir kere doğdu dolandı
Ne ülkerdir ne yıldızdır ne gündür