Perşembe, Nisan 24, 2025
No menu items!
Kültür & SanatGüzel Yazılar"BAYAN" KELİMESİ ÜZERİNE BİR ETİMOLOJİ VE ANLAM TEMİZLİĞİ

“BAYAN” KELİMESİ ÜZERİNE BİR ETİMOLOJİ VE ANLAM TEMİZLİĞİ

Son yıllarda “bayan” kelimesi etrafında dönen tartışmalar, dilimizdeki pek çok kavramın yanlış anlaşılması ve ideolojik düzlemde yorumlanmasının bir örneğidir.
Sıklıkla “bayan deme, kadın de” şeklindeki düzeltmelere şahit oluyoruz.
Oysa bu yaklaşım, hem dilsel kökeni göz ardı eden hem de kavramları tek boyutlu bir şekilde değerlendiren eksik bir bakış açısına işaret eder.
Öncelikle “bayan” kelimesinin etimolojisine bakalım.
“Bayan”, Eski Türkçede ve Moğolcada “soylu kadın, hanım, asil kadın” anlamında kullanılan bir kelimedir.
Türkçenin derinlikli geçmişinde, “bey” kelimesinin kadın karşılığı olarak yerleşmiş ve bir unvan gibi kullanılmıştır.
Nitekim “Bayan Han” ismi, Orta Asya tarihinde güçlü bir hükümdar kadını ifade eder.
Yani “bayan” kelimesi, zannedildiği gibi Cumhuriyet sonrası icat edilmiş uydurma bir kelime değil, kökleri yüzyıllar öncesine dayanan bir ifadedir.
Bugün “bayan” kelimesinin nezaketle, resmiyetle ya da toplumsal kurallar içinde kullanılan bir dil tercihi olduğunu görmek gerekir.
Otobüste yer verirken, bir kamu anonsunda, resmi yazışmalarda veya sosyal ilişkilerde kullanılan “bayan” kelimesi, konuşmacının kibarlık ve mesafe tercihini gösterir.
Bu anlamda “kadın” kelimesiyle eşit değerde fakat farklı bağlamda kullanılan bir ifadedir.
“Kadın” kelimesi daha doğrudan ve günlük bir nitelik taşırken, “bayan” kelimesi daha resmi veya kibar bir hitap biçimidir.
Ne yazık ki son yıllarda dilimizdeki bu zarif ayrım, ideolojik okumaların hedefi haline gelmiştir.
“Bayan demek kadını küçümsemektir” diyen bazı görüşler, kelimenin tarihi kökenini göz ardı etmekle kalmaz, aynı zamanda kelimeye yüklenen anlamları toplumsal bağlamından kopararak değerlendirme hatasına düşer.
Halbuki dil yaşayan bir varlıktır; kelimelerin anlamı kullanım alanlarına göre çeşitlenir.
“Bayan” kelimesi de tarihsel, kültürel ve sosyal bağlamlarıyla değerlendirilmelidir.
Bu tartışmada gözden kaçan bir diğer önemli nokta da şudur: “Kadın” kelimesi de zamanında “karı” kelimesinin ayıplanması sonucunda daha “edebi” kabul edilerek gündeme gelmiştir.
Bugün de “kadın” kelimesi bazı çevrelerde “sert” ya da “doğrudan” bulunup yerini “hanımefendi” ya da “bayan” gibi ifadelere bırakabiliyor.
Bu, dilin doğal evriminin bir parçasıdır ve buna tepki duymak değil, anlamaya çalışmak gerekir.
Nihayetinde “bayan” demek, ne küçültücüdür ne de aşağılayıcı.
Aksine, kökeninde asalet ve saygı taşıyan bir ifadedir.
Bu kelimeyi doğru bağlamda kullanan birini düzeltmek, dilin inceliğini anlamamak anlamına gelir.
Kibar olmakla küçümsemek arasındaki farkı kelimeler değil, niyet belirler.
Dildeki her tercih, bir bağlamın ürünüdür.
Ve bağlam göz ardı edildiğinde, anlam da çarpıtılmış olur.
Kelimelerle savaşmak yerine, onları yerli yerine oturtmak daha kalıcı bir dirilişin işaretidir.
Hikmet Kızıl

İLGİLİ YAZILAR
spot_img