Pazar, Mart 16, 2025
No menu items!

Hızır Kültü

Hızır, Arapça “yeşil” anlamına gelen “el-Hadr” kelimesinden türemiş bir sözcüktür ve çoğu kaynaklarda isimden çok lakap olarak kullanıldığı bilinmektedir. Hızır hakkındaki inanç ve görüşler çeşitli olup Hızır’ın bir peygamber, bir veli, bir melek olduğu yönünde farklı görüşler ileri sürülmüştür. Hakkında çok sayıda rivayetin dolaşımda olduğu Hızır, Türklerde “Hızır” ve “Hıdır” isimleri ile bilinir (Ocak, 1999: 39-44). Hızır, Türk kavimleri arasında en yaygın olan inanç motifidir. İslamiyetten önce “Gök Sakallı”, “Ak Sakallı”, “Kocalar” şeklinde anılan eski Türk Kocaları, ad değiştirerek Hızır olarak ortaya çıkmış, İslami çerçevede yeniden düzenlenerek kültürel bağlamdaki yerini almıştır. “Kıdır” ve “Kısır” adları ile de anılan Hızır, asâsı ve atları ile birlikte tasavvur edilmiştir. Hızır’ın en belirgin özelliği, ihtiyaç sahiplerine yardım etmesidir. Yoldaş ve kılavuz olarak görülen Hızır’a dualarda sıkça yer verilmiştir (Ögel, 2014: 113-120).
Hızır, sürekli halk arasında gezen, kalbi temiz insanlara yardım ederek onları kötülüklerden koruyan “kut iyesi”dir. Hızır tarafından sevilen insanın kutlu kılınacağına, şansının artacağına ve işlerinin rast gideceğine inanılır. Kazak Türkleri arasında yaygın olan, “Tanrı koldasın, Kıdır ondasın.”, “Kuday jarılgasın, Kıdır esirgesin.”, “Kıdır darısın, bak kalasın.” şeklindeki alkışlar, Hızır’ın kültürel öneminin kanıtı niteliğindedir (Çetin, 2011: 33).
Hızır kültü, Alevi-Bektaşi inancında son derece önemli bir yer tutar. Hızır’ın hem nebilik, hem de velilik misyonuna işaret eden manevi bir karşılığı vardır. Hızır’ın darda ve zorda kalan, sıkıntıya düşen herkesin yardımına koşan ve insanları sıkıntılardan kurtaran, “Hak’la Hak olmuş veliyullah” olduğuna inanılır. Sıkıntılarda, ibadetlerde yardıma çağrılan Hızır, inanışa göre, Tanrı’nın evrende insan sıfatında yansımasıdır. Tanrı’nın bütün vasıflarının onda işaret olduğuna inanılmaktadır. Her gittiği yere mutluluk, sağlık, bolluk götüren Hızır; zor durumda kalanların yardımına koşar, hastalara şifa verir, bitkilerin yaşamasına ve yeşermesine vesile olur (Çelepi, 2009: 535). Alevi-Bektaşi şiirinde Hızır’a sıkça yer verilerek ondan genellikle darda kalanın imdadına yetişen bir figür olarak söz edilir. Pir Sultan Abdal’a ait şu dörtlük, örnek olarak gösterilebilir:
“Binbir adı vardır, bir adı Hızır
Her nerede çağırırsan orada hazır
Ali padişahtır, Muhammed vezir
Bu fermanı yazan Ali değil mi?” (1994: 201-202)
Alevi-Bektaşi inanç sisteminde, efsanevi ve mitolojik bir şahsiyete sahip olan Hızır’a yüklenen temel misyon, zor durumda olanın yardımına yetişmesidir. Bu misyona paralel olarak inanç sistemi bağlamında, “Yetiş ya Boz Atlı Hızır!”, “Hızır yardımcınız olsun!”, gibi alkış ifadeleri, ritüel yapıları dışında da kullanılmakta, gündelik hayat pratiklerinde karşılaşılan güçlüklerde de Hızır’dan yardım talep edilmektedir. Günümüzde, Hızır kültü, Orta ve Doğu Anadolu Alevilerinde daha güçlü bir biçimde yaşarken, Batı Anadolu Alevilerinde ve Babagan Bektaşiliğinde Hızır kültünün etrafında oluşan anlam alanının daraldığı, onun yerine Hıdırellez olgusunun etki alanının geniş olduğu tespit edilmiştir.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
spot_img