Türküler Mahzuni Şerif için ağlıyor
Türk halk müziğinin en büyük ustalarından Aşık Mahsuni Şerif, Köln’de damar tıkanıklığı nedeniyle tedavi gördüğü hastanede yaşama veda etti
Bektaşi kültürünün ve Anadolu ezgilerinin dünyaya tanıtılmasında önemli bir yeri olan Aşık Mahzuni Şerif, dün Almanya’nın Köln kentinde yaşamını yitirdi. Yaklaşık 5 yıldır kalp rahatsızlığı çeken Aşık Mahzuni 1997 yılında beyin kanaması geçirmişti.
Ölümü büyük üzüntüye neden olan Aşık Mahsuni Şerif, 5 gün önce damarlarındaki tıkanıklık nedeniyle Köln-Porz Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı. Ünlü ozan dün sabaha karşı saat 05.00’te son nefesini verdi. Aşık Mahzuni Şerif için bugün saat 09.30’da Köln Porz-Eil’deki bir okulun bahçesinde tören düzenlenecek. “Helallık” istenecek bu törenden sonra Mahzuni’nin cenazesi Köln Havalimanı’ndan THY’na ait 140 kişilik uçakla Ankara’ya gönderilecek. Aşık Manzuni Şerif’in cenazesi Pazar günü Ankara’da yapılacak törenden sonra, “Beni pirimin yanına gömün” diyerek vasiyet ettiği Hacıbektaş’ta toprağa verilecek.
Hacıbektaş Belediye Başkanı Mustafa Özcivan, Aşık Mahsuni Şerif’in yarın Hacıbektaş’ta toprağa verileceğini söyledi. Özcivan “Aşık Mahsuni, daha önce öldüğü zaman Hacıbektaş’a gömülmesini vasiyet etmişti. Mahsuni’nin ailesiyle görüştük. Aşık Mahsuni’nin cenazesi yarın (bugün) Ankara’ya getirilecek ve Pazar günü öğleden sonra ilçemizde Hacı Bektaşı Veli’nin mezarının da bulunduğu Çilehane Mezarlığı’nda toprağa verilecek.”
AŞIK MAHSUNİ KİMDİR?
Türk halk müziği sanatçılarının başvuru kaynağı, söz ve beste deposu olan Aşık Mahzuni birçok dinleyicisi açısından günümüzün çağdaş Karacaoğlanı’ydı. Dom Dom kurşunu, Yuh Yuh, Fadimem, Gül Yüzlüm, Ciğerparem ve Ekmek Kölesi gibi eserleriyle tanınan Aşık Mahzuni’nin Türkülerini İbrahim Tatlıses’ten Mahsun Kırmızıgül’e kadar bir çok türkücü ile bazı pop müzik sanatçıları da okudu. Halk şiirine gönül veren ve konuşma dilini şiirleştiren Aşık Mahzuni’nin 400’e yakın plağı, 50 kasedi ve yayınlanmış 9 adet kitabı bulunuyor.
Aşık Mahsuni Şerif, 1939 yılında Kahramanmaraş’ın Afşin İlçesi’ne bağlı eski ismi Berçenek olan Tarlacık Köyü’nde dünyaya geldi. 1955 yılında, daha sonra Ankara’ya nakledilen Mersin Astsubay Okulu’na kaydoldu. 1960’da eşi Suna’yı kaçırdı ve 6 ay köyünde kaldı. Bu sırada okulu bu kez Balıkesir’e nakledildi. Okul komutanının çabası ile yeniden okuluna dönen Aşık Mahsuni, 6 ay devamsızlık yaptığına ilişkin bir ihbar üzerine okuldan atılınca yeniden köyüne döndü. 1967 yılında ilk plağı ile müzik piyasasına girdi.
Bir süre Gaziantep’te ikamet ettikten sonra Ankara’ya taşındı. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Derneği Genel Başkanlığı’nı yürütten Aşık Mahsuni Şerif, Pir Sultan Abdal Dernekleri Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı, Hacı Bektaşi Veli Anadolu Kültür Vakfı Yönetim Kurulu üyeliği ve Ozan-Der Onur Kurulu Başkanlığı’nı da yaptı. Evli ve 8 çocuk babası Aşık Mahsuni uzun süredir yaşamını Almanya’da sürdürüyordu.
ÖLÜR İSE TEN ÖLÜR CANLAR ÖLESİ DEĞİL
O SAZLARIN PERDESINDE HALKIMIZIN GÖNLÜNDE VE GELECEK KUŞAKLARIN DİLLERİNDE HEP YAŞAYACAKTIR PİR SULTANLAR NESİMİLER MANSURLAR HATAYİLER ,,,,,,,,GİBİ
Ben Mehdi değilim amma erenler
Bugün ölür yarın yine gelirim
Ya bir ceylan canda ya bir çiçekte
Değişerek başka sene yine gelirim
Bedenim toprağa girer devrilir
kemiklerim yuvarlanır sivrilir
Katı maddem toz toz olur çevrilir
Rüzgarlara bine bine gelirim
Böyle emreyledi beni yaradan
Hep ondayım bin yıl geçse aradan
Tüm canlı geçecek böyle sıradan
Geleceğe gider düne gelirim
Mahzuni elbette bu handa kalmam
Gelip gitmeklikten usanmam yılmam
Kimseye bilinen misafir olmam
Kalırsam bilimle fene gelirim
Yine bahar geldi nedir yaradan
Bilmem niye yaprak açmaz güller oy
Karlı dağlar kalkmadıkça aradan
Korkarım ki dosta ermez yollar oy
Ne dağı var ne ormanı çınarı
Ne bağı var ne bostanı pınarı
Kimse bilmez gizli gizli yananı
Ah derdini dökemeyen kullar oy
Kimi murat almıs, gezer salınır
Kimi yaralanmıs, bağrı delinir
Bir gün dünyadan adım silinir
Hani bizim Mahzuni’ miz derler oy
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da
Haydi dolaşalım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah ile zarda
Ötmek istiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da
Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuninin berbat haline
Mervanın elinde parelense de
Güvenme dünyada malım var diye
Acap insanmıyım sorarlar beni
Halımdan anlamaz nadanlar niye
Her biri bir yandan yorarlar beni
Hoşlar meclisine girdim hoşlandım
Aşkın ataşına girdim haşlandım
Dallarımda meyva verdim taşlandım
Ya neden gövdemden kırarlar beni
Döndü gitti Hakk yolunu övenler
Bir lokmaya yüzbinkere sövenler
Pişman olup dizlerini dövenler
Nerdesin MAHZUNİ diye ararlar beni.
NEDİR
Biz bu aşkın belasına, nimet-i hak demişiz
Biz yanarız nar-ı aşka, ya cenneti ala nedir ?
Aşık olmak için cennette, ol buğdayı yemişiz
Sorun hele bir softaya Mecnun’u Leyla nedir ?
.Cennet’in derdü belasın Hazreti Adem bilir
Cavidan-ı kâmil anlar ya cahil nerden bilir
Mustafa’nın kim olduğun mi’rac’a giden bilir
Ben bugün doğdum bugün varım ya Kalu bela nedir?
Kaşlarında okumuşum sıdret-ül münteha’yı
Gözlerinde yazılıdır Yasin-i veduha’yı Doğdu,
Âdem nida etti çağırdı ki ya ahi Havva’yı
ruhu zemindir bilmem bu bela nedir?
Gel ey zahit ver benim şu gıyasımın cavabın
Pençe-i ruhu alada kim giydi Ali libasın
Azmi küfe olmak her cana kolaydır bil hunin
Sorarım bir softaya Hüseyin kim Kerbela nedir?
Ben nice alim görmüşüm kalemine Hak diyor
Nice arifan seyrettim benden gayri yok diyor
Sorun hele Nesimi ‘ye neden “enelhak”diyor
Neden yüzdüler derisin bu zalim bela nedir ?
Ali boşa okumadı “la feta”suresini
Bir kağıt yaprağı sanma o surey-i Yasin’i
Ahmak sofu diz çöker de okuyup ihlas’ını
Secde etmez çölü dilaraya Mecnun’u Leyla nedir ?
Ey MAHZUNİ Mustafa’nın sırrı sübhan olduğun
Bilmezsin bu dünyaya çeşit çeşit geldiğin
Valllahi ben gibi yüzbin olsa bilemez aşıkların bildiğin
Sorun hele birgün sübhayı ala nedir, vücutu aksa nedir?
14-06-2022