Diyanet, Aleviler’i istemiyor: ”Alevi Dedeleri Kültür Bakanlığı’nda çalışsın”…
Diyanet İşlerİ Başkanı Ali Bardakoğlu, Alevi Dedelerinin Diyenet’te temsil isteğine, ”Kültür Bakanlığı’nda çalışsınlar” diye yanıt verdi. Kanal 7’de yayınlanan Ters Köşe programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, gündemdeki konuları değerlendirdi.
Kur’an Kursları Yönetmeliği’nin geri çekilmediği yönündeki tartışmalara yanıt veren Bardakoğlu, “Yönetmeliği geri çektik. Bu konuyu gereksiz bir polemik konusu yaptılar. Biz basın açıklaması yaptığımız gün yönetmeliği de geri çektik. Bu değişikliklerin hepsi noktası virgülüne kadar eski haline dönüştürüldü” dedi.
Kur’an eğitimi üzerinden çıkar sağlanması ve örgütlenme yapılmasını ancak Diyanet’in önleyebileceğini kaydeden Bardakoğlu, Kur’an kursları yönetmeliğinin de bu ihtiyaçtan doğduğunu söyledi. Bardakoğlu, varolan Kur’an kurslarının büyük sorunları olduğunu ve bunların giderilmesi gerektiğini kaydederken, insanların Kur’an öğrenme talebinin, devlet tarafından meşru ve yasal zemin içinde karşılaması gerektiğini söyledi. Bu amaçlarla, Kur’an kursları yönetmeliğini yayınladıklarını bildiren Bardakoğlu, şöyle dedi:
“Kur’an kursları zaten sorunlu bir alan. Biz de dedik ki akşam kursları yapılabilir, gündüz kursları için de iyileştirmelere gidilebilir. Çocukları gizli ve sağlıksız alanlardan kurtarıp okullarda böyle sıraları olan yerlerde eğitebiliriz diye düşündük. Bir ihtimal, buralarda mülki amirler veya İl Milli Eğitim Müdürleri de olabilirdi. Biz bu alanda böyle bir değişiklik yaparak, sorunları çözmek istedik. Kur’an kurslarının devlet eliyle gerçekleştirilmemesi beraberinde bir çok sorunu da getiriyor. Kur’an kurslarının başka amaçlarda kullanılmasına ya yasaklayarak, ya da iyi örnekler yaparak engel olursunuz. Bu sorunu yasaklayarak çözemeyceğimiz ortaya çıkmıştır. O zaman yer altına iniyor ve reaksiyonlar dirençler oluşuyor. O yüzden, devlet eliyle olursa, daha iyi olur diye düşündük.”
Bardakoğlu, yönetmeliğin İstanbul’da yaşanan patlama olaylarının hemen ardından yayınlanmasının da tepkileri arttırdığının anımsatılması üzerine, “Zamanlama bizim dışımızda birşeydi. Biz yönetmeliği iki ay önce hazırlayıp vermiştik” karşılığını verdi.
Dinin çok güçlü bir motivasyon olduğunu söyleyen Bardakoğlu, bu yönüyle başka amaçlara alet edinmiş bir din eğitiminin, büyük tehlikeler doğurabileceğine dikkat çekti. Bardakoğlu, İslam dünyasında dini argümanların kullanıldığı pek çok toplumsal kaosların yaşandığını belirtirken, Türkiye’de, hiçbir zaman dinin terör ve şiddet üretmediğini, bu olayların sürekli dışarıdan beslendiğini söyledi. Terör eylemlerinin üçte birinin dini söylemleri kullandığını anlatan Bardakoğlu, “Bu konularda yasaklamak ve hutbe okumak sorunu çözmez” dedi.
İrticanın, dini bilginin sağlıksız bir zeminde, sağlıksız ve yanlış amaçlarla kullanılmasından kaynaklandığını söyleyen Bardakoğlu, irticaya karşı en ciddi zararın ise doğru ve sağlıklı din bilgisi ile verilebileceğini kaydetti. Bardakoğlu, bu nedenle irtica ile en iyi mücadelenin Diyanet eliyle yürütülebileceğini söyledi.
Bardakoğlu, Alevilerin Diyanet tarafından dışlandıkları yönündeki eleştirilerine de yanıt verdi. “Diyanet bir devlet kuruluşudur. O yüzden Sünni bir kuruluş değildir” diyen Bardakoğlu, bu nedenle Diyanet’in Sünni politikalar izleyerek, Alevi karşıtlığı izleme yönünde bir eğilimi bulunmadığını belirtti.
Aleviliğin karşıtlığının Sünnilik değil, Emevilik olduğunu kaydeden Bardakoğlu, “Diyanet’in Aleviliği dışlayan bir söylemi olabilir, ama bunu artık düzenleyeceğiz” dedi. Diyanet’in artık ahlak merkezli bir dindarlık konusunda durduğunu kaydeden Bardakoğlu, şöyle dedi:
“Camiye geleni gelmeyeni kuşatan, herkesi ferahlatan aydınlatan bilgilendiren bir İslam anlatımını öne çıkarıyoruz. Aleviler bizim müslüman kardeşlerimizdir. İslam içinde mevcut bulunan bir tarikat olabilir. Mezhep saymak zordur. Alevilik Anadolu’daki bir kültürdür. İslam dini ders kitaplarını buna göre dizayn etmemiz, derslerin yeniden gözden geçirilmesi ve Diyanet’in din anlatımı ve hizmetinin de onları kuşatacak şekilde olmalıdır. Biz ışığı doğru tutalım, kim yararlanırsa ona hizmete hazırız.”
Bardakoğlu, Alevilerin temsil isteklerine ise “Alevi dedelerinin Diyanet’te din görevlisi olmasından ziyade, Nakşi Şeyhleri ile Mevlevi dedeleriyle birlikte Türk kültürünü yaşatan önemli şahsiyetler olarak, Kültür Bakanlığınca desteklenebileceğine ve sahip çıkılabileceğinin mümkün olduğunu düşünüyorum” yanıtını verdi.
Misyonerlik konusundaki da Bardakoğlu, “Bir din mensubunun kendi dinini anlatması çok tabidir. İnsanların yokluğunu istismar eden uluslararası bir planın parçası olarak ilerliyor. Bu yüzden misyonerliği Türkiye’de masum görmek sahtecilik olur” dedi.
Habertürk’ten
Aleviyol, 22.12.2003
Gündem