Kenan Akpınar
Alevileri Dini Azınlık Göstermek, Alevilere yapılan en Büyük Haksızlıktır.
Avrupa ilerleme raporu hazırlandıktan sonra Alevilik hakkında herkes dem vurmaya çalıştı, siyasi iktidarın başı sayın başbakanda “ALEVİLİK ALİYİ SEVMEKSE BENDE ALEVİYİM” dedi.ALEVİLER Müsluman dır ibadet için cami vardır cem evine gerek yoktur diye açıklamaların ardından; sünni diyanet de Aleviler bizim kardeşimizdir bizim ibadetlerimiz ortaktır diye Diyanet başkanın açıklamaları medya köşe yazılarında aleviler dini azınlık mı ?değil mi ? tartışmaları. vs. devam ediyor.
Aleviler azınlık değil bir kere herkesin bunu kabul etmesi gerekir.ve Aleviler Türkiye cumhuriyetinin asli kurucuları ve sahipleridir.Mustafa Kemal Atatürk Kurtuluş savaşı sırasında Alevilerden aldığı destekle işgal altındaki Türkiye nin bağımsızlığı ve kurulacak yeni rejimin kurulması ve en anlamlısı ise Alevilerin kendilerini ülkenin gerçek sahipleri olarak görmeleridir.
Aleviler !hiçbir zaman kendilerini azınlık olarak tarif etmedi ve azınlık talebi için devletin karşısına çıkmadı.Aleviler daima kendi inanç ve ibadetlerini özgürce yapmak, kendi örf ve adetlerini özgür bir şekilde yaşamak istediler. Aleviler, kendilerini Laik Türkiye cumhuriyetin gerçek sahipleri olarak kabul etmişlerdir.
ALEVİLİĞİN FARKLI OLARAK ELE ALINMASI:
ALEVİLİK , adını İslam sonrası koşullarda alsa bile ;sadece İslamiyet ten değil , başka dinlerden de etkilenerek sünni İslam dan farklı yol çizerek Anadolu ya özgü bir yaşam biçimi ve farklı bir inanç anlayışı ile ortaya çıkmıştır.
Göçebe Türkmenlerin daha önce etkilendikleri şaman dini ağırlıklı inançları,ve Ortadoğu dinlerinden de etkilenerek günümüze kadar inançlarının devam etmesidir.Alevilerin ruhu özgür ve ezilen toplum dan yana olan duygu ve düşüncelerin hakim olmasıdır. Hiç bir katı düşünce ve doğma bu ruh üzerinde etkili olamamış.aksine bütün düşünceler bu yapı içerisinde eriyip gitmiştir. Bu yapıyı sağlam kılanda ;toplumda ayırımcılığa ,zulme,haksızlığa ve esarete başkaldırıdır.
Türkmen topluluklarının kurduğu Osmanlı devletinin kuruluşu ve yükselişin de ALEVİ BEKTAŞİ önderlerinin büyük etkisi vardır.Osmanlının gittiği her yerde ALEVİ BEKTAŞİ düşünce izlerini bulmak mümkündür.Bu sadece Anadolu da değil;Balkanlarda ALEVİ BEKTAŞİ ocakları ve türbeleri mevcut olduğu bilinmektedir.
Osmanlının son yılarında Yavuz Sultan Selim döneminde Anadolu nüfusunun çoğunlu alevi Bektaşi inancına sahipti.Ve Osmanlının dinsel yapısının farklı dine yönelmesi döneminde alevi Bektaşiler katliamlar bile alevi Bektaşi felsefesini silip atamamıştır.Bir çok padişahların fetva vermeleri bile Anadolu da Aleviliğin gelişmesini ve yayılmasını engelliyememiştir.
Gelinen son noktada alevilere yapılan haksızlıklar ve saldırılar Osmanlının dönemiyle günümüzde yapılanlardan farklı değildir.Sadece Atatürk döneminde biraz ilgi gösterilmiş ancak yeteri kadar inanç ve ibadetlerini yaşama olanağı sağlanmamıştır.
Avrupa birliği ilerleme raporunda Alevilerin azınlık olarak gösterilmesi de onların Osmanlı ve cumhuriyet Türkiye sinde hala Alevileri ikinci sınıf vatandaşı olarak gösterilmeleridir.oysa çağdaş laik bir devlet ten beklenen eşitçilikli uygulamaların yerine hep bir toplumun dini inançları ön planda tutan,toplumun diğer kesimlerine dayatmacı politikalar ön gören bir anlayış hakim kılınmıştır.Cumhuriyetin diyanet politikası zamanla bir mezhebin diğerleri adına faaliyet güden bir anlayış hakim olmuştur.ve bu anlayışa hakim olan düşünceye de vergilerimizde trilyonlarca para akmaktadır sünnı inancın temsilcilerine
12 eylül Paşalarının ve Osmanlı döneminde Yavuz sultan Selim Aleviler hakkındaki politikalarıyla aynıdır.12 eylül paşalarının , solcular, Koministler Alevilerden çıkıyor deyip asimilasyon politikalarının devamı olarak;zorunlu din dersleri ;Alevi köylere cami yaptırma ; imam tayin etme;imam hatip liselerinin artarak daha da çoğalması laik olduğun iddia eden devlet nüfus cüzdanlarında hala din hanesi mevcuttur.şimdiye kadarki olan siyasi iktidarlarının devamı olan AKP de Alevileri görmezden gelmektedir.Artık AKP bu görmezden vaz geçmelli ve asimilasyon politikalarını terk etmelidir.Alevilerinde Laik çağdaş Türkiye cumhuriyet vatandaşı olduğunu onlarında inanç ve ibadet haklarını yasal anlamda yapmalarına olanak ve imkan verilmelidir.
Aleviler kurucu olduğu cumhuriyetin sahibi ve savunucusu olduğunu bilmeli ve kabullenmelidir.
Aleviler laik devletin inanç hayattan çekilmelidir.Yoksa Aleviler Diyanetten pay istemiyor.
AKP laik devlet ilkesini savunmalı;diyaneti lav ederek ;dini inanç ve cemaatleri yeniden yapılandırılmalıdır.
Zorunlu din derslerini,zorunluluktan çıkararak;bütün dinlere ve görüşlere saygılı olmalıdır.
Alevilerin öncelikli istem ve talepleri bunlardır.yoksa Alevileri azınlık göstermek yada Alevileri azınlık olmayı kabullenmek tarihsel ve çağdaş rolümüzü terk etme anlamına gelir.
KENAN AKPINAR
Kayseri hacı Bektaş _Veli Kültürünü Araştırma
ve Yaşatma ve Dayanışma Derneği Başkanı
28. März 2006