Tenasüh , ruhun öldükten sonra başka bir varlıkta tekrar var olacağına dair inancın isimlendirmesidir. Yeniden can bulunan varlık, bitki, hayvan yahut insan olabilir. Alevi-Bektaşi inanç sisteminin teolojik bileşenleri arasında tenasüh inancı da yer alır. Alevi-Bektaşi şiirinde tenasüh düşüncesi yoğun bir biçimde işlenmiştir. Alevi- Bektaşilerce ölen kişinin ardından sarf edilen “devri daim olsun!” ifadesi de, tenasüh inancını yansıtan, ölen kişinin ruhunun başka bir varlıkta yeniden dirilmesi dileğini iletmeye dönük bir ifadedir.
“Ruh göçü” olarak özetlenebilecek tenasüh inancı, ruhun ölümsüz ve edebî olduğu fikri üzerine inşa edilmiştir. Bu inanç çerçevesinde, ruhun bir cisimden diğerine; bir insandan başka bir insana; hayvandan hayvana yahut insandan hayvana geçerek varlığını sürdürdüğüne inanılır (Cilacı, 2001: 354). Tenasüh inancı doğrultusunda, özü temsil eden ruh, ölümsüzdür. Sonsuz bir yolculuğu sürdüren ruh, başka bedenlerde tekrar can bulur. Ölüm, sınırlı olan bedenin, cismanî varlığın yaşadığıdır.
Alevi-Bektaşi inanç sisteminde ruh, tanrısal bir öz olarak algılanır. Bu tanrısal öz, evrenin içinden geldiğine inanılan; hareket eden doğanın kendisi olarak ezelî ve ebedî bir enerji biçimindedir ve eylene yönelerek doğa ya da doğa parçaları kimliğinde görünüşe taşınarak onlara dirilik ve devinim kazandırır. Tenasüh, bu ruh tasarımı üzerine inşa edilmiştir ve Tanrısal öz olarak algılanan ruhun, geçici bir süre için kaldığı bedenden ayrılarak, yine geçici bir süre için kalacağı yeni bir bedene, varlığa geçeceği inancıdır (Korkmaz, 2005: 578). Bu inanca göre, fenafillah mertebesine ulaşan insan bu âleme tekrar dönmez; Ali’nin nuruna intikal eder. Tenasüh inancı, Alevi-Bektaşi inanç sistemine hastır; diğer tasavvuf ekollerinde yer almaz (Ergun, 2017: 463).