Yaktığımız löküs idi
Somun ekmek lüküs idi
Tarla süren öküz idi
Burcu burcu ıtır vardı….
Ekin orakla biçilir
Tohum el ile saçılır
Yazın yaylaya göçülür
Kara çuldan çadır vardı.
Gelin at ile gelirdi
Yüz görümlük verilirdi
Güvey dosttan yastık yerdi
Sevgi, saygı hatır vardı.
Kağnıya öküz koşardık
Örmeyle şelek daşırdık
Ocakta aşnan bişerdik
Ziyaret var, yatır vardı.
Horoz öterken kalkılır
Kömbe tandıra atılır
Mallar nahıra katılır
İdarede fitil vardı.
Öküzünen düven sürdük
Gara çula minder serdik
Anadut’nan deste verdik
Kanaat var şükür vardı.
Harmanı keşik ederdik
Dağlarda çebiş güderdik
Teleme çalıp da yerdik
Menfaate fütur vardı.
Ateş yaktık, gazan kurduk
Elimizde pırtı yurduk
Tokacı kilime vurduk
Hamamlarda natır vardı.
El leğeni , ibrik vardı
Sabun yoktu, kirtik vardı
Peşkirlerde iplik vardı
Muhtaç yoktu fakir vardı.
Yırtık yoktu , çoktu yama
Düşmezdik kedere gama
Kuru yavan yerdik ama
Dilimizde zikir vardı.
Cebimizde namtı , çakı
Davşan derisinden yakı
Toplardık alıcı, bük’ü
Göz hakkına fitir vardı.
Amca emmi, hala bibi
Anam der zıkkımın dibi
Cevizler şıkırdım gibi
Hüs! Deyince otur vardı.
Yayık seherde yayılır
İnekler her gün sağılır
İki göz dama sığılır
Tamah yoktu şükür vardı.
Yufkadan dürüm yapardık
Eskeynen ocak yakardık
Pırtıyı külle yıkardık
Elimizde pütür vardı.
Tarlada mani söylerdik
Dağlarda keklik avlardık
Dostlarla gönül eğlerdik
Acer yoktu mitil vardı.
Geline kepez takardık
Avcuna kına yakardık
Yâre uzaktan bakardık
Hicap denen setir vardı.
Süllüm derdik merdivene
Elcek derdik eldivene
Kerevet derdik divana
Bir de tahta sedir vardı.
Düdük yapardık söğütten
İbret alırdık öğütten
Düşüp sakat kaldı duttan
Bizim gomşu Bekir vardı.
Nurgül’üm der loğ çekerdik
Yün eğirir ip bükerdik
Teştinen pırtı yıkardık
Bineğimiz katır vardı
NURGÜL KAYNAR YÜCE /