Saka hizmeti ve gülbankı
Saka hizmeti ile Hz. Hüseyin ve Kerbela şehitleri anılır, onların anısına su dağıtılır ve mersiyeler okunur. Saka suyu dağıtmadaki asıl amaç inancı, yiğitliği ve dürüstlüğü simgeleyen Hz. Hüseyin’i sevgiyle anmak; kötülüğü, haksızlığı, zulmü, vahşeti, alçaklığı simgeleyen Yezit ve Yezit zihniyetini lanetlemektir.
Saka hizmetini yerine getiren, su dolu bir kabla (ve birkaç bardakla) gelip, üç kez:
-Hü erenler! Hak, Muhammed, Ali’nin hizmeti geliyor… der. Bu cümleyi her söyleyişinde bir adım atarak meydanın ortasına kadar gelip, su kabını ve bardakları sağına indirip, yere niyaz eder, yine su dolu kabı ve bardakları eline alıp ayağa kalkar, ayakları mühürlü dâr’a durur ve şu tercemanı okur:
“Destur Pîrim!
Lutfuna muhtacız, eyle ihsan Ya Hüseyin
Derdimize senden derman eyle derman Ya Hüseyin
Gayriye muhtaç eyleme sevenleri el-aman
Sen medet kıl bizlere her dem Ya Hüseyin
Yüzbin kere lanet olsun o sapıtmış Güruha
Ahdi bozup şehit kıldılar onlar seni Ya Hüseyin
Güzel ismin hakkı için zikredeni darda koyma
Esenlik ver yaşlı gözle ağlayana Ya Hüseyin
İznin ile su getirelim aşkına vermek için
Aşkınla içenlere kıl âb-ı hayat Ya Hüseyin ”
der, suyu dualaması için sürahiyi dedenin önüne götürür ve dede şu gülbangı verir:
“ Allah…Allah…Erenlerin himmeti ile, Muhammed-Ali aşkına, Hazret-i İmam Hüseyin ile Kerbela’da susuz şehit düşenlerin tertemiz ruhları yüzü suyu hürmetine, Fatma anamızın şefkatine, yolumuzu-erkânımızı kuran gerçek erenlerin hürmetine, bir yudum içenin bir damlası üzerine düşenin dualarını kabul eyle, günahlarını affeyle. Nur ola, sır ola, kalbe gevher ola. Dertlere deva, hastalara şifa, borçlara eda ola. Dil bizden, kerem Hazret-i Hüseyin-i Kerbela’dan ola. Yuf münkire, lanet Yezid’e, rahmet mümine olsun Gerçeğe hü…” Saka elindeki sürahiden bir bardağa birer yudumluk su koyarak, dede ile beraber üç kişiye su verir. Su verirken yüksek sesle:
“Geçmişiz biz can-ü baştan Hak erenler aşkına Can gözü dem-be-dem Hakk ’ı görenler aşkına Kerbela’da su içmeden can verenler aşkına Gözüm yaşın sebil ettim , için İmam Hüseyin aşkına Aşk olsun içenlere, rahmet göçenlere, lanet Yezid’e” der.
Dede suyu içmeden önce cemaate “Hüseyin-i Kerbela ve tüm şehitlerimizin anısına ve aşkına bir yudum suyu içmeme helallik veriyor musunuz canlar?” diye sorar ve “Bu su,
Kerbela şehitlerinin suyudur. O mazlum ve masumlar gibi alnınız ak, gönlünüz pâk ola…” diye dua eder.
Bundan sonra saka, meydanın çevresinde dolanarak elindeki sudan az miktarda olmak üzere tüm cemde oturanlara serper ve bu iş süresince yüksek sesle şu cümleleri tekrarlar: “Allah’ın selamı üzerine olsun Ya Hüseyin. Muhammed Mustafa aşkına, Aliyyel Mürteza aşkına.Kerbela şehitleri aşkına…lmam Hüseyin ve onun yolunu sürenler aşkına…(su…su…) diye şehit olan masumların aşkına.Kerbela şehitlerinin yüzüsuyu hürmetine, özümüzü, gönüllerimizi tertemiz eyle Ya Hüseyin.Sakkahüm Ya İmam Hasan.Sakkahüm Şah Hüseyin.Şefaat eyle damlası düşene Ya Hüseyin…Yardım eyle Allah Allah çağrışana Ya Hüseyin…” der.
Bundan sonra bütün cem ehli ayağa kalkarak el ele tutuşur ve hep beraber mersiye okunur
Mersiye
Mersiye, Kerbela vakasını işleyen, Ehlibeyte ve On İki İmamlara bağlılığı, sevgiyi dile getiren bir şiir türüdür. Özelikle Muharrem Ay’ı boyunca söylenen ve Ehlibeyt taraftarlarının olduğu her coğrafyada ve her dilde söylenen ağıtlar bütünüdür mersiyeler. Mersiyelerde zalim olana, haksız olana bir öfke var. Yine mazlum olana, haklı olana bir sevgi ve sempati var. Mersiyeleri salt ağıt boyutuyla algılamak eksiklik olur. Mersiyeler bu noktada bilinç taşımasıdır. Aynı zamanda ne kadar da zaman geçmiş olursa olsun iyinin unutulmayacağının ve kötünün, zalimin her daim lanetleneceğinin göstergeleridir. Edebi açıdan, Ehlibeyte bağlı olanlar için bir edebi zenginliktir.
Bugün matem günü geldi
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Senin derdin bağrım deldi
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Kerbela’nın önü yazı
Yüreğimden çıkmaz sızı
Yezitler mi kırdı sizi
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Bizimle gelenler gelsin
Serini meydana koysun
Hüseyin’le şehid olsun
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Kerbela’nın yazıları
Şehid düştü gazileri
Fatmana’nın kuzuları
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Kerbela’nın önü düzdür
Geceler bana gündüzdür
Şah Kerbela’da yalnızdır
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Hür şehit atından düştü
Kafirler başına üştü
Müminlere matem düştü
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
İşte geldi bahar yazlar
Yazı yazlar, güzü güzler
Fatman yolların gözler
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Kerbela’nın önü çağlı
Benim ciğerciğim dağlı
Hazret-i Ali’nin oğlu
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Atan Ali, anan Fatma
Dert üstüne dertler katma
Didarından mahrum etme
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Fatmana zülfünü çözer
Ağlayı ağlayı gezer
Müminlerin bağrın ezer
Ah Hüseyin Şah Hüseyin
Gazel oldu bahçe bağlar
Dumanlıdır yüce dağlar
Can Hatayi yanar ağlar
Ah Hüseyin Şah Hüseyin