Türkiye’de Alevilik sahipsiz bir bahçe…
Gelen geçen o bahçeye dalıp istediğini alıyor, çalıyor. Yetmiyor, pisletiyor..
Alın şu son rezaleti…
Ankara’da Alevi Bektaşi Federasyonu adlı bir organizasyon var.
Bunun başında Ali Doğan adlı bir vatandaş bulunuyor.
Bu zatımuhterem, Alevilik hakkında konuşurken, ‘Alevilik İslam’dan binlerce yıl önce vardı. Alevilik İslam’ın dışındadır ve kendine özgüdür.’ buyurmuş.
Açıkçası, diyor ki: Aleviler Müslüman değildir.
Ebussuud gibi
Alevilere bu iftirayı ilk atan o değil. Osmanlı Devleti içindeki Alevi Müslümanları kılıçtan geçirttiren Şeyhülislam Ebussuud Efendi de 500 sene önce böyle diyordu: Aleviler Müslüman değildir. (Bu konuda, OSMANLI’DA KARŞI DÜŞÜNCE VE İDAM EDİLENLER adlı kitabımızdaki fetva örneklerine bakabilirsiniz.)
Yani, bugün, Aleviyim diyen sapık bir zihniyetle geçmişteki Alevi düşmanı sapık zihniyet aynı çizgide buluşmuş oluyor.
İkisi de Alevi düşmanlığı yapıyor.
İttifak bununla da sınırlı değil. Günümüzün Türkiyesindeki Diyanet İşleri Başkanlığı da şimdiye kadar bu düşünceyi makyajlayarak tekrarladı, durdu. Yani bu sapık Aleviler, Diyanetçilerle de ağız birliği ediyorlar.
Alevi kimdir?
Alevi toplumu, 1400 yıldır Hazreti Ali’nin düşüncesine ve ideallerine bağlı olduğu için Ali adından türetilen isimle, Alevi diye anılmaktadır.
Bunu her Alevi bilir; bu bilgiyi de inancının bir parçası sayar…
Bütün ciddi kaynaklarda, yüzlerce yıl bu bilgi işlenmiştir: Alevilik, Hazreti Ali’nin velayetini (veliliğini) Kuran’ın işareti ve Peygamber’in sözleri ile kanıtlayıp kabul etmektir.
Yani her Alevi, bütün inanç dayanaklarını İslam dininin Alevi yorumuna bağlar.
Alevilerin yol kitabı olan Buyruk, Aleviliği ‘Muhammet-Ali yolu.’ biçiminde tanımlar.
Tarih boyunca Alevi inancını sazıyla, sözüyle bugünlere taşıyan Alevi ozanları; Aleviliği; Hazreti Ali yolundan gitmek, Ehlibeyt’e (Peygamberimiz Muhammet, Hz. Ali, Fatıma, Hasan, Hüseyin) saygı, sevgi; Ehlibeyt’i sevmeyeni sevmemek biçiminde tarif etmişlerdir.
Alevilerin ulu Pirleri, başta Hacı Bektaş veli olmak üzere, Aleviliği; Kuran’a, Peygamberimizin sözlerine ve davranışlarına bağlı samimi bir insancıl yol biçiminde anlatmışlardır.
Aleviler Kuran’a bağlıdırlar ama Kuran’ın şekilsel değil insancıl özü temel alınır.
1400 yıl boyunca hiçbir kaynak; Aleviliği İslam’dan öteleyememiştir.
Avrupa Birlikçi tüccarlar
Ali Doğan, dinler konusunda fikir üretecek eğitimden yoksundur.
Konuşmasını, birileri yazmış eline vermiştir.
O birileri Alevilik üzerinden ticaret yapan uyanık bir kesimdir. Bunların Avrupa’daki ayağını, Turgut Öker’in başkanlık ettiği Alevi Federasyonu oluşturur. Turgut Öker ve yakın arkadaşları Alevi görünürler ama Alevi inancıyla asla ilgileri yoktur. Bunlar ateisttirler.
Bu kesimin Türkiye’deki ayağını Ali Doğan ile Pir Sultancı bazı gruplar oluşturuyor. Bu kesimler, Alevileri kullanarak siyaset yaparlar; Alevilikten geçinirler. Bundan sonraki yazımda bunun bir örneğini ortaya koyacağım.
Avrupa’daki Alevi tüccarları ile Türkiye’deki Alevilik istismarcıları el ele vererek ülkemizi sıkıştırmaya, Alevi toplumunu yanlış yönlere çekerek tehdit unsuru gibi göstermeye çalışıyorlar.
Alevilerin azınlık olduğunu da bu sapık kesim iddia ediyor. Türkiye’nin temel öğelerinden olan Alevileri azınlık gibi göstermeye çalışmadaki amaç bellidir: Hükümetlerle pazarlık yapmak… Avrupa Birliği’nin Türkiye’yi sıkıştırmasında araç olmak. Böylece AB’den para koparmak…
Ne acıdır ki Avrupa’da Alevileri temsil ettiğini iddia edenler; işsiz güçsüz kesimidir. Bunlar, Alevilerle ilgili çalışma yapar görünerek AB’den para almaktalar ve güzel biçimde yaşayabilmekteler. Avrupa’dan alınan yüklü miktardaki paraların bu kişilerce nasıl çarçur edildiğini herkes bilmektedir.
Şimdi bu Avrupa işbirlikçileri; Türkiye’deki Alevi tüccarları ile el ele vermiş; sıradan Alevi’nin aklını çelmeye uğraşmaktadır.
http://www.gunes.com/2004/10/05/yazarlar/y4.html