Dünya şerir ile şakinin oldu
Ne sevgi, ne saygı, insanlık öldü
Meydan ğurur ile kibire kaldı
Hep aslanım diyor, kedi kalmadı
Hal ehli kalmadı halinden bile
Kesildi kervanlar gitmiyor yola
Ne bir Mecnun kaldı, ne de bir Leyi
Ne aşık, ne maşuk, adı kalmadı
Arttıkça artıyor, gam geçmez oldu
Gerçeği yalanı halk seçmez oldu
Bahçeler virane, gül açmaz oldu
Bülbüllerin hoş feryadı kalmadı
Geçti o muhabbet günleri geçti
Çekildi aradan kâmiller göçtü
Şimdi söz cahilin eline geçti
Kargalar şakıyor, dudu1 kalmadı
Melûlim buradan tek durma yürü
Yüklet göçün sende hiç durma yürü
Ayal3, evlat diye bakmadan geri
Bozuldu dünyanın tadı kalmadı
Hey ahmak dünyadan bekleme vefa
Hiç kimseye baki değil bu cife1
Helal çalışmaktır kul’a vazife
Helal çalış haram katma işine
Çalınıp çırpınıp durmazsın bir an
Bulasın dünyadan şöhret ile şan
Hiçtir âkibeti hepisi yalan
Bir misaldir uykudaki düşüne
Aldanma zevkine fanidir fani –
Senden önce gelip geçenler hani
Onları düşün de boşver cihanı
Mezar taşı dikilmeden başına
Hevaî hevesle ömrün geçirme
Sakın bu fırsatı elden kaçırma
Ecel zehrin aziz ruha içirme
Ölüm okun vurma ruhun kuşuna
Cehli bırak kâmillere danış sen
Mağrur olma turaplığa alış sen
Sahavet ol cömertlere karış sen
Tamah olma yaranma eşine
Doyulmaz dünyanın şirin nazına
Aklın varsa dönüp bakma yüzüne
Yanakları benzer peri kızına
Sevdikçe seversin gider hoşuna
Melûlim bu cezbe2 ile sevişme
Nefse uyup doğru yolundan şaşma
Dikkat et burada tuzağa düşme
Dost acınır düşman güler leşine
Bilmem delimiyim, bilmem divane
Neden uyamıyom ben bu zamana
Sanki dünya teslim olmuş şeytana
Bilen yok ki söz nedir ikrar nedir
Bir dost bulunmaz ki derdinden bile
Seninle ağlaya seninle güle
Hak dostluğun kimse almaz bir pula
Bilen yok ki dostluk nedir yar nedir
Tanrı mı emretti pula tapmayı?
Hakkı koyup batıl yola sapmayı
Kâr sayarlar üç beş kuruş kapmayı
Bilen yok ki zarar nedir kâr nedir
Birbirine kuzu kurban keserler
Doğrusun söylesen sana küserler
Enel hak diyeni hemen asarlar
Bilen yok ki Mansur nedir dar nedir
Melûlim yazmakla bitmez bu dertler
Çekildi arada cömertler mertler
Meydanda dolaman namussuz kurtlar
Bilen yok ki namus nedir ar nedir
Yalvaralım şahım güzel Hüseyne
Bağışlasın bizi temiz soyuna
Geçiyor günümüz ah-u vah ile
Bağlı ayağımız elimiz bizim
Acı halimize ya şah-ı Merdan
Mesken olmuş bize karanlık zindan
Bahçeler tamirsiz güller perişan
Sararıp soluyor gülümüz bizim
Varamadık yolda kaldı göçümüz
Hasret ateşiyle yanar içimiz
Affet varsa günahımız suçumuz
Sarpa düştü çıkmaz yolumuz bizim
Sonu yok bitmedi bu namert savaş
Uzadı geceler doğmadı güneş
Sen elini uzat ya Hacı Bek taş
Yok başka tutacak dalımız bizim
Melûliyim yol gözetir gözümüz
Kavruluyor ciğerimiz özümüz
Kimselere geçmez oldu sözümüz
Sana malum olsun halimiz bizim
Yalan yanlış, karma karış söyleyen
Derviş olmuş halkı toplar başına
Merkep ile koşup yarış eyleyen
Seğirdiyor arap atın peşine
Kâmil kelâmının kalktı kıymeti
Doğru söze yok kimsenin rağbeti
Adet edinmişler kovu ğaybeti
Gönülleri dönmüş mermer taşına
Takınmış boynuna şeytan gibi tok
Arpa saman yerler karınları tok
Hakikat sırrından haberleri yok
Her mecliste söylüyorlar coşuna
Çerçi gibi gezip boncuk satanlar
Helâl haram birbirine katanlar
Köpek gibi harıl gürül çatanlar
Başka isim takmasınlar boşuna
Yardakça göz yumup başın sallayan
Kör kötürüm bulup gözün külleyen
Rast gelen köpeği tutup yallayan
Sofra serdim diyor yar ve eşine
Kerkes gibi kokmuş leşe dönenler
Karga gibi her necise konanlar
Sarı gebe gibi fare yiyenler
Söyletsen beğenmez şahin kuşuna
Halk içinde adın koymuş hanedan
Zevk alıyor tamah ile zinadan
Bed huyları hep toplamış dünyadan
Sorsan huyu gider kendi hoşuna
Melûlim bu zamanın şeyhi dervişi
Lut kavmini geçmiş feyl-i fahişi
Tarihler yazmamış böyle gidişi
Hep düşmüşler nefslerinin peşine
Bir para destanı söyleyim size
Mürşit oldu para hem rehber bize
Düşürmez Allahı hiç aklımıza
Sevdirir kendini cazu bu para
Bu paranın vardır gizli hikmeti
Kime geçse artar şanı şöhreti
Merkep olsa herkes eder hörmeti
Söyletir adını hemen bu para
Ne cilve var hele şu tek kuruşta
Ayırır insanı yarende eşte
Dolaşır seninle hayalda düşte
Girdi gönülere çıkmaz bu para
Yüzparada nice işler uydurur
Beş kuruşta çok hatırlar saydırır
Onkuruşta aklı baştan kaydırır
Düşürür sevdaya çoğun bu para
Yirmibeşlik sözü geçiyor taşa
Vanm liran varsa sen oldun paşa
Hiç paran yok ise yorulma boşa
Sevgi saygı herşey oldu bu para
Banknot peygamber zaman kuluna
Metili düştü şu alemin diline
Onpara harcamaz Allah yoluna
îmanın yerini aldı bu para
Meluli altını saymaz bir pula
Allah oldu şimdi görünmez kula
Hükümetti cihanı hep aldı ele
Çoklara tapınak oldu bu para
Devrimiz uğursuz geldi
Kadın erkek Pirsiz oldu
Zengin fakir hırsız oldu
Helal kazanç, helal kâr yok
Allah sözü yok aradan
Söz konusu hep paradan
Ne peygamber ne yaradan
Hepsi inkâr, hiçbiri yok
Cemiyetler olmuş viran
Ne yol kalmış, ne bir erkân
Fitne fesat olmuş insan
Haktan haya, hicap, ar yok
Zor bulunur hakikatli
Az bulunur marifetli
Var mı bir hüsn-i niyetli?
Yüzde değil, binde bir yok
Melûliyim şaşakaldım
Geçti bahar kışa kaldım
Yalınız tek başa kaldım
Gönül eğleyecek yer yok
Gönül güzel sevmek kolaydır sanma
Güler yüze şirin dile inanma
Her güzelin dostluğuna güvenme
Çıkar yoldan gider yabana bir gün
« *
imanı olmayan ikrar mı güder?
Ne Allahtan korkar ne haya eder
Çevirir dümeni tersine gider
Seni de uğratır ziyana bir gün
Taşa ekme o kıymetli daneyi
Ne bilsin kıymetin ahmak enayi
Emek çekip yaptırdığın binayı
Yıkar da döndürür virana bir gün
Cahilin tiryakı zehirden acı
Giydirse başına cevahir tacı
Helalinden kazandığın kazancı
Yağmalar da verir talana bir gün
Melûlim öl kâmil ile mert ile
Sen ayrılma ölürsen de dert ile
Yoldaş olma koyun başlı kurt ile
Yırtar postun çıkar meydana bir gün