Aldığımı
Âşık değil miyim mahım
Bildim maşuk olduğunu
Bağışla çoktur günahım
Kabul edip aldığımı
Kapuna geldim biçare
Sınık gönül yanık yara
Merhamet et giriftara
Dürlü derde saldığını
Borç değil derdim peşin
Ben ağlarım yaşın yaşın
Kim ne bilir hublar işin
Vay aklını çaldığını
Bir vakit Selman Fariste
Bir vakit Rıza Parside
Yerde gökte arşta kürste
Arif bilir n’olduğunu
Esiri der burç u beden
Kün dedi kuruldu maden
Sitratül – müntehâya giden
Bilir aslan olduğunu…>>
Aradasın
Sırat mizan kurulunca
Cümle günah sorulunca
Bin bir ayak dirilince
Mahşer günü aradasın
Vermiş hana tutsağı
Beyhude geçirmiş çağı
Âşıklar okudu ağı
Dahi Mualla karadasın
Zihneyle sofu bu sözü
Şaşırmadık kadim izi
Usta hacat yaptı bizi
Kaynağın yok küredesin
Uzatma amelsiz fışkı
Yazdığını bir sen oku
Görsen tanımazsın Hakk’ı
Sen başına sıradasın
Yazıldı otuz üç varak
Âşıklara verdi sebak
Esirî dedi enelhak
Ol sebep çar-paredesin…>>
Ayılır Mı
Seçmez yediyi sekizi
Ol şahıs arif say(ı)lır mı
Tanıyıp bilmez ikizi
Bu manadan ayılır mı
Özünü bilmez bî – basar
Her nadana kulak asar
Hüzünü dilinden kasar
Ana gevher koyulur mu
Balla katar sirkeni
Unutmuş yolu erkânı
Kırmış katardan erkânı
Ana yolcu deyilir mi
Kimi dede kimi baba
Kimisinin gönlü kaba
Bir mana kim dipsiz kaba
Hak lokması koyulur mu
Esiri olma gel âsi
Gerçeğe bağla ihlâsı
Bülbüle gülşen duası
Feryad etse duyulur mu…>>
Bağışla
Mür(ü)vet ey gevherler kânı
Muhabbet yare bağışla
Ey rahmetleri çok gani
Kadim ikrara bağışla
Cemalin cennet gülü mü
Kesmem dilinden dilimi
Efendim kesme dolumu
Medet yalvara bağışla
Dudular teşbihe başlar
Sinemde yaralar işler
Hayalim gördüğüm düşler
Güzel didara bağışla
Musa kelâm dendi turda
Çevrinir pervane narda
Eyyûb’u çok koydun zarda
Mansur’u dara bağışla
Esiri der derdim taze
Yüz sürüp vardım niyaza
Ayılam gel eğip yüze
Piri Hünkâr’a bağışla…>>
Bana
Gam ü hasretden usandım
El vermez mi sitem bana
Bu gam şerbetinden kandım
Tesir etti bu câm bana
Seherde bülbülün sesi
Zevk için bekler kafesi
Bakasız deyi ötesi
Çağırırdı müdam bana
Sevmek gerekimiş zatı
Bildire ilm-i hikmeti
Sarraf bilir bu kıymeti
Kulum diye ricam bana
Üç yüz atmış altı varak
Yakın gözle gezme ırak
Bana aslı erbab gerek
Dil verdiler hitam bana
Mert gerek meydana lâyık
Dört kapı erkâna layık
Kul odur sultana layık
Ders verirdi hocam bana
Anasırdan bir ev yaptık
Allah’ın emrine taptık
Seve seve öyle çıktık
Kulum dedi müdam bana
Esiri aşka ser olan
Üç ile beşte sır olan
Noktai vahdet bir olan
Hak-i payı iman bana…>>
Başka
İblis inkâr etti Hakkı
Yediği şamardan başka
Behey taharetsiz fakı
Kimin var ömürden başka
Ayeti inkâr eyleme
İblis’e ikrar eyleme
Yerini finnar eyleme
Azabı mahşerden başka
Bi amel bir kitap açmış
Güya ki namesin seçmiş
Lengi han sadre geçmiş
Kırdığı semerden başka
Ademdir esma-i hikmet
Ademdir kelâm-ı kudret
Bilmez irfanı nihayet
Eshaba tımardan başka
Nadanın kahrını çekmez
Hoyrata dadamık dökmez
Esirî’ye yar gerekmez
Gözleri humardan başka…>>
Bel Bağla
Uyan gafletinden ey sahip ikrar
Aç gözünü temennaya bel bağla
İkrarıdır eden Mansur’u berdar
Levh-i mahfuz tecellaya bel bağla
Dediler sağ uçar mürşide uyan
Ademi zat olur demeden duyan
Üçlerin beşlerin rengine boyan
Hak Muhammet Mustafa’ya bel bağla
Ararlar yükünü mal var mı deyi
Hiç bir hakka yarar hal var mı deyi
Sorma bundan öte yol var mı deyi
Uy katara bu sevdaya bel bağla
Dağlama her hara yitirip izi
Yüz bin hazne keser kâmilin sözü
Nefsini katleden olmaz mı gazi
Şahımerdan Murtaza’ya bel bağla
Gel Esirî oluver didara âşık
Sözün söyle bezm-i irfana lâyık
Aşıkın halinden bilmez mi maşuk
Her bir halde gel Rıza’ya bel bağla…>>
Benim
Gâhı sarhoş gâhı bengi
Sevdalıdır başım benim
Adlilerle kılıp cengi
Anlar Kureyş Haşim benim
Seherde öter bülbülüm
Açılmış lâle sümbülüm
Dost bağına uğradıydım
Anınüçün çoğum benim
Bana derler ey sevdalı
Hep sana güldürdün eli
Gezerim sahrayı çölü
Muhabbettir işim benim
Esiri der oldum hasta
Hem söylerim keşte peşte
Seyrimde koşarım dosta
Geldi çıktı düşüm benim…>>
Bilir
İş bu noksan bin kelâmın
Mânasını diyen bilir
Hakikat-i serencamın
Canı başı koyan bilir
Amelsiz ilim ne demek
Şöyle bir beyhude emek
Yakasız yeğsiz bir gömlek
Anı ancak giyen bilir
Serhoş bilir ayığını
Herkes bulur lâyığını
Hakikatin yayığını
Yiyen bilmez yayan bilir
Muhabbet dilde tartılmaz
Hakkı bilmeyen kurtulmaz
Yedi farzla örtülünmez
Üç sünneti duyan bilir
Mânadan bilir bi-basar
Deryanın içinde susar
Kendi yıkar kefen kasar
Bu meftayı yuyan bilir
Yine kendi kabrin kazar
Çar köşeye eder nazar
Esirî sağdır bu bazar
Küllü varın koyan bilir…>>
Bizdedir
Ne satarsın sarraf oğlu
Ol dürlü mercan bizdedir
Müşteri var ise gönlü
Bezenmiş dükkân bizdedir
Biz alırız dördü beşe
Hesap görür başı başa
Hayır gel Pazar kavuşa
Lâl-i bezestan bizdedir
Kallaş isen girme şara
Gönül gezer kadim kâra
Tevekkül ol ey biçare
Sohbet-i irfan bizdedir
Gel Esiri alana sat
Düz gör hesabın olma mat
Ahengerler gibi çat çat
Çalarız hannan bizdedir…>>
Bize
Ağlasana Sefil Mecnun
Saçı Leylâ küstü bize
Boynu eğri koyup mahzun
Felek çaldı desti bize
Nedir bu sevda gaziler
Cesette canım sızılar
Gönül aşnasın arzular
Minnet eylen dostu bize
Bülbülüm yarım bağlara
Mecnunum düştüm dağlara
Bak bu fîrgatli çağlara
Acı yeller esti bize
Nasıl kıydın melek nesli
Var mıdır bu yarin misli
Serimiz dumanlı puslu
Gam leşkeri bastı bize
Beni yarimden ayırdı
Ahimi halka duyurdu
Efendim hicret buyurdu
Ecel banı bastı bize
Gel gönül feryat et gülme
Eden Hak kimseden bilme
Gel Esirî gafil olma
Gör feleğin kasdi bize…>>
Bulunma
Muhabbet edersen hublar şahına
Mansur geçmediği darda bulunma
Ziyaret kıl gönül Beytullahına
Sermayesiz kârsız şarda bulunma
Fehmeyle özünü kân ol mekân ol
Durup bir katre damarda kan ol
Gir vücut şehrinde baki sultan ol
Gel Musa kelamsız Turda bulunma
Bir şahs özün bilip uysa bu zata
Görünmez hakikat şehrinden öte
Gördün bir can düşmüş hak muhabbete
Sakın ara yerde perde bulunma
Hanedan aşkına kaza ederler
İrfanda dolanır manalı sırlar
Bu raha hû dedi ustazlar pirler
Aç gözünü ferman körde bulunma
Esiri der almayana çare ne
Şükrolsun dost köyünde kâra ne
Sen âşık olursan sadık yara ne
Bari bol vefasız yarda bulunma…>>
Coşundasın
Bihamdülillah demanımız
Bir mürşidin peşindedir
Halis muhlis imanımız
Dem muhabbet coşundadır
Muhammet Ali sayesi
Nacilerin sermayesi
Muhammet’tendir mayası
Hikmet anın işindedir
Bir kişi kasdı hanedan
Bilmez maya ile nadan
Yolda tekebbürlük eden
Ayni cemin dışındadır
Fena ehlin sanır baki
Gafil tutar ecel faki
Ayanında görmez baki
Haber verir düşündedir
Şeriatı tarikatı
Marifet bildirir zatı
Kim ki tanır hakikati
Devlet anın başındadır
Okunur hutbede imam
Arif bilir kelâmı tam
Esirî der ki serencam
Âşıkın cünbüşündedir…>>
Derdin
Efendim minnet bağını
Aşıka vatan mı verdin
Gösterip hubluk çağını
Malamat kılam mı derdin
Bak dideme kanlı yaşa
Kâr eyledi ahım ataşa
Firkat ile baştan başa
Dağı hicrana er gördüm
Yüzünde ayetli benler
Görünce ateşim yeğler
Yaraya em eder beğler
Sen benim artırdın derdim
Mecnun’um dağlar meskenim
Gayrı illerdir vatanım
Ölürsem sen sar kefenim
Kanlım olmak mıydı derdin
Esiri söyler hakâyık
Can var canına lâyık
Bihamdülillah kavli sâdık
Tuttuk demanın bir merdin…>>
Derler
Gerçek erler cömert olur
Değmez kusuru derler
inkâr ehli namert olur
Mananın kasın derler
Erenler eyvallah dedi
Salman da şeydullah dedi
Arifler Beytullah dedi
Camii Mısrî derler
Otuz üç harfi bilecek
Kul borcun eda kılacak
Doksan iki yüz de ancak
Hesap et Esiri derler
Seni Hak bilmeyen gafil
Yeldemiş iğvayı batıl
Sana kast eyleyen cahil
Sarınır hasın derler
Pir fıkarası yararsa
Yarasın talip sararsa
Ağalar benden sorarsa
Bize de Esiri derler…>>
Dersin
Gafil bu damı duzaktan
Kurtulup kaçam mı dersin
İnayet olmazsa Hak’tan
Müşkülüm seçem mi dersin
Tekebbür hırkasını at
Divanda olmayasın mat
Sunarlar sana bir berat
Takdirden kaçam mı dersin
Asılsız ervahı bozuk
Yazık sıfatına yazık
Tutmadım ahrete azık
Yükledip göçem mi dersin
Bilmedin farz ü sünnette
Haset olur mu ümmette
Bu sevda ile cennette
Kevserden içem mi dersin
Esiri geç masivadan
Özünü indir havadan
Gel ey gafil bu yuvadan
Kanatsız ucam mı dersin…>>
Deyi
Bekledim divar peykesin
Yar merhamet kıla deyü
Yedi padişah ülkesin
Alamam bir pula deyü
Merhamet etti halime
Nazar kıldı ahvalime
Bir baş için sualime
Hem ziyaret ola deyü
Destur deyip vardık yâra
Yüz sürdük gani Hünkâr’a
Bak şu nazenin güftara
Kaç gün geldik bula deyü
Dedim her saatim bir yıl
Buradan ötesini sen bul
Aşkın beni kıldı bülbül
Fasl-ı bahar ola deyü
Dedi yolunuz kış mıdır
Ettiğiniz cünbüş müdür
Dedim bağrınız taş mıdır
Esiri’ye nola deyü…>>
Düşer
Kançeride bülbül ötse
Gülistan aklıma düşer
Bir bezirgan meta satsa
Bu dükkân aklıma düşer
Kumru ile konduk dala
Beyler yüğrük şahin sala
Arap at koç yiğit bile
Er meydan aklıma düşer
Severdim saçı Leylâyı
Tevekkül tuttum Mevlâyı
Görsem bir gözü şehlâyı
Nevcivan aklıma düşer
Mürvet ey gerçek erenler
Tecelli dîdâr görenler
Nazik yara saranlar
Hiciran aklıma düşer
Bir bina yaptım dört köşe
Mücevherdir baştan başa
Müşteri oldukça kumaşa
Bezirgan aklıma düşer
Kâmil her meydanda kâmil
Oluptur ilmine amil
Görsem bir şevketli adil
Alişan aklıma düşer
Esiri der oldum sersem
Kulak verin her ne dersem
Nerde bir kâmil er görsem
Bu sultan aklıma düşer…>>
Düştü
Ehli beyti bir bilmeyen
Gülsen deyi hara düştü
Bakı şey daya yetmeyen
Nefs elinden mara düştü
Gel olma menzilden ırak
Bu divandan al bir sebak
Mansur dedi ki enelhak
Soyunup berdara düştü
Bendesiyim güzel Hakkın
Müptelasıyım maşukun
Derdi çok garip âşıkın
Hublara yalvara düştü
Tefekkür eyle bu çağı
Biz olduk hublar tutsağı
Gurap hare verir zağı
Bülbül gülüzare düştü
Hangi yol menzile yeten
Nedir eğlenecek vatan
Harabet yurdunu tutan
Anlar belki kara düştü
Temaşa kıl bu devranı
Bu gelip geçen kervanı
Fehmedüp tamam rahmanı
Lain İblis köre düştü
Ben âşık oldum bir cana
Bak yürekten akan kana
Dost şem’ine yana yana
Pervaneler nara düştü
Dervişin kisveti şaldır
Asıl derviş demek haldır
Muhabbet dediğin güldür
Delen kavvas nara düştü
Her bir tahtın bir şahı var
Sığındığı penahı var
Herkesin bir irahı var
Esirî hünkâra düştü…>>
Erinmedik
Bir güzel Allah’a tapıp
Her cemale yerinmedik
Bu cümle kakabbı yapıp
Zerre değli erinmedik
Dağıttık namus şişesin
Bekledik sabır köşesin
Attık gönül endişesin
Rakiplere görünmedik
Hasta idik geldik sağa
Çok imdat ettik tutsağa
Bir bülbül kondu bu bağa
Sedası var görünmedik
Ne hub sedası var öter
Âşıklara bu dert yeter
Serde tacım şakkül – kamer
Gayrı nesne sarınmadık
Esirî gerekmez perde
Âşkın sevdası serde
Gani bülbül ah ü zarda
Her tikene sürünmedik…>>
Geldin
Ey benim sevdalı başım
Hasret yare mi geldin
Gaziler yaren yoldaşım
Halimden sonra mı geldin
Muhabbet yolu kapanık
Dert elinden sinem yanık
Efendim deyi ey âşık
Bu derde çare mi geldin
Bu cesette can sızlar
Gönlümüz didar arzular
Yetiş ey gerçek gaziler
Deyüp yalvara mı geldin
Muhammet Ali’nin nuru
Sensin gönlümün serveri
Affeyle diye kusuru
Bektaş Hünkâr’a mı geldin
Gam leşkerin yağmaladı
Var mıdır fenanın dadı
Eşidüp ah ü feryadı
Seherde güle mi geldin
Leblerindir kandı nebat
İçenlere verir hayat
İşte geldi yetti memat
Kefenim sara mı geldin
Geldikçe kaşların eğme
Bu zayıf gönlüme değme
Eyledin şehrimi yağma
Yıkılmış sara mı geldin…>>
Gün
Hattı üstüva yedi kat
Muamma buldum bu gün
Ahmet’den erdi hidayet
Üç sünneti kıldım bu gün
Kandınp rahmet gölüne
Esirîm düştüm iline
Mürüvvet kemter kuluna
İhsan eyle geldim bu gün
Eğilip rikâbın öptüm
Taptım ey sultanım taptım
Erenlerden lezzet kaptım
Mesti müdam oldum bu gün
Lam Ali’dir mim Muhammet
Sevene kuruldu cennet
La muferruk beyne ahad
La şeriksin buldum bu gün
İhsan ede mahşerinde
Koymaya gam leşkerinde
Esirî huplar darında
Sararıp da soldum bu gün…>>
Günaha
Peşinden tuttuk bir merdin
İlete bizi dergâha
Mah cemâli gonca verdin
Kerem kıl kalan günaha
Sağdır demanından tutan
Aşkınla birliğe batan
Dertlilere derman katan
Yalvar ol kadir ilâha
Sen bilirsin ya Muhammet
Cömertler ulusu medet
Car diyene yeten Ahmet
Rahm eyle yüzü siyaha
Sen kalma çoktur noksanım
Titrer cesedimde canım
Ben bir zayıf nâtüvanım
Sığındım geldim penaha
Ben bir günahkâr biçare
Niyazım gani settara
Efendim geldim yalvara
Yaradan kadir Allah’a
On iki sırrı şehzade
Âşıkı salar feryade
Kimim var senden ziyade
Yönüm döndüm kıblegâha
Esirî der ki ey Bârî
Öldüm yalvarı yalvan
Aşıkların kisb ü kârı
Mürşit dedik Feyzullah’a…>>
Hata
Dilber ben seni severim
Ne hacet bunda ispata
Bu canı feda eylerim
Gelse bir teline hata
Elif Lâm Mim üçü birdir
Dört Kapı Kırk Makam sırdır
Onyedi erkânı vardır
Dahi bilmem bundan öte
Beklesem babını her gün
Bî-bahadır çarh-ı gerdun
Garip elde koyup mahzun
Düşürme derd ü mihnete
Yüzün cennet boyun ruba
Er görüp serime sevda
Ne kadar vasf etsem daha
Sevdiğim şayansın methe
Bulamam halime hemdem
Gezerim alemi pür gam
Halî koymaz derd-i alem
Kesiret verir vahdete
Vaslına baha biçilmez
Cemalin nurdan seçilmez
Vallahi senden geçilmez
İnsaf et gel merhamete
Esiri şaraben tahur
Budur halk eyleyen gafur
İşimiz sehvile kusur
Dilimiz bağlı mürvete…>>
Hıyanet
Nasıl gelir yazı kışı
Sühel ister gönül kuşu
Boş yere sallama başı
Gözünde vardır hıyanet
Derviş isen geyin postu
Fehmedesin sadık dostu
Adüler kılırsa kasdı
Çekeriz rencile mühlet
Medet cem sahibi kırklar
Talip olan özü yoklar
Settar edüp sırrı saklar
Ana derler ki himemât
Ne halden bildin delini
Ne kimse bildi halimi
Bir çarkı kader zalimi
Edeyim sana şikâyet
Esirî uzatma dilin
Har olur yanında gülün
Güldür arzusu bülbülün
Neylersin kılıp hikâyet…