Eğer bir kamilden kemal istersen
Özünü bilene ala dediler
Ehl-i zatım derse inanma sakın
İtibar eyleme dile dediler
Sikke vursan altın olur mu tuca
Harçlık istenir mi küresiz saca
Hakk’ın buyruğunu söyleme pice
Buyruk haktır ama kula dediler
Bir kul kusurunu eğer görmezse
Özünün uğrusun ele vermezse
Hakk’ın buyruğuyla amil olmazsa
O çıkmaz götürmen yola dedilir
Ersen kamil ile konup göçersin
Yola gelmez doğru yoldan kaçarsın
Şerh eyleyip Hakk’ın sırrın açarsın
Onun yüzündendir bela dediler
Hakk’ın gizli sırrın söyleme yada
Dilinle yandırma başını od’a
Gülü bülbül için halketti Huda
Kargayı kondurma güle dediler
Gülün aslın bilip hare katarsan
Burda aldığını surda satarsan
Günde bin defa secdeye yatarsan
Yine onun işi hile dediler
Gerek artık eksik söyledim sözüm
Mürşit meydanında saf oldu özüm
Bir ulu dergahta açıldı gözüm
Yahşi yaman ayrı ola dediler
Ayırdılar yahşi ile yamanı
Denk etmezler cevahirle samanı
Dilden gidermezsen zan ü gümanı
Bir gün bu yol onu yola dediler
Veli’m eyder doğru yola gitmezse
Ar ile özüne sitem etmezse
Buyruk Şah-ı Merdan’ındır tutmazsa
Ahir yüzü kare ola dediler