1853’te İstanbul’da doğdu. Asıl adı Ahmet Edip. Harabî mahlasıdır. Bazı şiirlerinde Edib mahlasını da kullanır. Bahriye Birlik katibi olan Harabi’nin yaşamı İstanbul ve Rumeli’de geçti. 17 yaşında Bektaşiliği seçti. Yaşamını yitirdiği 1917’ye kadar bu yolun sadık bir bendesi ve savaşçısı oldu. Tasavvuf ve tasavvuf ustalarının eserleriyle yakından ilgilendi. Hece ve aruzla yazdı. Divanında bu iki ölçünün kullanıldığı şiirler vardır.
EY VAİZ BİZE VA’Z EDEMEZSİN SEN
Ey vaiz sen bize va’z edemezsin
Çünkü her bir ilmin deryasıyız biz
Bizim yurdumuza hiç gidemezsin
Hakikat Kaf’inin Anka’sıyız biz
Haberdar olaydın şirri süphandan
Feragat ederdin küfr-ü imandan
Birşey anlamadın sen magzi Kur’an’dan
Kuran’ın esrar-ü manasıyız biz
Biz tertip eyledik Kabe-kavseyn’i
Kurbu ev ednada kurduk ayini
Fehm eyleyemezsin sen o mabeyni
Mirac’in Leyletel esrarıyız biz
Tur’da biz Musa’yi irşad eyledik
İsa’yi çarmıhtan azad eyledik
Çıkardık göklere imdat eyledik
Bunların sebebi ihyasıyız biz
Kafü-nun dan daha nişan yok iken
Bu görüp bildiğin cihan yok iken
Hakka sığınacak mekan yok iken
Bizde gizlenmişti amasıyız biz
İbrahim’e narı gülzar eyledik
Tecri mintahtihel’enhar eyledik
Yok iken Harâbi biz var eyledik
Bu kevn ü mekanın hûdasıyız biz