- Cem’in Başlaması
Rehber, peyiki dedeyi getirmeye gönderir. Dede içeri girerken Gözcü: “Hü Erenler! Pirimiz geliyor” der. Cemat kıyama kalkar. Dede meydanın ortasına kadar gelir. Gözcü sağında, peyik solunda dar’a durup: “Hü Erenler! Cemlerimiz Kırklar Cemi, görevimiz Hz. Hüseyin’in yeri, yardımcımız Hakk-Muhammed-Ali ola. Hayır, himmet Pirim” der; dar’da rehberin duasını bekler. Rehber:
“Bismişah, Allah Allah. Hizmetin mübarek olsun. Yardımcın Hakk-Muhammed-Ali olsun. Bu pir postunda Hakk-Muhammed-Ali seni doğruluktan ayırmasın. Adaletin Hz. Ali’nin adaleti olsun. Haksız görüp gözetmiyesin. Doğrudan yana olasın. Zengini, fakiri ayırtmıyasın. Bu evreni var eden yüce Allah seni saşırıp düşürmesin. Doğru oturup, doğru karar veresin. Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, Oniki İmamların, 14 Masum-u Pakların, Onyedi Kemerbestlerin ve kırkların katarına, didarına nail olasın. Üzerine aldığın hizmetinde şefaat bulasın. Dil bizden himmet Hünkâr Bektaş Veli’den ola. Gerçeğe Hüüü, mümine ya Ali.”
Dede: “Allah-Muhammed ya Ali” diyerek yere secde eder, gelir. Pir postunda tekrar: Allah- Muhammed ya Ali” diyerek üç defa secde eder ve geçer postun üzerinde dar’da yüksek sesle salavat getirir: “Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed” der; dar’da bekleyen cemaata şu gülbankı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Vakitler hair ola. Darlar divanlar nur ola. İstekler ibadetler kabul ola. Cemlerimiz Kırklar Cemi ola. Meclisimiz erenler meclisi ola. Ey yücelerin yücesi ulu Tanrım, gönüllerimizi o ilahi nurunla nurlandır, bilerek bilmeyerek yaptığımız günahlarımızı af eyle. Yapacağımız günahlarda fırsat verme. Şu an huzuruna gelmiş, senden af dileyen, tövbe istiğfar eden bu mümin Müslim canları, Hz. Muhammed Mustafa ve Aliy’el Murtaza’nın yüzü suyu hürmetine, dualarını kabul eyle ya Rab. Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, Oniki İmamların, Ondört Masum-u Pakların, Onyedi Kemerbestlerin ve Kırkların hayır himmetleri, sefayı nazarları üzerimizde hazır ve nazır ola. Dar çeken didar göre, didar gören çehennem narı görmeye. Dil bizden, hayır himmet Hakk’tan ola. Gerçek erenlerin demine Hüüü, mümine ya Ali. Dar çeken bacılar didar göre, Fatima Ana muradını vere, Erenler sefaya ere.”
der, herkes olduğu yerde secde eder ve yere oturur.
1.1 Dedenin Bazı Önemli Açıklamaları
Alevilikte kadın ve erkek eşitliği
Alevilikte abdes almak
Alevilikte cemde Allah ile kulun arasında ilişki
Alevilikte cem anlayışı
- Dargınları Barıştırmak
Cem kul, köle efendi, bey, farkının olmadığı eşitlik meydanıdır; medet mürvet kapısıdır. Cem af ve şefaat, rıza; ikrar, iman; ölçü ve hüküm meydanıdır. Cem ulu divandır. Hakk’a temenna, Hakk’ın tecelli ettiği yerdir. Cemin en büyük özeliği, yargı ve karar organı da olmasıdır. Dede ibadete başlamadan, Kuranıkerim’deki Hucurât suresi 10. ayet, Şura suresi 26. ve 40. ayetleri geregi dargınları barıştırır:
“Mümin, müslim bacı kardeşler, şimdi ibadete başlayacağız. Kuranıkerim’in emri, Alevi inanç ve felsefesi gereği, bu cemde biri birinde alacağı olan, kalp kırmış, dargın ve küskün olanlar varsa, birlikte ibadet etmemiz mümkün değildir. Çünkü kul kuldan razı olmazsa, Tanrı kuldan razı olmaz. Tanrı’yla ilişkiye girmek için kişiliğimizle, ruhumuzla, düşüncelerimizle bir can bir vücut olmamız gerekiyor. Bu Hakk erenler meydanında, haklının hakkı haksızdan alınır, dargınlıklar ortada kaldırılır. Burası Hakk meydanıdır, kin ve husumet yeri değildir. Barış ve adalet burada sergilenir. Halkın af etiğini, Hakk da af eder. Dilinizdeki bizim, gönlünüzdeki sizindir. Bu gibi canlar ileri gelsinler, isteklerini dile getirsinler, birlikte sorgulayalım, barıştıralım. Kapıcı baba , gözcü baba, siz burada, bu Hakk meydanında küsülü veya dargın olan ve bu ulu divana bildirmeyeni tanıyor musunuz? Siz, cem erenleri, siz bu Hakk meydanında dargın olan ve bu ulu divana bildirmiyeni tanıyor musunuz? Tanıyıp da söylemeyenin günahları bu Hakk divanda kendilerinde sorulsun.”
Meydana gelenleri, dede barıştırır. Buna razı olmayanlar, barışmak istemeyenler, gözcü tarafından cemevinden çıkarılır.
- Rızalık Almak ve Kemerbestleri Bağlamak
3.1 Hizmet Sahiplerinin Meydana Çağrılması ve Onlara Dua Verilmesi
Zakir aşağıdaki deyişle oniki hizmeti tek tek pir meydanına çağırır. Her gelen hizmet sahibi önce “Allah- Muhammed-Ali “diyerek, yere niyaz eder ve sıralı bir şekilde dar’a dururlar:
Hakk’tan bize name geldi
Pirim sana beyhan olsun
Şahdan bize name geldi
Rehber sana haber olsun
Hakk kuluna nazar eder
Dört kapıdan name süzer
Zeval gelmis cemi bozar
Gözcü sana haber olsun
Müminin zikri saz ile
Kuran okur avaz ile
Mümin Müslim niyaz ile
Zakirlere haber olsun
Hakk kuluna nazar eyler
Hakk’ın kelamını söyler
Mümin Müslim mürvet diler
Peyik sana haber olsun
Mümini çektil meydana
Münkiri sürdü zindana
Hizmet verdiler Selman’a
Süpürgeciye haber olsun
Mümin yolu yakın ister
Münkirlerden sakin ister
Delil yanmaz yağın ister
Çerağcıya haber olsun
Bu yola giden Nacidir
Mümin müslim kardeş bacıdır
Cem kilidi kapıcıdır
Kapıcıya haber olsun
Gel gidelim hakikata
Kulak verelim tarikata
Canlar girdi itikata
Tezekâra haber olsun
Gel varalım reyhaneye
Niyaz edelim erkâna
Hizmet verildi kurbana
Lokmacıya haber olsun
Yola giden haslar hası
Mümin giyer Hakk libası
Doldur ver engürün tası
Sakkacıya haber olsun
Şah Hatayım var olalı
Müminlere yar olalı
Hakk’tan bize yol kalalı
İznikciye haber olsun
Dede:
“Bismişah, Allah Allah. Gönlü yerde, özü dar’da, Yüzü yerde, Muhammed-Ali’nin tevella, teberrasına inanarak, hizmet için bu irfan meydanına gelen canların, yerleri, gökleri var eden yüce Allah, dilden dileklerini, gönülden muratlarını versin. Dileklerinizi Hakk-Muhammed-Ali versin. Emekleriniz boşa gitmesin. Erenlerin aydın yüzlerine aşk olsun. Onsekizbin âlemle birlikte, cümle mümin kardeşlarimizi Hakk-Muhammed-Ali yolundan mahrum eylemesin. Görünür, görünmez kazadan beladan korusun. Hizmetini gördüğünüz pirlerin himmetleri üzerinizde olsun. Bozatlı Hızır cümlenizin yardımcısı olsun, saklasın, beklesin. Sizler bu toplumun ibadetini hizmetini ediyorsunuz; Hakk-Muhammed-Ali de sizlere yardımcı olsun. Bu cemde, bu erkânda, Ehlibeyt’in katarından didarından ayırmasın. Geldiğiniz yerden, durduğunuz dar’dan iyilikler göresiniz. Dil bizden, himmet Hakk’tan, yardım pirden ola. Gerçeğe Hüü, Mümine ya Ali.”
Hizmet sahipleri yere secde edip, dizlerinin üzerine otururlar.
3.2 Hizmet Sahiplerinin Birbirlerinden ve Cem Erenlerinden Rızalık Alması
Hizmet sahipleri hizmetlerini yerine getirmek için önce birbirinden razı olmaları; sonra da cem erenlerinin hizmet gören canlardan razı olması gerekiyor. Onun için dede, hizmet sahiplerine sorur: “Siz hizmet sahipleri birbirinizden razı mısınız?” Hizmet sahiplerinden cevap bekler ve iki kez daha bu soruyu tekrarlar, cevap bekler. Hizmet sahipleri birbirinden razı iseler, birbirlerinin omuzlarına sağdan sola niyaz ederler ve en sonundaki divana doğru eline niyaz eder ve tekrar soldan sağa birbirinin omuzlarına niyaz edip, sonundaki pir divanına doğru eline niyaz eder. Ardından dede cemde bulunan mümin ve müslim erenlerin de rızalığını alacaktır. Dede: “Siz cem erenleri bu Hakk meydanda bulunan ve sizlere hizmet vermek isteyen görevlilerden razı mısınız?” der; cemde bulunan canlardan cevap bekler ve iki kez daha bu soruyu tekrarlar, cevap bekler. Hizmet sahipleri cem erenlerden rızalık aldıktan sonra, toplu halde yere secde edip, ayağa kalkar ve dara dururlar. Dede tecella duası verir: Tecellâ, Tevellâ Hakk’a yazıla. Tecellânız temiz, yüzünüz ak ola. Tecellâ gören cehennem narı görmeye. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Hizmet sahipleri toplu halde tekrar yere secde edip dar’da dururlar.
3.3 Kemerbest Bağlanması
Alevi inancına göre, Hz. Muhammed Kırklar’la beraber semah dönerken, imamesi yere düşer ve kırk parça olur. Kırklar da bu parçaları bellerine bağlamakla, Hz. Muhammed’e saygı ve bağlılıklarını ifade anlamıyla, Kemerbest olurlar. Allah-Muhammed- Ali diyerek, rehber pirin, pir de rehberin ve rehber diğer hizmet sahiplerinin (ve semah dönenlerin) belini tülbentle bağlar. Dar’da duran rehber gidip “Allah- Muhammed ya Ali” diyerek pirin beline tülbendi üç düğümle bağlar. Dede: “Kırklar’dan bize yol kaldı. Güzel Şah’dan hizmet kaldı. Yol erenler yoludur. Hâl erenler hâlidir. Gafil olma ey sofu, Kemerbest ikrar bendidir. Destur ya Allah, ya Muhammed, ya Ali” diyerek tülbendi rehberin beline bağlar. Rehber de hizmet görevlilerine ve semah dönmek isteyenlere tülbendi teker teker verir, hizmetçiler Allah-Muhammed, ya Ali diyerek tülbendi üç düğüm atarak beline bağlarr ve dar’a dururlar. Dede dua okur:
“Bismişah, Allah Allah. Tevella Teberanız Hakk’a yazıla, tevellanız temiz, yüzünüz ak ola. Belinize bağlanan tevella nişanesi olan kemerleriniz, Cebrail Aleyhiselam’ın Hz. Muhammed’in beline bağladığı ikrâr kemeri ola. Hz. Muhammed’in Kırklar Cemi’nde, kırk parçaya bölünen imamesinden bağlanan kemerler ola. Hizmetiniz boşa gitmesin, hizmetinizden şefaat bulasınız. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Btün hizmet sahiperi yere secde edip, görevlerin başına giderler. Dede devam eder: “La ilâhe illallâh Hakk birsin Muhammed’e Resullullah. Ali’yun Veliyullah. Eyvallah pirim eyvallah.” Salavat getirir: “Allahumme salli alâ Seyidine Muhammed ve alâ Ali seyidine Muhammed.”
- Bazı Hizmetlerin Duaları
4.1 Süpürgeci
Süpürgeci, süpürgesi sol kolunun altında Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’a durur; “Hüü Erenler Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelir. “Hayır, himmet pirim” der; üç defa “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek, post serilecek meydanı temizce süpürür ve süpürgesini tekrar sol kolun altında dar’a durup, duasını söyler. Hizmetli erkekse, şu duayı söyler: “Şehidi Kerbela için gözlerim dolu yaştır. Lanet olsun Yezid’e, Yezid’in bağrı taştır. Erenler yolunda Aliy-el Murtaza baştır. Kırklar Meydanı’nda ustadımız Seyyid-i Ferraş’tır. Allah eyvallah, nefes pirdendir.” Süpürge hizmetini bacı yapıyorsa: “Üç bacı idik; guruh-u Naci idik, Kırklar Cemi’nde süpürgeci idik. Süpürgeci Selman; kör olsun Mervan, zuhur edecek Mehdi sahib-i zaman, Allah eyvallah nefes pirdedir.” Dede onlara şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Sahibi Selman, mülkü Süleyman, kör olsun Mervan, zuhur edecek Mehdi sahib-i zaman, şad olsun Oniki İmam. Erenler meydanında hizmetin olsun tamam. Hizmetinde şefaat bulasın. İnandığımız o yüce Allah dilden dileğini, gönülden muradını versin. Hakk-Muhammed-Ali yardımcın olsun. Gerçek erenlerin demine Hüü, mümine ya Ali.”
Süpürgeci “Allah-Muhammed, Ya Ali” diyerek yere secde edip geri çekilir.
4.2 Post Hizmeti (İznikci)
Post görevlisi meydan postunu kollarının üzerine alarak, Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da durur; “Hüü erenler Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelir. Post hizmetlisi, şu nefesi söyler:
“Destur Pirim.
Kırklar meydanında Muhammed, Ali
Erkâna düşerken serdi bu postu
Hatice Kibriya Fatime Zöhre
Birlik meydanına serdi bu postu
İmam Hasan ahu içip göçmeden
Hüseyin’i Kerbela serden geçmeden
İmam Zeynel ahu figan etmeden
Muhammed Bakır serdi bu postu
İmam Cafer alimlerin ışığı
Musa’yı Kazım Hakk’ın âşığı
İmam Rıza süzdü tenden zehiri
Muhammed Taki serdi bu postu
Aliy-el Naki costu söyledi
Hasan Ali Askeri ikrar eyledi
Mehdi sahib-i zaman hâlâ gelmedi
Hünkâr Hacı Bektaş serdi bu Postu
Kemter Derviş aşk oduna yanmışım
Hizmet için divanına durmuşum
Sermek için meydanına gelmişim
Destur eyle pirim serem bu postu
“Allah eyvallah, nefes pirdedir”
Dede şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Hakk-Muhammed yolunda, erenler meydanında, pir divanında serilen bu Hakk postunun üzerinde hizmet görenler, hizmetlerinde şefaat bulsunlar. Bu meydanda yargılanıp sorgulananları, yüce Allah tekrar yargılayıp sorgulamasın. İnandığımız o yüce Allah dilden dileklerini gönülden muratlarını versin. Hakk-Muhammed-Ali yardımcıları olsun. Dil bizden, himmet Hakk’tan, yardım pirden olsun. Gerçek erenlerin demine Hüü, mümine ya Ali.”
Duadan sonra iznikçi, dedenin gösterdiği yerde dize gelir ve postu serip “Allah-Muhammed, ya Ali” der, postun üç yanında niyaz edip, geri geri yerine çekilir.
4.3 Delil Hizmeti (Çerağcı)
Delilci, Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde (ayakları mühürlü, sağ eli kalbinin üzerinde, sol eli yana sarkık, baş hafif öne eğik, kıyamda durarak) “Hüü erenler Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımı atarak, postun sağ tarafına konan delilin yanına gelir: “Hayır, himmet pirim” der, delinin önünde diz çöker: “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek, sağına, soluna ve önüne niyaz eder ve dualarını okumaya başlar.
Delilci şu duayı okur:
“Bismişah, Allah Allah. Rahman ve rahim olan Allah’ın ismiyle başlıyorum. Allah, göklerin ve yerin nurudur. Onun nuru, içinde ışık bulunan kandile benzer. O ışık bir cam içindedir. Cam da sanki inci gibi parlayan bir yıldızdır. Bu ne yalnız doğuda, ne de yalnız batıda bulunan, bereketli zeytin ağacından yakılır. Ateş değmese bile, neredeyse yağın kendisi aydınlatacak. Nur üstüne nurdur. Allah dilediğini nuruna kavuşturur. Allah insanlara örnekler verir. O her şeyi bilendir. (Nur suresi 35. ayet) Bu ışık Allah’ın yüksek ve kutsal bilinen, içlerinde Allah’ın adının anılmasına izin verilen, akşamdan sabaha kadar içinde Tanrı ismi anılan evlerde yakılır. (Nur suresi, 36. ayet) “Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed. Bismişah, Allah, Allah” “Bismillahirahmanirrahim: Çeraği Ruhşan, Fahri Dervişan Zuhuri İman, Kursadi Meydan, Kanuni Evliya, Kuvvet-i Abdalan, Himmet-i Piran, Pir-i Horasan, Bismişah Allah Allah. Çerağı evliya nuru semavat. Bu menzildir ol turi müracaat. Rusan kıl niyaz ol çirağ-ı embiyaya. Bu menzildir ol turi müracaat. Çerağ uyanınca ver niyazı Muhammed Mustafa’ya candan salavat. Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seydine Muhammed.”
der, delili uyartır (yakar) ve devam eder:
“Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed Mustafa,
Allahumme salli alâ seydina Aliy-el Murteza,
Allahumme salli alâ seyyidina Hasan-u’l Mücteba,
Allahumme salli alâ seyyidina Hüseyin-i Kerbela,
Allahumme salli alâ seyyidina Zeyne’l Aba,
Allahumme salli alâ seyyidina Bakır Baha,
Allahumme salli alâ seyyidina Cafer Rehnuma,
Allahumme salli alâ seyyidina Kazım Musa,
Allahumme salli alâ seyyidina Ali Sultan Rıza,
Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed Taki,
Allahumme salli alâ seyyidina Ali Naki,
Allahumme salli alâ seyyidina Hasan Askeri,
Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed Mehdi.”
Dede hemen şu duvazı yüksek sesle okur:
Çün çerağ-ı fahr uyandırdık Hüda’nın aşkına
Seyyidi-el Kevneyn Muhammed Mustafa’nın aşkına
Saki-i Kevser Aliy-el Murteza’nın aşkına
Hem Hatice, Fatma Hayru nisanın aşkına
Şah Hasan Hulk-i Rıza hem Şah Hüseyin-i Kerbela
Ol İmamlar soyu Zeyne’l Aba’nın aşkına
Ol Muhammed Bakır ki nesli paki Murtaza
İmam’i Cafer’ül Sadık ilmi arifanın aşkına
İmam Musa’yı Kazım Rızayı ehl-i Hakk
İmam Rıza zehri süzen sabir ehli aşkına
Şah Taki ya Naki hem Hasan’ül Askeri
Ol Muhammed Mehdi sahib-i zaman aşkına
Pirimiz ustadımız Hünkâr Bektaş Veli aşkına
Bu nur sönmeden yana evliyanın, embiyanın aşkına
Oh sırada delilci dar’a durur ve dede ona şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Hizmetin kabul ola. Hakk-Muhammed-Ali yardımcıları ola. Hızır yardımcın ola. Emeklerin boşa gitmesin, hizmetinden şefaat bulasın. Sen bu Nur-i Muhammed’in hizmet olan, temsili ışığı aydınlattın. Hz. Muhammed de şefaatıyla senin dünyanı ve ahretini aydınlatsın. Dilden dileğin, gönülden muradın versin. Dil bizden, nefes Hz. Hünkâr’dan olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Delilci “Allah Muhammed Ya Ali” diyerek yere secde edip geri geri yerine çekilir. Zakir, delilci hizmetine şu duvazı söyler:
Hata ettim Hüda yaktı delili
Muhammed Mustafa yaktı delili
Ol Ali Abadan Haydar-ı Kerrar
Aliy-el Murtaza yaktı bu delili
Hatice’tül Kübra Fatima Zehra
Ol hayri nisa yaktı delili
İmam Hasan için girdim meydana
Hüseyin-i Kerbela yaktı delili
İmam Zeynel İmam Bakır’ı Cafer
Kazım Musa Rıza yaktı delili
Muhammed Taki’den hem Ali Naki
Hasan-ul Asker’i yaktı delili
Muhammed Mehdi sahib-i zaman
Gayip erenlerdir dertlere derman
Bu yola sığmaz şüpheyle güman
Hünkâr Bektaş yaktı delili
Hatayı’yım onikiye bağlıyım
Hakk’tan gelir ışık ondan nurluyum
Sırr-ı yezdan köklü Ali soyluyum
Kırkların Cemi’nde yandı bu delil
4.4 Gözcü Hizmeti
Gözcü, Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde (ayakları mühürlü, sağ eli kalbinin üzerinde, sol eli yana sarkık, baş hafif öne eğik, kıyamda durarak) “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelir, şu duayı söyler: “Destur pirim, Allah’tan ola hidayet , Muhammed Mustafa`dan ola şefaat, Aliy-el Murtaza’dan ola himmet, pirimiz, üstadımız, gözcü Karaca Ahmed, Allah eyvallah, nefes pirdedir.” Dede gözcüye şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Hizmetin kabul, yüzün ak ola. İstediğin dileği Hakk-Muhammed-Ali vere. Durduğun dar’dan, divandan hayır ihsan göresin. Gözcü Karaca Ahmet Sultan’ın hüsnü himmeti üzerinde ola. Dil bizden, nefes Hz. Hünkâr’dan olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Gözcü “Allah-Muhammed, Ya Ali” diyerek, yere eğilmeden sağda tuttuğu sopasına secde edip geri geri yerine çekilir.
4.5 Kapıcı Hizmeti
Kapıcı, Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde (ayakları mühürlü, sağ eli kalbinin üzerinde, sol eli yana sarkık, baş hafif öne eğik, kıyamda durarak) “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelir, şu duayı söyler:
“Hayır, himmet pirim. Bismişah diyelim, evvel Allah diyelim, açalım cemevini, canları mihman edelim. Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, Oniki İmamların, Onyedi Kemerbestlerin, Kırkların, aşkına gönül kapısını teslim alalım erkâna. Allah eyvallah nefes pirdedir.”
Dede kapıcıya şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Hizmetin kabul ola. Hakk-Muhammed-Ali yardımcın ola. Hızır yardımcın ola. Emeklerin boşa gitmesin, hizmetinden şefaat bulasın. Dilden dileğin, gönülden muradın versin. Dil bizden, Nefes Hz. Hünkâr’dan olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Kapıcı “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek yere secde edip, geri geri yerine çekilir.
4.6 Kurbancı ve Lokmacı Hizmeti
Belirttiğimiz cemler Abdal Musa, Hızır, Lokma veya İbadet Cemi olduğu için, bu cemlerde adak kurbanları kesilir. Bu kurbanlar, gündüz ya bir dede tarafından veya bir bilen muhib tarafından tekbirlenerek kesilir. Cemevi müsaitse, cemevinde, cemevi müsait değilse herkes evinde pişirip, ceme getirir. O anda etler orada pişmiş hazır olur. Gelen diğer lokmalar da tek tek dua verilmemişse, hizmet alan hizmet sahipleri, bir tepsiye kurban etlerinde koyarlar. Diğer bir tepsiye de lokmalardan karıştırarak koyarlar. Kurbancı ve lokmacı bu tepsileri elinin üzerinde tutarak Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde (ayakları mühürlü, sağ eli kalbinin üzerinde, sol eli yana sarkık, baş hafif öne eğik, kıyamda durarak) “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atarlar. İki defa aynen tekrarlarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelirler. Kurbancı şu duayı okur:
“Hayır, himmet pirim. Bismillahi Muhammed-Ali’nin hürmeti için, Halil İbrahim’in ahdı ezel hakkı için, Tanrım bu kurbanı adadık Hakk yoluna. Ferman-i Celil, Kurban-i Halil, Delil-i Cebrail tekbiri İsmail Allahu ekber Allahu ekber la ilâhe illallâhu vallahu ekber ve lillahil hamd. Allah eyvellah nefes pirdedir.”
Dede, kurban kesen sahiplerini de Kırklar Meydanı’na çağırır ve hepsi lokmacıyla, kurbancıyla beraber dar’a durur. Dede onlara Kuranıkkerim’in Sâffât suresinin 103’den 107’ye kadar olan ayetlerinin, insanlar için kurban kesmelerinin, Allah’ın emri olduğu doğrultusunda, kesilen kurbanlara şu tekbiri verir:
“Kurban-i Halil, Ferman-i Celil, Delil-i Cebrail, tekbir-i İsmail, Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber; la ilâhe illallâhu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd. Kurban-i Halil, Ferman-i Celil, Delil-i Cebrail, tekbir-i İsmail, Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber; la ilâhe illallâhu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd. Kurban-i Halil, Ferman-i Celil, Delil-i Cebrail, tekbir-i İsmail, Allahu ekber, Allahu ekber, Allahu ekber; la ilâhe illallâhu vallahu ekber, Allahu ekber ve lillahil hamd. La feta illa Ali, la seyfe illa Zülfikar. Allah Allah.”
Dede şu duaya devam eder:
“Bismişah, Allah Allah. Akşamlar hayır, ibadetler kabul ola, Kurbanlar makbul ola. Dergâh-ı İzzet’e kayd ola. Muratlar hasıl ola. Kurbanları her ne niyetle kesmişlerse, lokmaları her ne niyetle pişirmişlerse, yeri göğü yaratan, bu evrene hüküm eden, yüce Allah, emeklerini boşa vermesin, Dilden dileklerini, gönülden muratlarını versin. Kazanıp getirenlerin, emek yiyip pişirenlerin, malları kabul olsun. Görünür görünmez kazadan belâdan korusun. Hizmetlerinden şefaat bulsunlar. Bozatlı Hızır cümlenizin yardımcısı olsun, saklasın, beklesin. Bu cemde, bu erkânda, Ehlibeyt’in katarından didarından ayırmasın. Geldiğiniz yerden, durduğunuz dar’dan iyilikler göresiniz. Dil bizden, şefaat Hakk-Muhammed-Ali’den olsun. Nur-i Nebi, Kerem-i Ali, Gülbankı Seyyit Mahmud-i Hayrani. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Kurbancı ve lokmacı elindeki tepsiye, diğer kurban sahipleri “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek yere niyaz edip, yerlerine çekilirler. Lokmacı ve kurbancı, dua alan lokmaları diğer lokmaların içine; dua alan kurban etlerini de diğer etlerin içine katarak, lokma dağıtma zamanı gelince, cem sakinlerine dağıtırlar. Zakir ondan sonra şu duvazı söyler:
Akıl ermez yaradanın sırrına
Muhammed Ali’ye indi bu kurban
Kurban olam kudretinin nuruna
Hasan Hüseyin’e indi bu kurban
Ol İmam Zeynel’in destinde idim
Muhammed Bakır’ın dostunda idim
Cafer’i Sadık’ın postunda idim
Musa’yı Kazım Rıza’ya indi bu kurban
Muhammed Taki’nin nurunda idim
Aliy’un el-Naki’nin sırrında idim
Hasan’ul Asker’in dar’ında idim
Muhammed Mehdi’ye indi bu kurban
Aslı Şah’ı merdan güruh-u Naci
Gerçeğe bağlıdır bu yolun ucu
Senede bir kurban talibin borcu
İsmail Peygamber’e indi bu kurban
Tarikat’tan hakikata ereler
Cennet-i âlâya hülle süreler
Muhammed Ali’nin yüzün göreler
Erenler askına indi bu kurban
Şah Hatayım der bilir mi her can
Kurbanın üstüne yürüdü erkân
Tırnağı tesbih kanı da mercan
Mümin Müslüman’a indi bu kurban
Duvazlar bitince, dede zakire şu gülbankı verir:
“Bismişah, Allah Allah, Hizmetiniz kabul ola, Muradınız hasıl ola. Ağzınız dert, gönlünüz keder görmesin. Zikir ettiğiniz erenlerin evliyaların üzerinizde himmetleri hazır ve nazır ola. Hakk-Muhammed-Ali, Ehlibeyt’in katarından, didarından ayırmaya. Hizmet ettiğiniz bu yolun sahibi, dilden dileğinizi gönülden muradınızı versin. Dil bizden, nefes Hz. Hünkâr’dan olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Zakir, sazın üzerine hafifçe eğilmiş vaziyette “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek sazına niyaz edip, sazını kenara bırakır.
4.7 Tezekar Hizmeti
Görevi alan bacı ve kardeş. Kardeş canın elinde leğen ve ibrik, bacının omuzunda havlu, beraberce Kırklar Meydanı’nın kenarına gelirler. Dar’da duruyor şekilde (ayakları mühürlü, sağ eli kalbinin üzerinde, sol eli yana sarkık, baş hafif öne eğik, kıyamda durarak) “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atarlar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelir: “Hayır, himmet pirim” der, yere niyaz ederler ve karşılıklı diz çöküp otururlar. Evvela kardeş can, bacının eline “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek su döker ve bacı canın ellerini havlu ile kurular ve havluya niyaz eder. Kardeş can önce havluyu sonra ibriği bacıya teslim eder ve bacı canımız kardeşin eline “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek su döker, havlu ile kurutur. Leğen ve ibrik, kardeş canın elinde ve havlu, bacı canın omuzunda, kalkıp önce delilin yanına gelip, kardeş can “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek delilin altında bulunan tepsiye üç damla su damlatır ve dedenin yanına gider. Bacı can, delilin yanında niyaz eder, kardeş canın peşine gider. Kardeş can, dedeyle başlıyarak, rehberin, zakirin ve halkada oturan canların bazılarına (dede söyler hangisine) sembolik olarak “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek, ellerine su döker. Bacı can, erkek canın peşinde giderek, havluyla, elleri yıkanan canların ellerini kurutur; her seferinde havluya niyaz eder. Canların ellerine su dökdükten sonra, teszakar hizmeti gelip, meydanda dar’a durur ve teszakar şu duayı okur:
“Bismişah, Allah Allah. Ben Gülam-i Haydariyem adudan etmem hayufu pak. Bu hizmetin sahibi Selman-ı Pak, Gönlümüzü bağlayıp, yuduk olduk pak. Bercemali Muhammed, kemal İmam Hasan, İmam Hüseyin Aliy-ün Muhammed’e salavat. Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed. Allah eyvallah nefes pirdedir.”
Dede tezekara şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Hizmetin kabul ola. Hakk-Muhammed-Ali yardımcın ola. Hızır kılavuzun ola. Emeklerin boşa gitmesin, hizmetinden şefaat bulasın. Bizleri var eden o yüce Allah, dilden dileklerinizi, gönülden muratlarınızı versin. Vücutlarınıza dert, gönlünüze keder vermesin. Siz bizleri arındırdınız, Allah’da sizin gönlünüzü kötü huylardan arındırsın. Dil bizden, yardım pirden olsun. Gerçeğe, erenlerin demine Hüü, mümine ya Ali.”
Tezekar “Allah, Muhammed, ya Ali” diyerek, yere secde edip, geri geri yerine çekilir.
- Cem Birlemesi (Mühürleme => Cem’in Kilitlenmesi)
Asıl ibadet burada başlar. Cemin asıl ibadet bölümünü oluşturan “cemin mühürlenmesi” şu sıraya göre yapılır:
Dede: “Edep, erkân; mümine nişan” der, yanındaki ile görüşür ve cem erenleri de aynı görüşmeyi yanındakilerle yaparlar. Bu görüşme, toplumun birbiriyle rızalık alması anlamındadır. Herkes dizde edep, erkân oturur. Cem başlamıştır. Dede artık yüksek sesle salavattan başlıyarak Nadi Ali’yle, hutbelerle, tevbe-estağfurullah’la, bağışlamalarla devam eder.
Salavat: Dede: “Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed.”
Nadi Ali: Dede:
“Nâdi Aliyyen mazhar-ül-acâib
Tecidühü avnen leke fin-nevâib
La illallâhi haceten külli hemmin ve gammin seyenceli
Bi-nuri azametike yâ Allah, ya Allah, ya Allah
Ve bi-nuri nübüvvetike ya Muhammed, ya Muhammed, ya Muhammed
Ve bi-nuri sırr-ı Velayetike ya Ali, ya Ali, ya Ali
Edriknî, edriknî, edriknî
Ve aleyhâ muhavvelî
Yetiş ya Ali
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Her bir kazayı, belayı defeder perverdigar
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Yezid’in boynundan gitmesin tığ ile teber
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Müminin gönlünden gitmesin leyl-ü ve’nnehar
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
İmam Câfer Buyruğu’nda budur muteber
La feta illâ Ali lâ seyfe illâ Zülfikar
Nasrun minallahi ve fethün karîb ve beşşir-il-mü’minine ya Muhammed, ya Ali
Ber cemali Muhammed kemâl-i İmam Hasan Şah Hüseyin Ali’yi pir bilene verelim candan salevat”
der, salavat getirilir.
“Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed.”
5.1 Mühürleme ve İkrar Tazelemek
Dede:
“Cemimizi birledik. Muhammed’in nübüvet mühürü ile mühürledik. Ali’nin kilidi ile kilitledik. Ya Allah sana sığındık. Biz severiz Hakk-Muhammed-Şahı merdan Ali’yi. Erleri, pirleri onun Ehlibeyt’ini. Mümin olan bozmaz hiç bir zaman ahtını. Bu ibadetle tazelenir müminlerin ikrarı. İkrar vermiş dönmez Sultan Hatayi.” ( üç kez tekrarlanır)
“Cem dirliği ile, gönül birliği ile diyelim Allah Allah” diyerek cemaati secdeye getirir ve devam eder:
“Bismişah, Allah Allah. Gönül birliği ile, itikat bütünlüğü ile. Eli erde yüzü yerde. Hakk’ın huzurunda secde etmiş, bütün mümin müslim canların, istek ve arzularını yerine getir, günahlarını af et, ya Rab. Meydanlarımızı abad, cemlerimizi Kırklar Cemi eyle. Bizleri Ehlibeyt’in katarından didarından ayırma. Ey yerleri gökleri var eden yüce Allah; bizleri doğruluktan, doğru yoldan ayırma. Dertlerimize derman, gönüllerimize iman, nefsimize sabır, ihsan eyle. Şu anda sana amin, Allah Allah diyen dillerin, dilden dileklerini gönülden muratlarını ver ya Rab. Görünür görünmez kazadan beladan koru. Dualarımızı dergah-ı izzet’inde kabul eyle. Emeklerimizi boşa verme. Evliyaların ve embiyaların hürmetine, şefaatından mahrum eyleme, ya Rab. Nur-i Nebi, Kerem-i Ali, gülbankı Hünkâr Bektaşi Veli. Dil bizden, himmet Hakk’tan ola. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali, yatan şehitler uyansın “
der. Cem erenleri ile birlikte yere niyaz eder; salavat ve tehvidi okuyarak, ilahiye (hutbe) devam eder:
“Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed. Hak la ilâhe illallâh Muhammed’en resulullah. Aliy’ün veliyullah, Ehlibeyt’i nurullah. Bismişah, Allah Allah.”
5.2 Hutbe
Levlake levlak bBuyurdu Muhammed’in sanına
Ey Mervan pek susadın Ali evladının kanına
Günde yüzbin kere lanet olsun senin canına
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Muhammed’i davet etti kendi öz hanesine
Günde bin köle azad ederdi bir Hakk’ın rızasına
Kün dedi karar kıldı yerin göğün binasına
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Yaratıcı tek Allah’tır ona yoktur gümanım
Senden güman edenin seksiz yoktur imanı
Sen sana getirdin ol velilik fermanı
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
O Şeriatta ilim kapısı hakikatta iki cihan serveri
Ol Muhammed Mustafa Hakk’a yakınlıkta onunla söyleşti
Ondan başka yoktu onun nutkunu, ondan dinledi
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Muhammed İmam Hasan’ı aldı dizine öptü ağzını
İmam Hüseyin coşa geldi öptürdü boğazını
İmam Zeynel hakkı için kabul et niyazımızı
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Muhammed Bakır’a nida geldi Hakk’ta hidayet olunca
Taş kalpler erir Hakk’ın nurun görünce
Gaziler mürvet diledi Cafer yolun görünce
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Musa’yı Kazım razıdır Hakk’tan gelen ezaya
Mümin olan razıdır Hakk’dan gelen kazaya
Üzüm ile ağü verdiler İmam Rıza’ya
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Muhammed Taki’dir tarikatın binası
Aliy’el Naki’dir müminlerin aynası
Mümine ahiretin verdi münafıka dünyası
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Hasan al Asker’i ol Mehdi’nin atası
Nuh’u helâk eden ol tufanın deryası
Yerin göğün arşın kürsün atası
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Ey Hatayi sil gönlün sarayını, Sultan gelsin konmaya
Sen seni Hakk bil ki, cismin oda yanmaya
Öyle bir Sultan sevki, meyli dünyada olmaya
Ey Evliyalar madeni settarım sırrım Ali
Müminlerin yolu erkânı Hacı Bektaşi Veli
Dede yüksek sesle, hutbeden sonra bir salavat getirir: “Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed.” Ve dede bağışlamayla devam eder.
5.3 Bağışlama
Dede:
“Ey yeri göğü yaratan, bir benzeri ve eşi olmayan yüce Tanrım: Adem’i Safuyullah, Nuh’u Naci’yullah, İbrahim’i Halilullah, İsmail’i teslimullah, Musa’yi kelamullah, İsah’i Ruh’ullah, Muhammed’i habib’ullah, Aliy’ül veliyullah, Ehlibeyit’i Resullulah, Mürşid’i Kâmilullah, bunların yüzü suyu hürmetlerine, dualarımız kabul eyleye. Günahlarımız af eyleye. Hakk la İlahe illallâh, Hakk birsin Muhammed’e resullullah Aliy’en veliyullah, Ehlibeyt’i keremullah, mürşid-i kamilullah. şefaat kıl ya resulullah. La feta illa Ali, la seyfe illa Zülfikar.
Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed Mustafa yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Aliyye`l Murteza yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Hatice’tül Kübra yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Fatime’tül Zöhre yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Hasanu’l Mücteba yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Hüseyin-i Kerbela yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Zeyne’l Aba yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Bakır Baha yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Cafer Rehnuma yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Musa’yi Kazım yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Ali Sultan Rıza yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed Taki yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Ali’yel Naki yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Hasan al Askeri yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed Mehdi yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Hünkâr Bektaşi Veli yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina Seyyid Mahmudi Hayrani yüzü suyu hürmetine bağışla.
Allahumme salli alâ seyyidina erenler evliyalar hakkı için bağışla.
Canı gönülden el bağladık, Hakk erenler yoluna. Elhamdilüllah nasip oldu, geldik irfan meydana. El aman sığındık dar’dayız divanında. Sen bizi mahrum etme o güzel şefaatından. Cem dirliği ile; gönül birliği ile diyelim Allah Allah”
diyerek cemaati secdeye getirir ve devam eder:
“Bismişah, Allah Allah. Eli erde yüzü yerde, gönlü Hakk-Muhammed-Ali yolunda, pir divanında, sıtkı gönülle, secdeye eğilmiş Allah Allah diyenlerin, Allah her ne arzu ve istekleri varsa, arzu ve isteklerine kavuştursun. Dilden dileklerini gönülden muratlarını versin. Rahman ve rahim olan yüce Allah’ın affına sığınmaya gelmişiz. Bilerek bilmiyerek yapmış olduğumuz günahlarımızı af eylesin. Yapacağımız kötülüklere, günahlara da fırsat vermesin. Bu evrenin sahibi, rahman ve rahim olan yüce Tanrı, Ehlibeyt’in yüzü suyu hürmetine, dertlerimize derman, hastalarımıza şifa, gönüllerimize de iman versin. Gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket ihsan eylesin. Merde namerde muhtaç eylemesin. Evliyaların ve embiyaların yüzü suyu hürmetine, hizmetlerimizi boşa vermiye. Dualarımızı dergâh-ı izzet’inde kabul eyle. Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, Oniki İmamların, Ondört Masum-u Pakların, Onyedi Kemerbestlerin, Kırkların katarından didarından ayırmıya. Nur-i Nebi, Kerem-i Ali, gülbankı Seyyid Mahmudi Hayrani ola. Dil bizden, yardım Hakk erenlerden olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali, Yatan şehitler uyansın”
der, cem erenleri ile birlikte yere niyaz eder ve tevbe-estağfurullah’ı ile devam eder.
5.4 Tevbe-Estağfurullah
Dede: “Cem dirliği ile gönül birliği ile diyelim Allah Allah” diyerek cemaati secdeye getirir ve devam eder:
“Ey cem erenleri! Hakk Tevbe suresi’nin 119 ayetinde ‘Ey müminler! Allah’dan sakının, doğrularla beraber olun’ buyuruyor. Gelin öz gönül birliği ile yargılanmamızı dileyelim: Tevbe günahlarımıza estağfurullah, estağfurullah estağfurullah. Ya Rabb, doğduğumuz günden bu ana gelinceye kadar eğer bilerek bilmeyerek işlediğimiz kov, gıybet, hata, isyan, küçük ve büyük günahların hepsine canı gönülden tevbe ettik, pişman olduk. Bir daha işlemiyeceğimize tevbe estağfurullah. Kul kusur işler, Sultan bağışlar. Tevbe estağfurullah. Evvelimiz Adem atamızdır, sonumuz bizim peygamberimiz iki cihan serveri Muhammed Mustafa’dır. Bu ikisi arasında her ne kadar peygamberler, veliler, nebiler, gerçek erenler geldi geçti ise hepsi haktır, hepsine inandık, iman getirdik. İnanıp iman ettiğimiz, huzurunda secdeye eğildiğimiz, bu evreni var eden, bir eşi ve benzeri olmayan, o yücelerin yücesi Hakk, korktuğumuza uğratmasın, istek ve arzularımıza nail eylesin. Gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereketini bizlerden esirgemesin. Bütün insanlık alemine, dostluk ortamı içerisinde, kardeşçe, huzurlu bir yaşam versin. Bizleri görünür görünmez kazadan beladan korusun. Dualarımızı dergah-ı izzet’inde kabul eyle. Emeğimizi boşa vermesin, şefaatından mahrum eylemesin. Nur-i Nebi, Kerem-i Ali, Gülbankı Seyyid Mahmudi Hayrani. Dil bizden, murat Hakk-Muhammed-Ali’den ola. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali, yatan şehitler uyansın”
der , Cem Erenleri ile birlikte yere niyaz eder ve tevbe duvazını okur.
Hatalar etmişim noksandır işim
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
Muhammed-Ali’ye bağlıdır başım
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
Hasan, Hüseyin balkıyan nur ise
İmam Zeynel sır içinde sır ise
Özümüzde kibir, benlik var ise
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
Muhammed Bakır’ın izinden çıkma
Yükün Câfer’den tut, gayriye bakma
Hatıra dokunup gönüller yıkma
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
Musa-i Kazım’a daim niyazım
İmam-ı Rıza’ya bağlıdır özüm
Eksiklik, noksanlık, hep kusur bizim
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
Taki ile Naki benziyor aya
Ali emeklerimizi vermeye zaya
Ettiğimiz kem işlere kötü bed-huya
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
Hasan skeri’nin gülleri bite
Mehdi gönlümüzün gamını ata
Ettiğimiz yalan, koğu gıybete
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
Can Hatayim eder Bağdat, Basıra
Böyle güne kaldık, böyle asıra
Ya Ali cömertsin kalma kusura
Tevbe günahlarımıza estağfurullah
der, cem erenleri ile birlikte yere niyaz eder ve zakir sazı alır, evvala bağışlamaya, ara vermeden tevhide devam eder.
Bağışlama:
Sabah oldu kutlu günler doğuyor
Hata ettim günahımı bağışla
İhsan ettiğine nurlar yağıyor
Hata ettim günahımı bağışla
Seksen bin Rum Erleri için
Doksan bin Horasan Pirleri için
Hasan Hüseyin’in nurları için
Hata ettim günahımı bağışla
Yağan yağmur için esen yel için
Dergâhına varan doğru yol için
Rumda yatan Hünkâr Bektaş’i Veli için
Hata ettim günahımı bağışla
Gelip geçen kayıp Erenler için
Nazar edip yarattığın yel için
Müşkülleri hal eden rehberler için
Hata ettim günahımı bağışla
Eyüp Peygamber’in göz yaşı için
İnim inim eritiği taş için
Yusuf Peygamber’in aziz başı için
Hata ettim günahımı bağışla
Musa’ya verdiğin tur’i hak için
İsa’ya verdiğin suru hak için
Ol semsi kamerin nur’u hak için
Hata ettim günahımı bağışla
Talip hiç olur mu pirsiz babasız
Harman savrulur mu yelsiz yabasız
Kul hatasız olmaz hata tövbesiz
Hata ettim günahımı bağışla
Hatayi der bizden Ene’l-hak Hakk’tır
Münkir kullardan Hakk çok uzaktır
Günahkarım başka hiç çarem yoktur
Hata ettim günahımı bağışla
Tevhid: Ol Kırkların Ceminde
Ol Kırkların ceminde
La ilâhe illallâh
Erenler meydanında
La ilâhe illallâh
El çaldılar dest-i kefe
Dediler ki cana sefa
Yetiş Muhammed Mustafa
La ilâhe illallâh
İmam Hasan meydanda
Şah Hüseyin irfanda
İmam Zeynel zindanda
La ilâhe illallâh
İmam Bakır sultanı
İmam Cafer erkânı
Yetiş keremler kânı
La ilâhe illallâh
Musa-i Kazım Şah’tır
Daim der Hakk’a şükür
İmam Rıza bin okur
La ilâhe illallâh
Taki, Naki engine
Ali Asker’in dengine
Mehdi resul cengine
La ilâhe illallâh
Kalmadı imamlar derdi
Aşkı muhabbet verdi
Derviş Veli’nin virdi
La ilâhe illallâh
Her dörtlükten sonra bu tekrar edilir:
Hak leylâhe illallâh
La ilâhe illallâh
Ali mürşid güzel Şah
Şahım eyvallah eyvallah
Tevhid: Yattım bir dalda uyudum:
Yattım bir dalda uyudum
Medet pirim Ali yetiş
Beni kimse kaldırmadı
Medet pirim Ali yetiş
Elinde kamçışı yeşil
Cümle alemi dolaşır
Medet diyene ulaşır
Aman pirim Ali yetiş
Kul Mehmedim nolamadım
Yollarından ölemedim
Kim olduğun bilemedim
Medet pirim Ali yetiş
Dede:
“Cem dirliği ile gönül birliği ile Allah’ın huzuruna inelim secdeye” diyerek cemaati secdeye getirir ve devam eder:
“Allah, Allah. Akşamlar hayır ola, gönüler nur-i imam dola. Secdemiz Adem’e yapılan secde ola. Cemlerimiz Kırklar Cemi ola. Ey yücelerin yücesi, evrenin yaratıcısı ulu Tanrım, sana hamd-ü senalar olsunki, bizi Hz. Muhammed’in ümmeti, Ehlibeyt’in bendesi kıldın. Şu an bu cemde toplanmış, huzurunda secdeye eğilmiş, tövbe estağfurullah eden, af diliyen, mümin Müslim bu canları, Ehlibeyt’in yüzü suyu hürmetine, dualarını ve tövbelerini kabul eyleye. İleride bilerek bilmeyerek yapacakları hatalarına günahlarına da fırsat verme. İnanmış iman getirmiş, gönülden inanarak dua edenlerin, Allah Allah diyenlerin, her ne arzu istekleri varsa, isteklerine kavuştur. Dilden dileklerini, gönülden muratlarını ver, ya Rabb. Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin Oniki İmamların, Ondört Masum-u Pakların, Onyedi Kemerbestlerin, Kırkların yüzü suyu hürmetine, görünür, görünmez kazadan, beladan, ateşten, afetten koru, ya Rabb. Gelmiş geçmiş erenlerin, evliyaların hürmetine, yolumuzu yolsuza, işimizi haksıza düşürme, ya Rabb. Merde namerde muhtaç eyleme. Gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket ihsan eyle, ya Rabb. Pirimiz Hünkâr Bektaş’i Veli’nin yüzü suyu hürmetine, bizleri bu yoldan, bu erkândan ayırma, milletimizin, toplumuzun, birlik beraberliğini bozma. İçimize yanlış düşüncelerle girip, yolumuzu, erkânımızı, inancımızı, itikatımızı bozmaya çalışanlara sen fırsat verme, ya Rabb. Haksız nahakki uğrumuza çıkartma. Hizmet edenlerin emeklerini boşa verme, hizmetlerinde şefaat bulsunlar. Nur-i Nebi Kerem-i Ali, gülbankı Hünkâr Bektaş’i Veli, dil bizden, yardım gayıp erenlerden olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali, yatan şehitler uyansın”
der , cem erenleri ile birlikte yere niyaz eder ve zakir sazı alır tevhide devam eder. Arkasından miraçlamaya ve semaha devam eder.
5.5 Miraçlama
Dede yüksek bir sesle önce bir salavat getirir: “Allahumme salli alâ seyyidina Muhammed ve alâ Ali seyyidina Muhammed.” Zakir saz ile Hz. Muhammed’in Mirac’a gitiğini ifade eden, miraçlamayı okumaya başlar. Miraçlamada – Muhammed ayağa durdu, ümmetini diledi – deyince, dede ve bütün cemaat ayağa kalkar, ayakta devamı dinlerler. Tekrar -Vardı Kırklar makamına oturuben oldu sakin – deyince , cemaat tekrar oturur. Önceden semah görevi alan canlar hazır beklerler. Ne zamanki -mümin Müslim üryan büryan, Hep girdiler semaha – denince, semahcılar yere niyaz eder semaha girerler.
Zakir miraçlamayı okur:
Geldi Cebrail çağırdı
Hakk Muhammed Mustafa
Hakk seni Mirac’a okur
Davetine kadir Hüdâ
Evvel emanetim budur
Bir pîr-ü rehber tutasın
Daimî erkâna yatıp
Tarîk ile müstakîme
Muhammed sükuta vardı
Yoktur senden bir aziz
Şimdi senden el tutalım
Hakk buyurdu vedduhuna
Muhammed belin bağladı
Anda hazır Cebrail
İki gönül bir ettiler
Yürüdüler dergâha
Vardı dergâh kapısına
Gördü aslan yatar orda
Aslan anda hamle kıldı
Başa da koptu bir fena
Buyurdu sırr-ı kâinat
Korkmasın Habibim dedi
Hatemi ağzına versin
Aslan istiyor nişane
Hatemi ağzına verdi
Aslan oldu anda sakin
Muhammed’e yol verildi
Aslan da gitti nihane
Vardı Hakk’ı tavaf etti
Evvela bunu söyledi
Ne çetin şîrin var imiş
Hayli cevreyledi bize
Gördü bir biçare derviş
Hemendem yutmak diledi
Ali bile olayıdı
Dayanırdı bu cevre
Ey benim sırr-ı devletim
Sana tâbidir Habîbim
Eğiliben secde kıldı
Eşiğine kıblegâh’a
Doksanbin kelam danıştı
İki gönül dost dostuna
Tevhid’i armağan verdi
Yeryüzünde insana
Kudretten üç hon geldi
Sütü elma baldan aldı
Muhammed destini sundu
Nuş eyledi emrullaha
Muhammed ayağa durdu
Ümmetini diledi
Cümlesine rahmet olsun
Dedi ağladı Kibriya
Eğiliben secde kıldı
Hoşca kal Sultanım dedi
Kalkıp evine giderken
Yolun uğrattı Kırklara
Vardı Kırklar makamına
Oturuben oldu sâkin
Eğiliben secde kıldı
Eşiğine kıblegâha
Secdeye indirdi özün
Türaplara sürdü yüzün
Cebrâil getirdi üzüm
Hasan ile Hüseyine
Anda Selman hazır idi
Şeydullahını diledi
Bir üzüm tanesi koydu
Selmanın da keşkülüne
Kuduretten bir el geldi
Ezdi engür eylediler
Hatemi ol elde gördü
Uğradı bir müşkül hale
Canım size kimler derler
Şahım bize Kırklar derler
Cümleden ulu yolumuz
Eldedir küllü varımız
Birimize neşter vursan
Bir yere akar kanımız
Cümleden ulu yolumuz
Eldedir küllü varımız
Madem size Kırklar derler
Nedendir eksik biriniz
Selman Şeydullah’a gitti
Ondandır eksik birimiz
Selman Şeydullah’tan geldi
Hü deyip içeri girdi
Muhammed esredi coştu
Tacı başından da düştü
Ol şerbetten biri içti
Cümlesi oldu hayran
Mümin Müslim üryan büryan
Hep girdiler semaha
Cümlesi de el çırpuben
Dediler Allah Allah
Muhammed de bile girdi
Kırklar ile semaha
Muhammed de coşa geldi
Tacı başından attı
Çevresin kırk pare bölüp
Sarıldılar Kırklara
Muhabbet de galip oldu
Yol-erkân yerin aldı
Muhammed’i gönderdiler
Hatırlar oldu sefa
Muhammed evine gitti
Ali Hakk’ı tavaf etti
Hatemi önüne koydu
Dedi saddaksın Murteza
Evveli sen âhiri sen
Bâtını sen zâhiri sen
Cümle işler sana bağlı
Dedi Şâh-ı Evliya
Şah Hatayim vâkıf oldu
Bu sırrın ötesine
Hakk’ı inandıramadı
Özü çürük ervaha
5.6 Semah
Gitme turnam gitme nerden gelirsin
Sen nazlı cânana benzersin turnam
Her bakışta beni mecnun edersin
Gönülde mihmana benzersin turnam
Has nenni nenni, dost nenni nenni
Kaşlarında mim duası yazılı/Haydar yazılı
Cemâline türlü benler dizili
Seni sevmeyenler Hakk’tan üzülü
Pir Balım Sultan’a benzersin turnam
Has nenni nenni, dost nenni nenni
Allah, Allah, Allah, Allah
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey
Bugün ben pirimi gördüm
Gelir salını salını
Selamına karşı durdum
Bağrım delini delini
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey
Bağrım delini delini
Gel dedim yanıma geldi
Gamzesi sinemi deldi
Bir izzetli selam verdi
Aldım sevini sevini
Allah, Allah, Allah, Allah
Aldım sevini sevini
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey
Aldım sevini sevini
Pir Balım Sultan’a benzersin turnam
Yürü de dilber yürü, canana yürü
Turnam gökyüzünde pervane döner
Dertli aşıklara badeler sunar
Âşıkların senden inayet umar
Tabibe, Lokman’a benzersin turnam
Pir Balım Sultan’a benzersin turnam
Kaynadı karıştı kanım
Ezelden severdi canım
Sen benimsin, ben de senin
Dedim sevini sevini
Allah, Allah, Allah, Allah
Dedim sevini sevini
Hüdey, Hüdey, Hüdey, Hüdey,
Dedim sevini sevini
Heybeten baha biçilmez
Cemalin nurdan seçilmiş
Vakitsiz güller açmaz
Derdim gülünü gülünü
Hüdey, hüdey, hüdey, hüdey
Derdim gülünü gülünü
Hüdey, hüdey, hüdey, hüdey
Derdim gülünü gülünü
Dedemoğlu der ağlatma
Yüreğim aşka dağlatma
Varıp yadları bağlatma
Zülfün telini telini
Allah, Allah, Allah, Allah
Zülfün telini telini
Hüdey, hüdey, hüdey, hüdey
Zülfün telini telini
Dede:
“Bismişah, Allah Allah. Dar’lar divanlar nur ola, gönüler bir ola. Semahlar saf ola, günahlar af ola. Seyir için olmaya, Hakk için ola. Kırklar Cemi’ndeki semahın katarına kayıt ola. Hizmetiniz boşa gitmesin, hizmetinizde şefaat bulasınız. Hakk-Muhammed-Ali dilden dileğinizi, gönülden muradınızı versin. Dil bizden, yardım pirden olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Darda duran semah dönen canlar “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek yere niyaz ederler ve yerlerine çekilirler.
- Saka Hizmeti
Saka hizmetini alanların esas görevleri, cemaati cemevine toplanmaya başlarken, başlamış olur. Çünkü, cem başlayıncaya kadar, susayan cemaate su verirler. Cem başlayınca kimse yerinde kalkmaz ve su da dağıtılmaz. Bütün cemlerde bu hizmet çok önemlidir. Böylece, Hz. Muhammed’in soyuna düşman olan, Ebu Sufyan, oğlu Muaviye ve torunu Yezid’e ve onların taraflarına lanet; Hz. Hüseyin ve onunla Kerbela’da şehit olan 72 Kerbela şehitinin ruhuna dua ve rahmet okunur.
Sakacı evvelden hazırladığı içme suyunu temiz bir kaba koyar, bardak da yanına alarak, Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde, “Hüü Erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda dedenin yanına gelir ve “Hayır, himmet pirim” der; dedenin önünde diz çöküp, suyu dedenin önüne yere indirir ve duasını söyler:
Saka Hizmetcisi şu duayı söyler:
Lütfuna muhtacız, eyle ihsan ya Hüseyin
Derdimize senden derman, eyle derman ya Hüseyin
Gayrıya muhtac eyleme sevenleri el-aman
Sen medet kıl bizlere her dem ya Hüseyin
Yüzbin kere lanet olsun o sapıtmış güruha
Ahdı bozup şehit kıldılar, onlar seni ya Hüseyin
Güzel ismin hakkı için zikredeni darda koyma
Esenlik ver yaşlı gözle ağlayana ya Hüseyin
İznin ile su getirdim aşkına vermek için
Aşkınla içenlere kıl ab-i hayat ya Hüseyin
“Bercemali Muhammed, Kemal-i İmam Hasan, Şah Hüseyin, Ali-ra Ehlibeyitine salavat ”
der ve dededen başlıyarak rehbere ve zakire su verir. Suyu içen kişiye verirken aşağıdaki mersiyeyi devamlı okur:
Geçmisiz biz can-ü baştan erenler aşkına
Can gözü dem-be-dem Hakk’ı görenler aşkına
Kerbela’da su su diye can verenler aşkına
Gözüm yaşın sebil ettim için İmam Hüseyin aşkına
Aşk olsun içenlere, rahmet göçenlere, lanet Yezid’e
Ve dedenin gösterdiği bazı cem erenlerine de su verdikten sonra, suyu diğer sulara katarak cem sakinlerine şu şekilde dağıtır.
(Saka suyunu halka dağıtınca )
“Allahın selamı üzerine olsun ya Hüseyin…
Muhammed Mustafa aşkına,
Aliy’el Murteza aşkına.
Sakayım ya Hasan, Sakayım ya Hüseyin…
Şefaat eyle damlası düşene ya Hüseyin …
Yardım eyle Allah Allah cağrışana ya Hüseyin…”
Cem sakinlerinin hepsine yeterince dağıttıktan sonra, Sakacı gelip Kırklar Meydanı’nda tekrar dar’a durur ve dede ona şu duayı verir.
Dede ona şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Ey yücelerin yücesi, ey evreni yaratan yüce Allah. Hz. Muhammed Mustafa’nın, Aliy’el Murtaza’nın soyu, Fatime Anamızın ciğerpareleri olan, Hz. Hüseyin ile beraber Kerbela’da şehit düşen 72 şühedanın tertemiz ruhlarını, huzuru makamında ilahi nurunla nurlandır, şefaatınla mükâfatlandır, ya Rabb. Onların yüzü suyu hürmetine, bu sudan bir yudum içenin, dertlerine derman, hastalıklarına şifa eyle, ya Rabb. Bütün gelmiş geçmiş erenlerin, evliyaların hürmetine, bu sudan üzerine bir damla düşenleri, bütün sıkıntılardan kurtar, gönullerine iman ve huzur nasib eyle, ya Rabb. Dil bizden, şefaat Muhammed Mustafa’dan, Hüseyin-i Kerbela’dan olsun. Yuh münkire, lanet Yezid’e. Rahmet mümine, gerçeğe Hüü, mümine ya Ali”
Sakacı “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek, yere eğilip secde eder, geri geri yerine çekilir. Zakir ondan sonra mersiye söyler. Ardından dede: “Cem dirliği ile gönül birliği ile Allah’ın huzuruna inelim secdeye” diyerek cemaati secdeye getirir ve devam eder:
“Bismişah, Allah, Allah. İbadetlerimiz kabul ola. Secdelerimiz meleklerin yaptığı secde ola. Meydanlarımız abad ola, gönülerimiz iman ola. Cemlerimiz Kırklar Cemi ola. Evrenin yaratıcısı o yüce Hakk, Muhammed Mustafa’nın, Aliy’ül Murteza’nın şefaatlarından mahrum etmesin. Müminlerin anası Hatice’t-ül Kibriya, Fatime’t-ül Zöre, huzuru mahşerde bizlerin yardımcısı olsunlar. Yüce Allah cümlemizi ve cümle muhibbanı, resulu kibriyanın, Şahı Evliya’nın, Ehlibeyt’in hürmetine, cehennemin narından, şeytanın şerrinden, kabir azabından, zalimin zulmünden, kâfirin küfründen, haksızın nekrinden, ateş ve afetlerden, görünür görünmez kazalardan belalardan, saklasın, beklesin, korusun. Eli erde, yüzü secdede, Allah, Allah diyenlerin, Hakk alemin dilden dileklerini, gönülden muratlarını versin. Ey yüce Allah, Adem-i Safuyullah, Nuh-u Naciyullah, İbrahim-i Halilullah, İsmail-i Teslimullah, Musa-i Kelâmullah, İsa-hi Ruhullah, Muhammed-i Habibullah, Aliy’el Veliyullah yüzü suyu hürmetine, emeklerimizi boşa verme, bizi doğru yoldan ayırma, dertlerimize derman, hastalarımıza şifa eyle. Kerbela’da susuz şehit düşen erenlerin evliyaların yüzü suyu hürmetine, bilerek bilmeyerek yaptığımız günahlarımızı af eyle. Korktuğumuza uğratma, umduğumuza nail eyle. Gökte hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket ihsan eyle, ya Rabb. Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, Oniki İmamların, Ondört Masum-u Pakların, Onyedi Kemerbestlerin, Kırkların katarından, didarından ayırma. Onların hürmetine, milletimizin, toplumumuzun birlik ve beraberliğini bozma, huzur ve sükûnet nasip eyle, ya Rabb. Bütün geçmişlerimize rahmet, geleceğimize selamet ihsan eyle. Emeklerimizi boşa verme, dualarımızı dergâh-ı izzet’inde kabul eyle. Nur-i Nebi, Kerem-i Ali, gülbankı Seyyid Mahmudi Hayrani. Dil bizden, şefaat Hz. Muhammed’den olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali, yatan şehitler uyansın”
der. Cem erenleri ile birlikte yere niyaz eder ve delilciyi meydana cağırır.
- Delil’in Sır Edilmesi
Delilci Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde (ayakları mühürlü, sağ eli kalbinin üzerinde, sol eli yana sarkık, baş hafif öne eğik, kıyamda durarak) “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelir. “Hayır, himmet pirim” dedikten sonra delilci:
Üstümüzden gezen erenlerin ruhudur
Göz yaşımız ibadetin sırrıdır
Yanan delilimiz Hakk’ın Nur’udur
Muhammed Mirac’a gitti bu Nur’dan
Muhammed Ali’nin Nur’udur bu Nur
İrfan meydanında bu Nur bulunur
Pir’in himmetiyle delil sır olur
Himmet eyle Pir’im sır olsun delil
der ve delilin yanına gidip önünde diz çöker ve dedenin duasını bekler. Dede delilciye şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Batın oldu, Çırağ-ı Nur-i Muhammed. Zahir oldu Şems-i Mah-i Muhammed. Delilimiz sır ola, gönlümüz Nur-i İman ola. Erenler evliyalar yardımcımız ola. Emeklerin boşa gitmeye. Dualarımız Hakk-Muhammed-Ali’nin dergâh-ı izzet’inde kabul ola. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
Delilci: “Allah eyvallah Hüü dost” der ve delili sır eder. Önüne “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek, delili alır, geri geri yerine çekilir.
- Postun Kaldırılması
Önce süpürgeci süpürgesi sol kolunun altında Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya, postun yanına gelir ve “Hayır, himmet pirim” der, üç defa “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek, postun önünü temizce süpürür ve süpürgesini tekrar sol kolunun altına alıp, geri geri yerine çekilir.
Post görevlisi Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda tam ortaya gelir ve dedenin duasını bekler.
Dede İznikçi’ye şu duayı verir:
“Bismişah Allah Allah. Dualarımız kabul, ibadetlerimiz makbul ola. Muhammed’in himmetiyle, Ali’nin mürvetiyle, cemimizin mühürü açıla. Hakk’ın rahmeti üstümüze saçıla. Eksiklerimiz tamam yazıla. Hizmet sahipleri hizmetlerinden şefaat bula. Seccaden temiz, yüzün ak ola. Yüce Allah tekrar bu yolu, bu cemi hepimize nasip eyleye. Gerçeğe Hüü, mümine Ya Ali.”
İznikçi “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek yere secde edip postun yanına gider. Postun önünde tekrar “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek yere secde edip, postu kollarının üzerine alır. “Allah-Muhammed, ya Ali” diyerek seccadeyi alır; geri geri yerine gider. Dede:
“Dar çeken didar göre. Didar gören cehennem narı görmeye, Erenler safasına ere. Gerçeğe Hüü, herkes rahat otura; fakat hiç kimse yerinde kalkmaya, hemen lokmalar gelsin”
der ve cem mühürü kaldırılır, sıra lokma dağıtımına gelir.
- Lokma Dağıtımı
Lokma hizmeti alan bacı ve kardeşler, bir tepsi üzerinde, ellerinde lokmalar, Kırklar Meydanı’nın kenarına gelir. Dar’da duruyor şekilde “Hüü erenler, Hakk-Muhammed-Ali’nin hizmeti geliyor” der, bir adım ileri atar. İki defa aynen tekrarlar, üçüncü adımda meydanın ortasına gelir ve “Hayır, himmet pirim” der; duasını okur: “Evvel Allah diyelim, kadim Allah, Allah diyelim, geldi Ali sofrası, Hakk versin biz yiyelim. Allah eyvallah gerçeğe Hüü…”
Dede lokmacıya şu duayı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Lokmalarınız makbul olsun. İbadetleriniz kabul olsun. Yiyene helâl, yedirene delil olsun. Yeri göğü yaratan yüce Allah, emeklerinizi boşa vermesin. Bir lokması, bir kazaya, bir belaya karşı gelsin. Hayır, hizmetiniz kabul olsun. Hizmetinizden şefaat bulasınız. Sofranız Kamber’in sofrası olsun. Yardımcınız Hakk-Muhammed-Ali olsun. Dil bizden, himmet pirden olsun. Gerçeğe Hüü, Mümine ya Ali.”
Hizmet sahipleri “Allah- Muhammed, ya Ali” diyerek lokmalar bulunan tepsiye niyaz edip, tepsiyi dedenin önüne indirirler ve diğer hazırda bulunan lokmaları cemaata dağıtırlar. Dede yemek için destur duası vermeden kimse lokma yiyemez . Lokmacı lokmaları dağıttıktan sonra dar’a durur şekilde meydana gelir ve cemaata üç defa şunu sorar: “Bismişah Allah, Allah dağıttım bu niyazı, elimde yoktur tartı ile terazi, ey canlar, herkes oldu mu lokmasına razı?” Eğer cemaatten almayan olmuş ise veya az almış razı değilse, onlara da tekrar verip razılığını alır. Kimse yerinden kalkmaz cemaat: “Biz razıyız, Allah sizden razı olsun” diye üç defa cevap verir.
Dede lokmaları yemek için, destur duası verir: “Allah Allah! Lokma hakkına. Evliya keremine. Gerçeklerin demine. Desturu pir izniyle. Yürüyenin lokması yürüye, gerçeğe Hüü” der ve önündeki tepsiden bir lokma alıp ” Şah lokması” diyerek bir cana verir ve cemaat lokmaları yemeye başlar. Sıra gelir Selman lokmasına
9.1 Selman Lokması
Lokma hizmet sahipleri ellerine bir tepsi alarak Selman-ı Pak’ın lokmasını “Selman hasta, gözü parsta, Selman-ı Pir aşkına” diyerek toplarlar. Bazı kişiler bu tepsiye lokma bırakır. Bazıları da şifa lokması olarak tepsiden lokma alırlar. Hz. Muhammed, Kırklar Cemi’nde üzümü ezdiği zaman, Selman orada yoktu. Onun için Selman’a lokma toplama anlamındadır.
Bu lokma veya yemek yeme faslı sona erince, dede bir sofra duası verir:
“Bismiah Allah Allah. El’hamdüllah, El’hamdüllah sümme El’hamdüllah. Nimet-i Celil bereketi Halil. Şefaat kıl, ya Resul. Bu gide, yenisi gele. Hakk-Muhammed-Ali bereketini vere. Kazanıp getirenlerin, pişirip döşürenlerin, elleri ayakları dert görmesin, gönülleri keder görmesin. Yiyenlere helâl, yedirenlere delil olsun. O yüce Rabb’il Alem’in, dilden dileklerini, gönülden muratlarını versin. Her lokması bir kazaya, bir belaya karşı gelsin. Lokmalarınız dergâh-ı divana kayıd ola. Muratlarınıza nail olasınız. Lokma hakkına, sofra hürmetine, evliyalar keremine, gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.”
- Hizmeti Tekrar Toplu Halde Çağırmak
Bu sofra duasında sonra dede bütün hizmet sahiplerine, hizmetlerinden dolayı, hepsine toptan dua vermek için çağrıda bulunur. Sede onlara şu gülbankı verir:
“Bismişah, Allah Allah. Dergâh-ı divana kayıd ola. Hizmetinizden şefaat bulasınız. Siz bu cem sakinlerine hizmet ettiniz. Evreni var eden o yüce Allah da sizin dilden dileğiniz, gönülden muradınızı versin. Merde namerde muhtaç etmesin. Kötüleri yoldaş etmesin. Kazadan beladan korusun. Hakk erenlerin katarından didarından ayırmasın. Dil bizden, yardım Allah’dan olsun. Gerçeğe Hüü, mümine ya Ali.
Hizmet sahipleri “Allah- Muhammed, ya Ali” diyerek yere niyaz edip, yerlerine giderler.
- Dededen Cemi Terk Etmek İçin Son Dua
Dede bir tercüman okuyarak, cemi terk etme müsaadesi verir:
“Bismişah, Allah Allah. Oturan duran koysuz, kıybetsiz evine varıp, baş yastığa koyan, sağ yatıp selamet kalka. Kalabalık etmeden, saygı ve hürmetle cemevinde ayrılanların, Ali yardımcısı, Hızır kılavuzu ola. Görünür görünmez kazadan beladan koruya. Gerçek erenlerin demine Hüü, mümine ya Ali”
der ve şöyle devam eder:
“Her kalkan aile yerinde, cümlemizin niyazı diye bir niyaz etsin, öylece kalabalık etmeden sırayla çıkın. Yer müsaitse isteyenler, oturup muhabbet edebilirler.”
Böylece hizmet erkânı tamamlanır.