Perşembe, Aralık 26, 2024
No menu items!
Kültür & SanatGüzel YazılarÇatal karam çingenem

Çatal karam çingenem

“Adı, Mari Gerekmezyan’dı..
Türkiye’nin ilk kadın heykeltraşlarından biriydi.
Ermeni asıllıydı.
Güzel Sanatlar Akademisi’nde konuk öğrenciydi.
Çok başarılıydı.
Okulda bir asistana aşık oldu.
Asistan 1911 Giresun-Görele doğumlu Bedri Rahmi Eyüboğlu’ydu.
Eyüboğlu, ünlü bir ressam ve şairdi..
Üstelik de evliydi.
Çok sevdiler birbirlerini.

Dillere düştüler.
Sevdiği adamın büstünü yaptı.
Ünlü ressam da onun portrelerini çizdi.
Günlerce aylarca büyük bir aşk yaşadılar.
Birbirlerine seranat yaptılar.
Mari’nin kaşı kara, gözü kara, bahtı da karaydı.
Ailesi ve Ermeni toplumu onu terk etti.

Dönemin basını, Ermeni olduğu için Ankara’daki Resim Heykel sergilerinde üst üste aldığı ödüllerden de adından da hiç söz etmedi.
Buna ragmen sevgilisini hiç terk etmedi..
Ta ki hastalanana kadar..
1947 yılında tüberküloza yakalandı.
İstanbul Alman Hastanesi’ne yatırıldı.

Durumu ağırdı.
Antibiyotik gerekiyordu
Ama dünya savaşı yeni bitmişti.
Ülkede ilaç yoktu.
Ünlü ressam sevgilisini kurtarmak için tablolarını sattı.
İlaç için her yolu denedi.
Şiirler karaladı.
Ama olmadı.
Mari Gerekmezyan 1947’nin 12 Ekimi’nde 37 yaşında yaşama gözlerini yumdu.

Aradan 2 yıl geçmişti.
1949 yılının bir ilkbahar günüydü, İstanbul Büyük Kulüp’te bir toplantı vardı.
O gece Büyük Kulüp’tekiler özel konuk olan Bedri Rahmi Eyüboğlu’ndan bir şiir okumasını istediler.
Bedri Rahmi ayağa kalktı.
Şiiri okumaya başladı.
Ama gözyaşlarını tutamadı.
Ağlayarak okudu şiirini.

“Karadutum, çatal karam, çingenem..
Nar tanem, nur tanem, bir tanem..
Ağaç isem dalımsın salkım saçak..
Petek isem balımsın ağulum..
Günahımsın, vebalimsin.
Dili mercan, dizi mercan, dişi mercan..
Yoluna bir can koyduğum..
Gökte ararken yerde bulduğum..

Karadutum, çatal karam, çingenem..
Daha nem olacaktın bir tanem..
Gülen ayvam, ağlayan narımsın..
Kadınım, kısrağım, karımsın.
Sigara paketlerine resmini çizdiğim,
Körpe fidanlara adını yazdığım,
Karam, karam Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam.
Sıla kokar, arzu tüter,

Ilgıt ılgıt buram buram.
Ben beyzade, kişizade, Her türlü dertten top yekun azade.. Hani şu ekmeği elden suyu gölden.
Durup dururken yorulan Kibrit çöpü gibi kırılan
Yalnız sanat çıkmazlarında başını kaşıyan
Artık otlar göstermelik atlar gibi bedava yaşayan

Sen benim mihnet içinde yanmış kavrulmuşum
Netmiş, neylemiş, nolmuşum
Cömert ırmaklar gibi gürül gürül
Bahtın karışmış bahtıma çok şükür.
Yunmuş, yıkanmış adam olmuşum
Karam, karam Kaşı karam, gözü karam, bahtı karam..
Sensiz bana canım dünya haram olsun.”

Bedri Rahmi’nin hemen yanında eşi Eren Eyüboğlu oturuyordu..
Ama hiç tepki vermiyordu..
O da herkes gibi bu şiiri ona yazmadığını biliyordu..
Bedri Rahmi’nin “Karadutum, çatal karam, çingenem” diye seslendiği kadın, 2 yıl önce ölen Mari Gerekmezyan’dı..

Mari öldükten sonra Bedri Rahmi’ye dünya haram olmuştu.. Öyle ki..
Yıkılmışlığını dizelere dökmüştü..
“Türküler bitti, Halaylar durdu, Horonlar durdu..
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu,
Yoruldu yüreğim, yoruldu.”

Bedri Rahmi Eyüboğlu 1975 yılında yaşamını yitirdi.
Ölene kadar “Canım Cebişim” dediği Mari’yi hiç unutmadı…
(Cebiş, Anadolu’da yeni doğan keçi yavrularına denir.)

İLGİLİ YAZILAR
spot_img

Bizden Seçmeler