Bizim, Harun Karadeniz adlı, eline hiç silah almamış devrimci bir gencimiz vardı.
• 1942’de Armutlu/Giresun’da doğdu.
• 1962’de İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Mühendisliği Fakültesi’ne girdi.
• İTÜ Öğrenci Birliği Başkanı oldu.
• Anti-emperyalist, anti-faşist eylemlerin öncülerinden biriydi.
• Dönemin en büyük öğrenci yürüyüşü olan, halkımıza yansıyan “Özel Okullar Devletleştirilsin” eylemini örgütleyenlerden biriydi. 11 Kasım 1967’de Adapazarı’nda yapılan mitingde konuşup şunları söyledi:
“On bin üniversiteli derslere girmiyor, neden?
Yüz ellisi yollar düşmüş, neden?
Köylü çocuğunun okuduğu Köy Enstitülerini kapadılar, neden?
Dar gelirlilerin okuduğu askeri okulları, liseleri kapatıyorlar, neden?
Tekniker okurlarını kapadılar, neden?
Parasız yatılı öğrenci sayısını azalttılar, neden?
Şimdi de parası olanlar için özel okullar açıyorlar, neden?
Oysa her şeyi üreten, buğdayı biçen, fabrikayı, binayı, köprüyü yapan, sen!
Okuyamayan, yine sen!
Sen, niye okuyamadığını düşün!
Senin çocuğun da bu gidişle okuyamayacak!
Bu durumu düzeltebilecek tek kuvvet vardır, o da sizsiniz. Yani halktır!”
• 1968 ders yılında İTÜ’den İnşaat Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. O dönemin İTÜ Arı 1967Yıllığı’na şunları yazdı:
“Öğrenciliği bitirip meslek hayatına atılacak olan biz mühendisler için iki yol vardır. Bu yollardan biri, kim için ve ne için üretim yaptığını düşünmeksizin bir ücret karşılığında üretim yapmak, yani robotlaşmak!
İkinci yol ise, kim için ve ne için çalıştığını bilerek, emekçi halkın yararına üretim yapma olanaklarını aramaktır. Bir başka deyişle, ikinci yol küçük bir azınlığın yararına robotlaşmak değil, büyük çoğunluğun, yani toplumun yararına çalışarak insanlaşmak yoludur!”
• ABD’nin Altıncı Filosunu Protesto olaylarında etkin yer aldı ve bu eylemde yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu’nu kaybetti.
• 12 Mart 1971 Darbesi sonrası TKP ve Dev-Genç davalarından yargılandı. Dev-Genç davasında tutukluyken hapishanede kansere yakalandı. Doktorların yurt dışında tedavi görmesi gerektiğini bildiren raporlara rağmen hapishanede tutulma sürdürüldü. Kanser ilerledi. Ailesinin yanına çıkmasına bile izin verilmedi. Şubat 1975’de sağ kolu, omuz başından kesildi. 15 Ağustos 1975 günü hapishanede kanserden öldü.
• Şu kitapları yazdı: “Olaylı Yıllar ve Gençlik”, “Eğitim Üretim İçindir”, “Devrimcinin Sözlüğü”, “Yaşamımdan Acı Dilimler”, “Kapitalsiz Kapitalistler”. Bunlardan en çok bilinen ve okunanı, “68 Kuşağı’nı” ve deneyimlerini anlattığı “Olaylı Yıllar ve Gençlik” olanıdır.
Değerli Dostlar,
Harun Karadeniz çocuklarımızın nasıl eğitildiği konusuyla çok yakından ilgilendi. İlkokullarda okutulan Alfabe’yi inceledi; “Yat yat uyu” ile daha ilk kalem oynatışımızda uyutulmaya başlandığımızı vurguladı.
Yine Alfabe’den şöyle bir örnek verdi:
“Baba bana bal al.”, “Al Ali sana bal.” bugünün ekonomik yapısında;
“Hayır, Ali! Sana bal alamam. Çünkü onu alacak param yok!” olarak değişmesi gerektiğini anlattı.
Değerli Dostlar,
48 yıl önce Harun Karadeniz, babaların çocuklarına bal alamadığını yazmıştı!
Oysa 48 yıl sonra bugün, milyonlarca baba çocuklarına değil bal; peynir, zeytin, süt, yumurta alamıyor! Ekmek almada bile zorlanıyor!
Harun Karadeniz’i sevgi, saygı ve özlemle anıyorum…
Yılmaz Dikbaş
15 Eylül 2023,