Ben Ali’yi gördüm arşda durunca
Yerin göğün binasını kurunca
Ali’nin sırrına kimse ermedi
Cebrail’e bir kez sual sorunca
Nice yıldan sonra dünyaya geldi
Güruh-u Nâciden ona bent oldu
Yerle göğ arası nur ile doldu
İrfan kurulup da sohbet olunca
Dirildiler üçler beşler yediler
Hâk lokması geldi orda yediler
Nefes bilmeyene lânet dediler
Hutbe okunup da sohbet sürünce
Hâk Çalâb da bunu böyle buyurdu
İblis olan bu dergâhtan sürüldü
Gönüller bir olup sınık sarıldı
Cebrail de gökten yere inince
İrahmet deresi sel gibi aktı
Gaziler Hatçe’nin yüzne baktı
Muhammed’in teri gül gibi koktu
Feriştahlar inip yüzler sürünce
Ortaya aldılar İmam Cafer’i
El ele tuttular çekti katarı
Şükr eyledi iki cihan serveri
Hutbe okunup da ikrar verince
Muhammed Miraç’ta Burağa indi
O nasıl Burak’tır ünü bilindi
Ay ile güneş de secdeye indi
Aliyle Muhammed dâra durunca
Ali talibini yaban istemez
Müminler haricîn de sohbet eylemez
Kim ki bu nefesi sıdk ile tutmaz
Cehennemin azabına dolunca
Hakikat kapısını ol server açtı
Ali’yle Muhammed erkâna düştü
Bu hikmeti gören serinden geçti
Yer gök titredi tarik gelince
Cebrail erkânı eline aldı
Destur ey Şâh dedi beline çaldı
Selman da ol demde pür serden oldu
Doldurup kadehi ele alınca
Doldurup kadehi eline aldı
Destur Fatıma ana dedi de kandı
Hatice kibriya Zehrâ da geldi
Muhabbet mest oldu onlar gelince
Cennetin içini bir hoş gezdiler
Katarlandılar dergâha gittiler
Hâk için semaha bile tuttular
Metsi bihuş didar görünce
Muhabbet ettiler Hakk’a yettiler
Hakk’ın buyruğunu anlar tuttular
Selman’ın getirdiği üzüm ezdiler
Şol meseni para pare bölünce
Okumuşum ağı bilmem karadan
Bu yolu koymuştur yoktan var eden
Kaldırın şekki gümânı aradan
Cebrail’e irehberim deyince
Ali Kanber’i gel dedi geldi
Cebrail nameyi Ali’ye sundu
Şükredin talipler bu size kaldı
Cebrail de gökten yere inince
Kâfirler elini batırdı kana
Ali’yi sevenler gelsinler ceme
Bu nefes söylendi on yedi hâne
Ali ile Muhammed dâra durunca
Hâtâyi’m bu yolun vasfını söyler
Bahriler derya vü ummanı boylar
Kim ki bu nefesi sıdk ile dinler
Sırat mizan yoktur onlar ölünce