Cuma, Aralık 27, 2024
No menu items!
YazarlarRiza ZelyutAlevilere oyun 24.07.1998 Riza Zelyut

Alevilere oyun 24.07.1998 Riza Zelyut

Cumhuriyet Gazetesi Alevilerle ilgili yeni bir yazı dizisi yine başlattı. ‘Alevilik ve Aleviler Üzerine Oyun’ başlıklı dizi, tarihe yapılan atıflardan ibaret bir yakınma ve suçlama dizisi…
Alevilik konusundaki temel açılımları belirleyen isimlerden birisi olarak, artık yeni şeyler söylemenin zamanının geldiğini, üstadımız saydığımız İlhan Selçuk’a da hatırlatmak istiyoruz.


Diziye göre, Alevilere oynanan oyun onların Sünnileştirilmesi veya Şiileştirilmesi imiş.
Doğrudur. Aleviler, kendi mezhep kurallarından kopartılarak bu kanallara çekilmek isteniyor.
Ama burada sormak istiyorum: Alevileri, Alevi İslam inancından kopartarak Şiileştirmek-Sünnileştirmek isteyenler kimler?
Diyanet İşleri ile İran mollaları mı?
Hayır!
Alevileri Aleviliklerinden uzaklaştırmak için bütün güçleriyle mücadele edenler, sahte Alevi yandaşları ve sahte aydınlardır.
Bunlar, Aleviliğin temelini ‘inanc’ın oluşturduğunu, bu inancın da İslam olduğunu asla kabul etmezler. Alevilere, dışarıdan Alevilik tarifi dayatırlar.
Alevilik üzerine yazıp çizen hatta kitap yazanlara soruyorum:
Siz, Alevilerin kendilerini nasıl tarif ettiklerini biliyor musunuz?
Sizin, alevilere onların kendilerini tarifi dışında bir tarifi dayatma hakkınız var mıdır?
Bu dayatma insan haklarına uygun sayılabilir mi?
Şimdi burada bir kez daha yeni bir söz olarak dile getiriyorum:
Aleviler kendilerini şöyle tanımlar:
Bizim yolumuz, Muhammet-Ali yoludur…
Bu tanımı ben uydurmuyorum. Alevilik üzerine yazıp çizmeye kalkışanlar o kadar cahil ki, Alevilerin kendi kaynaklarından yola çıkmayı hala düşünemiyorlar. Düşünenler ise, o kaynaklardaki bilgilerden son derece rahatsız oldukları için görmezden geliyorlar.
Sözünü ettiğim kaynak, Alevilerin ilmihali sayılabilecek ‘Buyruk’tur.
Buyruk, Alevilerin ibadet şeklini, ahlak ve inanç yapısını anlatan, Anadolu’da yazılmış yol kitaplarının genel adıdır.
Bunların piyasada bulunabilecek en doğru çevirilerinden ikisini Fuat Bozkurt ile Mehmet Yaman yapmıştır.
Açın bu kitaba bakın. Alevinin kendisini, yolunu, ahlakını, ibadetini nasıl tarif ettiğini görürsünüz.


Alevinin kendisini tarifi ile bizim karanlıktaki aydınların Alevi’yi tarifi birbirini hiç tutmaz.
Aydın olmayı dinsizlik zanneden Alevilerin baş belaları, Alevileri mümkün olduğunca dinden uzaklaştırmaya çalışırlar. Onlara göre, Alevi dindışıdır, Alevilik bir kültürdür… Sanki kültürün içinde din yokmuş gibi… Her yanından bilgisizlik akan bu tarifleri Alevilere zorla kabul ettirmeye kalkarlar. Cumhuriyet’teki röportaja bakın… Sanki Aleviliğin ve Alevilerin dinle ilgilerinin olmadığını sanırsınız.
Halbuki Alevi en saf dindardır. Dini, güzel ahlak olarak algılayan ve bunu hayatına geçiren bir müslüman topluluğudur.


Dinsiz kişi olabilir ama toplumun veya topluluğun dinsiz olması düşünülemez.
70 sene boyunca komünist ülkelerde yapılan din karşıtı en ağır propagandalar bile dini yok edememiştir. Tam aksine, bu toplumlarda din duygusu daha da yaygınlaşmıştır.
Bugün, Alevilere oynanan oyunu Sünnileştirme veya Şiileştirme gibi görmek veya göstermek, gerçeği gizlemektir.
Alevilerin asıl derdi, onların dinden uzaklaştırılmaları tertibidir.
Oynanan oyun şudur:
*Aleviler Sünnileştiriliyor denilecek ve Alevilerin dinle, dolayısıyla da geleneksel Alevilikle bağı kesilecek. Böylece Alevi kitle dini olmayan bir yığın haline getirilecek.
*Daha sonra bu kitlenin dinsiz kalamayacağı ortaya çıkacak.
*Bu arada Alevilik yok olmuş olacağı için, o Alevi kitle, ya Şiiliği ya Sünniliği tercih etmek zorunda kalacak…
Kimlerin kimlerle işbirliği içinde olduğunu olduğunu Aleviler iyi düşünmelidir.
İşte bugün Alevilere oynanan en büyük oyun budur.
Bu oyunu oynayanlar da Sünnilerden ve Şiilerden çok bizzat Alevilerin içinden çıkan ateist gruplarla laikliği dinsizlik gibi algılayan kesimlerdir.
Devlet bu oyunu görüyor ama işine geldiği için seyretmekle yetiniyor.

İLGİLİ YAZILAR
spot_img

Bizden Seçmeler