Cuma, Aralık 27, 2024
No menu items!
Kültür & SanatGüzel YazılarTESADÜF MÜ, KEHANET Mİ?

TESADÜF MÜ, KEHANET Mİ?

Kahramanımız Morgan Robertson (1861 – 1915) Genç bir denizci iken işleri iyi gitmeyince Newyork’ta kuyumculuk yapmaya başlar ve amatörce hikayeler yazar. Nasıl olursa yazdıkları satılır iyi para kazanır ve bunun üzerine epeydir aklında olan, eski mesleğinden aşina olduğu konularla ilgili bir roman yazmaya girişir. Roman biter, basılır ama pek ilgi görmez satılmaz.. Yıl 1898’dir
Burada biraz duralım: Ne anlatmaktadır bu romanda Robertson ona göz atalım:
Romanda büyük bir gemi vardır. İngiltere’den yola çıkar Newyork’a gitmektedir ama yolda bir buzdağına çarparak batar.
Hemen ne düşündünüz. Elbette Titanik.. Batışından tam 14 yıl önce yazılmış bir romanda benzer bir tema. Eğer benzerlik bu kadarla sınırlı kalsaydı çok da ilgi çekmez şaşırtıcı olmazdı ama şimdi sıkı durun:

  • Robertson’un romanındaki gemi Southampton limanından yola çıkıp New York’a gidiyordu. 14 Yıl sonra Titanik’de Southampton limanından yola çıkıp New York’a gitmek üzere hareketlenmişti.
    *Romandaki gemi ile, Titanik arasında sadece birkaç metre fark vardı. Romandaki gemi 244 metre, Titanik 269 metreydi.
  • İki geminin ağırlıkları da çok yakındı. Robertson romanındaki gemi 70.000 ton ağırlığında idi; gerçek Titanik ise 66.000 tondu.
  • Her iki geminin de üç pervanesi vardı ve her ikisinde yolcu kapasitesi 3000 idi. Romanda gemi dolu olarak 3000, Titanik 2228 yolcu taşıyordu. Gerek romandaki hayali gemiye gerekse de gerçek Titanik’e Avrupa’nın sayılı zenginleri ve ünlü aileleri binmişlerdi.
    -Her iki olaydaki gemiye de asla batmaz denilmişti.
  • Robertson’un romanındaki dev gemi, New Foundland yakınında; Kuzey Atlantik’te bir buzdağına çarparak battı ve işte belki de en inanılmaz ama gerçek kısım; Titanik de 14 yıl sonra aynı koordinatta, aynen romandaki benzeri gibi bir buzdağına çarparak okyanusa gömüldü.
  • Ve her iki gemide de; yeterince can kurtaran filikası yoktu; Robertson romanındaki gemide 24 filika bulunduğunu yazıyordu; Titanik’te ise 20 filika vardı ve bu yüzden can kaybı büyük oldu.
    *Her iki geminin yolculuğu da Nisan ayında idi.
  • Darbe hızı, darbe zamanı, etki noktası gibi pek çok teknik bilgi de ya aynı ya da çok benzerdi.
    Peki geliyoruz sona.. Asıl sürpriz burada. Robertson romanındaki gemiye hangi adı vermişti dersiniz: Titan..
    Ne dersiniz, bu kadar tesadüf nasıl bir araya gelmiş olabilir. Denizcilik geçmişinden dolayı bu benzerliği normal karşılayanlar yanında daha sıklıkla yapılan yorum Robertson’un psişik yetenekleri olduğu yönünde çünkü bu kadar olmasa da kehanetlerle dolu başka kitapları da var.
    Robertson başarısız bir yazar olarak Mart 1915’de bir otel odasında geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Tabi bu kadar bilgiyi tesadüfi olarak nasıl birleştirdiğinin sırrı da onunla birlikte gitmiş oldu.
Önceki İçerik
Sonraki İçerik
İLGİLİ YAZILAR
spot_img

Bizden Seçmeler